Seeking the Flying Sword Path - Bölüm 80: Genç Usta Qin’in Yardımseverliği

---

 

 

 

 

 

Çeviri: Darkcack

Düzenleyen: Ghostking

 

 

 

 

"Cennet Adam Birliği mi? Bu, kılıç hareketini Cennet Adam Birliği aracılığıyla kullanabileceği anlamına gelmez mi?" Gongye panik oldu. "Uçan bir kılıç kullanarak Öğrenci Altın Gök Şeytanı ile çatışan kişi Qin Yun muydu?"

 

Qin Malikanesi'ndeki  uçan kılıcı hatırladı. Bu da öğrencisinin nihayet kaçmasına neden olmuştu.

 

“İmkansız!”

 

"Uçan kılıcı Gerçek Nüve Aşaması’ndan güç üretebiliyordu. Öğrencimi kaçmaya zorlayacak kadar güçlüydü. Qin Yun, Nüve Aşamasında bile değil. Bunu yapabilmek için, Cennet Adam Birliği’nden daha fazlasına ihtiyacı var. Böyle bir şey sadece kılıç arzusunu kavramışsa mümkündür! Fakat eğer Yenidoğan Aşaması'ndaki bir uygulayıcı kılıç arzusunu kavramış olsaydı, tüm dünyada, birkaç yüzyılda bir olabilecek bir şeyi gerçekleştirmiş olurdu. Tesadüfün bu kadarı nasıl olabilir ki, yüzyıllar sonra ortaya çıkan bir figür Ulu Hakimiyet gibi küçük bir yerde ve ben onunla karşılaşıyorum ?”

 

"Ayrıca." Gongye'nin zihni hızla çalıştı. "Eğer gerçekten böyle bir figürse, Taoist Kutsal Toprakları ve üst mezheplerin işleyiş yolu ile, kesinlikle onu terk etmeyi reddedeceklerdir. Zayıfken, onu korumak maksadıyla onu tarikatta tutmak isteyeceklerdir. Sadece Nüve Aşaması'na ulaştığında, deneyim kazanmak için dağdan çıkmasına izin vereceklerdir. "

 

Ancak, o bunu bilmiyordu.

 

Kader insanları aptal yaptı. Böyle efsanevi bir deha olan ölümsüz kılıç ile karşılaşmıştı.

 

Biri nasıl elini taşın altına koymamıştı?

 

“En çok rahatsız eden şey, onları köşeye sıkıştırdığıma dair beyanıdır. Su Tanrısı'nı öldürmek ve Ulu Hakimiyet Şehri boyunca bilinmesine izin verdi. Tabi ki, gizlice söylenti yayarak olanları görmezden gelebilirim. Hatta Qin Yun'un kasıtlı olarak yalan söylediğini ve Su Tanrısı'nı öldürmediğini iddia edebilirim. Hatta Su Tanrısı ile işbirliği yaptığını söyleyebilirim, fakat Tanrı'yı öldüren kişi İlahi Gök Meclisi Mezhebi öğrencisidir ve Qin Yun, çok sayıda söylenti yayarak ve kendi trompetini üfleyerek krediyi kendine aldı, halk da sahteleri gerçeklerinden ayırt edemedi." Gongye, gezinen Qin Yun'a baktı. “Ama eğer herkes tarafından bilinir olsaydı, kesinlikle emperyal hükümete ulaşırdı ve meseleyi soruşturmasına sebep olurdu.”

 

“Bununla birlikte, kurallara uygun olarak daha fazla hareket etmek ve hata yapmamak zorundayım.”

 

Gongye de anladı.

 

Bu noktada, artık geri çekilemez!

 

Tüm bunların üzerinde düşünmek zaman aldı, ama bu düşüncelerin Gongye'nin zihninde parıldadığı zaman, Qin Yun da konuşmasını bitirdi.

 

Gongye hemen sesini iletti, "Komutan Tie! Altınızın hemen harekete geçmesi gerekiyor!"

 

Komutan Tie, her şeyden önce, bir Sahte Nüve Aşaması uygulayıcısıydı. Diğer beşi de Eyalet Valisi Malikanesi’nde saklanan en güçlü silahlara sahipti. Bu, bir saldırının son aşaması olarak düşünülebilir.

 

Qin Malikanesi’nin arka bahçesinde.

 

Qin Yun konuşmasını bitirdikten sonra sesini aile üyelerine iletti. "Sizi şimdi götüreceğim."

 

"Peki." Changlan ve baldızı da tedirgindi. Konuşmanın böyle geniş bir alana taşınmasıyla, valinin doğruyu gizleyebilmesinin hiçbir yolu olmadığını hissettiler. Qin ailesinin haksız muamelesi durdurulacak ve itibarları hükümsüz kalacaktı.

 

Ama onların altında...

 

Komutan Tie ve arkasındaki beş kişisel muhafız bakışı değişti. Artık tereddüt etmeye cesaret edemediler.

 

"Öldürün!" Komutan Tie aniden elini salladı. Sivri uçlarla dolu avuç içi siyah bir top, elinden uçtu. Siyah bir gölgeye dönüştü ve hızla Qin Yun'a ulaştı. Arkasında Komutan Tie'nin eline sarılı bir zincir vardı. Bu, Komutan Tie'nin tek Dharma hazinesiydi . Altıncı sınıf Üç Değerli Meteor Çekici’ydi. Komutan Tie Dharma hazinesine adını vermişti. Bu Dharma hazinesi en çok değer verdiği şeydi.

 

Ve onun yanında kişisel gardiyandan beş uygulayıcı vardı. Her biri benzersiz bir ateş tüpü üretti. Ateş tavuskuşu, Ulu Hakimiyet Şehri’nin en korkunç silahıydı.

 

Ateş tavuskuşu, Nüve Aşaması şeytanlarına karşı biraz zayıftı. Yine de, daha zayıf bedenleri olduğu için, insanlara karşı bir tehdit oluşturuyordu.

 

"Oh? Ateş Tavuskuşu mu?" Bunların üstünde, Qin Yun'un gözleri durumu gördükten sonra korkudan parıldadı. Kuzey sınırındaki savaş alanlarında, emperyal hükümetin bu korkunç silahı kullandığını doğal olarak , görmüştü.

 

Qin Yun İçsel Uçan Kılıcı'nı çoktan kılıç hareketi ile kontrol ediyordu. Böyle tehlike anlarında, doğal olarak herhangi bir zamanda saldırmaya hazırdı.

 

"Dışarı."

 

Bir düşüncesiyle.

 

Sou!

 

Cennet Adam Birliği’nin kılıç hareketi , kılıç ışınının parlamasına neden oldu. Gelen Üç Değerli Meteor Çekici'ni savundu ve Üç tane Ateş Tavuskuşu’nun üzerinden doğrudan nüfuz etti. Özlü öz tarafından etkilenen diğer iki Ateş Tavuskuşu da...

 

"Bom! Bom!"

 

Alev kolonları tam olarak ortaya çıktı ve parçalara ayrıldı.

 

Son görüntü, güzel kuyruğunu sergileyen tavus kuşu gibi görünüyordu!

 

Alevler arasında keskin bir nesne doğrudan Qin Yun'u deldi. Olabilirlik ve hız Yıldız Kovalayan Yay Okları'ndan çok daha güçlüydüler.

 

"Uf." Qin Yun, onlarla karşı karşıya gelirken inisiyatif kullandı. Anında siyah kılıcını çekti ve düzensiz görünen sisli kılıç kirişleriyle, ateş tavuskuşu dahil herşeyi engellemeden önce gelen Üç Değerli Meteor Çekiçini püskürttü!

 

"Evet, savaş alanındayken onları çok ürkütücü buldum. Fakat aslında, Cennet ve Dünya güçleri onları engelliyor, Ateş Tavuskuş'ları bana ulaştıklarında gücünün sadece yüzde otuzunu koruyabiliyorlar. Onlar çok kolay atlatılabilir. "Qin Yun kendi kendine düşündü.

 

Siyah kılıcını salladığı gibi, İçsel Uçan Kılıcı Komutan Tie’a doğrudan şarjlandı.

 

"Ne!?" Komutan Tie hem şaşkın hem de öfkeliydi. Qin Yun, üç değerli Meteor Çekiçinden böyle hızlı bir kaçış sağlamıştı. Dharma hazinesini kontrol ederken, savaş kılıcını kınından çekti. Emperyal hükümete katıldıktan sonra, emperyal hükümetin tanrısal vücut ıslah tekniklerini de öğrendi. Çaylak olmasına rağmen, yakın dövüş gücü hafife alınmamalı.

 

Ancak, Komutan Tie'nin gücü sadece Beyaz Kaplan seviyesindeydi. Önemli Üç Değerli Meteor Çekici, şu ana kadar dışarıdan bakıldığında sıradan yakın dövüş mücadelesinde Beyaz Kaplan’dan bile daha zayıftı.

 

"Bam!"

 

Kılıcı ışıldadı, Komutan Tie'nin savaş kılıcı düz bir şekilde yarıldı. İlahi bir silah olarak görülmesine rağmen, bir Dharma hazinesi düzeyinde değildi!

 

Qin Yun'un İçsel Uçan Kılıcı'na gelince, beşinci sınıf bir Dharma hazinesi düzeyinde güç üretebilirdi. Sıradan ilahi silahı ona nasıl karşı koyabilirdi?

 

"Ne güçlü bir Dharma hazinesi, bu uçan kılıç! Ben öldüm!" Komutan Tie'nin kalbi soğuktu. Üç Değerli Meteor Çekici onu zamanında kurtaramadı. Savaş kılıcı kırıldı ve İçsel Uçan Kılıç çok hızlıydı. O bitti. Kesinlikle ölecekti.

 

O anda Komutan Tie, Eyalet Valisi Gongye'ye karşı hoşnutsuz hissetmişti.

 

Qin Yun'u başarı kesinliği olmadan elden çıkarmaya mı çalıştın? Bizi sadece ölümlerimize yönlendirdin!

 

"Chi. Chi." Komutan Tie yardım edemeyeceği, yere düştüğü için bacaklarının uyuştuğunu hissetti. Aşağı baktı ve bacaklarının iki ağzının açık yara olduğunu gördü. Kan bile durmadan akıyordu.

 

"Büyük! Genç Usta Qin Yun yardımsever. Ne hayırsever ama ." Komutan Tie o anda çok minnettar hissediyordu, gözyaşları yanaklarından aşağı akana kadar. Qin Yun onu kılıçla açıkça öldürebilirdi ama bacaklarını sadece yaraladı! Bacakları kopmamıştı bile. Bu tür yaralanmalar yaklaşık bir ay içinde iyileşebilirdi.

 

"Ah!"

 

Ateş Tavuskuşu’nu kullanan beş uygulayıcının hepsi aynı zamanda yere çöktü. Kalçalarını tuttular. Hepsinin bacakları arasında yara vardı ve ayağa kalkamadılar.

 

"Chi! Chi! Chi!"

 

Kılıç ışınları kişisel muhafızları çemberledi. Uygulayıcılarının çoğu yere yığıldıklarında çarptılar.

 

"Boom!" Uçan çakıl ve toz gökyüzüne doğru uçtu! Kişisel muhafızlar ve askerler gözlerini bile açamadılar. Sayısız çakıldan başlarını korumak için kıyafetlerini kullanmak zorunda bırakıldılar.

 

Qin Yun tozu ve kumu kontrol ederek, alanın zifiri karanlığa gömülmesini sağladı. Elinde bir işaret olan Gerçek Uçan Kılıç hızlı bir şekilde kolunun içine doğru uçtu ve koluna yakın uçmaya devam etti. Başka bir düşmanla yüzleşmesi gerektiğinde kılıç hareketini sürdürmeye devam edecekti.

 

Qin Yun, "Anne, Baldız. Hızlıca ayrılalım." dedi.

 

Bununla birlikte, Cennet ve Dünya güçleri ailesini sardı ve sessizce ve hızla Qin Malikanesi'ni zifiri karanlıkta terk ettiler.

 

Qin Yun ailesiyle birlikte çok hızlı bir şekilde seyahat etti. Kısa süre içerisinde, Qin Malikanesi'nden bir kilometre uzaktalardı.

 

"Kardeş Qin Yun, ben Hong Lingtong. Merhamet et." Ahşap bir değnek tutan bir genç yürüdü. Onun önünde görünen kişi, Hong ailesinin dokuzuncu oğlu Hong Lingtong'dan başkası değildi.

 

"Hong Lingtong?" Qin Yun ona baktı. Genç adam ondan bin metre uzakta olduğu için, Qin Yun kimliğini Uçan Kılıcı aracılığıyla teyit edebildi. "Kardeş Hong, hükümet tarafından takip ediliyordum. Neden buradasın?"

 

“Kardeş Qin Yun, Qin ailesinin kötü haberi olduğunu biliyorum. Kardeş Qin'in hazırlıksız yakalandığına ve şu an saklanacak uygun bir yere sahip olmadığına inanıyorum? Bana güvenebilirseniz, beni takip edin.Ulu Hakimiyet Şehri’nde birkaç kişiyi kolayca saklarim. " Hong Lingtong bir gülümseme ile dedi.

 

Qin Yun ona baktı ve başını salladı. "Tamam. Bu zor zamanda bana yardım ettiğin için, ben, Qin Yun, Kardeş Hong'un yardımını kesinlikle hatırlayacağım."

 

"Haha!"

 

Hong Lingtong gülümsedi. "Lütfen beni takip edin."

 

Qin Malikanesi'nde.

 

Uçan çakıllar yavaş yavaş havayı terkederken, kişisel muhafızlar ve askerler gözlerini ovuşturmaya ve çevrelerine bakmaya başladılar.

 

"O nerede?"

 

"İkinci Genç Usta Qin artık yok. Kaçtı mı?"

 

"Gerçekten, böyle bir tanrısal ölümsüzü yakalamayı nasıl ümit edebiliriz?" Askerler fısıltıyla konuştu. Cennet Adam Birliği’nin korkunç kudretini gördükten sonra sıradan askerler Qin Yun ile karşılaşma konusunda hiç de istekli değildi.

 

Ordu bile, Cennetin ve Dünyanın doğal güçlerine karşı çaresiz hissetti.

 

Uf.

 

Gongye, emirellerinin içeride dolaşmasına ve bölgeyi araştırmasına neden oldu. Komutan Tie ve diğer uygulayıcılar toprağa oturmuş, uyluklarını kıstırmışlardı. Yaralarını bezlerle sarmaya başladılar. Kanlar kıyafetlerini kırmızıyı boyamıştı.

 

Gongye, "Bir sürü iyi şey bir hiç içindi!" dedi. Yüksek sesle söylemese de, ifadesi solgundu.

 

"Lord Eyalet Valisi." komutan Tie hemen söyledi: "Hepimizin bacaklarında yaralanmalar var. Şimdi, ayağa kalkamıyoruz bile, o genç usta Qin Yun'u takip etmek çok zor."

 

"Ne Genç Usta Qin Yun? Tutuklamaya direndi ve bu doğal olarak şiddetli bir suç." dedi.

 

Çevredeki insanlar sessiz kaldı.

 

Komutan Tie de dahil olmak üzere kişisel muhafızlar sessizce homurdanıyordu. Yetiştiriciler bazı sesler aracılığıyla kendi aralarında iletişim kuruyordu.

 

"O mutlak güven olmadan Qin Yun ile başa çıkmaya çalıştı. Neyse ki, genç usta Qin Yun hayırseverdi, yoksa ölmüş olurduk."

 

"Yaptığı tek şey arkamızda saklanmak ve suçlamayı yönetmemize izin vermekti."

 

"Genç usta Qin Yun kana susamış olsaydı, üç binden fazla asker ve kişisel muhafızların yarısı ölür ve bu sürpriz olmazdı. Ancak, tek bir asker bile ölmedi. Genç usta Qin Yun iyiliksever biri. Sadece emir altında hareket ettiğimizi biliyordu."

 

"Bacaklarımızı yaraladığı iyi. Genç usta Qin Yun’u takip etmemek için bir bahane verir. Eyalet valisinin kendisi için bir çözüm düşünmesine izin verin."

 

Sadece ölüm kokuyordu, bu yüzden doğal olarak Eyalet Valisi'nden memnun değillerdi.

 

Eyalet Valisi, Qin Ailesi'nin arka bahçesinde soluk ifadesi ile durdu. Çevredeki askerler ve kişisel muhafızların ifadelerine baktığında, Gongye akıllarında ne olduğunu tahmin edebildi.

 

"Eğer ben şeytan soyundan kazandığım gücü saklamak zorunda olmasaydım, seni şahsen mahvederdim." Gongye gizlice dişlerini sıktı. Ne yazık ki, o şeytani yönünü açığa vurduğu an, derhal halkın düşmanı olurdu. İmparatorluk hükümeti ve Müfettiş Gök İttifakı onu takip ederdi! Korkunç gücüne rağmen, yapabileceği tek şey saklanmaktı!.