Cilt 1 - Bölüm 2: Kedi (2/2)

avatar
737 12

Start - Kapının Ardındaki Dünya - Cilt 1 - Bölüm 2: Kedi (2/2)


“AAAGHH!”

 

Sharley’nin çığlığı Neko’nun konuşmasına engel oldu. Rie, Neko’yu kucakladı ve Sharley’den uzağa sıçradı.

 

Karşılarında dört kollu iri bir yaratık duruyordu. Yaratığın turuncu pulları Sharley’nin elinden düşen meşalenin ışığında zırh gibi parlamaktaydı. Sharley yaratığın bir eli andıran ayaklarının altında ezilmişti.

 

Hayır, ezilmiş demek yeterli değildi. Yaratığın eli andıran ayaklarında uzun pençeler vardı ve o pençeler Sharley’nin gövdesine saplanmıştı.

 

Yaratığın ani çıkışı Neko’nun elini ayağına doladı, ne yapacağını bilemez şekilde annesine sıkıca sarıldı. Sharley’ye karşı sevgi beslemiyordu ama onu bu halde gördüğü için dehşete düşmüştü.

 

Sharley’nin kemikleri kırılmış ve organları da yaratığın pençeleri yüzünden parçalanmış olmalıydı. Vücudunun dışındaki yaralar kadar içinde de ölümcül yaralar vardı. Yine de hala parmaklarını oynatabiliyordu.

 

Neko’nun yatkın olduğu büyü tipleri rüzgâr ve ışıktı. Işık büyüsünü kullanarak Sharley’yi iyileştirebilirdi. Takımlarında ışık büyüsü kullanabilen tek kişi Neko olduğu için şifacılık onun göreviydi.

 

“Ama çok ağır yaraları hemen tedavi edemem.”

 

Edebilse bile manasını harcaması gerekirdi ve Neko, annesinin yaralanması ihtimaline karşı manasını onun için saklamak istiyordu.

 

Yaratıkla göz göze gelen Rie, Neko’yu yere indirdi ve haritayı eline tutuşturarak arkasına geçirdi.

 

“Uzaklaş.”

 

Yaratıkla bakışmaya devam eden Rie ilk saldırıyı rakibinden bekliyordu. Yaratık fazla bekletmedi, Sharley’nin üzerinden Rie’ye doğru sıçradı. Yaratık ayaklarıyla kendini ittiği için Sharley ezildi ve kan kustu.

 

Süratle üzerine gelen canavara karşı Rie sakinliğini korudu, göz açıp kapayıncaya dek geçen bir sürede arak kristallerinden oluşan mor bir duvarı yaratığın önüne dikti.

 

“Anne!”

 

Neko, annesine yardım etmek istediğini söylemek için bağırdı ama Rie ona cevap verecek zamana sahip değildi. Yaratık kristal duvarı yıktı ve Rie diktiği duvarın yıkılmasıyla geriye sıçradı.

 

Duvar yıkılmış olsa da yaratığın üzerine gelişini durdurmuş ve Rie’ye bir plan düşünmek için kısa bir an kazandırmıştı.

 

Yaratık kükreyerek Rie’nin üzerine koştu. Rie bu sefer daha güçlü bir duvar inşa etti ama koşan canavar omzuyla duvarı yıkıp geçti.

 

Rie ve Neko geri giderken canavar hala üzerlerine koşuyordu.

 

“Bu bir avcı goril,” Neko yaratığın ismini hatırladı.

 

Avcı goriller batı kıtasında yer alan Aram İmparatorluğu ormanlarını kendilerine yaşam alanı edinmiş dört kollu canavarlardı. Düşmanları kesinlikle aptal bir hayvan değildi. Avlanmak için karmaşık planlar yapabilecek kadar zeki olmalarının yanında bir de yüksek hıza, bir insanın kafasını kolaylıkla parçalayabilecek güce ve zırh görevi gören sert pullara sahiplerdi.

 

Avcı goril denen türün en sevdiği şey manaydı ve insanlar, ormandaki diğer hayvanlara kıyasla daha çok manaya sahip olduğundan insanları avlamak üzere stratejiler geliştirmişlerdi.

 

Dört kollu tehlikeli avcıların kullandığı stratejilerden biri de insanların duygularından yararlanmaktı. Avcı goril, gözüne kestirdiği asıl hedefi yakalamak için hızlı düşünülmüş bir plan yapmıştı. Neko’nun daha yüksek mana seviyesi olsa da Rie’ninki de az değildi ve yaratığın gözünde daha büyük bir tehdit olduğundan onu hedef alıyordu.

 

Eğer Rie, avcı gorilin tuzağına düşen ilk kişi olsaydı hemencecik işini bitirecekti ama Sharley’nin tedirginliğini hissettiğinde onu yakalamaya karar verdi.

 

Böylece goril, rakibinin dostunu esir almış oldu. Eğer Rie, Sharley’yi bırakıp kaçmak yerine onu kurtarmak için savaşmayı seçerse avcı gorilin planı işe yarayacak ve onu avlayabilecekti.

 

Rie, yaratığın karşısında durmaya kararlı gözüküyordu. Avcı goril ve Neko’nun bilmediği küçük bir detaysa Rie’nin çırağı Sharley’nin hayatını kurtarmak için değil, kendi çıkarı için savaştığıydı.

 

Neko’nun annesi vücudunda dolanan yoğun mana sebebiyle normal bir insandan daha hızlı ve daha güçlüydü.  Yine de kendi gücüne güvenip avcı gorili hafife almak kötü biten bir sona yol açabilirdi.

 

Rie’nin endişelenmesi gereken konu neden avcı goril ortaya çıkana kadar onu hissetmedikleriydi. Avcı goril de vücudunda mana taşıyan bir canlı olduğu için büyücü olan Rie, Neko ve Sharley onu hissedebilmeliydi.

 

Fakat o kendini gösterene kadar onu hissetmemişlerdi ve şu anda onu görüyor olsalar da vücudundaki manayı hissetmekte zorlanıyorlardı.

 

Neko ve Rie daha önce avcı gorillerin varlıklarını tamamen gizlemek gibi yetenekleri olduğunu duymamıştı. Rie hislerinin köreldiğini hissediyordu ve vücuduna sebepsiz bir yorgunluk çökmüştü.

 

“Bir tuzağın içine mi yürüdük?” Rie, Neko’nun zorlukla duyabileceği kadar kısık bir sesle mırıldandı.

 

Sıradaki saldırıyı da gorilden beklemek yerine Rie kendi etrafında gölgeler oluşturdu. Oluşan gölgeler katılaştı ve mor kristallere dönüştü, kristaller de sivri mızraklar şeklini aldı. Rie’nin tek bir kol hareketi ile mızraklar yaratığa uçtu.

 

Avcı goril için saldırıyı karşılamak basitti. Yüzünün zarar görmemesi için kollarını başına siper etti ve Rie’nin mızrakları avcı gorilin pullarına çarparak parçalandı, yaratık tek bir yara bile almadı.

 

Hatta yaralanmak bir yana, canının yandığı bile söylenemezdi. Üstünlüğünü göstermek amacıyla dört kolunu kaldırdı ve üç metrelik vücudunu tüm heybetiyle sergileyerek kükredi.

 

Yaratık tedbiri bırakmadan hızlıca arkasındaki Sharley’yi kontrol ederek bir tehdit oluşturmadığından emin oldu. Avcı gorile göre Rie’nin dövüşmesini sağlayan şey onu kurtarma isteğiydi.

 

Sharley sürünerek Rie’ye doğru ilerlemeye çalışırken Neko’nun bile kendisi için üzülmesini sağlayacak acınası bir görüntü sergiliyordu. Avcı goril, Sharley hakkında bir şey yapma gereği duymadı. Zira Sharley’nin ölmemek için manasını vücudunda saklaması gerektiğinden ondan bir saldırı beklemiyordu.

 

Sharley’nin şu anda yapacağı güçlü bir saldırı kendisi için intihar anlamına gelir ve avcı gorilin tehdit olarak görmeyeceği kadar zayıf olurdu.

 

Neko, annesi ve yaratık arasındaki savaşı izlerken vücudunun çevresinde rüzgârı topluyor ve gorile saldırmak için uygun anı kolluyordu.

 

Bir yandan da gözü yaralı Sharley’nin üstündeydi. Sharley’yi kurtarmak için bir şey yapması gerekiyor muydu? Annesi ile buradan kaçmak istediği tek şeydi ama goril hayattayken ondan kaçabileceklerini zannetmiyordu.

 

Annesi gorille savaşmaya devam ederken Neko saldırabileceği bir açıklık yakaladı.

 

İki elini gorile doğrulttu ve iki saniyede avucunun içerisinde biriktirdiği ışık küresini patlattı. Neko’nun yeteneği gorilin arkasında savaşı izleyen Sharley’nin de gözlerini yakacaktı ama Neko o anda ona ne olduğunu umursamıyordu.

 

Gorilin gözleri yandığında ve kısa süreliğine görüşünü kaybettiğinde Rie bu sefer gölgeleri kendi etrafında değil gorilin etrafında topladı ve gölgeler sertleşip kristal bıçaklara dönüştü.

 

Gözlerinin yanışıyla acı çeken avcı goril ikinci saldırıyı kolları ile karşılama şansı bulamadı. Buna rağmen Rie’nin bir insanı delik deşik edecek saldırısı sert pulları sebebiyle avcı gorilin sadece dengesini kaybetmesine yaradı.

 

Fakat Rie’nin arak kristallerinden bir tanesi yaratığın yüzüne isabet edebilmişti. Ölümcül olmasa da yaratığın yüzünde derin bir kesik oluşturarak burnunu parçaladı.

 

Acıyla çığlık atan ve öfkelenen goril Rie’ye doğru fırladı. Neko’yu arkasına alan Rie rakibinin saldırısını karşılamazsa avcı goril onu geçecek ve Neko’ya ulaşacaktı. Rie tabii ki de kızının zarar görmesini istemiyordu.

 

Duvarların yıkılacağını bilse de avcı gorili yavaşlatabilmek için rakibinin yoluna bir duvar ördü. Onun ardından bir başka duvar, sonra üçüncü bir duvar daha.

 

Avcı goril üç duvarı da yıkmayı başardığında kristal mızraklar kafasına doğru hücum etti. Goril bunları da eli ile karşıladı. Amacı rakibini yavaşlatıp saldırısından kurtulmak olan Rie onu yavaşlatmayı başaramamıştı, yapılacak son şey olarak saldırının öldürücü etkisini yok etmeye odaklandı.

 

Avcı goril iki sağ kolunu kaldırarak Neko’nun çığlığı eşliğinde ellerini Rie’ye savurdu. Avcı gorilin darbesini yavaşlatmak adına Rie hemen dibinde bir duvar daha oluşturdu. Duvardan sonra da alacağı darbeye karşı vücudunu güçlendirmek için manasını yaratığın ellerinin indiği tarafa yönlendirdi.

 

Aldığı darbe, Rie’yi tünelin duvarına yapıştırdığında en azından Sharley’nin yakalandığı gibi hazırlıksız yakalanmamıştı. Biraz kan kusmuş ama hareket etmesine engel olacak bir yara almamıştı. Şanslıysa iç organları da hâlâ sağlam olurdu.

 

Rie ağzından akan kanı hızlıca sildi ve avcı goril burnunun intikamını almak için kollarını kaldırırken tekrar gölgeleri toplamaya başladı.

 

“Rüzgâr!”

 

Annesinin sesini duyduğunda sıranın kendisine geldiğini anladı, şimdiye dek vücudunun çevresinde topladığı rüzgârı parmaklarının ucuna yönlendirdi ve oradan da avcı gorilin ayaklarına doğru gönderdi.

 

Neko’nun yaptığı rüzgâr saldırısı canavarın ayaklarını yerden keserek sırt üstü yere düşürdü. Beklediği fırsatı bulan Rie, topladığı gölgeleri mızraklara dönüştürdü ve yaratığın üzerine saldı.

 

Pullar tarafından korunmayan yüzüne isabet eden mızraklar gorilin tekrar kükremesine neden oldu. Goril acı içinde kıvranırken Neko da zaman kaybetmeden canavarın üzerinden atlayıp annesinin yanına geçti. Annesi onu elinden tutarak Sharley’ye doğru koştu, hareket edemeyecek halde olan Sharley’yi de omzuna alıp kaçmaya başladı.

 

İleriye gitmek Neko’nun karşı olduğu bir karardı. Geriye dönüp buradan çıkmayı tercih ederdi çünkü ileride onları ne gibi bir tuzağın, belki de bir çıkmaz yolun bekliyor oluşu belli değildi. Fakat Rie hedefine ulaşmak için gözünü karartmıştı.

 

Neko için annesinin hızına ayak uydurmak zordu. Annesi ise ikinci bir saldırı riskine karşı kendini hazırlamaya çalışıyordu. Şimdilik iyileştiremese de hayatta tutabilmek için vücudundaki manayı Sharley’ye yönlendirdi. Rie bir şifa büyücüsü olmadığı için gönderdiği mana yalnızca Sharley’nin ruhunu bir süre daha vücudunda tutmayı sağlıyordu.

 

Rie’nin gösterdiği yöne dümdüz ilerlemeye devam ettiler. Arkalarında avcı gorilin kükremesini işittiklerinde Neko arlarında çok fazla mesafe olmadığını anladı. Yaratık onlara yetişecekti.

 

“Neko, onu iyileştirmeni istiyorum.”

 

Rie tekrar dövüşmesi gerektiğini anladığında manasını Sharley ile boşa harcamak yerine kendi vücudunda biriktirmeye başladı.

 

Koşarken büyü yapmaya odaklanamıyordu. Sharley’nin sarkmış kolunu yakaladı ve şifa büyüsü yapmayı denedi. Sharley çoktan bilincini yitirmişti.

 

Yeri titreten ayak sesleri iyice yaklaşmaya başladığında şimdiye kadar ilerledikleri tünelden çıkarak büyük bir mağaraya ulaştılar. Pek çok tünel burada birleşiyordu ve tavan çok yüksekti. Rie hızlıca etrafı taradıktan sonra Sharley’yi bir kayanın yanına bıraktı ve girmeleri gereken tüneli Neko’ya gösterdi.

 

Neko, Sharley’yi tünele sürüklerken annesi de kendini rakibine hazırladı. Turuncu pullu korkunç yaratık mağaranın içine girdiğinde Rie etrafı aydınlatmak için cebinden çıkardığı ışık kristalini havaya fırlattı, yükselen kristal havada patladı ve geçici bir ışık kaynağına dönüştü.

 

Işığın aydınlattığı avcı gorilin yüzü kan içindeydi, bir gözünü de kaybetmişti. Rie dövüşü uzatarak rakibiyle daha fazla zaman kaybetmek istemiyordu. Avcı gorili hızlıca öldürmeliydi ve küçük saldırılar bunu başarmak için yeterli olmayacaktı.

 

Avcı goril üzerine doğru koşarken Rie zeminde mor bir halka oluşturdu. Halkayı fark etmeyen yaratık Rie’nin tuzağının üstüne geldiğinde Rie’nin halkasının içi doldu ve bir sütun şeklinde göğe yükseldi.

 

Gorilin üzerinde kaldığı sütun yukarıya çıkarak mağaranın tavanına çarptı. Tavan ve sütun arasında kalan yaratık yine acıyla kükredi.

 

Sütunu oluşturan mana dağıldığındaysa avcı goril hızla yere çakıldı. Rie yaratığın üzerine daha fazla kristal mızrak yolladı. Mızraklar bu sefer yerdeki gorilin pullarına zarar vermeyi başarmış ve bazılarını yere dökmüştü.

 

Rie bir sonraki saldırı için mana biriktirirken yaratıkla arasına mesafe koymuştu. Yaratık ayağa kalkıp Rie’ye doğru koşmaya başladı.

 

Avcı goril üzerine doğru koşarken ona arak kristallerini fırlatmaya devam ederek aldığı darbeler yüzünden zayıflamış pullarına zarar vermeye devam etti. Yaratık aradaki mesafeyi kapattığındaysa birkaç kez havada takla atarak yaratığın yumruk darbelerinden kurtuldu ve gorili gireceği tünelden uzak bir noktaya çekti.

 

Sırtı mağaranın duvarına geldiğinde avcı goril yumruğunu Rie’nin yüzüne indirmek için kaldırdı. Rie rakibinin arkasına sıçradı ve gorilin yumruğu mağaranın duvarına çarptı.

 

Avcı gorilin yumruğu o kadar güçlüydü ki vurduğu yerde oluşan çatlak duvar boyu ilerledi ve tavana kadar çıktı.

 

Yere düşen taş parçalarını fark eden Rie az önce gorili tavana sıkıştırdığında tavanın zayıfladığını, avcı gorilin şimdiki saldırısının da bu zayıflığı güçlendirdiğini anladı. Tavan çökebilirdi.

 

Eğer şimdiye dek yaptığı tüm saldırılara rağmen avcı goril hala böyle güçlü bir yumruk atabiliyorsa onu öldürmek için daha etkili bir şey denemeliydi ve Rie, avcı gorili enkaz altında bırakmayı deneyecekti.

 

Rie tekrar sıçradı ve gireceği tünele yaklaştı. Sıradaki aşamaysa rakibi aralarında açılan mesafeyi kapatmadan uygulamaya konmalıydı.

 

Zeminin üzerinde az önce oluşturduğu şekilde mor halkalar oluşturdu. Avcı goril tekrar rakibinin üzerine koşarken bu sefer yerdeki tuzakları fark etti ve önceki saldırı nedeniyle deneyimli olduğundan havaya yükselen kristal sütunlardan sıyrılmayı başardı.

 

Rie rakibinin hamlesini hesaplamıştı. Avcı goril kendisine ulaşmadan önce kurduğu tuzağı aktifleştirdi. Rakibinin hemen önünde, bir anda beliren kristal sütun avcı gorile çarptı ve onu havaya yükselen sütunlara fırlattı.

 

Avcı goril sütunların üzerine düştüğünde sütunlar süratle yukarı çıkmaya devam etti ve avcı goril mağaranın tavanı ile sütunların arasında kalarak yine ezildi.

 

Saldırı mağaranın tavanını çatlattı, çatlaklar hızla yayıldı ve sütunları oluşturan manalar dağıldığında yere düşen avcı goril ile birlikte mağaranın tavanı çöktü.

 

Etraf bir toz bulutuyla kaplandı. Neko bulunduğu yerden çöken tavanın altında kalmamak için sıçrayan annesini göremiyordu.

 

Söylemeye bile gerek yok ki Rie, Neko için Sharley’den daha önemliydi. Sharley’nin ölme ihtimali olsa bile uyguladığı şifa büyüsünü kesti ve toz bulutunun arasına koştu.

 

Tozlar dağıldığında karşısında tanımadığı biri duruyordu. Çöken mağaranın tavanıyla birlikte aşağıya düşen yabancı bir genç, mucize eseri hayatta kalmayı başarmıştı.

 

Genç erkek zar zor üzerindeki kaya parçasını itti ve inleyerek ayağa kalkmayı başardı. Öksürürken ağzından kan çıkıyordu. Ağırlığını bir bacağına verdi ve Neko ile göz göze geldi.

 

Gencin üzerinde tuhaf bir hava vardı. Kahverengi saçları dağılıp kan ve toza bulanmış, zarif mor gözleri şaşkınlık ve dehşete kapılmıştı. Yüzü ve kolları yara içindeydi ve acı çektiğini anlamak kolaydı.

 

Neko ve yabancı genç birbirlerine bakarken molozlar kıpırdadı ve molozların arasından avcı goril yükseldi. Adeta “Yıkılmadım, ayaktayım,” dercesine tüm heybetiyle dikilip kükredi.

 

Genç, canavarı görüp geriye doğru bir adım attığında Neko arkasında annesinin bağırışını işitti.

 

“Neko, kaçıl hemen!”

 

Bundan sonra annesi, Neko’nun önüne geçti ve manasının kalanını kullanarak elinde mor bir küre oluşturdu. Rie, yaratığın arkasındaki genci fark ettiğinde artık çok geçti. Fırlattığı mor küre büyüyerek ölümcül bir saldırıya dönüştü ve hem güçlükle ayakta duran avcı gorilin hem de şanssızlık eseri buraya düşmüş yabancının sonunu getirdi.

-------------------------

15.11.2021 - 19:00






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44356 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr