Bölüm 124: İş

avatar
4929 46

Rebirth of the Thief Who Roamed the World - Bölüm 124: İş


 

İkinci katına da kavuşan Yıldızlı Gece İksir Dükkanı, dışarıdan bembeyaz taşlarla kaplıydı. Beyaz taşlardan yayılan parlaklık ile dükkan, ilgi çekecek bir güzelliğe kavuşmuştu. İç mekandaki sütun ve kirişlerin üzerleri, zarif oymalarla donanmıştı. Bakanın dönüp bir daha bakacağı kadar hoş görünüyorlardı. Dükkan içerisindeki mobilyalar ve vitrinler bile insana seyir zevki sunuyordu.

 

Çağırıldıktan kısa süre sonra Kuş dükkana geldi.

 

Patron, ben geldim!” Kuş içeri girdiğinde karşılaştığı manzara ile büyülenmişti. Aşama 2 dükkan! Sahibi kim acaba?

 

Güzel, sana bir görev vereceğim. Bugünden itibaren bu dükkanın başında sen olacaksın. Bir değişiklik olana kadar dükkanla sen ilgileneceksin. Birazdan sana görevlerini anlatacağım. Dükkanın geliri yüksek olursa, her ayın sonunda ikramiye alacaksın. Elbette sana fazla iş yüklemek gibi bir niyetim yok. Öncelikli hedefin kendini geliştirip Kıdemsiz Simyacı olmak. O zaman sözleşmede yazan düzenli maaşın da başlayacak.”

 

B-bir saniye. Bu dükkanın sahibi…?” Nie Yan’ın zengin olduğunu biliyordu ama bu kadarını Kuş da beklemiyordu. Başka oyuncular konuşurlarken duymuşlardı. Arsa satın almak en az 1 altın, dükkan açmak da en az 2 altına mal oluyordu. Dükkanı yükseltme bedeli de 5 altındı. Bu miktarlar bütün oyuncuları umutsuzluğa düşürebilir, kendi yetersizliklerine dert yanmalarını sağlayabilirdi. Dolayısıyla kendisi de dükkan açma hayaline sahip olan Kuş, hiçbir zaman ulaşamayacağı bu güzel hayalden vazgeçmek zorunda kalmıştı.

 

Dükkan yöneticisi görevi bile olsa, kendisine böyle bir sorumluluk verilmesi Kuş’u mutlu etmişti. Hayallerine bir bakımdan ulaşmış sayılabilirdi.

 

Herhalde ben açtım. Başka türlü seni nasıl yönetici yapacaktım? Her neyse, işimize bakalım. Bir süre sonra potansiyel iş arkadaşların, dükkana mülakata gelecekler. Şu an için kimliğim açığa çıksın istemiyorum. İhtiyacın olan bilgileri, gerekli düzenlemelerle birlikte göndereceğim.

 

Anlaşıldı.

 

Kuş bu bakımdan cevval biriydi. Nie Yan’ın sözlerinde yatan manayı çözmüştü. Nie Yan, dükkan sahibi olarak kimliğinin açığa çıkmasını istemiyordu. Nedeni ise onda saklıydı. Böyle bir soruyu Kuş soramazdı.

 

Güzel. Anladığına göre iş tanımına geçebiliriz. Oradaki NPCnin adı İnsei Rais. İlk katta tezgahtarlık yapıyor. İkinci kat Simyacılara ait olan atölyelere ayrıldı. İşin aksamaması için İnsei Rais’ten ihtiyaç duyduğun kadar para çekmene izin veriyorum. O parayla Simya için gerekli malzemeleri satın alıp, atölyelerde eksiklik olmamasını sağlayacaksın. Gün sonunda üretilen bütün iksirleri aşağı getirip tezgahtara vereceksin. Satış onun işi. Fiyat belirleme konusunda bana danışacaksın. Son olarak, her haftanın sonunda dükkanın harcamalarını, kazancını vs. bana rapor olarak sunacaksın. Zaten kayıtlar sistemde bulunduğundan, fazla vakit harcamana gerek kalmaz.” Nie Yan aklında olanları tek tek Kuş’a aktardı.

 

Bu şekilde şahsen idare etmeme gerek kalmadan, koyduğum kurallarla dükkan kendi kendini çevirebilir. Kurallar şimdilik eksiksiz görünüyor.

 

Kuş, Nie Yan’ın bütün söylediklerini hafızasına kazımıştı. İş yükü ağır değil gibiydi. Dükkanı düzgün idare ettiği sürece sorun yaşamayacaktı.

 

Yüzündeki tereddüt Nie Yan’ın gözlerinden kaçamamıştı. Sanki bir şey söylemek istiyor ama söylemeye çekiniyordu.

 

Ne oldu? Ne söyleyeceksen söyle.

 

Kuş biraz duraksadıktan sonra aklını kurcalayan soruyu sormaya karar verdi. Sormasaydı, sürekli aklı bu soruda takılacaktı. “Patron, şöyle ki… O kadar başvuru var. Kıdemsiz Simyacıların sayısı da gayet yüksek. Onca insan arasından neden beni seçtin?

 

Nie Yan gülerek yanıtladı. “Çünkü diğerlerinden ziyade güvenime layık olan kişinin sen olduğunu düşünüyorum.

 

Güven ha…” Derin bir nefes aldı. Uzun zamandır böyle bir şey duymamıştı. Hayatı çöküş noktasındayken köpekler bile ondan uzaklaşıyordu. Ötmeyen Kuş ismini de bu haline sitem olarak seçmişti. O zamandan beri durmadan çalışıp, şu an bulunduğu yere gelmişti. Artık ürkek tavşan yoktu! Eski hali, patronunun itibarına zarar getirirdi. Kimse ona inanmazken, patronu ona kol kanat germiş, destek çıkmıştı. Kalbinin en derinlerinden şükranlarını sundu. “Teşekkür ederim.”

 

Nie Yan gülümsedi. Dükkanla ilgili meseleleri açıklamaya devam etti. “İki Simyacıya özel ilgi göstermeni istiyorum. Birisi Sessiz Nannan, diğeri de Hala Yasta. Şartlarını iyice dinledikten sonra bana haber ver.” Uçuk şartlar sunmadıkları sürece, Nie Yan bu ikisini işe almakta kararlıydı.

 

Tamamdır patron!” Kuş biraz gerilmişti. Bahsi geçen iki kişi Kıdemsiz Simyacılardı. Kendisi ise başarı oranı ortalamanın altında olan bir Simyacı Çırağıydı. Üzerinde baskı hissetmesi gayet normaldi.

 

Kıdemsiz Simyacı olman ne kadar sürecek?

 

Sanırım… Üç veya dört güne terfi ederim.

 

Pratik yapmaya devam et. Bu Küçük Büyü Rezonansı İksir Tarifi sende dursun. Sessiz Nannan ve Hala Yasta işe başladığında, ikisinden birine tarifi verip hemen üretime başlamasını söyle. Bu iksirlerle güzel para kazanabiliriz.

 

Anladım. Başarı oranı daha yüksek olanı seçerim.” Kuş’un keyfi kaçtı. Kendisi Kıdemsiz Simyacı olsaydı, Nie Yan bu değerli tarifi başkalarına değil ona verecekti. Bu, dar görüşlü olduğu anlamına gelmiyordu. O da çok iyi biliyordu ki, bir şey elde etmek istiyorsa kendi gücüyle yapmalıydı. Görev ona uygun olmadığına göre Nie Yan’ın başkasını seçmesi doğaldı.

 

Sözleşmeli Simyacı ile işveren arasındaki ilişki, karşılıklı çıkara dayanıyordu. İşveren malzeme ve tarif tedarik eder, ardından iksirlerin satışından gelen paranın çoğunluğunu alırdı. Simyacı ona göre daha küçük bir paya sahipti. Simyacı, işverenden kazanç sağlayabilecekleri bir tarif aldığı zaman, yani ürettiği karışımların satışı yüksek olduğu zaman, kardaki payını artırabilirdi. Ancak işveren sıradan bir tarif verirse, iki tarafın da kazancı düşük olurdu.

 

Endişelenme. İlerde bunun gibi çok tarifimiz olacak. Elimde birkaç tane Anti-Taşlaşma İksiri tarifim var. Kıdemsiz Simyacılara birer tane dağıtıp üretime başlamalarını sağla. Atölyeleri tıka basa malzeme doldurdum. Tam 7.000 set malzeme var. 2.000 tanesi Anti-Taşlaşma İksiri için.” Müzayede evinde o kadar vakit harcadıktan sonra çok sayıda iksir, tarif ve üretim malzemesi satın almıştı. Bunların yanında Taşlaşma Direnci +7 ve üstü özelliğe sahip seksen parça ekipman almıştı. Ekipmanların çoğuna 30 bakırdan az para vermişti. En kaliteli olanların fiyatı bile 50 bakırı geçmiyordu.

 

Siyah Fenol talebi zaman geçtikçe düşecekti. Çünkü Sosil Vadisi’ndeki Kurtadamlar haricinde korku zehri kullanan fazla yaratık yoktu. Ancak, Anti-Taşlaşma İksirinde bu durum geçerli değildi. Herkes Medusa’nın İni zindanından alacağını aldıktan sonra dahi Anti-Taşlaşma İksirine olan talep devam edecekti. Bu yüzden fiyatlar hep sabit kalacaktı.

 

Nie Yan çok sayıda Anti-Taşlaşma İksiri satın almasına rağmen, pazar hala bu iksirden kaynıyordu. Çok sayıda iksir alarak pazarı kontrol etmeye çalışmıştı. Lakin Siyah Fenoldeki gibi bir başarı elde edememiş, yalnızca fiyatları biraz yükselmişti. Buna rağmen, Anti-Taşlaşma İksiri fiyatları en az beş kat artacağından, %400 kar elde edecekti. Çoğu insan bu miktar karşısında deliye dönebilirdi.

 

Medusa’nın İni, nispeten zor ama kazancı bol olan zindanlardandı. Oraya girebilen takımlar, zindan için gerekli harcamaları yapabilecek takımlardı.

 

İksirden ziyade taşlaşma direnci sağlayan ekipmanlar daha kıymetliydi. Şirretlerin saldırı güçleri yüksek olmasa da Taşlaştırma becerileri yüzünden öldürülmeleri zordu. Oyuncu taşlaştırma etkisinden kurtulmak için sürekli iksir kullansa batardı. Ancak taşlaşma direnci on dört veya üstündeyse, taşlaşma ihtimali ortadan kalkardı.

 

Üç veya daha fazla ön saf oyuncusu, taşlaşma direnci olan ekipmanları kuşanırsa, Medusa’nın İni’ne harcayacakları günlük 20 gümüş paradan tasarruf etmiş olurlardı. Ancak, ön saflar savunması düşük ekipmanlardan çok sayıda kullanamazdı. En fazla bir iki parçaya kadar tahammül edebilirlerdi. Fazlası ön saf oyuncularının savunmasını düşüreceğinden, takımın hayatta kalması tehlikeye girerdi. Dolayısıyla Taşlaşma Direnci +7 veya daha yüksek özellikteki ekipmanların değeri bariz ortaya çıkacaktı. Bu ekipmanların her biri, diğer özellikleri ne kadar kötü olursa olsun, en az 10 gümüşe satılacaktı. Bu şekilde Nie Yan’ın kazancı en azından 8 altın olacaktı.

 

İksir dükkanındaki işlerini hallettikten sonra kapıya yönelmişti ki, 26 yaşında, kül rengi cübbe giyen bir adam içeri girdi. Önce Nie Yan’a, sonra Kuş’a baktıktan sonra yeniden Nie Yan’a döndü.

 

Bakar mısın, dükkan sahibi burada mı?” Simyacı Çırağı olan Kuş’a nazaran, dükkan sahibi olmaya Nie Yan daha uygun görünmüştü.

 

Kuş’un bakışları, adamın boynuna kaydı. Cübbesinin yakasındaki gümüş ipekle dokunmuş çiçekler, hayalini kurduğu fakat hala ulaşamadığı makamı simgeliyordu. Yani Kıdemsiz Simyacıyı!

 

Dükkanın sahibi benim. Niçin sormuştunuz?” Kuş tereddütsüz cevap verdi. Sesinde çekingenlik belirtisi yoktu. Aslında dükkan sahibi rolüne tamamen ayak uydurduğu söylenebilirdi.

 

Öyle mi? Adım Sessiz Nannan. Mülakat için gelmiştim.” Kuş’un cevabı karşısında şaşırmıştı. Ancak şaşkınlığını kısa sürede attı. Serveti bol oyuncular özellikle sade kıyafetler giyerek dikkat çekmekten kaçınırlardı.

 

Birçok lonca alım yapıyor. Kıdemsiz Simyacı olarak iş bulmakta zorlanmazsınız. Buna rağmen büyük loncalara değil de neden benim işletmeme geldiğinizi öğrenebilir miyim?

 

Kuş’a bak sen. Nie Yan başıyla Kuş’un tavrını onayladı. Öncesinde art niyetli oyuncuların işe alınmasını istemediği konusunda Kuş’u bilgilendirmişti. Kuş tam da sorması gereken sorularla, adayları sorgulamakta iyi iş çıkaracak gibiydi.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44344 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr