Bölüm 125: Yeşim Şehri Hilderlok

avatar
5116 46

Rebirth of the Thief Who Roamed the World - Bölüm 125: Yeşim Şehri Hilderlok


 

Hele bir dur, daha kapıdan girer girmez sorguya çekmeye başladın. Hmm… Zayıf bir loncaya katılmanın manası yok. Bu yüzden uzun süredir güçlü bir destekçi arıyordum. Bu dükkanı duyduğumda, arka plandan güçlü biri tarafından desteklendiğini hemen anladım. Elbette kim olduğunu bilmiyordum. Belki bir finansal grup veya büyük bir loncadır. Ancak neredeyse sınırsız kaynaklara sahip olduklarına eminim. Oyun daha yeni açılmasına rağmen büyük loncaların bile açamayacağı bir dükkan açtınız. Ben de sezgilerime güvenerek buraya geldim.” Sessiz Nannan, gereksiz övgü sözleri kullanmanın samimiyeti bozduğuna inandığından, Kuş’a gayet açık bir cevap vermişti.

 

Oyun açılalı kaç gün olmuştu? Yarım ay falan mı? Buna rağmen şehrin varoşlarında Aşama 2 bir dükkan ortaya çıkmıştı. Bu bölgede açılmış olsa bile, fark edilmemesi mümkün müydü?

 

Kuş onaylama babında başını salladı. “Senin rütbendeki Simyacılara %10 pay veriyoruz. Ne düşünüyorsun?

 

O kadar az mı? Loncalar maaşa ek en az %20 pay veriyorlar.” Sessiz Nannan teklifi beğenmemişti. Küçük loncalar bile bundan daha iyi teklif sunuyorlardı.

 

Nie Yan bile Kuş’un teklifini duyduğunda şaşırmıştı. Simyacı alımında Kuş’a tam yetki vermişti. Pay %30 veya altındaysa, Kuş dilediğince karar verebilirdi. Ayrıca Sessiz Nannan ve Hala Yasta gibi oyuncuları teşvik etmek için ek faydalar sağlama hakkı da vardı. Kuş’un böyle düşük bir teklif sunacağını düşünmemişti. Simyacıları bu teklifle dükkanda tutamazdı. Nie Yan’ın kurallarında işe aldığı adamdan şüphe duymamak, şüphe duyduğu adamı da işe almamak yazıyordu. O yüzden sessizce olayın nasıl sonuçlanacağını görmek için bekledi.

 

Kuş sakin bir şekilde cevap verdi. “Maaş gibi bir şey anlamsız olduğundan burada öyle bir şey sunmuyoruz. Bizim sunduğumuz şey sınırsız üretim malzemesi ve karışımlarını satabileceğin düzgün bir yer. Gerçekten zengin olmayı düşünüyorsan, üst katta aradığın her malzemeyi bulabilirsin. Sabahtan akşama kadar uğraşsan, yukardaki malzemeleri anca sayarsın. Ayrıca her Simyacıya kendisine özel atölye sunuyoruz. Ek olarak hızla büyümeyi düşünüyoruz. Aşama 3, Aşama 4, Aşama 5… Hepsi imkanlarımız dahilinde. Simyacılar yakında kapımıza gelip yalvarmaya başlayacaklar. Kalor’daki en büyük dükkan olacağız. Haliyle kendini kanıtladıktan sonra payın %10 olarak kalmayacak.”

 

Kuş’un pervasız vaatleri, Nie Yan’ı güldürdü. Ancak, bu yöntem geçekten de uygundu. İnsan doğası gereği nankör olduğundan, başta cömert bir teklif verirse, karşı taraf gereken minnettarlığı göstermeyebilirdi. Sanki bu muamele hak ettiği bir şeymiş gibi davranmaya başlardı. Kuş’un yöntemi ise ikna edici olmakla kalmıyor, gelecekte sunacağı faydalardan bahsederek karşısındakinin sadakatini garantiliyordu.

 

Bu gösteri ile Nie Yan’ın kuşkuları silindi. Kuş, bu işe layık olmak için çabaladığını kanıtlamıştı. Simyacı olarak başarısı meçhuldü. Lakin dükkanı idare etmekte sorun yaşamayacak gibiydi.

 

Azim, sabır ve odak, başarının anahtarlarıydı. Bu üçüne sahip biri, gelişmesi için uygun bir ortama sahip olduğu sürece er ya da geç başarıyı yakalardı. Bunlara sahip olduğu halde başarısız olanlar yetenekleri eksik olduğundan değil, uygun ortama sahip olmadıklarından olurdu. Nie Yan bu ortamı sağladığı sürece, çok sayıda yetenekli birey, onun bayrağı altında toplanacaktı.

 

Bu yüzden, yetenekli insanları saflarına katmak için yalnızca önceki hayatında başarılı olmuş kişileri hesaba katamazdı. Tabii, onları bulması daha kolay olurdu. Bu açıdan bakıldığında, önceki hayatında başarılı olmuş kişileri şu anda saflarına katma imkanı varsa, neden bu şansı değerlendirmesin?

 

Sessiz Nannan bir süre düşündü. “İkinci kata bakabilir miyim?

 

Kuş çaktırmadan Nie Yan’a bakıp onun da onayını aldı. “Elbette, benimle gel.

 

İkili üst kata çıkarlarken Nie Yan, Kuş’a mesaj gönderdi.「Ben gidiyorum. Dükkan sana emanet. Az önce söylediğin gibi hızla genişleyip, çok daha fazla Simyacıyı işe alacağız. Onlarcası hatta yüzlercesi bile yeterli olmayabilir. 

 

Anlaşıldı patron. Merak etme, dükkan emin ellerde.

 

Nie Yan’ın elinde yatırım yapabileceği kadar parası vardı. Üretilen karışımların satış miktarlarına, değerlerinin ilerde fırlayıp fırlamayacağına dair kesin kararlar verebilirdi. Onun önderliğinde, Yıldızlı Gece İksir Dükkanının geleceği parlaktı.

 

Yıldızlı Gece İksir Dükkanını öyle bir hale getirmeliydi ki, oyundaki bütün başarılı Simyacılar dükkanında çalışmak için sıraya girsin.

 

Müzayede evinden almak yerine, simya tarifleri ve üretim malzemeleri için düzenli bir kaynağa ihtiyacı vardı. Yoksa pazardaki dalgalanmalar dükkanı da etkilerdi. Gelecekte Yıldızlı Gece İksir Dükkanına bir rakip çıkar da, malzeme eksikliğinden dolayı dükkan rekabete ayak uyduramazsa yazık olurdu.

 

Bu sorun hakkında düşünürken aklına Miskin Tilki geldi. Kutsal İmparatorluk tedarikçisi olsaydı, dükkana düzenli olarak malzeme akışı sağlanmış olurdu. Ayrıca Kutsal İmparatorluğun ilgisini çekebilecek bir işbirliği anlaşması imzalayabilirdi.

 

Cao Xu zamanında Muzaffer Dönüş ve diğer dört büyük loncayı kontrolü altına aldığı için gücü sarsılmazdı. Böyle bir gücü Nie Yan bir başına elde edemezdi. Ancak, sürekli başkalarının gücünü kullanamazdı!

 

Geçmişe döndüğünden beri attığı her adımı sağlam atıyordu. Şahsi ve finansal gücü durmadan artıyordu. Yine de zamanının kısıtlı olduğunun farkındaydı. Oyun, gerçek dünya ekonomisiyle bütünleştiğinde, çok sayıda düşmanla karşı karşıya gelecekti. Önünde zorlu bir yol vardı.

 

Zihninde sürekli acele etmesini fısıldayan sesi sadece sıkı çalışarak dindirebiliyordu.

 

Dükkandan 25 altın çektikten sonra müzayede evine gidip daha fazla taşlaşma karşıtı eşya aldı. Hazır gelmişken yakın zamanda değerlerinin artacağını öngördüğü tariflerden, malzemelerden ve diğer eşyalardan da bol miktarda satın aldı. Simya ile alakalı şeyleri dükkana gönderirken, geri kalanları deposuna koydu.

 

Müzayede evindeki işini bitirdiğinde deposuna baktı. İçeride çeşit çeşit eşyalar yığınlanmıştı. Bu eşyaların tahmini değerleri 9 altın kadardı. Gelecekte değerleri arttığında çok daha fazla kazanacaktı.

 

Her şeyi düzene koyduktan sonra elinde 16 altını kaldı. Transfer noktasına gidip, planının sonraki aşamasını uygulamaya koydu.

 

Sistem: Yeşim Şehri, Hilderlok’a ışınlanmak istediğinize emin misiniz? Farklı bir şehre ışınlanma ücreti 1 altın.

 

İki şehir arasında uzun bir mesafe olduğundan ışınlanma bedeli yüksekti. Bu yüzden farklı şehirlere ışınlanmak tercih edilmiyordu.

 

Evet!

 

Birkaç saniye sonra gözlerinin önünde büyüleyici güzellikte bir şehir belirdi.

 

Şehir, bir ormanın tam ortasına inşa edilmişti. Göklere uzanan çok sayıda ağaç şehri gölgeliyordu. Ormanın zümrüt yeşili, şehrin bembeyaz binalarıyla uyum içerisinde nefes kesici bir manzara yaratıyordu. Ağaçların arasından şehri ısıtan güneş de eklenince, emsalsiz bir güzellik ortaya çıkıyordu.

 

Sokaklar oyuncularla dolu olsa da, buradaki canlılık Kalor’dakinden daha azdı.

 

Hilderlok, Zümrüt İmparatorluğunun altı büyük şehrinden biriydi. Gelecekte buradaki mülklerin değerleri daha fazla artacaktı. Çünkü şehrin etrafında daha fazla yüksek seviye harita vardı. Haliyle şehrin gelecekteki popülaritesi yükselecekti. Hilderlok aynı zamanda, en az sayıda mülkün satıldığı şehirdi. Toplamda bir düzine kadar mülk satılıktı. Şu anda şehir pek ilgi görmese de, gelecekte burası dolup taşacaktı. Arsaların fiyatları da tavan yapacaktı. Elbette buranın canlılığı Kalor’a göre yine sönük kalacaktı. Fakat mülk fiyatları Kalor’dakilerden onlarca kat yüksek olacaktı.

 

Nie Yan şu anda buradaki gayrimenkul piyasasını hedefliyordu. Geliş amacı buydu. En fazla değer kazanacak olan mülkü almak zorundaydı. Bu şekilde en mantıklı yatırımı yapmış olurdu.

 

Şehrin merkezindeki idare ofisine yöneldi. İki yanında geniş avluları olan, kristalden yapılma heybetli saraya ulaştı. Her bir avluda çeşmeler ve değişik türden çiçekler vardı. Rengarenk çiçekler, birbirleriyle kıyasıya bir güzellik yarışına girmişlerdi sanki.

 

Tanıştığımıza memnun oldum, İdareci Kallan.

 

Bu orta yaşlı, tombul adam Hilderlok’un idarecisiydi.

 

Merhaba, Kalor’lu maceracı. Hoş geldin. Sana nasıl yardımcı olabilirim?

 

Hilderlok’ta mülk edinmek istiyorum.

 

Öyleyse lütfen beni takip et.

 

Ofise girince, şehrin holografik modeli üzerinde belirtilen satılık mülklere baktı.

 

Şu an satışta olan on iki arsa var. Burası, burası, … ve burası. Hilderlok’ta iş yapmak isteyenlere en iyi hizmeti sunuyoruz. Ayrıca, burada yasalarla haklarınızı koruyoruz. Ancak sen bu şehirden olmadığın için, uyman gereken bazı kurallar var. Başka bir şehrin sakini buradan arsa almak isterse, normal fiyatına ek %60 daha fazla ödemesi gerekiyor. Mülkü yeniden satacağı zaman da fahiş bir transfer bedeli kesiliyor.

 

Nie Yan on iki mülke baktı. En ucuzu 2 altındı. Ancak başka şehirden geldiği için %60 daha fazla ödemesi gerekecekti. Burada yaşayan biri aracılığıyla arsa alması en mantıklısı olurdu ama güvenebileceği biri yoktu.

 

Holografik model üzerinde göz gezdirirken aradığı yeri buldu. Burası şehrin güney kapısının oradaki bir kesişim noktasıydı. Fiyatı 8 altındı. Alanı da büyük bir müzayede evini kaldıracak kadar genişti. %60 fazla ödese bile fiyatına değerdi.

 

Gelecekte Hilderlok’un güney kısmı, şehrin en canlı bölgesi olacaktı. Çünkü Altın Şehir gibi, açılacak bazı büyük zindanlara gitmek isteyen oyuncular bu şehre uğramak zorunda kalacaklardı. Güney kapısı da oyuncuların zindan takımları kurdukları bir toplanma alanına dönüşecekti. Bu canlılık, o bölgenin gelişimini büyük ölçüde etkileyecekti.

 

Burayı satın almak istiyorum.” diyerek mülkü gösterdi.

 

Mülkün fiyatı 8 altın. Başka şehirden geldiğin için fiyat 12 altın 80 gümüşe çıkıyor.

 

Parayı ödedikten sonra İdareci Kallan’dan tapusunu aldı. Elindeki bu kağıt parçası ile çok daha güvende hissediyordu. Sefil bir hayatı bizzat tecrübe etmiş biri olarak, mülk sahibi olmanın en iyi güvence olduğunun farkındaydı.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43839 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr