Bölüm 0 - Her Şeyin Bir ilki Vardır

avatar
405 0

Şafağın Doğuşu - Bölüm 0 - Her Şeyin Bir ilki Vardır


Bölüm 1 - Her Şeyin Bir İlki Vardır...

   Güneş yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlamış, şehrin güzelliklerini yorgan çeker gibi bir bir ortaya çıkarmaya başlamıştı. Kuşların cıvıltıları şehrin biraz uzağından gelen deniz seslerine karışıyordu. Halk ise güneşin çağrısına kulak vermeye başlamıştı. Herkes yavaş yavaş işlerine koyulmuştu. Muhafızlar şehirde gece olduğu gibi devriye geziyorken dükkan sahipleri işlerinin başına geçiyordu. Birkaç saat sonra sokaklar fırınlardan ekmek almaya çıkan insanlarla az da olsa dolmaya başlamıştı. Şehir sonunda uyku sersemliğini üstünden atmaya yani gerçek anlamda uyanmaya başlamıştı. Birkaç saat sonra ise bu sefer sadece dükkan sahipleri ve muhafızlar değil diğer insanlarda işlerinin başına geçmeye başlamıştı. Hamallar, balıkçılar, avcılar, şehrin dış tarafındaki çiftçiler, tüccarlar, öğretmenler, soylular, handa güzel kız avında olan ozanlar... kısacası neredeyse herkes şehirde kendini göstermeye başlamıştı ama bir kesim dışında. Birkaç saat sonra ise o kesimde sokağa çıkmaya başladı. Lakin bu kesim diğer şehrin sakinlerinden çok farklıydı. Sanki ayrı bir dünyada yaşıyorlardı. Etrafta ses çıkarıp millete rahatsızlık veriyor, neredeyse huzur bırakmıyordu. Herkesin nefret ettiği ama fırsat verilse onlara dönüşeceği kesin olan bu kesim elbette çocuklardı. Sokaklarda tekerlemeler söyleyip, önceden anlaştıkları kuralları belki de bininci kez bozdukları oyunları ile şehri neşeye ve kaosa büyümeye başlamışlardı. Bu kaosun arasında iki erkek çocuğu birbirlerine bağırıyordu.

“Yapamazsın, sen korkaksın.”

“Deyilim!”

“Hayır, yapamazsın.”

“Yapayım!”

“Lalalalala, koo~oorkak koo~oorkak.”

“YETER!”

 Çocuğun karşısındaki grup, çocuğun kelimeyi düzgün söylemesinden daha çok çocuğun sesine şaşırmıştı. Normalde küçük çocukların atışmalarına alışkın olan halk bile bu bağırış üzerine kısa bir süreliğine sessizliğe büründü. Herkesin dikkati bir grup çocuğun karşısında duran sarı gözlü, siyah saçlı çocuğa dönmüştü. Çocuk yerden bir taş aldı ve karşısındaki simya dükkanına döndü. Kendi kendine yapıcam diye seslendi ve elindeki taşı korkusuna rağmen tüm gücüyle karşısındaki simyacı dükkanının camına attı. Gruptaki çocuklardan biri konuştu.

“Aptal cidden taşı büyücünün dükkanına attı.”

 Bundan sonra tüm grup gülmeye başladı lakin birden bir gürültü duyuldu.

“LANET VELETLER HEPİNİZİ KAZANIMA ATIP KAYNATMAZSAM BENİM DE ADIM REDORAN DEĞİL. GELİN BURAYAAA.”

“AH KAÇIN BÜYÜCÜ GELİYOR.”

“HEY BENİ BEKLEYİN.”

 Gruptaki her çocuk sarı gözlü çocuğu beklemeden koşmaya başlamıştı. Küçük çocuk onu beklemeyeceklerini anlayınca o da koşmaya başlayacaktı ki birden ayakları birbirine takılıp yere düştü. Düştüğü anda ise bacağında bir ağrı hissetmeye başladı. Bu ağrı daha önce hissettiği türden bir ağrı değildi. Keskin, soğuk ve çok acılıydı. Çocuk birden ağlamaya başladı. Annesinin adını sayıklıyordu. Etraftaki herkesin yüreğinde bir sızı belirmişti. Dükkandan öfke ile çıkan yaşlı simyacı bile bir anda yumuşamıştı.

“Ah canım benim dur, birazdan geçecek.”

 Yaşlı simyacı yerde ağlayan çocuğu kucağına alıp dükkana ilerlemeye başlamıştı.

“Çok acıyo.”

“Biliyorum, biliyorum birazdan geçecek.”

 Ne yazık ki bu sözler çocuğun acısını biraz olsun azaltmıyordu. Batan cam parçası küçük değildi. Küçük çocuğun bacağını parçalayarak batmıştı. Kan damlaları yavaş yavaş cam parçasından çocuğun göz yaşları ile beraber yere düşüyordu. Yaşlı simyacı çocuğu büyük bir masaya yatırdı ve malzemelerini koymaya başladı. En sonunda simyacı elinde küçük bir maşa ile cam kırığını dikkatlice çıkardı. Daha sonra ise bir pamuk ile yaranın etrafını temizlemeye başladı. Bu sırada çocuğun ağlaması hıçkırıklara dönüşmüştü. Çocuğun kıyafetinin yakası göz yaşları yüzünden sırılsıklam olmuştu. Yaşlı simyacı sakince konuştu.

“İsmin ne evlat?”

 Küçük çocuk birkaç hıçkırıktan sonra kısılmış sesiyle cevap verdi.

“Rayna, ismim Rayna. Yani y ile deyil.”

“Anladım merak etme Ragna. Neden benim dükkanıma taş attın Ragna?”

“Arkadaşlarım, arkadaşlarım hepsi benimle alay ediyodu. Sürekli, sürekli benimle uğrasıyolardı. Hiçbişi yapmasam biye geliyolardı. Ben kötü bişey yapmadım.”

 Ragna yine kısılmış sesiyle ağlamaya başlamıştı.

“Şşşş. Tamam evlat biliyorum sen kötü bir şey yapmadın biliyorum.”

 Yaşlı simyacı Ragna’ya sarılıp göz yaşlarını sildi.

“Birazcık bekle. Birazdan tüm acıların geçecek.”

“Tamam bekliycem.”

 Diye seslendi uysalca Ragna. Sesinden halsizliği anlaşılabiliyordu. Yaşlı simyacı birkaç dakika sonra elinde parıldayan bir şişe ile geri geldi. Kapağını açınca tüm odaya ferah bir koku yayıldı. Şişenin tümünü yaranın olduğu yere döktü ve birden tüm iksir Ragna’nın derisi tarafından çekildi ve derin kesik yarası gözle görülür şekilde iyileşmeye başladı. Ragna yaranın iyileşmesi ile kendini daha da rahat ve yorgun hissetti.

“Ah, tüm ağrı yitti. Teşekkürler şey şey aa...”

“Redoran.”

“Teşekkürler, Redoran ve şey ben özür-“

“Şşş önemli değil evlat altı üstü camlar ama bana bir şey konusunda söz ver.”

“Nedir Redoran Amca?”

“Bir daha o çocuklar ile oynama veya dediklerini ciddiye alma tamam mı?”

“Şey, söz. Bir daha o çocuklar ile oynamıycam.”

 Uysalca yanıt verdi Ragna.

“Aferin, kendini nasıl hissediyorsun?”

“Hmm, yoryun.”

“Anlıyorum, evini bana tarif et bakalım.”

“Peki.”

 Redoran, Ragna’yı kucağına alıp dükkanı kapattıktan sonra Ragna’nın evine doğru ilerlemeye başladı.

“Redoran Amca?”

“Evet evlat?”

“O iksir neydi?”

“O mu? O benim yaptığım bir Leran iksiri. Yaraları hızlıca, izsiz bir şekilde iyileştiren büyülü bir iksir.”

“O zaman sen dedikleri gibi büyücü müsün ve Leyan iksiyi nasıl insanları iyileştiyiyor?”

“Şey bu uzun bir konu...”

 Evet Redoran’ın dediği doğruydu. Bu uzun bir konuydu ama Ragna’nın berbat tarifi sağolsun zaman yeteri kadar fazlaydı. Yol boyunca Redoran Ragna’nın bitmek bilmeye sorularına cevap verdi yani daha doğrusu cevap vermeye çalıştı. Saatler sonunda Redoran Ragna’nın evine ulaşmayı başarmıştı. Bu ikilinin ilk görüşmesinin sonu ve onlarcasının sadece başlangıcıydı.







Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44359 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr