137. Bölüm : Yeşil Kan

avatar
1223 50

My Vampire System - 137. Bölüm : Yeşil Kan


Çevirmen : Clumsy



Okullardan birinin içerisindeki ikinci askeri üste yeni bir toplantı gerçekleşmişti. Ve Baş General olmadığı için iş yine Nathan ile Duke’ün başına düşmüştü.

 

Nathan, "Caladi gezegenine bir Dalki gemisinin indiği rapor edildi." bilgisini vermişti. An itibarıyla birinci sınıf çavuşlarının her birinin suratlarından şaşkınlık okunuyordu. "Endişe etmeyin. Bir yerlerden gelmiş başıboş bir gemi gibi görünüyor. Kule Dalki ırkıyla iletişime geçti ve elbette ki onun bir haydut olduğu söylendi."

 

"Lanet olasıca Dalkiler!" diye bağırmıştı Duke, masaya vurarak. "Her yıl topraklarımıza daha da çok yaklaşıyorlar."

 

"Neyse ki yalnızca tek bir gemiymiş gibi görünüyor ya da en fazla ikidir. Elbette ki kule bizden destek…"

 

Fakat Nathan cümlesini bitirme fırsatı bile bulamadan Leo oturduğu yerden kalkıp Nathan’ın önünde eğilmişti. "Lütfen benim gitmeme izin verin. O öğrenciler, hele de ilk gezilerinde böyle bir şeyi tecrübe etmek için fazla gençler. Korunmaları gerekiyor."

 

Nathan, Leo’nun bu ani gönüllülüğü karşısında epey şaşırmıştı. Normal şartlarda böyle bir olay gerçekleştiğinde hiç kimse bir Dalkinin karşısına çıkıp canını riske atmaya gönüllü olmazdı. Dolayısıyla bunu duymak Nathan’a söylentilerin doğru olup olmadığını merak ettirmişti.

 

Her nedense Leo’nun Dalkilere çoğu insandan daha da büyük bir kin güttüğü söyleniyordu. Belki de yalnızca öğrencilerini gerçek anlamda umursuyordu. Her halükarda kesin olan bir şey vardı, o da Leo’yu gönderdikleri takdirde başka bir öğretmen veya çavuşu göndermelerine gerek kalmayacağıydı.

 

Dalkinin üçten fazla çıkıntısı olmadıkça Nathan’ın Leo’ya güveni tamdı. "Ehh, mesele çözüme kavuştu öyleyse. Fay, Hayley, sizlerin de geri dönecekleri an için portalın hemen dışında hazırda beklemesini istiyorum. Destek gerekirse hemen portaldan geçersiniz. Hayley, sen de acil tıbbi yardıma ihtiyacı olan herkesle ilgilenirsin."

 

Toplantı bu şekilde sona ermiş ve herkes kendinden isteneni yapmıştı. Leo hızlıca ekipmanlarını kuşanırken iki kız, yeşil portalın dışına geçmişti. "Del’in sınıfı zorlu bir yıl geçiriyor anlaşılan." demişti Hayley.

 

Fay ise, "Kesinlikle katılıyorum, nereye giderlerse gitsinler kötü şans da peşlerinden geliyor adeta." diye yanıtlamıştı.

 

Leo da en nihayetinde hazır olarak hiç tereddüt etmeksizin portala adımını atmıştı.

 

*****

 

Barınak acil durum uyarısına tepki vermiş ve tüm kapılarını kapatmıştı. An itibarıyla askeri izni olmayan hiçbir vatandaşın barınaktan ayrılmasına izin yoktu. Dalkiyi bulması için iki insanlı robot gönderilmiş ve ikisi de hava aracının iniş yaptığı olay mahalline ulaşmıştı. Ama maalesef ki Dalkiden hiçbir iz bulunamamıştı.

 

Robotların öğrencileri ve Dalkiyi bulmasının bu kadar uzun sürme sebebi buydu. Ama konumu tespit ettikleri anda Leo’ya tam koordinatları verebilmişlerdi.

 

"Beyler, geri çekilin!" diye bağırdı Leo.

 

Robotların içerisindeki adamlar da söyleneni yaptı. Ancak Dalki robotlardan birinin kolunu tutuyor olduğu için içerisindeki adamın özgür kalmak için o kolun kopmasına izin vermekten başka şansı yoktu. Bunu yaptıktan sonraysa hızlıca geri çekilerek öğrencilerin yanına geçtiler.

 

"Bir tane daha ha." dedi Leo’nun elini kılıcının kınına götürmüş şekilde üzerine geldiğini gören Dalki. "Gerçekten de şu koca evrenin mikroplarısınız, şimdiden bu gezegende bile kaç tane oldunuz baksanıza."

 

Dalki fena halde yaralı gibi görünse de bu Leo’yu kandırmaya yetmezdi. O, özel gücünü kullanarak Dalkiden yayılan güçlü aurayı sezebiliyordu. Dalki daha pes etmemişti.

 

"Bizimle neden savaşıyorsun?" dedi Leo.

 

Dalkiyse bu soruyu duymazdan gelerek saldırıya geçti. Leo da öne doğru dönüp hızlı bir hareketle katanasını kınından çıkarttı ve saniyesinde yerine koydu.

 

Dalki, kolu temiz bir kesikle koparken en ufak bir his duymamış, daha önce de olduğu gibi katanası adeta tüm nitelikleri görmezden gelmişti.

 

Ardından kol havalanıp uçmaya başladı ve açık yarasından sıçrayan yeşil kanlar eşliğinde Leo’nun arkasında bir yerlere iniş yaptı.

 

"Sen!" dedi diğer eliyle Leo’yu işaret eden Dalki. "Senin kim olduğunu biliyorum! Diğerleri beni senin hakkında uyarmıştı!" Ama maalesef daha cümlesini bile bitiremeden kafası da kolu gibi temiz bir kesikle havaya uçtu.

 

"Bir tek bu mu vardı?" diye sordu Leo.

 

Gördükleri manzara karşısında fazlasıyla şaşkına dönen öğrenciler bir müddet konuşmayı unuttu. Yenebilmek için güçlerini birleştirip onca mücadele verdikleri şey, öylece ölüvermişti.

 

"Umm… evet. Gördüğümüz tek Dalki buydu." diye yanıtladı Layla.

 

Bu sırada iki robot personeli koşturarak diz çöktü. "Bizi koruduğunuz için teşekkürler, Çavuş Leo."

 

"Bana teşekkür etmeyin." dedi Leo’ysa. "Neyse ki Dalki zaten ölüm döşeğindeydi. Siz ikiniz ben gelmeden önce onu yaralama konusunda iyi iş çıkarmış olmalısınız."

 

Bunu duyan askerlerin bakışları birbirlerine çevrildi. Yeteneklerinin Dalkiye neredeyse hiç etki etmediğini biliyorlardı. Hatta ona tek bir darbe indirmeyi bile başaramamışlardı. Dalkinin bedenindeki yaraların tamamı onlar gelmeden önce açılmıştı.

 

Aynı anda ikisinin aklından da 'Öğrencilerin işi olamaz, değil mi?' düşüncesi geçti.

 

Surat ifadelerini görebiliyor olsaydı Leo da Dalkiyi yaralayanların onlar olmadığını fark edebilirdi.

 

Bu esnada Leo ve iki asker, burada olma sebebine dair bir iz bulabilme umuduyla Dalkiyi incelemeye koyuldu.

 

Yetişkinler bu işle meşgulken öğrenciler de iyi olduğundan emin olmak adına Peter’la ilgileniyordu. Quinn’se onların aksine başka bir şeye odaklıydı.

 

Onun gözleri, Dalkinin pek de uzakta olmayan kolunun üzerindeydi. Ardından kola doğru yürümeye başladı ve çok geçmeden Vorden da onun baktığı şeyi fark etti.

 

[İncele]

 

[Dalki: Yarı insan, yarı canavar ırkı]

 

"Yarı insan yarı canavar mı?" diyen Quinn’in kafası karışmıştı. Dalkiler uzaylı değil miydi? Bu mesele merakını cezbetse de kolu incelediğinde teyit ettiği farklı bir şey oldu.

 

[İncele]

 

[Dalki kanı]

 

[Kanı tüketmenin kişi üzerinde bilinmeyen etkileri olacaktır]

 

"Sistem, Dalki kanının nasıl bir etkisi olacağını biliyor musun?" diye sordu Quinn.

 

Sistemse son derece açık bir şekilde, "Hayır." yanıtını verdi. "Ama sana şunu söyleyeyim. Eğer bedenine zarar verecek olsaydı sistem seni uyarırdı."

 

Bunu duyan Quinn kola doğru ilerledi ve parmağını yeşil kana batırdı. İlk etapta hafifçe kokladı. Kendisine diş macununu anımsatan nanemsi, tatlı bir kokusu vardı.  

 

'Denesem mi ki?' diye düşündü Quinn. 'Sistem bana zarar vermeyeceğini söyledi, öyle değil mi?'

 

#Leo Dalkiyi saniyesinde harcadı, e boşuna sevmiyoruz bu adamı. Peki ya Dalkinin ‘yarı insan yarı canavar’ olması? Dalkilerle ilgili öğrenecek çook şeyimiz varmış gibime geliyor. Muhtemelen ilk öğreneceğimiz de kanlarının etkisi olacak. Hadi okumaya devam!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44344 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr