Cilt 6 Bölüm 14 [ Kuma İnşa Edilen Ümit ] (2/3)

avatar
2828 17

Re:Zero Kara Hajimeru Isekai Seikatsu - Cilt 6 Bölüm 14 [ Kuma İnşa Edilen Ümit ] (2/3)


 Çevirmen : Clumsy



Aynı bir önceki seferde olduğu gibi yol ayrımında havaya insanın yüzünü ekşitmesine yol açacak bir ağırlık, bir dehşet çökmüştü. Ve o dehşetin kaynağı sağdaki yoldu.  

 

Anastasia:「Sol mu sağ mı, hangi yola gitmek istersiniz?」

 

Subaru:「Kurapika’nın teorisine uyacaksak doğru seçim sağa gitmek olmalı.」

 

Anastasia:「O da kim?」

 

Yine geçen sefer olduğu gibi Subaru’nun bilgisi bu dünyaya yabancıydı. Subaru bunu çoktan bedenen tecrübe etmişti ancak sözlerinin bir dayanağı yoktu.

 

Subaru:「Böyle zamanlarda insanlar istemsizce sol tarafı seçmek istemeye meyilli olurmuş. Kişinin dominant eli ve gözü gibi çeşitli faktörler rol oynasa da etoloji(hayvan davranışları bilimi) bilhassa ekstra bir koşulun olmadığı durumlarda buna resmi kanıtlar sunuyormuş.」

 

Ram:「Etoloji… Ağzından ne kadar zekice kelimeler çıkıyor öyle….. Yine de sağ tarafın hissettirdiği bu korkunç önseziyi görmezden mi geliyorsun? Bu da bir koşul değil mi?」

 

Sağdaki yolu seçmek doğru olsa da olmasa da―― bu defa bunu yapmak zorundaydılar. Bunu kabullenen Subaru diğerlerini mantığıyla ikna etmeye çalışsa da sağ taraftan gelen korkunç hissiyat yüzünden ciddi bir isteksizlik duyuyordu.

 

Ellerinde olsaydı Ram da Anastasia da sağ tarafı seçmek istemezdi; Subaru bunu gözlerinden okuyabiliyordu. Ama onları ikna etmek ve sağ tarafa yönlendirmek zorundaydı. 『Ölümden Dönüşün』verdiği fırsattan sonra öyle kolayca『ölümlerine』yürümelerine izin veremezdi.

 

Subaru:「Sağ tarafın bariz korkunçlukta bir hava yaydığı doğru. Ama bana kalırsa biraz fazla bariz. Yani bu tarafa gelmeyin dermiş gibi, haksız mıyım?」

 

Ram:「――――」

 

Subaru:「Tıpkı『Kum Vaktini』aşma mekanizması ve Gözcü Kulesinin önündeki Cadı Yaratıklarının çiçek tarhı gibi. Doğal olarak ortaya çıkamayacak kadar karmaşıklardı. Sizce de öyle değil mi?」

 

Anastasia:「Başka bir deyişle, Natsuki-kun, Kum Vakti, Çiçek Tarhı ve bu mağaranın birer aldatmaca olduğunu mu söylüyorsun?」

 

Sessizliğe gömülen Ram’ın aksine Anastasia, Subaru’nun söylemeye çalıştığı şeyi tamamladı. Subaru da bu yanıtı işittikten sonra parmaklarını çatırdatarak 「Evet, öyle.」sözleriyle onayını verdi.

 

Subaru:「Bizi uzak tutmak istediklerinden bir sürü tuzak hazırlamışlar. Bu bir kandırmaca değilse neden yaklaşık bir saattir burada tek bir cadı yaratığına bile denk gelmedik? Hepimiz buranın Augria Kum Tepelerinin bir parçası olduğunda hemfikirmişiz gibi görünüyor. Ve Meili burada olmasa da herhangi bir yaratık inine rastlamadık. Bu hiç doğal değil.」

 

Ram:「Yani diyorsun ki birilerinin…. yo, Bilgenin elinin devreye girdiği bir yerdeyiz.」

 

Subaru:「Ve de Bilgenin pek hoş bir karaktere sahip olmadığını biliyoruz.」

 

Ram:「――――」

 

Belirttiği fikir kısmen üstü örtülü bir gerçek olsa ve kendi kendine konuşuyor olsa da söylediklerinin kulağa ikna edici gelmiyor denilemeyecek oluşunu takdir ediyordu. Zaten Augria Kum Tepelerinde şu ana kadarki yolculuklarına dönüp bakınca Gözcü Kulesi yolculuklarını baltalayan tuzak denilebilecek pek çok şeyle karşılaşmışlardı. ―― Buna bir『Sınav』bile denilebilirdi. Ve bu mağarada herhangi bir yaratıkla karşılaşmamış oldukları da bir gerçekti.

 

Tabii ki yolun sonunda at adamla karşılaşacaklarını bilen Subaru’nun düşünceleri neticede yanlıştı ancak――yo, belki de at adam son gardiyandı. Onun varlığının Gözcü Kulesine girmeye gelenlere son bir güç gösterisi teşkil eden bir mekanizma olma ihtimali de vardı.

 

Eğer öyleyse gardiyan seçimlerindeki kötülüğü ifade etmesine imkan yoktu, her neyse…  

 

Ram:「…… Barusu’nun sözleri kesinlikle bir mantığa dayanıyor.」

 

Subaru:「――! Gerçekten mi?」

 

Anastasia:「Neden bu kadar şaşırdın? Tuhaf mı?」

 

Subaru düşünceli bir sessizliğe gömülmüş olan Ram’ın sözleri karşısında içgüdüsel bir şaşkınlık sergiledi. Ve sonrasında bu karşılığı gören Anastasia, buruk bir gülümsemeyle birlikte iki eliyle şapkasındaki ponponları kaldırdı.

 

Anastasia:「Doğruyu söylemek gerekirse sağ tarafa gitmeyi gerçekten istemiyorum. Ama şimdi sen düşüncelerimizin solu seçmeye yönlendirildiğini söyleyince …… oraya da gitmek istememeye başladım.」

 

Subaru:「Bu ya hep ya hiç felsefesiyle yaşayan sana pek de uymayan bir görüş oldu. Cidden etkilenmişsin.」

 

Anastasia:「Onay aldığı takdirde benim bile senin fikrine uyacağımı mı söylemek istedin?」

 

Yüzündeki buruk gülümseme büyüyordu ki muhtemelen bu da Eridna’nın Anastasia’nın『ya hep ya hiç』felsefesini taklit edemediğine işaret ediyordu. Bu onun için de son çareydi. Subaru’yla hemfikir olup olmama kararını verme konusunda zorlanmış olmalıydı.

 

Subaru:「Ee, sen ne diyorsun Ram?」

 

Ram:「Az önce söylediğim gibi. Bu noktaya dek Kum Tepelerinde olanları düşününce Barusu’nun değindiği noktaları anlayabiliyorum. Bilgenin kötücül tutumunun yanı sıra Gözcü Kulesine ulaşamayanların teker teker maruz kaldığı zorlu şartların varlığında hemfikir olabiliriz……. Bu yüzden bu işin içerisinde birinin müdahalesinin olduğu bariz.」

 

Subaru:「Mhm, bunları doğal şeyler olarak adlandırmamak gerektiğine eminim…」

 

Ram:「Yani, sana tamamen katılıyor olmasam da, Barusu, bu kısmen de olsa katılmadığım anlamına gelmiyor. İşte bu yüzden sağ tarafı kontrol etmekten yana bir tereddüdüm kalmıyor.」

 

Subaru:「……Ne demek istiyorsun?」

 

Anastasia:「Natsuki-kun’un söylediği şeyi yapmak canını sıksa da sana ayak uyduracağını söylüyor.」

 

Anastasia Ram’ın kastettiği şeyi bu şekilde kibarca tercüme etti. Ve Ram’ın herhangi bir kısmını düzeltmeyişine bakılırsa bu, doğru bir tercümeydi. Özetle Ram da Anastasia da Subaru’nun ikna çabalarına kanmıştı.

 

Subaru:「――Tamamdır! Mükemmel, *muchas gracias. İkinizi de buna pişman etmeyeceğim.」(İspanyolca teşekkürler)

 

Ram:「Kararımın sorumluluğunu kısmen de olsa üstleneceğim. Bana düşen kısmın yükünü de sırtında taşımaya kalkma lütfen. Yetersiz becerikliliğini yalnızca Rem’e odakla.」

 

Anastasia:「Ah, şahsen beni buna pişman edersen ben, sorumluluğu üstlenmene izin veririm. Böyle bir şey olursa da hesabı yapmak için abaküse danışmak zorunda kalırız, sence de öyle değil mi?」

 

Subaru:「İkiniz de acayip kırıcısınız!」

 

Subaru’nun neşesi kısa sürmüş, seçimin sorumluluğunu üstlenme konusundaki konuşması iki kız tarafından hızla saldırıya uğramıştı. Eridna’nın Anastasia üzerindeki izinin ne kadar ciddi olduğunu bilmese de Eridna’nın sonu pişmanlık olmasın diye ne kadar çaba sarf ettiğini biliyordu. En azından bu hislerinde samimiydi.

 

Subaru:「Ayrıca, engeller yalnızca onları ikna etmekle sonlanmıyor.」

 

Evet, sahiden de öyleydi. Neticede Subaru’nun elindeki tek şey, bir meydan okuma hakkıydı. Gerçek zorluklara karşı gerçekleştireceği o meydan okumaysa bu noktada başlayacaktı.

 

――Yol ayrımı, bunaltıcı bir negatif atmosferle birlikte kararlarını bekliyordu.

 

Havanın ağır ve fark edilir olduğu, giderek kötüleştiği sağ tarafı seçeceklerdi. Eğer bu, Bilgenin hazırladığı bir sınavsa Subaru, bu yolu seçerken ne düşünmüş olduklarını çok merak ediyordu.

 

Subaru:「Eğer bu noktanın ötesinde bizi bekliyorsa onu olabildiğince şaşırtalım derim.  ――O surata tokadı indirecek ve defalarca özür dileteceğim, sonra da Emilia ve diğerlerini bulmasını sağlayacağım.」

 

Bu kararı veren Subaru, beyanıyla birlikte sağ tarafa yönelerek fenerini o yöne doğru salladı. Ve sonra da Ram hafif bir iç çekiş eşliğinde Subaru’nun arkasından,

 

Ram:「Sana katılıyorum ama Emilia-sama ve geri kalanların bizden önce Gözcü Kulesine ulaşma ihtimalleri de var.」

 

Subaru:「Dürüst olmak gerekirse bu, gösteriş yapmak için iyi bir nokta olmaz mıydı…?」

 

Daha meydan okumasını başlatmadan şevki kırılan Subaru, bu şekilde hoşnutsuzluğunu dile getirdi.

 

※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※

 

Bu etkileşimlerin ardından üçlü ve yer ejderleri―― yani dörtlü grup, sağdaki yolda ilerlemeye başladı. Subaru hala o kötü hissi taşıyordu. O his, ayaklarının altındaki kumların verdiği hissi bile farklı kılıyor gibiydi. Bu rahatsızlığı tadan Subaru alnını gıdıklayan soğuk terleri silerek Patrasche’ye sırıttı.

 

Subaru:「Düşününce senin fikrini dinlemeden hangi yolu seçeceğimize karar vererek hata ettim.」

 

Patrasche:「――――」

 

Subaru:「Ha? Senin gideceğin yol benim seçeceğim yoldur mu? Ve o yol hangi yol olursa olsun, ne kadar zorlu olursa olsun daima üstesinden geleceğimi bildiğin için bana inanıyor musun? Heyhey, haddinden fazla tatlısın, beni aşık edeceksin!」

 

Ram:「Saçmalıyor ama bunu kazara yapıyor gibi görünmüyor, bu yüzden de günahkar oluyor, sence de öyle değil mi? Onda ne iyilik görüyorsun ki?」

 

Ram, Subaru’nun suskunluğunu koruyan Patrasche’nin hislerinden onun ağzındanmış gibi bahsedişi karşısında şoka girmişçesine mırıldandı. Gerçi Patrasche’nin normalde böyle konuşmalara hemen terslenirken şu anda sakinliğini koruyor oluşuna bakılırsa Subaru’nun söylediklerinde bir yanlışlık olmayabilirdi. Ya da bu sözleri terslenip gücünü harcamaya bile değmeyecek kadar aptalca bulmuştu ve cevabını güvenli bir noktaya ulaştıklarında vermek için bekletiyordu. Sebep ikisinden biriydi. Muhtemelen ikincisi.

 

Subaru:「Öyleyse bile, eğer mümkünse birazcık huyuma gidebilir misin?」

 

Patrasche:「――――ϡ」

 

Subaru:「Az önce duyduğum şey bir inkar mıydı?」

 

Patrasche şu ana kadar sessiz kalmayı seçmiş olmasına rağmen Subaru’nun son sözüne ansızın sabırsız bir sesle karşılık verdi. Ama yine de onu azarlamadan önce buradan sağ salim kaçma cesaretini sergilemesi daha iyiydi. Bu da Patrasche’nin buradan sağ salim çıkabileceklerine inandığının göstergesiydi.

 

「――――」

 

Grup hiçbir değişiklik olmadan yürümeye devam ediyor, Subaru başı çekiyor, Patrasche de arkasından ilerliyordu. Fenerin ışığı birkaç metre öteyi aydınlatıyordu; adımlarını dikkatlice attıklarından emin olarak seferlerini sürdürüyorlardı.

 

Fakat ilerleyişleri eskisine nazaran kesinlikle daha yavaştı. Hatta Subaru’nun『Ölümden Dönüşü』öncesinde sol yolda ilerledikleri zamandan bile yavaşlardı. Sebepse basitti.

 

Subaru:「Bedenim… çok ağır……」

 

Mesele ağırlığının artmış olması veya sırtına binen görünmez bir *Yōkai değildi. Ve pratikte onu bedensel olarak etkileyen herhangi bir şey söz konusu değildi, o kadarı kesindi. (Japon kültüründe doğaüstü bir canavar/ruh)

 

Bedeninin ağırlaşması ve ayaklarının kımıldamıyor oluşu tamamen zihinsel bir problemdi.

 

Adımlarını duraksatan şeyin negatif bir hisle dolup taşan sağ yol olduğu kesindi. Subaru bunun da Bilgenin mide bulandırıcı sınavlarından biri olmasını ve yol ayrımından çıktıkları takdirde kendilerini bekleyen güvenli bir nokta bulacaklarını ummuştu―― Ama şimdi bu umutlardan eser kalmamıştı. Maalesef o umutlar bile gelip geçmiş, hızla tersine dönmüştü. Bir lanet gibi hissettiren negatif düşünceleriyse güçlendikçe güçleniyordu.

 

Subaru:「――――」

 

Hala sessizliğini korurken yutkunan Subaru, ağırlaşan ayaklarını kumda ilerletebilmek adına bir adım attı. Ayakları yerinde donakalmıştı; kımıldayamıyordu. İçten içe ne kadar güçsüz ve kırılgan olduğunu bilse de henüz hiçbir şeyin olmadığı bu kum geçidinde korkup sinmemesi gerekiyordu. Sahiden de kalbinde hiç korku taşımıyordu, hatta zihni gayet netti.

 

Yalnızca uzuvları bu amaç uğruna hareket etmeye yeltenmiyordu. Sadece eti ve bedeni mantığına ve ruhunun seyrine karşı çıkıyordu. Bedeni içgüdüsel olarak bunu reddediyor ve onu ilerlemekten alıkoymaya çalışıyordu.

 

Bu Subaru’ya ilerlemek için normalin iki katı vakit, güç ve irade kaybettiriyordu. Ve o bile yorgun hissetmenin önüne geçemiyordu.

 

Subaru:「Ahmak. Bu kadar sızlanmaya hakkın var mı gerçekten?」

 

Şiddetle kafasını sallayan Subaru, bedenine çöreklenen yorgunluk hissini unutmaya çalıştı. Sağ tarafı seçmek tamamen Subaru’nun kararıydı. Ve bu nedenle ne o kendisinin sızlanmaya kalkmasına müsaade edebilirdi ne de arkasındaki ikili.

 

Subaru:「Ehh, bu yürüyüş birazcık zorlu olabilir ama mesele yok. Şaşırtıcı bir şekilde hedefimize yaklaşıyor olabiliriz……」

 

Ram:「Barusu」

 

Subaru:「Oh, ne oldu?」

 

Ram:「Kapa çeneni.」

 

#Bölümü bazen hepimizin söylemek istediği bir cümleyle sonlandırmış bulunuyorum. Bir aksilik çıkmazsa pazar da üçüncü kısmı atarım. Bu ara çevireceğim yeni serinin eski bölümlerini okuma ve düzenlemeler yapma işiyle meşgul olduğum için re:zeroya çok ağırlık veremiyorum. Ama yine de ilerlemeyi kesmeyelim diye birkaç günde bir bölüm atmaya çalışıyorum. Diğer seriye başladığımda sabit bir düzen getiririm herhalde. Bu arada maalesef tahmin ettiğiniz serilerden biri değil, onu da söyleyeyim de sonra hayal kırıklığı olmasın :) Her neyse, bir sonraki bölümde görüşmek üzere!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44422 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr