Bölüm 6: Bonus Oyun (1)

avatar
5753 10

Sovereign of Judgment - Bölüm 6: Bonus Oyun (1)


Çevirmen: OsanU

Editör: ÇHY 

 

***

 

Jung Minji ve Choi Hyuk sınıftan ayrıldıktan sonra, erkek ya da kadın hiç ayrım olmadan ümitsiz bir mücadele başlamıştı. Süpürge sapı, çekiç ne bulurlarsa silah olarak kullanmışlardı ve savaşlar daha kanlı olmaya başlamıştı.

 

Sonunda sınıfta sadece 3 kişi kalmıştı matematik öğretmeni, daha önce Lee Mingi tarafından seçilen Yoon Girim ve normal zamanda oldukça popüler olan Min Byungase. Sadece üç kişi.

 

"Byungsae... "

 

Matematik öğretmeni Byungsae'yi çağırdı.

 

"Sen bir erkeksin..."

 

"Öğ... Öğretmen?"

 

İyi görünümlü Matematik Öğretmeni ringe çıktı ve Byungsae'yi çağırdı.

 

"Üzgünüm..."

 

Dövüş basit bir şekilde sona erdi. Byungsae, yere düştü ve matematik öğretmeni onu boğarak öldürdü.

 

Yoon Girim her şeyi görmüştü ve bir köşeye sinmiş titreyerek orada bekliyordu. Matematik öğretmeni, sınıftan çıkmadan önce soğukkanlı bir şekilde ona baktı.

 

'Beni kurtar... Kurtar... Bu bir rüya, değil mi? Evet, bir rüya. Lütfen?'

 

Yoon Girim sınıfta tek başına ağlıyordu, masalar ve sadalyeler her yere dağılmıştı, her yerde süpürge sapları vardı.

 

***

 

Choi Hyuk'un annesi, şimdiye kadar bir hamamböceği bile öldürmemişti. Gerçekten, evde bir böcek gördüğünde onu öldürme işi Choi Hyuk'a düşüyordu. Bu genç Choi Hyuk'un gurur duyduğu tek konuydu.

 

Bundan dolayı, Choi Hyuk'un bir önsezisi vardı.

 

'Lanet olsun ... Siktir...'

 

Sınıftan ayrıldıktan sonra gidebileceği tek yer spor salonuydu. Her yer mat bir duvar tarafından engelleniyordu. Mat duvarı ne kadar zorlarsa zorlasın, yada spor salonunun pencerelerine ne kadar vurursa vursun değişen bir şey olmamıştı. Pencerenin dışında tek bir insan bile yoktu.

 

Bütün okul bu lanet oyunda sıkışıp kaldı. Dışarının da aynı olma ihtimali vardı.

 

Choi Hyuk en kötü senaryoyu düşündü.

 

'Eğer annemin çalıştığı şirkette de ring ortaya çıktıysa... O muhtemelen ölmüştü... Hayır, öldürüldü.'

 

Birinin bir başkasını öldürebildiği bir durumda, insanlar her zaman rakibini öldürmeyi seçerdi. Choi Hyuk, bunu uzunca bir süre zorbalığa maruz kaldığı için çok iyi biliyordu. Etik ve ahlak, insanların içgüdüsel olarak sahip oldukları şeyler değildi. Herhangi bir yaptırım olmadığı sürece içlerindeki canavarı ortaya çıkarıyorlardı.

 

Muhtemelen annesinin şirketinde böyle kişiler vardı. Ancak, annesi öyle değildi. Öyle olsaydı çok iyi olurdu.... Fakat Choi Hyuk annesinin öyle biri olmadığını çok iyi biliyordu. Böyle bir durum ortaya çıktığında ... Annesi katledilirdi.

 

Choi Hyuk'un kalbi öfke ve endişe ile kararmıştı.

 

Babasız büyümüştü, anne kavramı onun için yaşıtlarından çok farklıydı. Annesinin her gece ağladığını görerek büyümüştü. Annesi onunla birlikte acı çekmiş ve onunla birlikte gülmüştü, onunla birlikte bu zorlu yolda yürüyen bir yoldaştı. Annesi tekrardan ağlamasın diye bir daha eskisi gibi davranmayacağına dair sayısız kez söz vermişti.

 

"Euaaahh!"

 

Choi Hyuk delirmek üzereydi, hızlı bir şekilde pencereyi tekmeledi. Pencere hala hareket etmiyordu. Pencerede kelimeler göründü.

 

Evet, sinirlen.

 

Sinirlen ve Öldür.

 

Ancak o zaman öldürebilirsin.

 

"Ha..."

 

Choi Hyuk, penceredeki yazılara boş boş baktı. Kafasından aşağı soğuk su dökülmüş gibi hissetti.

 

Mesaj. O mesajı okuduğunda annesinin gerçekten öldüğünü düşündü.

 

Bu oyunun kolay bir şekilde bitmeyeceğini anlamıştı.

 

Bu oyunda kimse özgür olamazdı.

 

Kimdi? Bu lanet oyunu yaratan kişi.

 

Kim olursa olsun. Choi Hyuk kararlı bir şekilde gözlerini kapadı.

 

Tamam, anladım.

 

Eğer istediğin, benim bir ölüm makinesi olmamsa, olacağım.

 

Eğer ayaklarına kapanmamı ve onları yalamamı istiyorsan, yapacağım.

 

Başımı eğip tekrar tekrar öldüreceğim ve hayatta kalacağım.

 

Sonra,

 

Eğer seninle bir kere bile olsa karşılaşırsam…

 

Yüzünü dağıtmak ve seni öldürmek istiyorum.

 

Choi Hyuk söz verdi.

 

Gözlerini açtığında yüzü soğuktu.

 

***

 

Spor salonu birilerini öldürenler ile doluydu. Herkes birbirlerine karşı temkinliydi. Jung Minji, Hyuk'a baktı ve şaşkına döndü ama bir şey söylemedi.

 

Spor salonunun merkezinde hologramın içinde sözler göründü.

 

{Bonus Oyun - Hazırlanıyor}

*Önceki oyunun bitmesini bekleniyor...

*Mola zamanı. Gelecek için hazırlanın.

 

Başta onların dinlenmesini istediklerini söylüyorlardı ama Choi Hyuk böyle düşünmüyordu. Choi Hyuk hatırladı. Ona gönderdikleri mesajı hatırladı, "sinirlen" oyunu yaratan kişiler onları çaresiz bir duruma düşürmek ve sinirlenmelerini sağlamak istiyordu.

 

"Hazırlanmak."

 

Choi Hyuk bu kelimeyi düşünmeye devam etti. Mesajda tek gerçek bilgi vardı.

 

Choi Hyuk spor salonunu inceledi. Yaklaşık 30 öğrenci vardı ve bunların arasında Jung Minji dahil olmak üzere 4 sporcu vardı, yavaşça spor salonunu arıyorlardı. Choi Hyuk ile aynı sonuca varmış olmalıydılar. Ancak yavaş yavaş ilerliyorlardı.

 

'Giderek daha fazla öğrenci geliyor. Başkalarını uyarmaya çalışmak yerine diğerlerinden 1 adım önde olmak daha iyi.'

 

Choi Hyuk daha fazla beklemedi. Başkalarının düşüncelerini önemsemek yerine, sahnenin ortasına doğru koştu.

 

[DÜŞME SESİ]

 

Vücudundaki karma tek zıplayışta sahneye çıkmasına izin vermişti. Choi Hyuk, bekleme odasını, perdelerin arkası dahil her yeri kontrol etmişti. Öbek haline gelmiş bir yığını arıyordu. Ve bir şeyler buldu.

 

‘Ha... İnsanları daha kolay öldürmemi mi istiyorlar?’

 

Perdenin arkasında bir japon kılıcı bulmuştu. Ve onu beline bağlayabileceği uzun bir kemer.

 

"Bu bir kılıç!"

 

Choi Hyuk sahneyi araştırırken bir kılıç bulmuştu, diğer öğrenciler bu sahne karşısında dehşete düştü. Nihayetinde durumun ne olduğunu anladılar. Büyük bir kargaşa yükseldi. Herkes aceleyle birinci katı aramaya başladı.

 

Choi Hyuk, 1. katla ilgilenmedi bile. 2. kata fırladı.

 

Swish!

 

Swiish!

 

Choi Hyuk 2. katı bir baştan öbür başa geçti, uzun bir perdenin önünde durdu ve perdeyi kenara çekti.

 

Swish!

 

Perdelerden birini bir kenara ittiğinde, pencerede yazılı olan kelimeler vardı.

 

_________________

 

{Taht Oyunu, Gizli Kural # 9}

Bir krala bağlı olmayan bir kişi beşten fazla kişiyi öldürürse ve doğuştan gelen bir beceriye sahipse, "Kralın haberi olmadan" kullanabileceği 30 karma puanına sahip olur.

 

_________________

 

Choi Hyuk kısa bir süre sözlere baktı, sonra penceredeki yazılar alnına uçtu ve kayboldu. Pencere tertemiz oldu.

(K.N: Beni yakaladı novel. Yazar cidden güzel düşünmüş.)

 

Choi Hyuk emin olmak için pencereyi tekmeledi, tahmin ettiği gibi bir değişiklik olmamıştı. Dışarıya baktığında caddede yürüyen kimsenin olmadığını gördü, bu ona garip bir his verdi.

 

Zaman hızlıca geçti. Gittikçe daha fazla öğrenci spor salonuna geldi, araştırma çılgınlık boyutuna vardı.

 

O sırada Choi Hyuk 2. katı aramayı bitirdi. Ek olarak bir melez kılıç, estoc (Ç.N: Extoc böyle bir şey https://goo.gl/uvX6nP) ve gizli bir kural bulmuştu.Şimdi spor salonu karışmıştı. Öğrenciler silah, savunma teçhizatı ve gizli kuralları bulmak için her yere dağıldı. Sadece öğrenciler değildi, personel ve öğretmenlerde gelmiş ve kavga çıkmıştı. Spor salonuna yeni gelmiş ve bu curcunanın sebebini bilmeyenler de vardı.

 

Bu kaos Choi Hyuk'u hiç ilgilendirmiyordu. Bunun yerine, dikkatini tavana verdi.

 

Tavanda aynı bir ormana benzeyen çelik yapılar vardı, orada da bir şeylerin saklı olabileceğini düşündü.

 

'Orada gizli kalan bir şey varsa kesinlikle sıradan bir şey olamaz.'

 

Erken kalkan yol alır. Choi Hyuk ona yakın bir sütunu yakaladı.

 

10 dakika boyunca tırmandı. Karma sayesinde sütunu çok iyi kavrıyordu ve kendi ağırlığını taşıyabiliyordu. Choi Hyuk sütundan yukarı çıktı ve tavana tutundu.

 

"Wow... Siktir. Bu piç kurusu delirmiş."

 

Okul lideri Choi Junsung, hayranlıkla Choi Hyuk'a baktı. Karma bedeninizi güçlendirse de, bunu akıl etmek kolay değildi.

 

"Ona kaybedemem."

 

Choi Hyuk'u takip etti ve tavana tırmandı.

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44344 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr