Bölüm 223: Mutlak Zafer

avatar
4952 38

Rebirth of the Thief Who Roamed the World - Bölüm 223: Mutlak Zafer



 

Sanırım ekipmanımın ve Seviye 6 Kalkanın savunma kapasitesini hafife aldım.” Kılıç Parıltısı muzip bir ifadeyle karakter sayfasına bakıyordu. Böyle muazzam bir savunmaya sahip olmak harika bir histi! Resmen bir akın patronuydu!

 

Seviye 6 Kalkan, Kutsal İmparatorluk oyuncularının saldırılarıyla çöküşün eşiğine gelmişti. Parçalanması an meselesiymiş gibi görünüyordu. Gerçi artık parçalansa da önemli değildi. Zira savaşın sonucu artık belli olmuştu.

 

Kılıç Parıltısını sarsmak mümkün değildi! Demirden bir kule gibi aldığı saldırılara rağmen dimdik ayaktaydı. %60’tan fazla canı kaldığını görenler kalplerinde ne kadar güçsüz olduklarını hissediyorlardı. Bu Dövüşçü haddinden fazla güçlü değil miydi?

 

İki Ateş Topu Kılıç Parıltısının vücudunda patladı. Her yana kıvılcımlar saçılırken Seviye 6 Kalkan da aynı anda parçalandı.

 

Kalkanı kırıldı.” Yıkık Çınar galibiyet için bir umut ışığı görmüştü.

 

Geri kalan üç Vahşi onun bu heyecanını anlasa da can çubuklarında gördükleri sayı 300-400 aralığındaydı. Kılıç Parıltısının etrafını sarsalar bile iki saldırıda işlerini bitirebilirdi.

 

Nitekim saldırı gücü oldukça yüksekti. Ancak Kılıç Parıltısına verdikleri hasar gülünç seviyelerdeydi. Seviye 6 Kalkan olmadığında bile ancak 30-40 hasar verebiliyorlardı.

 

Bunun farkında oldukları halde aralarından hangisi Kılıç Parıltısına yaklaşmaya cesaret edebilirdi?

 

Kılıç Parıltısı rakibinin bu duraksama anını fırsat bilip kalan iki Büyücünün peşine takıldı. Elementalist İtici ile beyhude bir girişimde bulunduysa da Kılıç Parıltısı iki beceriyle onun işini bitirdi. Esrarlı Büyücü de ondan kurtulamadı. Sinir Kesiği ile hareketsiz kıldığı oyuncuyu Alev Kesişiyle bitirdi.

 

Sıra Vahşilere gelmişti. Kısa süren bakışmanın ardından Vahşiler cesaretlerini toplayıp saldırıya geçtiler.

 

Becerilerini etkinleştirip Kılıç Parıltısının üstüne atıldılar.

 

Bölücü!

 

Gürleyen Darbe!

 

Arenanın her yanı saldırılardan doğan ışıklarla sarılmıştı. Vahşiler içine düştükleri felaketten kendilerini kurtarmak için bütün şiddetleriyle Kılıç Parıltısına saldırıyorlardı.

 

−39
−36
−35…

 

Başının üzerinden fırlayan hasar değerleriyle Kılıç Parıltısının canı kaplumbağa hızında azalıyordu.

 

Amansız saldırılara rağmen Kılıç Parıltısı dengesini hala koruyordu. Yüzünde panikten eser yoktu. Olağanüstü savunması ile rakip saldırılarını görmezden gelebiliyordu.

 

Bir açık yakaladığı anda kılıcını savurdu.

 

Hortum Kesişi!

 

Etrafında dönerken kılıcıyla kestiği dört Vahşi üzerinden iki yüzden fazla sayılar fırladı. Ölümden yalnızca bir adım uzaklıktalardı.

 

Kalkan Darbesini etkinleştirip Vahşilerde birini geriye savurdu. Havadayken canı sıfıra düşen Vahşi, bir daha kalkmamak üzere yere düştü.

 

Alev Kesişi!

 

Bir başka Vahşi daha can verdi.

 

Arenaya çıkan on kişiden geriye iki kişi kalmıştı!

 

Çılgın Kesik!

 

Kılıç Parıltısının kılıcından yayılan aura, önündeki iki Vahşiye azgın bir fırtına gibi saplanarak onları havaya uçurdu.

 

Canının yarıdan biraz daha fazlası dolu halde arenada on cesedin yanında dimdik ayaktaydı. Az önce verdiği çetin mücadelenin izlerini görmek mümkündü.

 

Düşündüğümden çok daha kolay oldu. Seviye 6 Kalkanın dev miktarda hasar emmesi beklenmedik bir durum olmuştu. En çok şaşırdığı nokta ise %52 canının kalmasıydı. Bunun anlamı birkaç kişi fazla olsalar bile onları yenebileceği miydi? Bu dövüş tek taraflı bir katliamdan farklı geçmemişti.

 

Üstün ekipmanlarını ve seviyesini kullanarak rakiplerini bastırmıştı. Avantalı durumdayken oyuncuları kesip biçme hissi pek hoşuna gitmişti.

 

Savaşçılar bütün sınıflar içinde ekipmanların öneminin en ağır bastığıydı. Oyuncu ne kadar yetenekli olursa olsun ekipmanı çöpse karakterinin gücünü açığa çıkaramazdı. Bununla beraber Savaşçıdaki ekipmanların kalitesi, oyuncunun gücünü belli ederdi. İyi bir Savaşçı, yeteneklerini kullanarak ekipmanlarının kalitesini yükseltirdi.

 

Dövüş bitmiş olsa da izleyenlerden çıt çıkmıyordu. Kılıç Parıltısının performansı nefeslerini kesmişti. En çok şaşırdıkları şey ise Kılıç Parıltısının canının hala yarıdan fazla oluşuydu. On kişiye karşı tek başına savaşıp, üstüne bir de kazanmak her babayiğidin harcı değildi.

 

Onun bu galibiyeti, Ebedi Gümüş Setinin kıymetini bir kez daha gözler önüne sermişti. Miskin Tilkinin sete kavuşma arzusu iyice artmıştı. Kılıç Parıltısı seviyesinde birkaç Dövüşçüsü olsaydı yaklaşan kale savaşını dert etmesine gerek kalmazdı. Parlak Kutsal Alev de Muzaffer Dönüş de geri çekilmek zorunda kalırdı!

 

Miskin Tilki derin bir nefes alıp içindeki heyecanı bastırmaya çalıştı. “Diğer oyuncularına da bakalım.

 

Nie Yan Miskin Tilki’ye döndü. Benden saklanamazsın. Göründüğün kadar sakin olmadığını biliyorum.

 

Kılıç Parıltısı arenadan indiğinde Tek Vuruş Yemini tarafından karşılandı.

 

Ekipmanların ne güzelmiş öyle. Nereden buldun?” Tek Vuruş Yemininin yüzündeki gülümseme, etraftaki birkaç oyuncunun daha kalbini çalmasına yol açmıştı.

 

Kılıç Parıltısı bile onun güzelliği karşısında kendisi olamıyordu. Utançla başını kaşıyarak cevap verdi. “Nirvana Alevine sorman daha iyi olur.

 

Bu sırada arenada ölen Kutsal İmparatorluk oyuncuları da dirilmişti. Yüzlerinde acı bir gülümseme vardı.

 

Kılıç Parıltısı bir süre daha muhabbeti sürdürdükten sonra Nie Yan’ın yanına döndü.

 

İyi iş çıkardın.

 

Kılıç Parıltısı gülerek mesaj gönderdi.Çocuk oyuncağı.

 

Bunu sesli söyleseydin Miskin Tilki öfkesinden deliye dönerdi.Nie Yan güldü. Onun gibi bir Dövüşçüyü öldürmek özel yöntemlerle mümkündü. Çok sayıda kitle kontrol büyüsü ilk şarttı. Ağır saldırı altındayken yerinden kıpırdayamaz halde olmak zorundaydı. Onun dışında çok sayıda oyuncu gerekirdi. Gölge Rahibi ve Şövalye gibi hem PvPde güçlü olan, hem de iyileştirme becerileri olan sınıflar da elzemdi.

 

Bu dövüşte ekipmanının üstünlüğünü göstermenin yanında Kılıç Parıltısı muhteşem değerlendirmelerini de göstermişti. İlk önce Büyücülerden kurtulmuştu ki Vahşilerle dövüşeceği sırada üzerinde baskı olmasın.

 

Nie Yan bile şu anki Kılıç Parıltısıyla berabere kalırdı. Çünkü savunması çok güçlüydü ve Hırsızlar güçlü savunmaları hançerleriyle delemezlerdi. Yabanda Kılıç Parıltısını pusuya düşürmek isteyen bir Hırsız varsa, İnanç sözlüklerindeki aptal tanımı yeni bir anlam kazanabilirdi. En uygun yöntem başını çevirip başka bir yöne gitmekti.

 

Miskin Tilki yanında duran Ebedi Ankaya döndü.Diğer maçlar ne alemde?

 

Ebedi Anka istatistikleri kontrol edip yanıtladı.Yetmişten fazla maç yapıldı. Yetenekli oyuncularımızın çoğu bir dövüşte yer aldı.

 

Peki ya sonuçlar?

 

Böyle konuşmaları mesajlaşarak yapmalıydı. Nie Yan’ın sonuçlardan haberi olmamalıydı.

 

On maç kazandık. Altmıştan fazlasını kaybettik.

 

Niye bu kadar az? Miskin Tilki’nin yüzü asıldı. Yanında getirdiği oyuncular, Kutsal İmparatorluğun içindeki en iyi oyunculardı. Onlardan iyisini bulamazdı!

 

Bilmiyorum… Bunlar aşırı güçlü çıktılar!Ebedi Anka bunca güçlü oyuncunun nereden çıktığını anlamıyordu. İstese de istemese de onları takdir ediyordu. Niuren Birliği şöhretini hak ediyordu.Fırın Ormanlarındaki operasyona katılanlar hala dövüşmediler. Onlar dışında Tek Vuruş Yemini ve diğer birkaç güçlü oyuncu da dövüşmedi. Arenaya çıkan bütün oyuncuları şu ana kadar adı sanı duyulmamış veya önemli bir başarısı bilinmeyen kişiler.

 

 Miskin Tilki garip bir ifadeyle Nie Yan’a baktı. Niuren Birliği elitlerine karşı Kutsal İmparatorluk ezici bir mağlubiyet almıştı. Niuren Birliğini kıskanmıştı. Böyle güçlü oyuncularla loncanın geleceği hakkında endişe etmesine gerek var mıydı? Muzaffer Dönüşün neden onları en büyük düşmanları olarak gördüğü açıktı!

 

Miskin Tilki her zaman Niuren Birliğinin görünmeyen bir tarafı olduğunu düşünmüştü. Bugüne kadar yaşanan meseleleri göz önünde bulundurarak her ne yaşanırsa yaşansın onlarla asla düşman olmamaya karar verdi. Ona göre Niuren Birliğini düşman edinmek, Parlak Kutsal Alev ve Muzaffer Dönüş ittifakını düşman edinmekten daha tehlikeliydi.

 

Kutsal İmparatorluğun yeterince güçlü olmadığı bu sayede anlaşılmış oldu.

 

Ebedi Anka, Ölümsüz Savaş Coşkusu ve diğer birkaç kişi gibi en güçlü oyuncular henüz harekete geçmemişti. Fakat bu saatten sonra geçseler de önemi yoktu.

 

Nie Yan keyifle dövüşleri izliyordu. Kutsal İmparatorluktan biri art arda iki Niuren Birliği oyuncusunu mağlup ettikten sonra sahneye Niuren Birliğinden bir Kutsal Büyücü çıkmıştı.

 

Bu Kutsal Büyücünün yüzü tanıdık geliyordu. Nie Yan önceki hayatında onu mutlaka görmüş olmalıydı.

 

O kim?” Yanındaki Lider Genç Yediye sordu. Loncadaki oyuncuları kendisinden daha iyi bildiği kesindi.

 

Güneşli Güney Meraklısı. Bayağı güçlü biri. Loncada ilk 20 arasına girer.” Genç Yedi de onu pek tanımıyordu, ama yeteneklerinden oldukça etkilendiği, ona biçtiği sıralamadan belliydi.

 

Usta oyuncularda dolu Niuren Birliğinde ilk yirmiye girebilmek inanılmaz bir başarıydı!

 

Güneşli Güney Meraklısı… Nie Yan duygulanmıştı. Güneşli Güney Guo Huai’den takip etmesini istediği oyuncular arasındaydı. Sonraları aklından çıktığından sürecin ne durumda olduğunu sormayı unutmuştu. Önceki hayatında Güneşli Güney ile düello yapmış ve ezici bir yenilgi almıştı. Güneşli Güney de tıpkı onun gibi sınıfının zirvesine ulaşmaktan bir adım uzaklıktaydı. Aralarındaki fark ise Nie Yan’ın vazgeçmesi, Güneşli Güneyin ise son engeli geçmek için durmadan çabalamasıydı. Sonraları kulağına çalınan haberlere göre Güneşli Güney Bilge unvanını elde etmişti.

 

Önceki hayatında herhangi bir takıma katılmayı reddeden oyunculardan biri de Güneşli Güneydi. Tamamen kendi gücüne dayanarak zirveye ulaşan nadir Büyücülerdendi. Söylentilere göre oyuna başladığı sıralarda Parlak Kutsal Alev üyesiydi. Fakat lonca liderine sinirlendiği için lonca sohbetinde sayfalarca küfredip loncadan atılmıştı. O günden sonra hiçbir loncaya katılmamıştı. Kutsal İmparatorluk ve Safir Tapınaktan gelen fazlasıyla cömert teklifleri bile geri çevirmişti.

 

Lonca sohbetinde lonca liderine küfretmek ha? Ne pervasız adam… Nie Yan’ın yüzünde bir gülümseme belirdi. Biri bana küfretse acaba ben nasıl tepki verirdim? Bu soru üzerinde düşündükten sonra başını iki yana salladı. Muhtemelen sakin bir şekilde meseleyi hallederdi. Hatalıysa eğer hatasını kabul etmekten çekinmezdi. Ölümü tadan biri için bu tarz meseleler önemsizdi.

 

Arenada Güneşli Güney Vahşiyi büyü bombardımanına tutuyordu. İticiyi etkinleştirip düşmanını geri püskürttü. İticinin süresi dolunca Vahşi tekrar yaklaşmaya başlamışken Koyun Dönüşümü büyüsüyle onu koyuna çevirdi ve birkaç adım geri çekildi. Birkaç küçük çatışmanın ardından düşmanının vücudunda patlayan büyüyle maçı sonlandırdı.

 

Güçlü biri. İlk 15 onun için zor olmaz.” Parlak Kutsal Alev lonca lideri böyle bir oyuncuyu loncadan attığı için başını duvarlara vurmuş olmalıydı. Bu hayatta Güneşli Güneyi kapan lonca Niuren Birliği olmuştu.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44344 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr