Bölüm 159: Tanrısal Klip

avatar
5221 41

Rebirth of the Thief Who Roamed the World - Bölüm 159: Tanrısal Klip


 

 

Ağaçların, çalıların ve orman zemininin arasında yankılanan böceklerin vızıltıları da olmasa ormanda çıt çıkmayacaktı. Sessiz ve kasvetli ortam, burada oyuncu aktivitesi olmadığını haber veriyordu. Kimse buralara girmeye cesaret edemediğinden bir süre daha bu durum değişmeyecekti. Nie Yan önceki hayatında buralara geldiği zaman mob avlayan 2-3 kişilik gruplara sıkça rastlardı. Aralarında kırmızı isimli oyuncuların sayısı hiç de az değildi. Arada bir Elit veya Alt Elit yaratıklar belirdiğinde oyuncular birbirlerine girerlerdi. Karmaşa sonucu yerler cansız bedenlerle dolardı.

 

Aslında İnanç içerisinde seviye atlamak zor olsa da sadece seviye atlamaya odaklanan bir kişi üç yıl içerisinde Seviye 180’e ulaşabilirdi. Eğer nispeten hızlı biriyse Seviye 200 de mümkündü. Gerçi çoğu oyuncu için PvP, zindan akınları, seviyelerinin üzerindeki patronları avlamak, kale kuşatmak vs. etkinliklerde ölmek, nefes almak kadar doğal ve sıradandı. Haliyle seviye atlama olayı epey meşakkatli bir işe dönüşüyordu. Ancak kişinin gelişimi ve usta bir oyuncuya dönüşmesi de bu zorluklar sayesinde mümkündü. Oyunun ileri safhalarında seviyesi yüksek ve ekipmanı kaliteli nice oyuncunun, seviye ve ekipman bakımından kendisinden düşük, ama daha yetenekli oyunculara yenildiği olacaktı.

 

Geniş orman arazisini geçtikten sonra Nie Yan ve yanındakilerin kulaklarına nihayet ormanın kasvetli sessizliğini bozan kurbağa sesleri geldi. Pullu Kurbağa bölgesine varmışlardı.

 

Nie Yan Tang Yao’ya döndü. “Manan ne durumda? Ve yanında kaç iksir getirdin?” Esrar Perisi olmadığından savaşın ortasında manasının bitmesi riskiyle karşı karşıyaydı.

 

Güneş’in getirdikleriyle birlikte 30 Mana Yenileme İksiri, 10 tane de Temel Mana İksiri var.” İlk bakışta bu miktar fazla görünse de, Elit sınıf bir yaratıkla savaştıkları durumda yeterli olmalarına imkân yoktu. Mana İksirlerinin bekleme süreleri vardı. Yani durmadan iksir tüketmesi gibi bir durum söz konusu değildi. Elitlerle savaşırken mana yenilemek için durduğu vakit, yaratığı öldürme süresi uzayacaktı.

 

Nie Yan o an bir çözüm düşündü. “Yao Yao, Mana Aktarımını öğrendin mi?” Bu beceri, Kutsal Büyücülerin mevcut manalarının bir kısmını, hedefledikleri kişiye aktarmalarını sağlıyordu. Ancak %50-60 civarlarında olan aktarım oranıyla becerinin ne kadar etkili olduğu sorguya açıktı.

 

Evet, öğrendim.” Takımıyla zindanlara giren bir Kutsal Büyücü olarak Mana Aktarımı elinde bulunması gereken bir büyüydü. Şartlar gerektirdiğinde Rahibe manasını aktarmak için her daim hazır bulunmalıydı. Kutsal Büyücüler, Elementalist ve Esrarlı Büyücüleri de geride bırakarak en fazla hasar çıktısına sahip olan sınıf olduğu, ve hatta onlar saldırıyı durdurduğunda takımların mob avlama hızları ciddi anlamda düştüğü halde, bütün takımın hayatını kurtarmak adına Kutsal Büyücünün vereceği hasardan vazgeçip Mana Aktarımı kullanması tercih edilirdi.

 

Güzel, bu işimizi kolaylaştırır. Genç Atmaca’nın manası tükenecek gibi olduğunda hemen beceriyi kullan.” Mana Aktarımının bekleme süresi iki dakikaydı. Beceri başarılı olduğu halde 200 manaya kadar aktarım yapılabilirdi. Hal böyleyken Tang Yao’nun manasının bitmesi konusunda endişe etmelerine gerek kalmıyordu. Yao Yao ve mana tazeleyen eşyalar sayesinde, Meteor gibi manayı içen beceriler kullanmadığı sürece, uzun süre boyunca hiç duraksamadan saldırı yapabilirdi.

 

Yao Yao şaşırdı. “Benim saldırmama gerek yok mu?

 

Hayır, seviyen yeteri kadar yüksek olmadığından saldırıların Pullu Kurbağalara zarar veremez.

 

Tang Yao araya girdi. “Şu anda Elit sınıf bir Pullu Kurbağayı öldürmemiz sence ne kadar sürer?

 

En azından bir saat. Alt Elitler de muhtemelen yarım saat kadar sürer.

 

Tang Yao hayal kırıklığına uğramıştı. Nie Yan omuzlarını sıvazlayarak devam etti. “Kendini toparla. Hızla seviye atlamamız gerek. Yoksa Gök Kıran lider sıralamasında önümüze geçer. Muzaffer Dönüş bizi yakın takibe aldı. Şu an lonca üyelerimiz yabana çıkarlarken lonca nişanlarını takamıyorlar. Taksalar Muzaffer Dönüş hızla etraflarını sarıp onları öldürecek. Bütün bunlar yeterince güçlü olmadığımız için başımıza geliyor. Eğer güçlenirsek, onlardan veya bir başkasından korkmamıza gerek kalmayacak!

 

Nie Yan biliyordu ki, Muzaffer Dönüşün kendilerine saldırabilmesinin altında yatan sebep, hedeflerinin kendilerine karşı koyacak güçleri olmadığının farkında olmalarıydı. Niuren Birliği güçlü bir lonca olsaydı, böyle tereddütsüz ve cesur eylemlerde bulunabilirler miydi?

 

Bu sözler Tang Yao’nun azmini güçlendirdi. Yüzüne birkaç sert tokat atıp kendine geldi ve bağırdı. “Şimdi *** seni Gök Kıran!

 

Tang Yao’nun depresif hali devam etseydi lonca da zararlı çıkardı. Kendine gelmesi ile Nie Yan rahat bir nefes almış oldu.

 

Grup bir süre sonra ilk Alt Elitleriyle karşılaştı. Nie Yan Duman Tozunu attığında Tang Yao da yaratığı büyü yağmuruna tuttu.

 

Bu kadar kolay mı?” Yao Yao ve Güneş hayli şaşkındı. Nie Yan ve Tang Yao’nun böylesi bir yöntemle seviyelerinin çok üstündeki mobları öldürmeleri onlara büyük bir şok yaşatmıştı.

 

Sıradan oyuncular için seviyelerinin üzerlerindeki yaratıklarla savaşmak ölüm demekti. Bu yüzden seviyelerinin üzerlerinde olan hiçbir yaratıkla, özellikle de Lider ve daha üst sınıflarla karşı karşıya gelmemeye özen gösterirlerdi. Ancak şu anda Tang Yao, Seviye 30 Alt Elit bir yaratığı tek bir çizik almadan ve fazla çaba harcamadan kolaylıkla öldürüyordu. Gözlerinin önünde yaşananlar mantığa aykırıydı!

 

Yao Yao ve Güneş, burada sadece bedava tecrübe için bulunuyorlardı. Yao Yao’nun tek amacı, Tang Yao’nun manası bitmeye yüz tuttuğunda otomatik olarak devreye giren bir mana iksiri görevi görmekti. Güneş ise düşenleri toplamakla görevliydi. Bu sırada Nie Yan ise etrafta keşif gezilerine çıkarak Elt ve Alt Elitlerin yerlerini belirliyordu. Yer belirleme işi bitince yaratık ölmeden hemen önce geri dönüp tecrübeye ortak olacaktı. Bu şekilde maksimum verimle çalışabilirlerdi.

 

Yaklaşık yarım saat sonra Alt Elit Pullu Kurbağa yere yığıldı. Ödül olarak kazandıkları cömert tecrübe puanı sayesinde Güneş iki defa seviye atlayarak Seviye 7’den Seviye 9’a yükseldi. Yao Yao ise Seviye 10’dan Seviye 11’e yükselmişti. Nie Yan ve Tang Yao seviye atlayamamışlardı. Ancak tecrübe çubuklarında yüksek bir doluluk vardı.

 

Vay canına, burada seviye atlamak ne kadar hızlıymış! İki seviye birden atlayıverdim!” Güneş hala bu işe inanmakta güçlük çekiyordu. Seviye düşmeden önce Seviye 7’den Seviye 9’a ulaşması için iki gün boyunca yememiş içmemiş sadece kasılmıştı. Fakat şu anda aynı iş yarım saat sürmüştü!

 

Yao Yao da bu hıza şaşırmıştı. Demek Nie Yan ve Tang Yao bu şekilde seviye atlıyorlardı. Tang Yao’nun lider sıralamasında hızla zirveye yükselmesinin sebebi ortadaydı. Bu seviye atlama hızıyla oyundaki hiç kimse boy ölçüşemezdi!

 

Nie Yan, bu yöntemi nasıl buldun?” Yao Yao’nun şüpheli bakışları Nie Yan’a kilitlendi.

 

Kütüphanede bütün yaratıkların detaylı anlatımı mevcut. Zayıf noktalarını bulmakta zorlanmadım. Güneş, ne düştü?” Nie Yan baştan savma cevapladıktan sonra hemen konuyu değiştirdi.

 

Bir zırh ve bir de Şövalye çekici. İkisinin de özellikleri belirlenmemiş.

 

Ver bakalım. Özelliklerini belirleyelim.

 

Tamam.

 

Eşyaları alan Nie Yan, Üstün Sezi ile özelliklerini belirledi. Zırh Gümüş kademe iken çekiç Altın kademeydi. İkisi de oldukça sağlam özelliklere sahipti, ama Seviye 30’da kuşanılabilirlerdi. Şu an kimse bu eşyaları kuşanamadığına göre lonca hazinesinde kendilerini alacak birini bekleyeceklerdi.

 

Lonca üyelerinin, hazineden Seviye 30 Gümüş kademe bir ekipman alabilmek için 1000 liyakat puanına ihtiyaçları vardı. Altın kademe Seviye 30 ekipmanlar ise 3000 liyakat puanından başlıyordu. Dolayısıyla şu an için bu eşyalar sahipsiz kalacaktı. Ancak lonca üyeleri için bu yüksek seviye eşyalarının varlığı ve çokluğu büyük bir moral kaynağı olacaktı.

 

Düşenleri çantaya yerleştirdikten sonra sıradaki hedefleri olan Elit sınıf bir Pullu Kurbağanın bulunduğu yere yöneldiler.

 

Nie Yan, Kıyım Zebanisi Madalyonu neden düşmedi dersin?” İsimlerinin kırmızılık dereceleri gereken şartları sağlıyor olmalıydı.

 

Bilmiyorum. Madalyonun düşme oranı yerlerde. Biz işimize bakalım. Düşerse güzel olur, düşmezse de elden bir şey gelmez.” Kıyım Zebanisi Madalyonu, muhteşem özellikleri ile oyunun erken aşamalarında bulunabilecek en iyi aksesuardı. Önceki hayatında bu madalyonun değeri, Alt Efsanevi bir ekipmanın değeriyle aynıydı. O zamanlar birçok oyuncu, madalyonu ele geçirmeye çalışıyordu. Fakat böylesi bir eşyanın kolay kolay ele geçirilmesi söz konusu olamazdı.

 

Pekala, devam edelim öyleyse.

 

Muzaffer Dönüş ve Kutsal İmparatorluk arasındaki sürtüşmenin sonucu, oyuncu kitlesi arasında tartışma konusu olmuştu. Lâkin şu anda dikkatlerini çeken başka bir mesele daha vardı ki, o da Zümrüt İmparatorluğu forumlarında paylaşılan bir klipti. Bu görüntüler Tang Yao’nun popülaritesini bile gölgede bırakmıştı.

 

Nie Yan ve diğerleri bu tartışmaların başlıklarına baktı.

 

 
Ne oyuncu ama!



Bu adam Tanrı mı?!


Böyle Hırsız ne gördüm, ne duydum!



Bu başlıklar Nie Yan ve Tang Yao’yu gülümsetti. Neyse ki Guo Huai görüntüleri paylaşırken Nie Yan’ın yüzünü gösteren kısımları kesip atmıştı. İzleyenler yalnızca bir Hırsızın Muzaffer Dönüş oyuncularını nasıl birbirleri ardına katlettiğini görüyorlardı. Görüntülerin odağında Nie Yan olmamasına, sadece arka planda dövüşüyor olmasına rağmen, yaptıkları insanların gözünden kaçmamıştı. Sonuç olarak şu an herkes, Muzaffer Dönüş oyuncularını soğan doğrar gibi doğrayan bu esrarengiz Hırsızın kim olduğu hakkında fikir yürütüyordu. Ancak hiç kimse kesin bir cevaba ulaşamıyordu. Muzaffer Dönüş meselenin dışındaydı, kutsal İmparatorluk Hırsızın kimliğini açıklamıyordu, Niuren Birliği ise sessiz kalmayı tercih ediyordu. Dolayısıyla Hırsızın asıl kimliği kimse tarafından bilinmiyordu. Bu şekilde Nie Yan şu ana kadar olduğu gibi dikkatlerden uzak kalabilirdi. Ancak Niuren Birliği oyuncuları yiğit, rakipsiz lonca liderleri Genç Atmaca’nın yanı sıra, başka bir üst seviye oyuncunun daha aralarında olduğunu biliyorlardı. Ve bu kişi bir Hırsızdı! Maalesef bu kişinin kimliği onlar için de bir sırdı.

 

20 Niuren Birliği oyuncusunun 300 Muzaffer Dönüş oyuncusuyla olan savaşı, oyuncu kitlesi arasında hızla efsane halini alıyordu. Görüntülerin açığa çıkmasıyla çok sayıda oyuncu Niuren Birliği karargahına akın etmişti. Bu yeni başvurularla lonca hızla büyüyordu. Çok sayıda yeni alım ile üye sayısı nihayet 10.000 barajını geçmişti. Henüz büyük loncalarla karşılaştırılamayacak olsalar da, ikinci sınıf loncalar arasında gayet ünlülerdi. Gök Kıran tekrar onları ezmek istese, bu sefer önceki gibi rahat hareket edemeyecekti. Dahası, görüntülerin yayılmasıyla Muzaffer Dönüşün itibarı da ciddi bir darbe almıştı. Yaklaşan olaylar ve dağ gibi biriken işler yüzünden Niuren Birliğine ayıracak vakitleri yoktu. Şu anda elit takımları çılgınca seviye atlamaya çalışıyordu. Gök Kıran nihayet Seviye 16’ya ulaşmış ve lider sıralamasının zirvesindeki Tang Yao’ya bir adım daha yaklaşmıştı. Gök Kıran aynı zamanda büyük bir Hırsız grubunu Nie Yan ve Tang Yao’yu aramakla görevlendirmişti. Nerede avlandıklarını bulmak istiyordu. Fakat bütün çabaları sonuçsuz kalmıştı. Hiç kimse onların Seviye 30 bölgesinde olduklarını tahmin edememişti.

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44390 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr