Bölüm 198: Ceset Dağı

avatar
4819 39

Rebirth of the Thief Who Roamed the World - Bölüm 198: Ceset Dağı


 

 

Engelsiz tarafından yayınlanan video sonucu forumlar kaynıyordu.

 

Engelsiz oyuncuları yorum kısmında sık sık Niuren Birliği oyuncularını kışkırtmaya yönelik çalışmalarda bulunuyorlardı. Niuren Birliği oyuncuları karşılık vermek isteseler de ellerinde düşmana karşı kullanabilecekleri bir koz yoktu. Çok sayıda oyuncu, idarecilerin durumla başa çıkamayışları yüzünden memnuniyetsizliklerini dile getiriyordu. Fırın Ormanlarına gidip hınçlarını çıkarmak için can atıyorlardı.

 

Fakat çok geçmeden bir video daha yüklendi. Altında da birkaç kısa cümle vardı.

 

Bu sefer Nie Yan ve yanındaki diğer dokuz kişinin Engelsiz üyelerini katledişi forumlardaydı.

 

10.09, Öldürülen Oyuncu Sayısı: 153. Niuren Birliğinin kalabalık gruplarla saldırmaya ihtiyacı yok. Onumuz Engelsizi yok etmeye yeteriz!

 

Tüyleri diken diken eden bir görüntü ve yazı! Forumlardan durumu takip edenler şaşkınlık içerisindelerdi. Savaşçı ve Şövalyeler önlerine geleni parçalıyor, Hırsızlar ekin biçer gibi düşman öldürüyor, Büyücüler insana dehşet veren bir hasara imza atıyordu! En can alıcı kısım ise altmış Engelsiz oyuncusunun Cehennem Ateşi büyüsüyle öldürüldüğü kısımdı. Gerçekten de nefes kesici bir sahneydi!

 

Nie Yan’ın grubu meyve doğrar gibi Engelsiz oyuncularını parçalıyorlardı!

 

Gruptakilerin PvPde ne denli yetenekli oldukları belliydi! İzleyen herkes hayran kalıyordu.

 

Ne güçlü bir grup!

 

Niuren Birliğinin gerçek gücü bu mu?

 

Görüntülerin altına yazılanlar biraz şüphe uyandırıyordu. Forumlarda yeni bir tartışma başlamıştı.

 

“10.09, 153 oyuncu öldürüldü… Yani Niuren Birliğinin saldırısı bitmedi mi?”

 

Bu başlık altında ateşli tartışmalar sürüyordu. Niuren Birliğinin kalabalık gruplarla saldırmaya ihtiyacı yok! Engelsiz suratına sert bir tokat yemişti. Niuren Birliğinin ana takımını pusuya düşürdülerse ne olmuş? Yirmi kişiyle ilgilenmek için bin kişiyle saldırmışlardı. Buna rağmen aradan bazıları kaçmayı başarmıştı. Yaptıkları işin büyütülecek bir yanı mı vardı? Forumları takip edenlerin fikirleri değişmişti. Niuren Birliği onurunu geri kazanmıştı.

 

Mesaj barizdi: On kişi sizin yüz elli oyuncunuzu perişan ettik. Bakalım hala eski havanızı sürdürebilecek misiniz?!

 

Ve en sondaki küstah ifade: Onumuz Engelsizi yok etmeye yeteriz!

 

On kişi hakikaten Engelsizi bitirebilir miydi?

 

Herkes bu sorunun cevabını merak ediyordu.

 

Ateşli tartışmalar sonucu forumlarda ilk sıraya Nie Yanların yüklediği video yükselmişti. Her yerde paylaşılıyor ve dikkat başlıklarla tartışmalar sürüyordu.




On Katliam Abidesi!

On, Yüzü Katletti, Cesetlerden dağ oluştu!

Niuren Birliğinin Kudreti!

… gibisinden gönderiler forumları sarmıştı.

 

Niuren Birliği oyuncuları moral bakımından çökmüş durumdalardı. Çoğu forumlara girecek cesareti kendinde bulamıyordu. Arada birkaç tanesi girip hakaretlere karşılık verse de değişen bir şey olmuyordu. Herkes üzgündü, lonca idarecilerinin tepkisizlikleri cesaretlerini kırıyordu.

 

Ama bunlar geride kalmıştı. Nie Yanların yayınladığı görüntüler sayesinde ferahlamışlar. Bütün üzüntüleri ve kırgınlıkları yok olmuş, yerlerini tanımsız bir heyecan almıştı. Çokça duygulanan bazıları gözyaşlarına hakim olamamıştı. İdareciler nihayet harekete geçmişlerdi!

 

Niuren Birliği oyuncuları loncalarını çok seviyordu. El alemin maskarası olmak istemiyorlardı.

 

Lonca üyeleri görüntüleri izlediklerinde içlerindeki alevler daha coşkulu yanmaya başlamıştı. Çünkü Guo Huai onlara Muzaffer Dönüş ve Engelsizin Fırın Ormanlarında tuzak kurduğunu söylemişti. Bütün loncanın seferber olması düşmanın istediği şeydi. Bu yüzden Nirvana Alevi ve diğer rütbeliler bir karara varmışlardı. Engelsizi yalnızca on kişiyle katledeceklerdi!

 

Niuren Birliği oyuncuları Nie Yan ve diğer dokuzunu akıllarına kazımışlardı. Zira bu on kişi hiçbir dış yardım almadan loncaya olan inançlarını tazelemişlerdi.

 

Lonca sohbetinden Nie Yan ve diğerlerine destek yağıyordu.

 

Nirvana Alevi harika!

 

Hem Muzaffer Dönüş hem de Engelsizle ilgileneceğiz. Korkanın ***!

 

Biz de gidelim! Muzaffer Dönüş ve Engelsizi mahvedelim!

 

Lonca üyeleri iyice gaza gelmişlerdi. Dışarda kasılmakta olan çok sayıda oyuncu varken on kişi intihar görevine çıkmıştı. Yerlerinde oturup onları mı izleyeceklerdi?

 

Yeter! Aptal mısınız siz? Ölmek mi istiyorsunuz? Az önce söylediklerimi ne çabuk unuttunuz? Oturun oturduğunuz yerde! Kimse bir yere gitmiyor! Kasılanlar kasılmaya devam etsin. Nirvana Alevi ihtiyaç halinde sizi çağıracak!Guo Huai lonca sohbetinde fırçayı bastı. Şimdilik onları bastırabilmişti. Ancak böyle hevesli olmalarının nedenini de anlıyordu.

 

Oyuncular sık sık forumları kontrol ediyorlardı. Yeni bir gelişme olduğunda kaçırmamaları gerekiyordu. Nie Yan ve diğerleri başarılı olacaklar mıydı? Veya yarı yolda öldürülecekler miydi? Sonuç ne olursa olsun uzun bir süre oyuncuların dillerinden düşmeyecekleri kesindi.

 

Fırın Ormanları sınırlarının yakınlarında Hei Zhuo öfkesinden kuduruyordu. İçinde tarifsiz bir endişe vardı. Hala hiçbir harekete rastlatamamışlardı. Öfkesinde kaybolmuşken astlarından bir mesaj geldi. Mesajda yüzden fazla kayıp verdikleri yazıyordu. Niuren Birliği saldırıya geçmişti!

 

Kaç kişiler?

 

Sadece on kişi gelmişler!

 

Ne yani? Yüzden fazla adamımızı sadece on kişi mi öldürdü!?

 

Yanındaki Yu Long Hei Zhuo’ya seslendi. “Forumlara bak.

 

Hei Zhuo forumları açtı. En üstte Niuren Birliğinin paylaştığı gönderi duruyordu. Görüntüleri izlerken Kılıç Parıltısını hemencecik tanıyıverdi. Nie Yan ve diğerlerinin yüzlerine de aşinaydı. Şaşırdığı nokta ise herkesin en az Kılıç Parıltısı kadar yetenekli oluşuydu. Niuren Birliği ne zamandan beri böyle oyunculara sahipti?

 

Yu Long da şaşırmıştı. On kişinin herhangi biri Muzaffer Dönüşe konsa rahatlıkla ilk beş oyuncu arasına girerdi. Anlaşılan Niuren Birliğinin gücünü fazla hafife almıştı.

 

Son görüldükleri koordinatları paylaşın! Bütün oyuncuları oraya sevk edin! Hepsini öldürün!Hei Zhuo görüntülerin altındaki yorumlar yüzünden daha da öfkelenmişti.

 

Öte yandan Yu Long, Nie Yan ve grubunun Engelsiz oyuncularının ağır kuşatmasına rağmen Fırın Ormanlarının iç bölgelerine nasıl girdiklerini düşünüyordu. Gizli bir rota veya yöntem mi izlemişlerdi?

 

Yoksa lav mağaralarından mı geldiler? Hayır, öyle olmamalı. Oraya girmek herkesin harcı değildi. Loncalar mağaralara keşif ekipleri göndermişlerdi. Lâkin bütün ekipler son oyuncusuna kadar içerde can vermişti. Hiç kimsenin öyle tehlikeli bir yere girmeyi göze alabilecek kadar çılgın olamayacağından emindi.

 

Nie Yan’ın grubu ablukayı Görünmezlik İksirleriyle mi geçmişti? Bu seçenek daha akla yatkındı.

 

Rahiplere Aydınlık büyüsü yapmalarını söyle. Muhtemelen Görünmezlik İksirleri var!

 

Hei Zhuo bir süre düşünüp başıyla onayladı. Ardından adamlarına emirlerini verdi.

 

Fırın Ormanlarının dışlarındaki 7-8.000 kadar oyuncu iç bölgelere yöneldi.

 

Fırın Ormanlarının kalbinde yüz kişinin katliamıyla çevredeki iki grup alarma geçmişti. Huzursuzlanmışlar, destek gelene kadar geri çekilmeyi planlamaya başlamışlardı. Aralarında Nie Yan’ın grubuna saldırmak isteyenleri de vardı. Ancak onlar kendi aralarında bir karara varamadan birkaç yabancı kişi önlerine çıkmıştı.

 

Nie Yan ve grubu savaş ganimetlerini topladıktan sonra sıradaki hedeflerine yönelmişlerdi.

 

İlk saldırı iki Hırsızdan, Nie Yan ve Güneşten geliyordu.

 

Elli kişilik grubun dışlarında duran Seviye 20 bir Şövalye Nie Yan’ın hedefi olmuştu. Yakınlarında grup halinde duran altı tane yakın dövüş sınıfı oyuncu vardı. Hep birlikte bölgeden çıkmaya hazırlanıyorlardı.

 

Şövalyenin Sezgisi pek yüksek olmadığından Nie Yan’ın gelişinden bihaberdi.

 

Nie Yan Şövalyenin başının arkasına Boğucu Vuruşu indirerek onu sersemletti.

 

Ardından boğazını kesti. Hayati Vuruş!

−253
−428

 

Yere yığılmadan önce Şövalyenin karşılık verecek fırsatı olmamıştı.

 

Nie Yan pis pis güldü. Saldırı gücünü artırdıktan sonra kalın zırhlı sınıfları bile kolayca öldürebilir hale gelmişti.

 

Lanet olsun! Hırsız var!

 

Etrafını sarın!

 

Altı yakın dövüş oyuncusu harekete geçti. Taarruz! İleri atılarak Nie Yan’ı öldürmeye kalkıştılar. Aralarında gümüş zırhlı bir Vahşi, saldırıya öncülük ediyordu.

 

Nie Yan geri çekildi. Ancak Taarruz becerisinin hızı sayesinde Vahşi hızla yetişti.

 

Sinir Kesiği! Korkunç bir saldırı gücüne sahip olan bu Hırsızdan korktuğundan, Vahşinin ilk saldırısı rakibini hareketsiz kılmaya yönelik olmuştu. Bilmiyordu ki rakibi ondan bir adım öndeydi.

 

Şok Darbesi! Nie Yan Vahşiyi Şok Darbesi ile sersemlettikten sonra Sinir Kesiğini atlattı. Hain Bıçak! Bağırsak Dökücü! Vahşinin canı iki saldırı ile tükenmişti.

 

Arkadaki Rahipler ve Şövalyeler, Vahşiyi iyileştirecek zamanı bulamamışlardı.

 

Bir Dövüşçü Nie Yan’ın üzerine geldi, iki Vahşi de yanlardan sıkıştırdı. Etrafını sarmaya çalışıyorlardı. Nie Yan Gölge Valsini etkinleştirip gözden kayboldu.

 

Kaçtı mı?

 

Üç Savaşçı Nie Yan’la temasa geçemeyince kalakaldı. Bir süre dikkatle çevreyi gözden geçirdikten sonra vazgeçip geri döndüler. Silahlarını kınlarına soktukları anda Nie Yan Vahşilerden birinin arkasında belirip hançerini Vahşinin sırtına sapladı. Patlama! Keskin Kenar yük patlamasıyla Vahşiyi saman gibi savurdu.

 

Silahta fazla yük birikmemesine rağmen Nie Yan’ın yüksek saldırı gücü sayesinde zayıf bir Patlama bile Vahşiyi öldürmeye yetmişti.

 

Vahşinin arkadaşları daha ne olduğunu anlayamadan Nie Yan tekrar ortadan kayboldu.

 

Korkudan altlarını ıslatıyorlardı. Nie Yan’ın her an ortaya çıkabilecek olması yüzünden arkalarına bakmadan kaçtılar. Ana gruba katıldıklarında içleri biraz olsun rahat etmişti.

 

Ağabey, kaç kişi öldürdün?” Güneş kendi pususunu başarıya ulaştırdıktan sonra Nie Yan’ın yanına gelmişti.

 

Üç.”

 

Ben de üç öldürdüm!” Ancak az ilerde yatan cesetlere baktıktan sonra yüzü utançla kızardı. Nie Yan Savaşçı ve Şövalyeleri indirmişken o Büyücü ve Rahipleri hedef almıştı.

 

Fena değil!

 

Monokrom, Kenarsız ve diğerleri, öteki tarafta savaş borusunu çaldılar. Kalabalık grubun arasına dalıp tek taraflı bir katliam başlattılar.

 

İlahi Vuruş!” Mavi İp bir Vahşiyi havaya uçurdu.

 

Hortum Vuruşu!” Monokrom topaç gibi etrafında dönerek altı kişiyi birden devirdi. Hasarını artıran zırhı ve kritik oranını artıran büyük kılıcı ile savaş meydanını yarıp geçen bir metal yığınıydı. Kimse ona dokunamıyordu.

 

Ölümsüz Hergele durmadan yaptığı büyüleriyle savaş meydanında patlamalar oluşturuyor, cesetleri etrafa saçıyordu. Palavracı Yaz Böceği alan etkili bir büyü olan Ateş Fırtınası kullandı. Azgın alev tufanı önüne çıkan on oyuncuyu içine alıp yok etti.

 

Elli kişilik gruptan geriye on kişi kalmıştı. Kalanlarda da direnecek güç kalmamıştı. Dört bir yana kaçışıyorlardı.

 

Nie Yan ve Güneş peşlerine takılıp beşini daha öldürdüler. Altı kişi ise talihin yardımıyla ellerinden kurtulmuştu.

 

Nie Yan forumlardaki gönderiyi güncelledi.

 

10.17, Öldürülen Oyuncu Sayısı: 201






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44353 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr