Bölüm 11: Taht Oyunu (2)

avatar
5518 9

Sovereign of Judgment - Bölüm 11: Taht Oyunu (2)


 

Çeviri: OsanU Düzenleme: Asile

 

Flash!

 

Her yerde ışıkların yanıp sönmesiyle herkesin alnında bir kralın sembolü göründü. Krallara isim verildi.

 

Jung Minji'nin sembolü kanlı bir şövalyeydi, kral adı Çılgın Silahşör Kral idi.

 

Choi Junsung'un sembolü bir cellattı, kral adı Kıyım Kralı idi.

 

Kim Piljoong'un simgesinde avcı vardı, kral adı Avcı Kral idi.

 

Choi Hyuk'un simgesi ise, sanki ölüm tanrısının kıyafetinden yapılmış gibi duran siyah bir bayraktı. Onun kral adı, Halksız Kral idi.

 

Sembolleri herkesten daha büyük ve daha parlak olduğu için, nerede olursa olsun bir kralı bulması kolaydı. Ve kimin himayesi altında olduğunu da bu şekilde anlayabilirdiniz.

 

Kendilerini kral ilan eden 43 kişi ve sadece 5 taht vardı.

 

Her grup birbirinden uzaklaşmaya başladı. Hemen dövüşmeye başlamak için çok fazla rakip vardı. Yakın gruplar arasında şiddetli bir psikolojik savaş çıktı. Ve bu sıkıcı çarpışma... devam ederdi.

 

Tabii Choi Hyuk olmasaydı.

 

Gruplar uzaklaştıkça, birbirlerine karşı daha dikkatli davranmaya başladı, Choi Hyuk odaklandı. Okul başkanına doğru; Avcı Kral Kim Piljoong.

 

Kim Piljoong'un tepkisi hızlıydı.

 

"Kalkanları olanlar ortaya çıksın, mızrakçılar arkaya. Geri kalanlar en arkaya geçin ve sırtınızı duvara verin."

 

Spor salonundaki gruplar arasında isminin hakkını vererek en güçlü olan grup Kim Piljoong’un grubuydu. O Choi Hyuk’tan korkmadı. Yine de kızgınlaştılar.

 

'Başından beri dikkat edilecek hiçbir şey yok ... tsk.'

 

Herkesin birbirlerinin zihnindeki durumu okumaya çalıştığı bir ortamda, dikkatleri dağıldığı an hedef olurlardı. Choi Hyuk'la savaşırken savaş hattı dağılırsa, başka bir grubun sürpriz bir saldırı başlatması olasılığı vardı.

 

Kim Piljoong bir ok çekti. Bir dışarıda kalanı öldürdüğünde elde ettiği ‘Geri Dönen Yay’ sadece okların hızını arttırmamıştı aynı zamanda attığı oklar geri dönüyordu.

 

‘5 metreden daha yakına geldiğin an vururum.’

 

Choi Hyuk'un becerileri ne kadar iyi olursa olsun ‘Geri Dönen Yay’ın oklarından kurtulacak bir yolu olmadığına inanıyordu.

 

Ancak, Choi Hyuk, yönünü 5 metrelik mesafeye gelmeden değiştirdi. Hatta daha da hızlandı. Choi Hyuk, karmasındaki 19 hız puanı ve ‘Yorulmayan Botlar'ın etkisi ile çok fazla hızlanmıştı.

 

Choi Hyuk'un hedefi hiç Avcı Kral Kim Piljoong değildi. Kim Piljoong'a doğru koşmak sadece bir hedef şaşırtmasıydı.

 

Asıl hedef; işaret ettiği altı kralın en zayıfıydı. Onun sembolü bir dhole idi.

(ÇN: Asya’da bulunan bir yaba köpeği. Kurttan küçük tilkiden büyük bir şey.)

 

Choi Hyuk onun adını bilmiyordu. Sadece Lee Mangi ile arkadaştı, Bae Hyunsung ile ona zorbalık yapıyordu. Choi Hyuk'a yönelik öldürme niyeti yayması onun hatasıydı.

 

Choi Hyuk ona yaklaşırken boş boş ona baktı. İdrak ettiğinde gözleri şaşkınlıkla genişledi ama artık çok geçti.

 

Tada, Slam!

 

Choi Hyuk'un bedeni 10 metre havada uçtu. Emrindekiler daha kaçmaya yeni başlamıştı ki Choi Hyuk hepsinin başının üzerinden geçti. O beceriksizce kılıcına yöneldiği sırada Choi Hyuk Fang Kılıcını çoktan kınından çekmişti.

 

Slash!

 

{İLK ÖLDÜRME! Kral öldüren ilk kişi sizsiniz. Size 3 ücretsiz karma puanı verildi. Cezalandırma seviyesi 3 arttı.}

 

{Bir kral öldürdün. Size 2 ücretsiz karma puan verildi.}

 

İlk öldürme hakkında gizli bir kural bulsaydı daha büyük bir ödül kazanabilirdi ama yinede kötü bir başlangıç değildi.

 

Gümm...

 

Choi Hyuk yere indiğinde kralısız grup ona boş ifadelerle baktı. Kral’ın simgesi alınlarından kayboldu.

 

Choi Hyuk kafasını kaldırdı ve işaretlediklerini saydı.

 

"Biri gitti. Beş kaldı."

 

Choi Hyuk'un bir sonraki hedefi en zayıf olan ikinci kişiydi. Birden çok hedefin olduğu bir dövüşte zayıfların ilk ölenler olması normaldi.

 

Mücadele tekrar başladı.

 

**

 

Orijinalde; kralını kaybeden takipçiler düşman kralına bağlanırdı.

 

Ancak, kralları ‘Halksız Kral' Choi Hyuk tarafından öldürüldüğü için durum farklıydı. Kralını kaybeden takipçiler de bağlılıklarını kaybederler ve onlarla temas kuran ilk krala katılırlar. Ne zaman Choi Hyuk bir kralı öldürse ortalık yeni takipçiler ile dolacaktı. İlk hareket edenler onları alırdı. Gücünüzü arttırmazsanız öleceğiniz bir oyunda böyle bir fırsat ortaya çıktığında krallar arasında gerçek rekabet başlardı. Psikolojik savaş hızla top yekün karşılaşmalara ve savaşa dönüştü.

 

Choi Hyuk'un merkezinde olduğu bir kan fırtınası başladı.

 

Choi Hyuk karması vücudunda dolaştırmakla mest olmuştu. Karma sayesinde kemikleri daha güçlü, kasları daha sert ve eklemleri daha esnekti. Daha fazla karma aldıkça bedeninde dolaşan karmada o kadar güçlendi.

 

Karma 21 Hız statınca çekilerek Choi Hyuk’un bedenini hareket ettirdi. Başkaları bir adım ilerlerken Choi Hyuk iki adım atıyordu. Bir savaşta bir adım yaşamla ölüm arasındaki farktı.

 

Slash!

 

Choi Hyuk'un yaklaştığını gören rakibi bir adım geri çekildi ama diğer adımda Choi Hyuk Fang Kılıcı ile boğazını kesti. Choi Hyuk hızla döndü ve bir sonraki rakibine yöneldi.

 

Slash!

 

E dereceli zırh giyen biriydi. Choi Hyuk zırhını değil el bileklerini hedef aldı.

 

“Gahhh!”

 

Kanayan bileğini tutarken rakibi çığlık attığında, Choi Hyuk elde ettiği şansı kullanarak sol eliyle ince estoku çıkardı ve rakibin boynundaki açıklıktan kılıcını sapladı. 30 Kontrol. Güç ve Hızı aşan Kontrol statı sayesinde gücünün tek damlasını bile harcamadı. Karma gerildi ve kılıçla bütünleşti.

 

“Grkk...”

 

Düşmanlar her yerdeydi, birini seçti ancak başka birisi kılıcını ona doğru kaldırdı. Choi Hyuk onun kılıç tutan elini tuttu ve çekti. Adam dengesini kaybettiğinde Fang Kılıcı boğazını kesti.

 

Ölenler Choi Hyuk'un emebileceği küllere dönüştüler. Daha sonra Choi Hyuk'un istatistikleri tekrar arttı. Aynı zamanda daha güçlendi.

 

"Engelleyin! Engelleyin!"

 

Choi Hyuk'un ikinci hedefi. Sembolü yaban köpeği olan, Yaban Köpeği Kralı Song Minsik takipçilerini delice öne sürdü. Kural gereği takipçiler krallarına itaatsizlik edemeyeceklerinden öleceklerini bile bile Choi Hyuk'un yolunu kestiler.

 

Bu karışıklıktan faydalanan Ot Kral Kim Taesik takipçilerini Yaban Köpeği Kralı'na sürpriz bir saldırı yapmak için kullandı. “Euah! Ne bu!” kaçan Song Minsik çılgınca bağırdı. "Hoşçakal," dedi Kim Taesik'i kovalayan. Ve ardından Kim Taesik'e saldıran Çılgın Silahşör Kral Jung Minji "Eşyalarını dikkatli kullanacağım." dedi. Bonus Oyun sırasında herhangi bir item bulamayan Jung Minji ilk önce kolay kralları item için hedef almıştı.

 

Her ne kadar birbirlerini kovalasalarda sonunda yalnızca güçlü olan hayatta kalacaktı.

 

Çılgın Silahşör Kral Jung Minji (Sınıf başkanı, Okul birincisi) ve Avcı Kral Kim Piljoong (Okul Başkanı) taktikler konusunda çok tecrübeli idi. Onların takipçileri bu karışık arbedede formasyonlarını kaybetmediler.

 

“Bir adım geri!"

 

Geri hareket ettiler.

 

"İki adım ileri!"

 

Düşmanlarına baskı uygular ve hatlarını savunurlardı. Eğer onlar kalkanlar, mızraklar ve kılıçlar elde edip yeni taktikler planlarlarsa kimse onların köpeklerini durduramazdı.

 

Sebebi buydu. Kim Piljoong'a aşırı güvenmeleri bu yüzdendi.

 

Taht Oyunu başlayalı 20 dakika olmuştu. 20 kral çoktan elenmişti. Kim Piljoong'un grubu halen en büyük ve en güçlü gruptu. Choi Hyuk tek başına 3 kral öldürmüştü ancak Kim Piljoong daha temelleri bile bilmeyen acınası kişileri öldürmüş gibiydi. Onun sebebi Choi Hyuk’tu. Çatışmalar sırasında Kim Piljoong'un grubu Choi Hyuk'a yaklaştı ancak Kim Piljoong azıcık bile gergin değildi. Tembelce çevresini temizlerse Choi Hyuk’u parçalayıp yutmak için bir şans elde edebileceğini düşünüyordu.

 

'Normal bir kralı öldürmek 2 ücretsiz karma puan veriyor... Merak ediyorum da, Halksız Kral'ı öldürmek kaç puan verir?'

 

Aslında daha da heyecanlanıyordu.

 

**

 

O an; Jung Minji, Yoon Girim'i savaşın ortasına çağırdı.

 

"Yapabileceğimi yaptım. Öfkeliyim o yüzden uzatma artık."

 

“A... ama...”

 

"Sus. Sadece çeneni kapa ve öldür. Çöp."

 

Jung Minji, Yoon Grim'in önüne zayıf bir öğrenciyi fırlattı. Yoon Girim hala ITEM etiketinden kurtulamamıştı. Herhangi bir karmaya sahip değildi, kimseye bağlıda değildi, dövüşemiyordu ve düşmanların hedefi haline geliyordu. Jung Minji'nin aklına Yoon Girim'i öldürmek ve onu bir item olarak kullanmak geldi. Ama ne zaman onun zayıf yüzünü görse onu terk edemedi. Kızgın olma nedeni buydu.

 

'Eğer yoluma devam edebilirsem, bunu Lee Hyejin'e de yapmak isterim...’

 

Jung Minji, Chu Youngjin'in kız arkadaşı Lee Hyejin'e göz attı. Mevcut durumda dışarıda kalan dört kişiden ikisi birisini öldürerek İTEM etiketinden kurtulmuştu. Geride kalan tek kişi Yoon Girim ve Lee Hyejin idi. Ancak Jung Minji, Lee Hyejin'e ne yapacağını söylemekten rahatsız olmuştu.

 

Her zaman bir lider ve okul başkanı olarak ünlenen Kim Piljoong'un aksine, o sadece bir sınıf başkanıydı, ittifakın kralı olmasına rağmen Chu Youngjin'in etrafında dikkatli davranmasına engel değildi.

 

'Gelecekte nasıl bir oyun olacağını bilmiyorum bu yüzden onu kendime düşman edemem.'

 

Chu Youngjin şu anda grubun saldırı lideriydi ve Lee Hyejin için delirmişti(sevgi olarak). Kin yaratmak için bir neden yoktu.

 

"Ühü... Ühü..." (ÇN: çok garip ağlama sesleri var yeminlen)

 

Jung Minji bazı şeyleri düşünürken, Yoon Girim ağlayarak bastırılmış öğrenciyi boğazından bıçaklamıştı. Başının üstündeki ITEM işareti kayboldu. Onun yerini Jung Minji'nin Çılgın Silahşör Kral sembolü aldı.

 

Jung Minji Yoon Girim'in ağlayan yüzünü görmek istemedi.

 

‘Lanet hassasiyet...’

 

Yoon Girim kanlı savaşın ortasında kan lekeleriyle ağlarken Jung Minji'nin kalbi acıdı. Jung Minji, savaş alanına dönmeden önce Yoon Girim'in kafasını sanki vururmuş gibi sıvazladı.

 

"Şimdi, git savaş."

 

Savaşın her zaman sükunet kazandığı bir zaman olurdu.

 

Kabaca saysan bile 20 kraldan daha azı kalmıştı. Daha öncekinden daha fazla alan olduğu için birbirlerini kontrol etmeleri kolaylaştı. Choi Hyuk yüzünden çıkan kavga nedeniyle herkesin Yaşam Gücü en diplerdeydi. Güçleri, Yaşam Gücü statlarını geçtiğinden karma gevşemişti ve vucütları istedikleri şekilde hareket etmiyordu. Aynı kas ağrısına benziyordu. Bazıları ona ‘soğuma’ dedi.

 

Zaten cepheler eskisi kadar şiddetli değildi. Savaşıyormuş gibi yapıyorlardı.

 

'Eğer bu durumda ölürsen, Yoon Girim, sen salak bir kaltaksın.'

 

Jung Minji hesaplamalarını bitirdikten sonra.

 

Fısıldaşmalar.

 

Cepheler gürültüyle mırıldandı.

 

‘Ne oldu?’

 

Kargaşanın ortasında Choi Hyuk duruyordu.

 

Ve Choi Hyuk'u çevreleyen çok sayıda Avcı sembolü vardı. Mevcut durumun en güçlüsü, Kim Piljoong'un grubu... Onların sembolü kayboldu. Jung Minji'nin ağzı aptal bir şekilde açıldı.

 

"Okul başkanı öldü!"

 

Korkunun üstesinden gelen birisi dehşetle bir çığlık attı.

 

Fakat bu çığlıkların sonuncusu değildi.

 

Choi Hyuk, Kim Piljoong'un grubunu karıştırırken, Choi Junsung bunun bir şans olduğunu düşündü ve küçük bir grup hazırladı ardında Kim Piljoong'un dış hatlarına saldırdı.

 

Yani,

 

Choi Hyuk'un gözleri küçük bir grupla gelen Choi Junsung'a indi.

 

“Waaahhh!”

 

Başka bir kargaşa ortaya çıktı.

 

Bu kadar güçlü olmak için kaç kişiyi öldürdü? Choi Hyuk'un hareketleri oradaki insanların hepsini şaşırttı. Vücudu direkt hızlandı, bu sanki 2 saniyede 100 km'ye çıkan bir motoru izlemek gibiydi (Ç.N: Adam hayabusa dağılın) Choi Hyuk'un Fang Kılıcı ile Choi Junsung'a vurdu.

 

Clash!

 

Kıvılcımlar yıldırım gibi uçuştu. Choi Junsung'un iki elli kılıcı Choi Hyuk'un Fang Kılıcını yıldırım hızıyla engelledi. Ancak, Choi Junsung'un yüzü tamamen soluklaştı.

 

'S * ktir... bana bunun beceri(skill) değilde onun gücü olduğunu söyleme.'

 

Choi Junsung, Choi Hyuk'u tavana kadar takip eden adamdı. Orada {Şimşek Darbesi} adlı bir E derece beceri buldu. {Şimşek Darbesi} herhangi bir silahı inanılmaz bir hızda savurmak için kullanılabilirdi ve Choi Junsung'un iki elli silahıyla iyi uyuşuyordu. Bununla birlikte, Choi Hyuk'un koşu hızı {Şimşek Darbesi}'ne eşitti.

 

Clang!

 

Kılıçlar tekrar çarpıştı. Choi Junsung'un {Şimşek Darbesi}, Choi Hyuk'un Fang kılıcının yönünü değiştirebilmişti. Dışarıdan eşit görünüyorlardı. Ancak, Choi Junsung'un iç organları yanıyordu. Kullandığı beceri çok fazla Yaşam Gücü tüketiyordu. Karması gerilmişti ve sıcakta kalan kauçuk gibi uzamaya başlamıştı. Eğer bu durumda tekrar {Şimşek Darbesi}'ni kullanırsa koşacak gücü kalmazdı.

 

“Siktir! Engelle onu!"

 

Choi Junsung, kaçarken emrindekileri kalkan olarak kullandı.

 

Slash!

 

Güm!

 

“Gahhh!”

 

Takipçileri dehşet verici bir şekilde ölmüştü ama bunun sayesinde Choi Junsung karargahına kadar kaçmayı başarmıştı. Choi Junsung merkeze vardığında bile ölmekte olan astlarını kurtaracak cesareti toplayamamıştı.

 

Etrafında hala astları vardı.

 

Bu noktada, Choi Hyuk ile aralarında yeterince boşluk vardı.

 

Aniden okul başkanı Kim Piljoong'un boynunu keserek kavgaya hakim olan Choi Junsung kuyruğunu bacaklarının arasına kıstırarak kaçtı.

 

"Haa... Haa..."

 

Merkezde Choi Hyuk nefesini tuttu.

 

30 dakika boyunca can havliyle savaşan herkesin karması uzadı ve hepsinin bacakları titriyordu. Choi Hyuk'un bedeninden bile buhar çıkıyordu.

 

Choi Hyuk dövüşü anımsıyordu.

 

'Çok yakın.'

 

Kim Piljoong'u gardı düştüğü sırada öldürmek harikaydı. {Koruma Kolyesi} işe yarar olduğunu kanıtlamıştı. Savunmayı bırakıp acele edince Kim Piljoong onun saldırısını engelleyememişti.

 

‘Choi Junsung'u benim öldürmem en iyisi olur.’

 

Bununla birlikte Choi Junsung, karargahta tamamen alarm durumundaydı. Sahip olduğu müdahaleyi zaten tüketmişti ve şu anda onunla savaşmak çok fazlaydı.

 

Choi Hyuk alnını sildi. Terini attı.

 

Huh...

 

Bu canlandırıcıydı.

 

O, öldürme niyetiyle savaşmadı.

 

Vücudunun ne kadar ilerleyebileceği. Kolları ve bacaklarının ne kadar dayanacağını. Bu zamana kadar eğitim yapıyordu ve bunları deniyormuş gibiydi. Her şey düşündüğü gibi gitti. Choi Hyuk'un yeteneği nihayet büyümüştü, kollarını uzattı ve neşelendi.

 

Choi Hyuk çevresine baktı. 6 hedefinin 4'ünü öldürmüştü. Hayatta kalan yaklaşık 17 kral vardı. Hepsinin Yaşam Gücü sınırlarında gibiydi ve buldukları bu vakitte dinleniyorlardı.

 

Ancak, Choi Hyuk dinlenmeyi hiç düşünmemişti.

 

"Devam etmemiz gerekmiyor mu? Hâlâ 2 var."

 

Choi Hyuk, beden öğretmeni Hwang Mangi'ye baktı. Ona doğru fırlamadan önce derin bir nefes aldı.

 

"Çıldırmış!"

 

"Bu piçin Yaşam Gücü ne?"

 

Çığlıklar her yerde patladı. Yorgun insanlar, Choi Hyuk'u daha da hızlanmış gibi gördüler.

 

Tahtı Oyunu'na başlarken herkesin istatistikleri 10 civarındaydı, Choi Hyuk'un Yaşam Gücü 45'ti ve ücretsiz karma puanlarını kullandıktan sonra İyileşmesi 35 olmuştu.

 

Ve şu an Yaşam Gücü 83 İyileşmesi ise 73 idi.

 

Choi Hyuk kılıcına daha fazla güç verdi.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44344 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr