Bölüm 753: Gerçek Yeniden Ortaya Çıkıyor

avatar
1434 37

Release That Witch - Bölüm 753: Gerçek Yeniden Ortaya Çıkıyor



Çevirmen: Lodos

Binaya gizlice girdiler ve sessizce ikinci kata çıktılar.


Muhtemelen panik içinde ayrılan öğrenciler tarafından geride bırakılmış olan kâğıt ve kitapların sağa sola saçıldığı koridorda hala bir yanık kokusu vardı.


Cadı grubu kokuyu takip ederek kısa süre içerisinde kazanın yaşandığı yeri bulmuştu: koridorun sonunda bir sınıf.


Lily odaya girdikten sonra odanın bir köşesinin siyahlaştığını ve tüm duvarın çatlayarak açıldığını fark etti. Çatlaklar zemine bile varmıştı. Ancak yangın çok da uzağa yayılmamış gibi görünüyordu. Lily, alevlerin yoğunluğundaki değişikliklerin zemin üzerinde yarattığı izleri kolaylıkla görebiliyordu. Ateşin kaynağının yakınındaki kömürleşmiş odun ve dış kenarlardaki açıkça daha az yanmış olan odun yerde dalgalanma benzeri bir desen oluşturmuştu. Bunun doğal şekilde başlayan bir yangın olmadığını biliyordu Lily.


Ama onu daha da çok endişelendiren; duvardan aşağıya kıvrılan çatlaklardı.


Sanki balta sallanmış gibi desenler vardı ve açıklıklar da tamamen kömür karası rengine bürünmüşlerdi. Lily parmaklarıyla dokunduğunda hafif bir sıcaklık bile hissedebiliyordu.


“Burası olmalı…” dedi Gizemli Ay köşeyi dönerek: “Summer! Gerisi sende…”


“Tamam… Ama lütfen biri gelirse beni durdurun.” diyen Summer odanın ortasına yürüdü ve büyülü gücünü çağırdı.


Patlamanın tam saatini bildikleri için ve kazadan bu yana da sadece bir günden daha az zaman geçtiği için Summer kısa sürede kazadan hemen önceki anı bulmuştu. Büyü gücü dışarı fışkırırken hasar gören duvarlar toparlanmış ve dağınık sınıf tekrardan bir düzene girmişti. Birçok öğrenci görünmüştü. Bazıları sıralarında kestirirken bazıları da mutlu bir şekilde sohbet ediyordu. Öğretmenlerin ders anlatırken üzerinde durdukları öğretmen platformunda hiç öğretmen yoktu. Yani muhtemelen öğle yemeği molası vermişlerdi.


Bu manzarayı ilk kez gören Margie ve Vanilla’nın nefesleri kesilmişti. Kendilerini tutamayarak haykırmışlar ama Summer’ı rahatsız ettiklerini düşünerek hızlıca ağızlarını kapatmışlardı. Hayalet gibi yanlarından geçip giden bir ‘öğrenciden’ sakınmak için geri adım atmaya çalışırken oldukça telaşlanmışlar ve neredeyse takılıp düşmüşlerdi.


“Endişelenmeyin! Onlar sadece yanılsama…” diye heyecanla açıkladı Evelyn: “Summer daha önce yaşanmış sahneleri tekrardan canlandırabilir.”


“Ne… Harika bir yetenek!” diye hayranlıkla övdü onu Amy. Summer'ın yeteneğini ilk kez görüyor olmasına rağmen hiç korkmamıştı.


“Hahaha… Aslında o kadar da büyük bir şey değil.” diyen Summer, utanarak ensesine dokundu: "Benim yeteneğim Bülbül Abla’nın yeteneği yanında hiçbir şey!”


“Bülbül mü? Her zaman Majesteleri’ni takip eden ve zar zor ortalarda görünen sarışın abladan mı bahsediyorsunuz?”


“Evet. O, Batı Bölgesi'ndeki en güçlü cadı! Hatta belki de tüm krallıktaki!”


“Harika!” diyen Amy’nin gözleri parlamıştı.


“Bekleyin…” diye aniden araya girmişti Gizemli Ay: “Bakın!”


Lily kaşlarını çattı: “Bu…”


“Zorbalık mı?” diye fısıldadı Evelyn.


Onlu yaşlarındaki beş ya da altı çocuğun şiddetli şekilde tartışarak iki kızı köşeye sıkıştırdığını gördüler. İki kızın ikisi de farklı tepkiler veriyorlardı. Biri önde durmuş çocukları diğer kızdan uzaklaştırmak için ellerini kaldırmıştı, diğeri ise korkmuş bir bakışla öndekinin arkasına saklanmıştı.


İlköğretim sınıflarında bir yaş belirlemesi yoktu. Bu nedenle zorba grubundaki en büyük öğrenci 15 veya 16 yaşında olmalıydı. Tek başına iki kızın toplamından daha uzun ve güçlü görünüyordu. Ama yine de kısa saçlı kız diğer tarafın sayısından ya da cüsselerinden korkmamıştı. Cesurca ayakta dikiliyordu.


Cadı ekibi bu tartışan grubun dudaklarını okuduktan sonra nereden geldiklerini tartışıyor oldukları sonucuna varmışlardı: “Doğu Bölgesi’ne geri dönün!” ve “Asi kralın köpekleri!” gibi hakaretler atılıyordu.


Çok geçmeden birbirlerini itmeye başlamışlardı. İlk önce en uzun çocuk hamle yaptı. Kızı yere atmak istiyordu. Ancak kızın omzunu elleriyle tuttuğu anda kız, çocuğun dizine bir tekme atarak çocuğu sertçe yere düşürdü.


Sınıftaki durum anında tersine dönmüştü.


Kısa saçlı kız kaygan bir balık kadar çevik bir şekilde etrafındaki daireden sıyrıldı ve şişmanlardan birine bir tekme daha sallayarak tüm dikkati üzerine çekti.


O anda hepsi arkadaki korkmuş ve ağlayan kızla ilgilenmeyi bırakmış, saldırılardan kaçmak için sınıftaki diğer öğrencileri kurnazca kullanan kısa saçlı kıza doğru fırlamışlardı. Kız küçük ve kıvrak olması nedeniyle rahatlıkla peşindekilerin ayak bileklerine ya da dizlerine tekme atarak onların acı içinde kıvranmalarına sebep olabiliyordu.


“Ne kadar vahşi bir küçük şeytan!” diyen Gizemli Ay şaşırmıştı.


“Hadi! Düşür onları!” diye bağıran Amy, sanki olay yerindeymiş gibi yumruğunu sıkmaktan kendini alamıyordu.


“Ama… Yeterince güçlü değil.” dedi Vanilla endişeyle: “Ve aynı yerlere saldırmaya devam etmek ikinci kez işe yaramayacak. Yani böyle devam etmesi ona faydalı değil.”


“Ah, bunu nasıl bildin?” diyen Gizemli Ay, şaşkınlıkla Vanilla’ya bakıyordu.


“Ü-Üzgünüm… Ben eskiden…”


“Kilise öğretti sana bunu, değil mi?” diyen Evelyn, Vanilla’yı teselli etti: “Sorun değil. Sen Majesteleri’nin sınavını geçtin ve kötü safkan cadılardan farklı olduğunu kanıtladın.”


Lily tek kelime etmeden kaşlarını çattı. Vanilla ile aynı fikirdeydi. Tekmelenen öğrenciler telaşlanmış görünseler de bir süre sonra ayağa kalkarak kızı kovalamaya devam etmişlerdi. Bu sefer daha temkinli davranarak bacaklarını koruyorlardı. Böylece kızın onlara vurma şansı da azalmıştı.


Aniden en uzun çocuk bir sandalye aldı. Diğer iki çocuk kızın dikkatini dağıtırken uzun çocuk da sandalyeyle kızın arkasına doğru geçmişti.


“Dikkat et!” diye bağırdı Amy.


Ancak yanılsama içinde olan birine bağırmak bir hayli anlamsızdı. En nihayetinde şu anda izledikleri olaylar yaşanmış bitmişti.


Sandalyenin ayağı sert bir şekilde kızın başına isabet etmiş ve kız da yere serilmişti. Ancak tam düştüğü sırada önündeki diğer iki rakibinin saldırısından sıyrılıp uzaklaşmayı başarmış ve elleri başının üzerinde olacak şekilde dişlerini sıkarak yere çömelmişti.


Başındaki kan parmak uçlarına bulaşmış, kulağının yanından yavaşça süzülerek yüzünü kırmızıya boyamıştı.


Sandalyeyi vuran uzun boylu çocuk, kızın bu güçlü darbeyi kaldırabildiğini görünce biraz sersemlemişti. Sandalyeyi kenara bırakmadan önce bir süre tereddüt etmiş sonra da kıza doğru yürümüştü.


Herkes kızın işinin bittiğini düşünüyordu. Tam o esnada yüzü kederli bir ifade alan kız yüksek sesle bağırdı. Cadılar her ne kadar onun sesini duyamasalar da yüzündeki ifadeden acısını görebiliyorlardı. Kafasına sandalye darbesi aldığında bile bu bakış oluşmamıştı yüzünde…


Sonra kızın parmak uçlarından bir şimşek çaktı. Ardından bir ikincisi… Onun ardından bir üçüncüsü… Şimşek zemine yayılmıştı. Arkasında kıvrımlı turuncu-kırmızı izler bırakıyordu. Pencereye dokunduğu anda da ani bir ışık patlaması yaşanmıştı.


Bir saniye içinde kör edici bir patlama ortaya çıkmış ve kulakları sağır eden bir ses duyulmuştu. Paramparça olan pencerenin arkasında büyükçe bir delik vardı artık… Bu sahneyi gören kim var kim yok panikle kaçışmıştı. Geride ise şimşekle kaplı kız kalmıştı.

...

 Vay be… Bir an ben ciddi ciddi normal bir yangın olduğunu düşünmüştüm başta… Ama bu seride ne normal olabilir ki zaten JJJ

Küçük kız cadı çıktı, gördünüz mü? Bakalım nasıl ilerleyecek olaylar, heyecanlandık baya… Okumaya devam!

Takipte kalın! Yorumlarınızı bizimle paylaşmayı ve serimizi beğenmeyi de unutmayın lütfen! Görüşmek üzere!










Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44354 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr