Bölüm 349: Devam Etmek – Part 1

avatar
3149 16

Release That Witch - Bölüm 349: Devam Etmek – Part 1



Çevirmen: Lodos 

Babil Kulesi'nin en üst katında duran Mayne, pencereden karla kaplı Hermes şehrine doğru baktı.

 

Yeni Kutsal Şehir’de büyük bir şeytani canavar grubunun son saldırısından bu yana, barış geçici olarak buzlu ovalara geri dönmüş ve kar yağışı zayıflamıştı. Hermes vatandaşları az da olsa rahatlayabilmişti.

 

Bunun bir mutluluk ve kutlama zamanı olması gerekiyordu. Ama Mayne kalbinde büyük bir boşluk hissetmeye devam ediyordu. Bir süre sessiz kaldıktan sonra uzun bir nefes aldı ve masanın yanındaki koltuğuna geri döndü. Kutsal Kitap’ı açmak ve bir kez daha dikkatlice okumak istedi.

 

“Kitabı yırtılana kadar karıştırsan bile sonuç değişmeyecek.” dedi Tayfun: “Papa O'Brien görüşmeyi kabul etmedi mi?"

 

“İsteğimi üç kez Gizli Tapınak’a yollattım. Ancak hala cevap yok.” diye endişeyle konuşuyordu Mayne: “Papa Hazretleri’nin bu kadar önemli bir zamanda neyin peşinde olduğunu bilmiyorum…”

 

"Endişelenme.” dedi Tayfun: “Kutsal Kitap ilk Papa tarafından yazılmış, bu nedenle hatalar olması gayet doğal. Dört yüz yıldan fazla bir süre geçmiş. Kitaptaki her şeyin doğru olduğunu kim garanti edebilir?”

 

"Ama bu sefer farklı.” diye başını salladı Başpiskopos: "Zaman yanlış hesaplanırsa, bizim için ciddi bir felaket olacak! Anakaranın tüm gücünü şeytanlara karşı toplamak için krallığı birleştirmeye çok fazla güç ve enerji harcıyoruz. Ancak zaman yarı yarıya kısalırsa savaştan sonra Tanrı'nın Cezalandırma Ordusu’nu kurmak için yeterince zamanımız olmayacak!”

 

"Sessiz olun Lord Mayne…” diyen yaşlı piskopos güldü ve sıcak içkisini yavaşça yudumladı: “Yapılan şey geri alınamaz. Cehennemin Dişi’nin önümüzde göründüğü gerçeğini değiştiremeyiz. Ancak bunun iki nedeni olabilir."

 

"Ne nedenleri?"

 

"Önce iç. Sonra konuşacağım.” dedi Tayfun sakalını okşayarak.

 

Mayne kupayı aldı. Başta keçi sütüne benzetmişti ama yaklaştığında burnuna baharatlı bir koku geldi: “Ne koydun içine?”

 

“Öksürükotu.” diyen Tayfun ağzını eğdi: “Düş suyunu doğrudan içemeseniz de bunun birazını içmek faydalı olacaktır. Gerginlik alır, sinirleri yatıştırır.”

 

Mayne tek yudumda içti ve boğazında bir yanma hissetti. Her ne kadar keçi sütünün lezzetli tadı, öksürükotunu bastırmış olsa da hala biraz acıydı. İki kez öksürdü ve ağzını sildi: “Seni dinliyorum.”

 

"Bir olasılık; Papa'nın yazılı olarak bir hata yapmış olması. Yaşlandıkça insan daha fazla hata yapar sonuçta.” dedi Tayfun.

 

“Bunun pek olası olduğunu düşünmüyorum.” diyen Mayne kaşlarını çattı: “Bu, Kilise için aşırı önemli bir kitap. İnsanlığın kaderini belirleyen bir kitap. Eminim bunu yazarken çok dikkatli olmuştur. İkinci sebep, olasılık nedir?"

 

“İkinci olasılık, bilmediğimiz birtakım olayların her şeyi değiştirdiğidir.”

 

Başpiskopos bakakalmıştı: “Bu mu? Bu kadar mı yani?”

 

"Eh, bu kadar.” diye cevap verdi Tayfun.

 

"Bu... Bir şaka mı? Her şey değişmiştir, öyle mi yani? Bu basit nedenden dolayı tüm çabalarımız boşa gidecek! Nasıl bu kadar vurdumduymaz olabiliyorsun?”

 

"Lord Mayne!” diyen Tayfun sesini yükseltmişti: “Tam olarak ne için ısrar ediyorsun? Şeytanları yenmek için bir yol falan mı buldun? Yoksa onları engelleyen tek kişinin sen olduğunu mu düşünüyorsun?”

 

"...” Mayne donakalmıştı.

 

“Herhangi bir savaşta herkes kazanmak ister. Şimdiye kadar dört krallığa karşı yaptığımız her savaşta zaferi garanti edemiyoruz. Cehennemden gelen Şeytanlar’dan bahsetmiyorum bile! Yüce Papa’nın öğretilerini unuttun mu? Aşırı ısrarın sonu iyi değil. Yapman gereken bu gerçeği kabul etmek ve sonuna kadar adım adım ilerlemek. Sonuç, bize bağlı değil.”

 

Mayne'in kalbi çarpmıştı. Düşünüyordu: “Haklı. Ben sanırım korkuyorum. Papa olduktan sonra, şeytanları savuşturup, insanlığın ölümünü benim sorumluluğum olmasından korkuyorum.”

 

"Ben de senin gibiydim.” diyen Tayfun, sesini alçalmıştı: “Ama Heather'ın ölümü, sonucun bize bağlı olmadığını ve onu bizim kontrol edemediğimizi anlamamı sağladı. Şeytan Ayları her zamankinden daha erken ve herhangi bir belirti olmadan geldi. Yine de kış sertleşmeden planladığımız gibi Kurt Yüreği Krallığı’nın başkentini alabildik… Ama Heather’ı da bu uğurda kaybettik. Sırf onun için bile devam etmemiz, edebilmemiz lazım.” diyerek ayağa kalktı ve uzun bir nefes aldı. Sonra Mayne’in sırtını sıvazlayıp odadan çıktı.

 

Kapının kapandığını duyan Mayne önündeki boş bardağa baktı. Tayfun'un sözlerinin mantıklı olduğunu itiraf etmeliydi. Ama o şimdi bu ağır sorumluluğu üstlenmek üzereydi. Nasıl korkmayacaktı?

 

Aniden bir Yargı askeri odaya girerek: “Lord Mayne, Yüce Papa sizi görmek istiyor.” dedi.

 

Sonunda!

 

Hemen ayağa kalktı ve hevesle: “Gidelim!” dedi.

 

...

 

Gizli Tapınak’ın salonuna yürürken Mayne biraz sersemlemiş görünüyordu. O gün geçiş töreni falan yoktu ama yine de salondaki tüm mumlar yakılmıştı.

 

Papa Hazretleri O'Brien tahtta oturmuş sessizce Mayne’e bakıyordu.

 

Mayne bir şeylerin doğru olmadığını hissetti. Ancak şüphelerini bastırdı ve tahta doğru yürüyerek secde etti.

 

“Kalk çocuğum.” diyen Papa'nın sesi çok hafifti. Dikkat etmese onu duyamayacaktı Mayne.

 

Mayne ayağa kalktı ve Papa’nın bir hayli yorgun göründüğünü fark etti: “Papa Hazretleri… Lütfen sağlığınıza dikkat edin.”

 

“Gerek yok.” diyen Papa, güldü: “Zaten yakında öleceğim.”

 

“Söylemeyin öyle şeyler efendim…”

 

“Hayır. Beni dinle çocuğum.” diyen O'Brien, Mayne’in sözünü keserek konuşmaya başladı: “Kendi bedenimin ne durumda olduğunu az çok anlıyorum. Benim vaktim doldu.” dedikten sonra bir an duraksayarak derin bir nefes aldı: “Bugün seni buraya çağırmanın sebebi… Papalık pozisyonunu sana vermektir…”










Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44301 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr