Nie Yan İpek Eğirici Yüzüğün statülerini kontrol etti.

Menzili ikiye katlanarak 5 metreden 10 metreye çıkmıştı, taşıyabileceği ağırlık ise 100 kilogramdan 150 kilograma yükselmişti, bekleme süresi yarıya inerek 20 saniyeden 10 saniyeye azalmıştı. Oyunun başlangıcından beri bu yüzük Nie Yan'ın yanında olmuştu, onu defalarca tehlikeli durumlardan korumuş ve sayısız kez hayatını kurtarmıştı.

Bir özel eşyanın başlangıç zamanı ne kadar önce ise gelişim gösterme potansiyeli de o kadar fazlaydı. Örnek olarak, İpek Eğirici Yüzük Bronz kademeden başlayarak Gümüş Kademe olmuştu ve ileride Altın ya da Kara Altık Kademe haline gelebilirdi.

Nie Yan ileride kademesi daha da yükseldiğinde bu yüzüğün özelliklerinin nasıl bir hal alacağını merak ediyordu. Elbette menzili ve taşıyabileceği maksimum yük miktarı çok daha fazla olacaktı. Fakat şimdilik zaten Gümüş Kademe İpek Eğirici Yüzük iş görür durumdaydı.

Aynı işlemleri takip ederek, Nie Yan diğer özel eşyalarını da geliştirdi.

Palet Yüzüğünün kullanılabilme süresi 5 dakika artmıştı. Bekleme süresi ise azalarak yarıya inerek 30 dakikaya düşmüştü.

Sıçrama Yüzüğü, Kılık Değiştirme İncisi ve Gözbağı Kolyesi ise zaten Kara Altın Kademe eşyalar olduğundan kademe atlayamamıştı. Fakat yine de gözle görülür gelişmelere sahip olmuşlardı.

Sıçrama Yüzüğünün menzili 10 metreden 30 metreye yükselmiş ve bekleme süresi 10 dakikadan 5 dakikaya düşmüştü, üstelik artık savaş esnasında da kullanılabiliyordu. Kılık Değiştirme İncisi ve Gözbağı Kolyesine gelince, ilkinin kullanım süresi 30 dakikadan 1 saate yükselmiş, ikincisinin ise 3 saatten 5 saate yükselmişti. Fakat bekleme süreleri değişmeyerek hala 1 günde kalmıştı.

Bu üç özel eşya artık en kaliteli hallerini almışlardı. Şu andan sonra her ne kadar bir daha yükseltilemeyecek olsalar da yine de ileride çok kullanışlı olacaklardı.

Nie Yan beş adet eşyayı geri aldı. Paget artık Pandora'nın Kutusu'nu ödünç alarak ölü eşine kolye yapabilirdi.

Paget kırmızı, mavi ve yeşil renkli üç mücevherle beraber bir de gümüş zincir çıkardı.

Bu dört eşyayı Pandora'nın Kutusu'na yerleştirdikten sonra üretim aşamasına geçti.

Bir ışık huzmesi eşliğinde, gökkuşağı renklerine sahip bir kolye ortaya çıktı.

Nie Yan yeni kolyeyi inceledi. Bu kolyenin ismi Paget'in Ölü Eşinin Kolyesi'ydi, güçlü bir efsanevi eşyaydı. Bu kolye Mücevher Ustası becerisini artırıyordu.

Paget artık bu kolye sayesinde Büyük Mücevher Ustası olmuştu.

Nie Yan Paget'in Pandora'nın Kutusu'nu kullanarak böylesine harika bir şey üreteceğini tahmin edememişti. Eğer daha önceden bunu bilseydi, kendi eşyalarını yükseltmeye vermeden evvel Paget'in bu kolyeyi üretmesine izin verirdi. Fakat neyse ki, zaten beş eşyanın da yükseltmesi başarıyla sonuçlanmıştı zaten. Eğer başarısız olsaydı Parlak mücevherleri israf etmiş olacaktı.

"Mavi Fantezi Safiri, Kızıl Alev Yakutu, Hayat Zümrüdü ve Büyülü Gümüş Zinciri Pandora'nın Kutusu'na koyulursa bir kişinin isteklerini yerine getirebilecek inanılmaz bir kolyenin üretilebileceğine dair söylentiler duymuştum. Benim Büyük Mücevher Ustası olmam için, eşim, Alaine, bu dört eşyayı toplamak için büyük çaba sarf etti. Fakat ben bu kolyeyi üretemeden bu dünyadan göçüp gitmesi yazık oldu. Ben onun cennetteki ruhuna her gün dua ediyorum..."

Nie Yan duraksadı. Paget az evvel açık şekilde bir üretim tarifini göstermişti. Az evvel bahsedilen eşyaları bulduktan sonra, Nie Yan kendisi için de Efsanevi Kademe bir kolye üretebilirdi! Bütün üretim mesleklerinin kademesini anında artırabilen bir eşya daha önce duyulmamış bir şeydi. Bu kolyeyi takan bir Usta atık Büyük Usta olabilirdi, aynı şekilde bu kolyeyi takan bir Büyük Usta ise artık Bilge rütbesine erişebilirdi. Burada bilinmesi gereken en önemli şey ise bir kişinin ya da eşyanın kademesi ne kadar yüksekse, onu geliştirmek de o kadar zor olacaktı. Örnek olarak, Usta rütbeli birisi Büyük Usta olabilmek için iki yıl gibi bir süreyle sıkı şekilde çalışmalıydı. Üstelik Büyük Usta olduktan sonra ise sadece belirli kalitedeki üretim eşyaları kullanışlı olurdu.

Nie Yan bu tarifi hemen zihnine kazımaya başladı. Üç adet mücevheri ve zinciri toplamak zor olmasa da, diğer dört eşyanın kesinlikle çok nadir olduğuna emindi.

"Teşekkür ederim! Uzun zamandır aklımda olan bir dileğimi yerine getirmem için bana yardım ettiniz. Artık pişmanlık duymadan yaşayabilirim." Paget Nie Yan'a bakarken gözleri minnettarlıkla doluydu.

Nie Yan standart görev sohbetini ilerletecek şekilde ve kibarlığını bozmadan cevapladı. Nie Yan'ın aklını asıl karıştıran şey ise Paget'in kendisine buraya istediği zaman gelip eşya geliştirme işlemini ücretsiz şekilde yapabileceğini söylemesi dışında herhangi bir ödüle sahip olmamasıydı.

Aslında, mantıklı düşünülecek olursa bu durum ileride çok işe yarayabilecek bir şeydi. Başka oyuncuların eşyalarını yükseltebilir ve bunun karşılığında ücret alabilirdi, normalde Paget'e ödenmesi gerecek olan ücreti Nie Yan kendi cebine atabilirdi. Fakat, Niuren Birliğinin lideri olması, böyle bir işe kalkışmasını engellerdi, bu tarz bir iş yapmak onun statüsünü sarsabilirdi. Bunun yerine daha iyi işler yapabilirdi.

Nie Yan neden bir ödüle erişemediğini düşünürken karakter penceresine baktığında "Cömert" isimli bir özellik eklendiğini gördü.

Bundan daha evvel ise "Adil" ve "Cesur" özelliklerine erişmişti. Şimdi ayrıca "Cömert" özelliğine de sahipti. Bu sözcüklerin ne anlama geldiğini bilmiyordu. Belki de birkaç tane daha bu şekilde özelliğe sahip olduktan sonra bunların ne anlama geldiğini öğrenebilirdi.

Nie Yan önceki hayatında hiçbir oyuncunun böyle şeylere sahip olduğunu hatırlamıyordu, üstelik forumlarda da buna benzer hiçbir tartışma görmemişti. Bu özelliklerin kendisine yararlı olup olmayacağı konusuna gelince, şu anda yapabileceği tek şey araştırmak ve bekleyip görmekti.

Paget'le vedalaştıktan sonra Güneş ve Nie Yan dükkandan ayrıldı. Güneş'in hala yapması gereken görevleri vardı, bundan dolayı erkenden ayrıldı.

Nie Yan çantasında duran Nagado'nun Lanet Asası'nın parçalanmış haline baktı. Nagado'yu öldürdükten sonra Büyük General Kırık Mızrak'ı Bul isimli bir görev daha açılmıştı.

Nie Yan Büyük General Kırık Mızrak'ın nerede olduğunu bilmiyordu. Bundan dolayı Niuren Birliğindeki astlarına emir vererek bu konuyu araştırmalarını söyledi. Oyuncular bu kişinin uzaklarda bir kalede, Hilton Kalesi'nde olduğu bilgisine erişti.

Kalor'dan Hilton Kalesi'ne gitmek çok zor değildi. Öncelikle 1 altın ve 60 gümüş ödeyerek Hilderlocke'deki Kriston Kasabası'na gitmeli ve sonrasında atına binerek yaklaşık bir saat kadar daha yolculuk etmeliydi.

Hilton Kalesi çorak bir araziydi ve Yeraltına giden mağaralardan kaçmış yaratıklarla doluydu. Kötü Taraf ile aradaki sınırda bulunan bir yerdi. Kırılmış olan Nagado'nun Lanet Asası'nı geri iade ettiğinde belki bir ödül kazanabilirdi. Bu yolculuğu yapmaktan bir zarar gelmezdi. Sonuçta, Efsanevi bir Ölüm Büyücüsünün ölümü her gün yaşanan bir şey değildi.

Nie Yan Kış İksiri ve Küçük Canlılık İksirinin tarifini Kuş'a verdi ve birliğin meseleleriyle alakalı birkaç talimat daha verdi, gün sonuna yaklaşırken işlerin çoğunu halletmiş sayılırdı.

Kalor şu anda sakin görünüyordu. Eğer bir acil durum yaşanırsa bile anında geri dönebilirdi.

Nie Yan Kriston Kasabasına ışınlandı, sonrasında Şahinci Atına binerek kuzeye doğru ilerlemeye başladı.

Dakikalar ilerledi. Sunucunun kapanma saati yaklaştığında Nie Yan Şahinci Atını gönderdi ve kendine güvenli bir yer bularak oyundan çıkış yaptı.

Nie Yan oyun kapsülünden çıktığında Xie Yao'nun misafir yatağında değil de kendi yatağında yattığını gördü. Görünüşe göre gece Nie Yan'ın odasına girmiş ve burada uyumuştu.

Nie Yan Xie Yao'ya doğru yaklaştı. Xie Yao üzerini ince bir battaniye ile örtmüştü. Gözleri kapalıydı fakat hala yüzündeki korku ifadesi geçmemişti. Oldukça narin görünüyordu, bakan kişi ona acımadan edemiyordu. Yaşananlar, Xie Yao'yu Nie Yan'ın düşündüğünden daha fazla etkilemişti. İlk başta neredeyse kim olduğu bilinmeyen kişiler tarafından kaçırılma tehlikesi atlatmış ve daha sonrasında ise bir insanın ölümünü çıplak gözlerle izlemişti. Nasıl olur da bundan etkilenmezdi?

Nie Yan gözlerini Xie Yao'ya kilitledi, tek bir pürüze bile sahip olmayan yüzü, dağınık olmasına rağmen cazibeli görünen saçları ve sivri kirpikleri ile uyum içinde duran tatlı dudakları...

Xie Yao dantelli bir gecelik giyiyordu. Geceliğin yakası hafifçe aşağı inmişti, süt beyazı omuzlarının cazibesini ortaya çıkartıyordu. Tıpkı bir tanrıça gibi görünüyordu. Nie Yan bu manzara karşısında vahşi hayaller kurmaktan kendini alamadı.

Xie Yao'nun böylesine masumca tam karşısında uyuması, Nie Yan'ın önceki hayatında hayal dahi edemeyeceği bir şeydi. Bu manzarayı izlemenin verdiği zevk oldukça huzur vericiydi, sanki kalbinin üzerinden büyük bir yük kalkmış gibi hissediyordu.

Xie Yao'nun kirpiklerinin hafifçe titrediğini gören Nie Yan gülümsedi. Görünüşe göre çoktan uyanmıştı fakat gözlerini açmaya utanıyordu.

Nie Yan eğildi ve yüzünde sinsi bir gülümseme ile Xie Yao'nun yüzüne yaklaştı.

Xie Yao gözlerini açtığında Nie Yan'ın yüzünün kendi yüzüne bu kadar yakın olduğunu gördü ve suratı bir anda kızardı.

"Çıktın mı oyundan?" Xie Yao gözlerini kırparak sordu.

"Neden burada, benim yatağımda uyuyorsun?"

"Korktum. Bir odada tek başıma kalmak istemedim, bundan dolayı buraya geldim," diye açıkladı Xie Yao. Nie Yan'ın yanında olduğu zamanlar kendini güvende hissediyordu. Dün Deste'nin ölümünü izlemek her ne kadar Xie Yao için büyük bir deneyim olsa da Nie Yan hakkındaki görüşleri elbette değişmemişti. Fakat Nie Yan'ın Deste'yi öldürürkenki manzarası gözünün önüne geldiğinde kalbinde bir türlü tarif edemediği bir duygu yaşıyordu.

Xie Yao'nun utangaç ve savunmasız haline bakan Nie Yan'ın içi bir anda titredi ve içgüdüsel bir şekilde dudaklarına atıldı.

Xie Yao hazırlıksız yakalanmıştı, şaşkınlıkla hafifçe bağırdı. Fakat bu bağırma Nie Yan'ın arzusunu artırmaktan başka işe yaramamıştı.