Nie Yan statü çubuğuna baktığında, kırmızı bir isimle damgalandığını gördü. Gerçi, şimdi düşündüğünde ilk saldıran taraf kendisi olmuştu. Ancak şartlar bunu gerektirmişti. O sırada hareketlerinin sonucunu düşünecek vakti yoktu. Zombi Kralıyla savaşırken Gece Gölgesi’nin saldırı yapmasına göz yumamazdı. Aksi halde iki düşmanın arasında kalıp, ölüm fermanını imzalardı.

Sistem kuralları böyle olduğu için yapabileceği bir şey yoktu. Aslında PK (player killing) de kendi başına bir eğlenceydi. Oyunun belirlediği sınırlar içerisinde kalırken, düşmanı başından savmak, gerçekten en üst seviye birkaç oyuncunun yapabileceği bir şeydi.

Nie Yan’ın vakasında, ilk saldırma avantajını düşmana vermesi imkansızdı. Kayıplarını görmezden gelip ayrılmak, daha da imkansızdı! Ancak aklına böyle bir şey de gelmemiş değildi. Elbette bu durumda yaşayacağı aşağılanma yüzünden kalmayı tercih etmişti!

Üç oyuncuyu öldürdükten sonra ismi koyu kırmızıya dönmüştü.

Bununla beraber, Nie Yan fazla endişeli değildi. Önceki hayatında, ismi onlarca kez kırmızıya dönmüştü. Kaotik savaşlarda gün içerisinde birkaç defa kırmızı isim edinmek olağandı. İsmi kırmızıya dönmüş olsa da, onu öldürebilecek oyuncu daha anasının karnından doğmamıştı. Kaçmak istediğinde yoluna çıkabilecek kimse yoktu. Bu yüzden endişelenmesine de gerek yoktu.

Lakin, Kalor’daki nüfuzu düşük olduğundan, kırmızı ismini gören muhafızlar anında Nie Yan’a saldıracaklardı.

Nie Yan o an hatırladı, eğer ismi kırmızıysa, gidip Pullu Kurbağa avlamalıydı!

PK statü etkisini silmek için onlardan iyisi bulunamazdı. İsim kırmızıyken eşya düşürme ve tecrübe oranları da artıyordu. Hatta şanslı bazı oyuncular, Kıyım Zebani Madalyonu denen özel bir eşya da düşürebilirlerdi.

Her şerde bir hayır vardır.

Mandalina, Gece Gölgesi ve Gizli Kılıç ile olan savaşı, Nie Yan’ı uyandırmıştı. Düzen Kitabı’nın elinde bulundurduğu iki bölümü, faydalarını gelecekte göstereceklerdi. Her beş seviyede, normalden dört tane daha fazla statü puanı kazanacaktı. Sulgatanın Çizmeleri de gelecekte kullanışlı olacaktı. Ancak, bunları bulmak için harcadığı zaman yüzünden, ekipmanlarının kalitesini yükseltmeye fırsat bulamamıştı. Seviye ve ekipman toplama hızını artırması elzemdi. Aksi takdirde, sonraki savaştan sağ çıkamayabilirdi.

Karara vardıktan sonra, elindeki Seviye 10 asayı inceledi.

Kadındaki silaha bak sen! Hasarının neden o kadar yüksek olduğu şimdi anlaşılıyor. Savunmam ne kadar fazla olursa olsun işe yaramaz. Asayı Tang Yao’ya veririm. O da Seviye 10 olmak üzeredir. Asasını değiştirdikten sonra, görev için yola çıkarız. Gerçi Gambit olmayınca başarabilir miyim bilmiyorum. Tang Yao’ya birkaç tane güçlü büyü alıp şansımı yükseltmem gerek.

Nie Yan diğer oyunculardan düşen ekipmanları inceledi. Gece Gölgesi, Siyah Rüzgar Pelerini düşürmüştü. Muharebe Hırsızlarına özel bir eşya olduğundan Nie Yan’ın kuşanması mümkün değildi. Gizli Kılıç da zırhını düşürmüştü.

Onlardan sonra Zombi Kralından düşen eşyaya geçti.

「Ne durumdasın?」Nie Yan, Tang Yao’ya mesaj attı.

「Şimdi Seviye 10 oldum, Kalor’a dönüyordum. Görev yapmaya gidecek miyiz?」Tang Yao, yanında Seviye 3 Esrar Perisiyle güçlü yaratıklara karşı savaşıp, kendini test etmek istiyordu.

「Planları biraz değiştirmemiz gerek. İsmim kırmızıya döndü.」

Tang Yao sessizdi. Kendini topladıktan sonra konuştu.「Kırmızı isim demek? Birini mi öldürdün!?」

「Aslına bakarsan üçünü. Muzaffer Dönüş üyeleri. Elit yaratık öldürürken kill çalmaya çalıştılar. Ben de öldürdüm.」

「Vay anasını! Harika lan! Üçüyle birden aynı anda nasıl savaştın? Seviyeleri kaçtı?」Tang Yao, Nie Yan’ın isminin kırmızıya döndüğü gerçeğini unutmuş gibiydi. Nie Yan’ın kırmızı ismi, planlarını erteleyecek olmasına rağmen Tang Yao mutlu olmuştu. Tabii, mutlu olmasının sebebi bunlar değil, Nie Yan’ın üç kişiyle aynı anda savaşıp düşmanlarını öldürmesiydi. Bu inanılmaz bir başarıydı!

「Üçü de Seviye 10’du.」

「Yok artık ! Seviye 10 mu!? Ben düşük seviye çöpler olduklarını sanmıştım!」Tang Yao şaşkındı. Büyük loncalarda Seviye 10 oyuncuların konumlarını biliyordu. Ana zindan takımının üyeleri olduklarından, Tang Yao gibi durmadan kasılarak seviye atlayanlardan değillerdi! Fakat, kardeşi bu kişilerin birini değil, üçünü aynı anda öldürmüştü. Oyuncuların ezici bir çoğunluğunun düşük seviye haritalarda kasıldıkları düşünüldüğünde, Nie Yan’ın yaptığı şeye akıl sır erdiremiyordu!

Yalnız bir oyuncu, Muzaffer Dönüş loncasının üç elit oyuncusunu öldürmüştü. Tang Yao bunu kabullenmekte güçlük yaşıyordu.

Tang Yao nihayet duyduklarını sindirdi.「Tamam, anladım! Nerede olduğunu söyle. Yanına geliyorum. Ben gelene kadar öldürülmemeye çalış. Yoksa bütün ekipmanlarını kaybedersin.」Tang Yao Nie Yan’ın ekipmanlarını kaybetmesinden çekiniyordu. Gerçi tekrar düşündüğünde gereksiz evham yaptığını anladı. Nie Yan’ın kabiliyetleriyle diğer oyunculara bela olmaması bile, onlar için bir nimetti. Diğer oyuncular kardeşini öldürmek istiyorlarsa eğer, önce kendi hayatlarını nasıl kurtaracaklarını düşünmeliydiler!

「Siyah Altın Madenlerindeyim. PK statüsünü kaldırmak için bir yol düşündüm ama benim için birkaç şey hazırlaman lazım. Kalor’a gidip, Yıldızlı Gece İksir Dükkanında Ötmeyen Kuş’u bul. O sana para verecek. Şehirden ihtiyacım olan şeyleri aldıktan sonra, Veba Kanyonu’nun içindeki Tasoyi Köyü’ne ışınlanıp biraz Duman Tozu al. 」Nie Yan ardından Yıldızlı Gece İksir Dükkanı ile olan ilişkisini açıkladı. Tang Yao daha fazla şaşırabilir miydi bilmiyordu. Kalor’da büyük ses getiren dükkan Nie Yan tarafından mı açılmıştı? Aslında düşündüğünde ortada çok da garip bir şey yoktu. Kardeşinin kim bilir daha ne kadar sırrı vardı? Ancak, bir şey kesindi, Nie Yan’ın ona verdiği sırları canı pahasına koruyacaktı.

「Duman Tozu mu? Ne işe yarıyor?」

「Gittiğin zaman anlarsın. Bu arada, yanında fazladan para götürmeyi unutma. Her bir grubu 5 altına satılıyor. Grupta yirmi tane olacak. Kuş’a sana 6 altın vermesini söylerim.」

「Neden o kadar pahalı!? Yirmi taneye 5 altın da ne demek? Çok fazla! İnsanları soymaya mı çalışıyorlar!?」

「Çok fazla soru sorma. Geldiğin zaman açıklarım.」

「Pekala, hemen halledip geliyorum.」

「Güzel! Ben de o sırada kasılırım. İşin bitmeden önce mesaj at.」Nie Yan şu anda normal Zombi Madencilerini avlayarak, azıcık da olsa PK statü etkilerini silmeye çalışacaktı.

Nie Yan’ın talimatları doğrultusunda Tang Yao, yalnızca Tasoyi Köyü’nde satılan özel eşyalardan olan Duman Tozu da dahil bütün eşyaları almıştı. 5 altın uçup gitmişti. Harcadığı parayı düşündükçe Tang Yao’nun içi açıyor, kalbine hançer saplanıyor gibi oluyordu. 5 altının tamamını Sağlık İksiri almakta kullansa, kendisine üç ay yetecek kadar iksir alabilirdi. Ekipman almakta kullansa, oyunun en iyi Altın kademe setlerinden birini alabilirdi. Ancak Nie Yan ondan, yirmi torba ne idüğü belirsiz bir toz almasını istemişti. Ahh, onca para…!

Tang Yao mesaj gönderdi.「Geldim, koordinatlarını söyle.」

「 23838.23828.」

「Oraya yakınım. Birazdan yanında olurum.」

Çok geçmeden ufukta bir yağ tulumu göründü. Koşarken soluk soluğa kalmıştı. Arkasında yakından takip eden mavi renkli bir ışık topu vardı.

“Ha… ha… ha… Çok yoruldum. Biraz soluklanayım.” Kendine geldikten sonra Nie Yan’ın ismine baktı. “Niye bu kadar kırmızı!?”

“Git üç kişi öldür bakalım, o zaman anlarsın.”

“Sağ ol, almayayım.” Tang Yao güldü.

“İnsanlarla dalga geçmeyi bırakmalısın. Şunları benim için şehre götürmen lazım. Şahsi depoma erişim izni vereceğim. Eşyaları oraya atman yeterli olur.”

“Ha? Yine mi ayak işi yapıyorum!?”

“Çantam ağzına kadar doldu. Çöpe atmamı mı istersin yoksa? Anladığım kadarıyla çantamdaki Altın kademe asaya ihtiyacın yok.”

“Altın kademe asa mı? Göster çabuk!” Altın kademe asayı düşünce, Tang Yao’nun gözleri parladı.

“İşte.” Nie Yan ticaret isteği gönderdi. Ardından asayı ticaret penceresine yerleştirdi.

“Muhteşem! Altın kademe asa vereceğini daha önce söylemen gerekirdi.” Asanın özelliklerini inceleyince, önceki itirazı yok olmuştu. “Beyefendi, hizmetinizdeyim. Üç dakika içerisinde eşyalarınızı deponuza yerleştirip, yirmi dakika içerisinde geri dönerim.”

“Sen hala burada mısın?” Nie Yan eşyaları verdikten sonra göstermelik azarladı.

Tang Yao, Dönüş Parşömeni kullanarak şehre döndü. Eşyaları depoladıktan sonra hızla Nie Yan’ın yanına geldi.

“Ee, şimdi ne yapıyoruz?”

“Pullu Kurbağa avlamaya gidiyoruz. Grup daveti gönderiyorum.”

Grup kurulduktan sonra, Pullu Kurbağaların doğduğu bölgeye yola çıktılar.

Siyah Altın Madenlerinden ayrılıp, geniş bir orman arazisine varana kadar güneye yol aldılar. Ağaçların arasında, zaman zaman inek benzeri yaratıklar görülüyordu.

“Ne olursa olsun, gizli kal. Yaratıklara rastlarsak etraflarından dolaş ve kesinlikle aggro çekme.”

“Nereye gidiyoruz? Neden çok tehlikeli bir yerdeymişiz gibi hissediyorum?”

“Seviye 30 bölgesindeyiz. O yüzden dikkatli olmalıyız. Allahtan bölgedeki yaratıklar uysallar. Beş metre yakınlarına girmediğimiz sürece bizi umursamazlar.”

“Seviye 30 mu?” Tang Yao’nun gözleri yuvalarından fırlayacak oldu. Bu seviyelerle, Seviye 30 bölgesinde ölmeye mi gelmişlerdi? Ancak, biraz düşününce endişeye mahal olmadığını anladı. Daha birkaç gün önce, Nie Yan onu Seviye 25 bölgesine götürmüştü. Seviye baremini biraz daha yükseltmekten zarar gelmezdi.

Sık çayırların arasından geçerken, arada bir inek benzeri yaratıklara denk geliyorlardı. Büyük ve kalıplı olan bu yaratıkların, uzun ve keski boynuzları, kalın derileri vardı. Görünüşleri biraz korkutucuydu.

Tang Yao özellikle tedirgindi. Tehlikeli durumlardan kaçma şansı olan Hırsızların aksine, kumaş zırhlı ve yavaş hareket eden bir Büyücü olması onu korkutuyordu. Bölgedeki herhangi bir yaratığın hedefi haline gelirse, kurtulması imkansızdı.

İnek benzeri yaratıkların bölgesini geçtikten sonra nihayet Pullu Kurbağaların bölgesine vardılar.