13.Bölüm - Kabullenme

avatar
1100 2

Sahte Adam - 13.Bölüm - Kabullenme


Bazen, kabullendiğim fakat korktuğum gerçeklerden kaçma sebebimi merak ediyorum.

 

 

 

"Bir şeyler yapalım," dedi Scott.


"Doğruluk mu, cesaret mi, gibi klişe bir şey önereceksen hiç bulaşmayalım."


"Beautiful haklı, Scott,” dedi Alexa.

 

"Hepimiz burada toplandık, ne yapacağız öyleyse? Dağılıyoruz. Gitmeden bir şeyler yapalım."

 

Isabella, "O'nu mu oynuyoruz, Ivan?" diye sordu.

 

Scott yine kendine has enerjik tavırlarından birini sergileyerek ayağa fırladı. "Ne 'O' su? Ben neden bilmiyorum? Benim bilmediğim bir şeyi sizin bilmeniz beni rahatsız ediyor.''

 

"Bunu sana daha sık yapalım o zaman." 

 

"Ha ha ha. Ben de altıma yapayım da saç renginle aynı olsun Ivan."

 

Herkes yüzünü ekşitmiş bir şekilde Scott'a bakakaldı. 

 

"Boş verin, güzel bir cevap bulamadım,'' diyerek geçiştirdi Scott. ''O'ndan bahsedin."

 

Ivan ayağa kalktı. Mutfağa gitti. Mutfaktan tepsiyle çıkageldi; tepside 5 tane viski bardağı ile viski vardı. Elindekileri önümüzdeki masaya bıraktı.

 

Scott, "Viski içme yarışması!'' diyerek alaycı bir gürültü çıkardı. ''Isabella ile Ivan kimsenin bilmediği bir oyunu nasıl keşfedebilmiş? Bölümlerini sayısala aldırmakta fayda var.''

 

Alexa ile birlikte sırıttım.


(Ne kadar düşük çeneye sahip olsa da eğlenceliydi kerata.)

 

Isabella sıkkınlıkla iç geçirdi.  "Boş konuşmaya başladın yine, Scott. Müsaade et de anlatsın.''


"Basit,'' dedi Ivan sakince. ''Hepimiz içkilerimizi içerken sıra sıra birbirimize soru soracak ve onları cevaplayacağız."

 

"Çok düşündünüz mü?" diye sordum Ivan'a.

 

"My meeen!" diyerek elini yumruk yapıp uzattı Scott.


Ehh, yalan söylemeyeyim; yumruğumu tokuşturdum ve bu beni iyi hissettirdi.

 

Alexa başını iki yana sallayıp bakışlarını bana çevirdi. "Seni de kendine benzetti," diye yakındı.

 

İçkilerimiz Ivan tarafından servis edildi. Ardından bardakları havada tokuşturduk, oturduğumuz koltuğa usulca gömüldük.

 

"Süper gücünüz olsun isteseniz, bu ne olurdu?" diye sordu Scott.

 

Herkes bir müddet düşünceye daldı.


"Zihin okuma olabilir," dedi Alexa.


"Superman'i çok sevdiğim için onun gibi olmak isterdim," dedi Ivan.

 

"Ben ölümsüz olmak isterdim,'' dedi Scott. ''Harika, değil mi? Seks, alkol, kadınlar, para ve seks."


"Sen kahraman olmak değil, zevklerini tatmin etmek istiyorsun," diye çemkirdi Alexa.

 

"Kahraman olmak istediğimi kim söyledi?"

 

"Ben de uçmak isterdim,” dedi Isabella.


Cevap vermeyen bir ben kalmıştım. Gözler üzerime çevrilmişti haliyle.


Onlar düşünürken ve fikirlerini söylerken ben hiç düşünmedim... Sahiden, küçükken ne olmak istiyordum ki?


"Zihin okuma bence kötü bir güç. İnsanların ve etrafındaki bir sürü insanın senin hakkındaki veya başkaları hakkındaki iğrenç arzuları, düşünceleri, nefreti duyabiliyorsun. Superman bana Ivan'ı anımsatıyor. Kendisi gerçekten o olmaya uygun. O da onun gibi insanlar tarafından kusursuz olarak görülüyor. Ölümsüzlük bence süper güç değil, lanet. Uçmayı istemen ise özgür olmayı istediğin anlamına geliyor. Bir şeyin seni kısıtladığını hissediyorsun..." Dik dik baktıklarını fark ettim, hemen çenemi kapattım.

 

"Bu çocuk..." diyerek iç geçirdi Isabella.


Ivan başını iki yana salladı. "Yine yaptın," diye söylendi. "Senin eleştirmen yanın her şeyi sorguluyor, düşünüyor ve cevaplandırma zorunluluğuna düşüyor. Kendini biraz salmayı dene."

 

Scott bardak ağzındayken sinsice konuya daldı. "Bence viski ağır geldi dostumuza," diyerek alay etti.

 

"Kusura bakmayın,'' dedim. ''Haklısınız. Aslında çocukken kahraman olmak istedim. Ama hiçbir zaman gücümün ne olacağını düşünmedim. Sadece adaleti sağlayan birisi olduğum sürece gücümün bir önemi yoktu."

 

Bu onlar için yeterli cevaptı sanırım.


Ivan'ın bana olan bakışları keskinleşmişti.

 

"Hâlâ herhangi bir özel güce sahip değilsin, amına koyayım?"

 

"Süper hızda koşmak istiyorum," dedim gözlerimi devirerek. ''Oldu mu?''

 

"Batman'ci piç. O gücü istemeyerek seçtin."


"Batman'den nefret ederim."


"Özür dilerim, Beautiful. Anti-Batman kardeşliğimize darbe vurmak istemezdim."


 

Alexa, "En nefret ettiğiniz özelliğiniz?'' diye aniden başka bir soru sordu. ''Aşırı kararsızım." 

 

"Hırslı olmamam,'' dedi Ivan.

 

"Tembel olmakta üstüme kimse yarışamaz,'' dedim. ''Aslında süper güç için tembel olmamayı dileyebilirdim.''


Isabella, "Dedikoducu olmam,'' diye mırıldandı. ''Kendime engel olamıyorum. Çok zevkli.''


Alexa, Ivan ve Scott'ın bakışları birbirleri arasında gelip giderken, üçü de hak verircesine başlarını yukarı aşağı salladı.


Scott, "Yani... şey...'' diyerek utana sıkıla sohbete dahil oldu. ''Fazla konuşuyor olmam. Çenemin düşük olması denebilir."


Hep birlikte gülümsedik.

 

"Seni sen yapan özelliğin bu, Scott,'' dedi Isabella. ''Düşük çeneli insanlardan her ortamda bulunur.''

 

"Hayaliniz?" diye sordu Ivan.

 

Tasvirlerdeki Lucifer, Ivan olabilir.

 

"Yani ne kadar 'Bitch' de olsam, hayalim iyi bir eş ve fazlaca çocuk sahibi olmak," dedi Isabella.

 

"'Bitch' de olsam, hayalim iyi bir eş ve fazlaca çocuk sahibi olmak," dedi Isabella.


Alexa araya girdi. "Grup kurmak öncelikli hayalimiz değil mi, Scott'cığım?" Scott'ı pazusundan çimdikledi.


Scott pazısını ovuştururken acı dolu bir sövgü mırıldandı. "Evet, evet. O da var.'' 

 

Ivan yanıtlama gereği bile duymamıştı. Hepsi de birbirlerinin hallerini biliyordu. Bu soru başından itibaren onlar için sorulmamıştı.

 

"Hayalim: Hayal sahibi olmak. Bir şeyi istemek. Onun için hayatımı, enerjimi uğrunda harcamak. Uğruna mağlup olmaya değecek bir hayal istiyorum."

 

Kimse cevap vermemişti. 


Ya da verememişti. 


Umarım bu cevap onu tatmin etmiştir.


"Ehh,'' dedi Isabella sessizliği nihayet bozarak. ''Kalkalım. Dönmeden önce hazırlık yapmalıyım. Sürüsüne uğraşım var.''

 

"Hakkını kullanmayacaksan ben kullanabilir miyim?" dedi Scott.

 

"Tabii tabii,'' dedi Isabella. ''Döndüğümüzde kullanırsın."

 

Ayaklandık ve evi toparlamak için Ivan'a yardım ettik. Sonra hepimiz Ivan'ın evinin önünde toplandık, dramadan uzak bir veda konuşmasının ardından herkes kendi yoluna koyuldu.

 

Kendi yolumu tutturmuşken, "See you in another life brotha!" diye bir ses işittim.

 

Arkama döndüm. 


Ivan'ın göğsü kabarmış, yüzünü mağrur bir ifade sarmıştı.


Gülümsedim.


"Anladın!'' diye haykırdı Ivan. ''Uzun zamandır bunu söylemek için uygun bir an bekliyordum.''

 

"Tabii ki biliyorum,'' diye seslendim.


"Kendimi çok havalı hissettim."


"Öyleydi.''


Ivan yanıma geldi. Tokalaşma manasıyla elini uzattı. "Görüşürüz, kardeşim." 


"Görüşürüz, kardeşim,'' dedim. ''Başka bir hayatta değil, en kısa zamanda." 


"Duygusal oldu."


"Bence de. Yeterli.''



               

                                                         ***

 

 

Saltık sokakları aşarken yabancı olmayan bir sima gördüm. Bana yaklaşıyordu. Ben de ona yaklaşıyordum.


O'ydu... Çehresinin azizliğe uğramak, devinimden uzak ruhumun dalgalanmasına sebep oluyordu.


Kalbim aksamaya başladı.


Netliğini kaybetti gözlerim, ona her şahitlik ettiğinde olduğu gibi.


Yanıma geldi. Başını kaldırdı.


"Beautiful..."

 

Sesinde endişe verici bir tını var.


''Sorun ne?'' diye sordum, onu yatıştırmak için ellerini tuttum. ''Terlemişsin. Soluk soluğa kalmışsın."

 

"Seni aradım. Telefonun kapalıydı. Evine geldim. Takıldığınız kafeye gittim. En son Ivan'ın evinde bulabileceğim aklıma geldi."

 

Telefonu çıkarıp baktım; şarjım bitmişti.


"Niçin beni arıyordun?" diye merakla sordum.

 

"Söylemek için hazır mıyım, bilmiyorum." Küt Saçlı'nın yüzündeki bitkin ifade uçup gitmiş, yerini saf bir ciddiyet almıştı. "Sana söylemem gereken bir şey var,'' dedi. ''İkimizle ilgili..."


Yutkundum. "Evet?"


"Hamileyim."







Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44351 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr