Cilt 6 Bölüm 70 [ Samimi Yıldız ] (2/2)

avatar
1726 26

Re:Zero Kara Hajimeru Isekai Seikatsu - Cilt 6 Bölüm 70 [ Samimi Yıldız ] (2/2)


Çevirmen : Clumsy



Shaula dokunaklı bir şekilde kollarıyla bedenini sarmış ve Subaru’ya gerçek hislerini açıklamıştı.

 

Kan kusuyormuşーー yo, ağlamamak için kendini zor tutuyormuş gibi çıkan ses tonuysa Subaru’nun kalbini yaralamıştı.

 

Subaru’nun hiç beklemediği bir yanıt olmuştu.

 

Tıpkı ilk sorusu gibi bu soru için de bazı tahminlerde bulunmuştu.

 

Shaula’nın Pleiades Gözcü Kulesinin kurallarını gizlemesinin gerçek amacıーー eğer bu rezil kulenin kurallarını yaratan kişiyle iş birliği içerisindeyse belirgin bir amacı, planları vardır, diye düşünmüştü.

 

İkinci bir ihtimal olarak kurallardan bahsetmeme sebebinin planlardan bağımsız şekilde basit bir kapris çıkabileceğini veya karanlık kuralın hiçbir önem taşımayabileceği ya da Shaula tarafından unutulmuş olabileceğini düşünmüştü.

 

Ama her iki ihtimal de gerçek çıkmamıştı.

 

Shaula’nın kulenin kurallarından bahsetmemek için bir sebebi vardı. Ve o sebep, 『Bilgenin』 veya bu kuleyi her kim yarattıysa onun fikirlerinden bağımsız olarak Shaula’nın samimi isteğiydi.

 

ーーShaula, dört yüz yıl boyunca bir başına yaşamış ve beklediği kişiyle kavuşmayı iple çekmişti.

 

Bu dilek gerçek olunca ve mutluluğu bulunca da geçirdikleri sürenin hiç değilse birazcık uzamasını istemişti.

 

Eğer tüm bunlar gerçekten bu mütevazı arzuyu yerine getirme amaçlıysaーー

 

Shaula: “Usta-sama, sana yalan söyleyen benden, nefret edecek misin?”

 

“ーーーー”

 

Shaula: “Benden nefret edecek, yüzümü bile görmek istemeyecek…… noktaya gelecek misin?”

 

Sebep neydi de şu anda kendisine “Ölür müsün” gibi bir sorunun sorulduğu andan çok daha acılı bir surat ifadesine bürünüyordu?

Sebep neydi de Subaru’nun kendisinden nefret etmesini canını yitirmesinden çok daha kötü buluyordu?

ーーSebep neydi de dört yüz yıl beklemiş olmasına rağmen her şeyi bir hedef gibi görebiliyordu?

 

Subaru: “……Senden, nefret falan etmeyeceğim.”

 

“ーーーー”

 

Subaru: “Sen sessiz kaldığın için gerçekten zor durumlarla yüzleşmek zorunda kalacağımı düşünüyorum ve dürüst olmak gerekirse bazen de hiç bu kadar fena halde köşeye sıkışmamıştım galiba diyorum.”

 

Sessizleşen Shaula’yla yüzleşen Subaru, zihnindekileri dile getiriyordu.

 

Burada yalan yoktu. Bunlar gerçek hisleriydi. Shaula gerçek niyeti doğrultusunda bir bilgiyi gizlediği için Subaru çok önemli araştırmalardan yoksun kalmış ve ardı ardına acımasızca, korkunç ölümlerle yüzleşmeye mecbur bırakılmıştı.

 

Yalnızca Subaru da değil. Emilia ve Beatrice de aynı şekilde.

 

Subaru, o anlarda hissettiği çaresizliği, hoşnutsuzluğu ve umutsuzluğu asla unutamazdı.

 

İşte bu yüzden, tüm bu kötülüklerin mucidi olan varlığı asla ama asla bağışlayamayacağına inanıyordu.

 

Peki şu anda, bu haldeki Shaula’nın önünde, aynı şeyi yapabilecek miydi?

 

Subaru: “ーーHayır.”

 

Dört yüz yılını yalnızlık içerisinde geçiren, doğumunun anlamını iki gün içerisinde karşılayan ve bu mutluluğa ulaştığı için tatmin olan Shaula’nın, o kötülüğün mucidi olduğunu düşünmüyordu.

 

O kötülüğün bir mucidi varsa o da bu dünyanın adaletsizliğiydi ve de karşısında hiçbir şey yapmanın mümkün olmadığı bu koşulları yaratan, Shaula’ya dört yüz yıllık bir emir veren “Usta-sama” idiーー

 

Shaula: “ーーAh.”

 

Ansızın Shaula’nın boğazından boğuk bir nefes kaçtı.

 

Subaru: “Shaula?”

 

Shaula: “Ah, ah…… a~h, ah……”

 

Gözlerinin önündeki kızın durumundaki anormalliği gören Subaru, ona seslendi. Ancak Shaula, onun seslenişine yanıt veremeden avuçlarıyla yüzünü örttü.

 

Ve boğazından kendisine yakışmayan, acılı, titrek bir ses işitildi.

 

Shaula: “Bu hiç, iyi değil…… iyi değil…… Usta-sama! Usta-samaUsta-samaUsta-samaUsta-sama……!”

 

Subaru: “Shaula!? Shaula, ne oldu!? Böyle ansızın……”

 

Shaula: “ーーBiri, kuralları ihlal etti.”

 

“ーーーー”

 

Subaru onu beyaz omuzlarından sarsarken kendi kollarını Shaula’ya kaptırdı. Ve ince kollarıyla Subaru’nun kollarını acı verici şekilde kavrayan Shaula, bu cümleyi kurdu.

 

Kendisine böyle söyleyen Shaula’nın gözlerine dikkatle bakan Subaru’ysa derin bir nefes aldı.

 

ーーShaula’nın kara gözbebekleri ve irislerinde tuhaf bir değişiklik meydana geliyordu.

 

Küresel gözlerindeki karanlık gözbebekleri ve göz küresinin irisi üçe bölünüyor, kızarıyor, titreşiyordu.

 

Her iki gözünde de aynı dönüşümün gerçekleşmesiyse karanlık gözbebekleri ve irislerinin altıya bölündüğü anlamına geliyordu.

 

ーーYani üç sağda, üç solda altı bileşik göze sahip oluyordu.

 

Shaula: “Usta-sama……! Şu anda, hala yapabilirim……”

 

Subaru: “Ne yapabilirsin?”

 

Shaula: “Eğer Usta-sama, şu anda emrederse, ben hala…… kendimi, öldürebilirim.”

 

Gözbebekleri kırmızı ışıklarla titreşen Shaula’nın tüm bedeninden beyaz buharlar yükselmeye başlıyordu. Beyaz teni kırmızı bir tonla kaplanırken yanı başında duran Subaru bile onun vücut sıcaklığındaki anormal yükselişi hissedebiliyordu.

 

Bunun ardındaki prensip belirsizdi. ーーYalnızca Shaula’nın bedeni ısı üretiyor ve ardından değişiklikler meydana geliyordu.

 

Belki de bu, devasa akrep dönüşümünün ilk aşamasıydı.

 

Shaula: “Eğer dönüşürsem, bunu yapamam. Kan ve gözyaşından yoksun bir ÖLÜM MAKİNESİ olurum ve Usta-sama’yı öldürürüm. Yani, Usta-sama’yı öyle çok istiyorum ki……… Usta-sama’yı öyle fena, öyle fena istiyorum ki buna katlanamam, işte bu yüzden…”

 

Subaru: “Bu yaşanmadan önce…”

 

Shaula: “Lütfen bana, ölmemi söyle…… Eğer bunu yaparsan, Usta-sama’yı…”

 

‘Öldürmeden önce her şey sona erecek’ diyerek sözlerinin devamını getirememişti.

 

Bunun yerine gözleriyle, titrek sesiyle, tüm bedeni ve ruhuyla aynı mesajı iletiyordu.

 

“ーーーー”

 

Subaru’nun bedeni de emsalsiz bir dehşetle dolmuş durumdaydı. Elbette ki bu, uhrevi korkularla yüzleşen bir insanın içgüdüsel tepkisiydi.  

 

Natsuki Subaru olarak bilinen 『İnsan』, gözlerinin önündeki Shaula olarak bilinen『Canavardan』 korkuyordu.

 

İşte bu yüzden Subaruーー

 

Subaru: “Shaula, bana beşinci kuralı söyle.”

 

Shaula: “Usta-sama, şimdi bunun zamanı değil……”

 

Subaru: “Eğer bana söylersenーー!”

 

Subaru, kendisine yakaran Shaula’nın sözünü yüksek bir sesle keserken göz dağı veren bakışları karşısında Shaula’nın omuzları ürperdi. Subaru’ysa o omuzları kavradı. Sıcaklardı. Hem de avcunu eritebilecek kadar sıcak. Shaula’nın vücut ısısı çoktan ateş seviyesine yükselmişti.

 

Ancak Subaru ellerini çekmedi. O an için Shaula’nın yanan ve kavrulan bedenini bırakmadı.

 

Subaru: “Bana cevap verirsen, sana o emri vereceğim. ーーSakin ol. Sen bir canavara dönmeden önce, sana emredeceğim.”

 

“ーーーー”

 

Subaru’nun dobra dobra böyle söylediğini işiten Shaula’nın gözleri irileşti.  

 

Sonra da Subaru’ya seslenip “Usta-sama” diyerek,

 

Shaula: “Usta-sama tam bir kadın avcısı.”

 

Subaru: “Öyle olduğumu anımsamıyorum ama……”

 

Shaula: “Öyleyse Usta-sama bir Shaula avcısı. En sevdiğim avcı tipi……”

 

Diyerek güçsüzce gülümseyen Shaula, ellerini hafifçe omuzlarını kavrayan ellerin üzerine koydu.

 

Veーー

 

Shaula: “ーーBeşinci kural, 『Sınavları』yok etmek yasak değil.”

 

“ーーーー”

 

Shaula: “Bak, gözlerimin rengi değişti. ーーBiricik, Usta-samamın karşısında...”

 

Diyen Shaula, kendini Subaru’nun göğsüne attı.

 

Beklediğinden büyük bir güçle karşılaşan Subaru’ysa onu tutmayı sürdüremeyerek geriye fırladı. Ve hafifçe öksüren Shaula’ya döndüğü sırada Shaula’nın kendi bedenini kucaklayıp çömelişiyleーー

 

Shaula: “Ah, ah…… a~h, a~a~h…… ~hk!”

 

Tüm bedeninden kan rengini andıran kırmızı buharlar yükseldi. O buharların renk değiştirişi bir tehlike işaretiydi. Shaula’nın gözleri karanlık gözbebekleri ve irislerini de yitirmiş ve fark edileceği üzere hepsi de parlak kırmızıya dönmüştü.

 

Shaula: “Usta-sama…… acele et. Ben kendimi, kaybetmeden önce……”

 

“ーーーー”

 

Shaula: “Lütfen bana…… ölmemi söyle ~hk! Eğer Usta-sama söylerse, ölürüm……”

 

Shaula, Subaru ve diğerlerinin『Sınavları』 tamamlayıp kuleden ayrılmasına karşı olduğunu söylediği ağızla şimdi de hayatı pahasına Subaru ve diğerleriniーー yo, Subaru’yu öldürmeyeceği bir yolu işaret ediyordu.

 

Onun o çaresizce sesini işiten Subaru, derin bir nefes aldı.

 

Ve sonra da,

 

Subaru: “Shaula.”

 

Shaula: “Usta-sama……”

 

Subaru: “ーーÜzgünüm. Az önce söylediğim şey yalandı.”

 

Shaula: “Eh?”

 

Subaru’nun bilgilendirici kelimeleri karşısında Shaula, gözlerini devirdi. Ve onun verdiği tepkiyi izleyen Subaru, nefes almayı keserek aynı hızla geriye doğru sıçradı.

 

Shaula tarafından itilmiş olması, tüm bu talihsizlikler içerisindeki bir lütuftu. ーーÇünkü Shaula bileklerini tutuyor olsaydı bu hareketi asla gerçekleştiremezdi.

 

ーーSubaru’nun bedeni balkonun dar açık hava verandasını aşmış ve havaya fırlamıştı.

 

Shaula: “Ahーー.”

 

O anda Shaula’nın ansızın yükselen sesi şiddetli kum fırtınalarına karışarak işitilemez hale geldi. Subaru’nun herhangi bir desteği kalmayan bedeniyse aynı hızla durmaksızın birkaç yüz metre kadar alçaldı.

 

“ーーーー”

 

Bu şekilde düşerken kendisini kurtarmaya yönelik hiçbir planı yoktu.

 

Canını kurtarmak için hiçbir plan yapmamıştı. Subaru’nun yaptığı şey, kendini ölümün kollarına atmaktı. Bunu yapmayı hiç arzulamıyor, bu konuda konuşmak da istemiyordu amaーー niyeti başından beri buydu.

 

Bu koşullarda yaptığı şey mazur görülebilecekse, kesinlikle bunu yapmaya niyetliydi.

 

Çünkü Subaru, bundan böyle herhangi bir kararsızlık olmadan seçimine güvenebilecekti.

 

Sonuçtaーー

 

Shaula: “Usta-sama!!”

 

Benzer şekilde kendini balkondan atan Shaula da Subaru’nun peşine düşmüştü.

 

İrileşen o gözlerle, ellerini çaresizce uzatışıyla düşmekte olan Subaru’yu yakalamaya, canını elinden almaya değil, kendi elleriyle kurtarmaya çalışıyordu.

 

ーーDevasa akrebin gerçek kimliği Shaula’ydı.

ーーShaula bile isteye kulenin kurallarını gizlemişti.

ーーShaula Subaru ve yoldaşlarını defalarca öldürmüş, beşinci engel olarak yollarına çıkmıştı.

 

Amaーー

 

Subaru: “ーーBen yalnızca, seni kurtarmak istiyorum.”

 

“ーーーー”

 

Onun duygularına karşın girdiği dönüşüm sürecine katlanışını ve Subaru’yu öldürmemek adına son ana dek kendisini öldürmesini emretmesi için yalvarışını asla unutamazdı.

 

Epey çirkin bir söylem olsa da bunu teyit etmek istemişti.

 

Kimleri kurtarması, kimleri kurtarmaması gerektiğini, kimleri yenmesi, kimleri koruması, kimleri sevmesi gerektiğini bilmek istemişti.

 

Çünkü Natsuki Subaru, bunlardan emin olmadıkça daha fazla ilerleyemeyeceğine inanıyordu.

 

Ve artık, kimleri sevmesi gerektiği konusunda kafası karışmayacaktı.

 

Shaula: “Usta-sama~a~a~a~a~a~a~a~a~a~a~a~!!”

 

Shaula’nın elini uzatan ve Subaru’yu yakalamaya çalışan formu, havada değişim geçiriyordu.

 

Uzanan eli irileşiyor ve simsiyah bir kabukla örtülü iri kıskaçlara çevriliyordu. Beyaz teni ardında hiçbir iz bırakmaksızın sert bir kabukla kaplanıyor ve fiziksel bedeni içeriden açılırcasına genişliyordu.

 

Eti ve kanı açılıp parçalanırcasına acı verici bu dönüşüm bir anda bant tersine dönmüşçesine sona ulaştığındaysa o muazzam, uğursuz aykırılıkーー o devasa akrep, dönüşümünü tamamlamayı başardı.

 

Ve akrebin kuyruğunun ucu, çevikçe Subaru’yu hedef aldı.

 

Belki de beyaz bir ışıltıya benzer o iğneler oradan ateşlenecek ve Subaru’nun hayatını bir anda yakıp kül edecekti. Havadaki Subaru, buna mani olacak herhangi bir teknikten yoksundu.

 

Ancakーー

 

Subaru: “ーーCanımın senin tarafından alınmasına müsaade etmeyeceğim, çünkü bu Shaula’yı ağlatırdı.”

 

“ーーーー”

 

Derken kuyruk iğnesi ateşlendiーー ama bunun hemen öncesinde Subaru’nun düşüşünün sonu geldi.

 

Subaru ve devasa akrep ikilisi, şiddetle kuleye yaklaşan Cadı Yaratığı sürüsünün üzerine düştü.

 

Natsuki Subaru olarak bilinen varlık, birkaç yüz metrelik bir düşüşe direnecek kabiliyete sahip değildi.

 

Bedeni patladı, hayatı saçıldı.

 

Fakat tam da hayatının saçılıp gidişine ramak kalmışken ağzından son birkaç kelime döküldüーー

 

Subaru: “ーーSana, kesinlikle yardım edeceğim.”

 

ーーKalan ufacık vaktini, devasa akrebin algılayamayacağı o mesajı kum fırtınalarına iletmek için kullandı.

 

#Yine çarpıcı bir bölümdü. Shaula da akrebe dönüşüp kontrolünü yitirmediği sürece gerçekten -hiç değilse Subaru’ya- asla zarar vermeyecek biri olduğunu kanıtladı. Peki beşinci kurala ne diyorsunuz? Sınavları yok etmek yasak değil, iyi hoş da sınav sistemi nasıl yok edilebilir ki? Atıyorum Reid ölse ve onun sınavı iptal olsa her şey bitecek mi yani? Keşke detaylı bir açıklama alabilseydi bizimki ama şimdilik buna da şükür. Bakalım dost-düşman listesini tamamlayan Subaru bir sonraki bölümde nasıl bir yol izleyecek, hadi okumaya devam!

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44306 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr