138. Bölüm : Sınavın Sonu

avatar
1277 55

My Vampire System - 138. Bölüm : Sınavın Sonu


Çevirmen : Clumsy



Yeşil kanlara bakan Quinn, nasıl bir etki edeceğinden emin değildi. Sistem negatif bir yan etkisi olmayacağını teyit etmişti. Ya da hiç değilse zehirli olmadığını söylemişti. Bununla birlikte nasıl bir sonuç vereceğini bilmiyor olması şaşırtıcıydı.

 

Gerçi sistem ondan bilgi saklıyor da olabilirdi, bu da mümkündü. Ama doğruyu söylüyorduysa bunun anlamı, yeni veya eski hiçbir vampirin Dalki ırkıyla iletişime geçmemiş olduğu muydu? Öyleyse sistem canavar silahlarını nereden biliyordu?

 

Zaman çizelgesinin mantıklı gelmemesi gereği bir anda her şey Quinn için kafa karıştırıcı hale gelmişti. İnsanlar ışınlayıcı kullanmayı ve güneş sistemindeki canavar gezegenlerini Dalkilerle savaştıktan sonra keşfetmişti.

 

Portal teknolojisi başından beri oradayken vampirler bunu hiç duymamıştı ama canavar silahlarına erişimleri vardı. An itibarıyla Quinn yapbozun tüm parçalarına sahip değildi ve bu konuyu düşünmek bile başını ağrıtıyordu.

 

"Neyse, hadi bakalım." Olay fazla cezbediciydi. Quinn bu durumda kim olsa aynı şeyi yapar diye düşünüyordu. Kan diline değdiği andaysa bedenine nanemsi bir hissiyat ulaştı. Tıpkı diş macunu gibiydi, ne hoştu ne de kötü.

 

Kanın boğazından geçişiyle birlikteyse bedeninde tuhaf, karıncalanma benzeri bir his duydu ve o his, ateşe verilmişçesine tüm bedenine yayılmaya başladı. An itibarıyla o enerjiyi atmak için her şeyi yapmaya razıydı.

 

[1. Seviye Dalki kanı tüketildi]

 

[Tüm istatistiklerde 1 saatliğine yüzde 10 artış gerçekleşti.]

 

Quinn’in tüm bedeninde duyduğu karıncalanma hissiyatını tarif etmek zordu, elde ettiği güçlendirmeyse harikuladeydi. Bu seferki öncekiler gibi net bir rakam değil, yüzdelik bir artıştı. Yani ne kadar güçlenirse karşılaşacağı artış da o kadar fazla olacaktı.

 

Quinn bir kez daha kola bakarak acaba yanımda götürmemin bir yolu var mıdır diye düşündü. Ama maalesef ki bu tarz canlı bir maddeyi boyutsal boşluğuna koyamayacakmış gibi görünüyordu.

 

Quinn okuldayken birkaç test yapmakta karar kılmıştı. İlk önce bir şişe alıp boşluğa koymayı denemiş ve başarıyla girdiğini görmüştü. Sonra da aynı şişeyi Layla’nın kanıyla doldurmuş ve yeniden boşluğa koymaya çalışmış ama şişe, boşluğa girmeyi reddetmişti.

 

Kanı çıkarttığı andaysa yeniden girmişti. Quinn çeşitli şeyler ve bazı hayvanlarla farklı testler de yapmış ve bitkiler de dahil olmak üzere canlı maddelerin boşlukta depolanamadığını görmüştü.

 

Yani üzücü olsa da kolu uzaysal boşluğa yerleştiremeyecekti. Zaten o düşünürken Leo ve diğerleri çoktan ölü Dalkinin bedenini incelemeyi tamamlamıştı.

 

"Bu ikisi okula dönerken size eşlik edecek. Tüm yaralarınıza baktırmayı ihmal etmeyin."

 

"Okula dönerken mi!" diye sızlandı Erin. "Peki ya sınav ne olacak!"

 

Leo’ysa, "Sınav iptal oldu, barınaktaki tüm öğrenciler ve dışarıda avlanmakta olanlar okula geri döndü bile." diye yanıtladı.

 

Erin bu noktada okulun resmi bir duyuru yapmasını beklemekten başka hiçbir şey yapamayacağını biliyordu.

 

Diğerleri askerlerle birlikte yürümeye başlarken Leo, Quinn’i bileğinden yakaladı.

 

Ve "Anlaşılan sözüne sadık kalmış ve onları korumuşsun." dedi. "Sanırım gerçekten de bizim tarafımızdaymışsın."

 

Quinn nasıl karşılık vereceğini bilemiyordu, Leo’nun bu ani sözleri en hafif tabirle şaşırtıcıydı. Derken bakışları Quinn’in arkasına çevrilen Leo, Peter’ı fark etti. Bir miktar farklı görünen Peter da artık Quinn’inkine benzer, morumsu bir auraya sahipti.

 

Elbette daha önce Peter’a hiç ders vermemiş olan Leo, Peter’ın her daim bu auraya sahip olup olmadığını bilemiyordu. "Yine de gözüm ikinizin üzerinde." dedi Leo. "Ama şimdilik gidip dinlenebilirsiniz."

 

Quinn çabucak koşmaya başlayarak diğerlerini takip etse de Leo’nun ağzından dökülenleri düşünmeden edemiyordu. Gözüm ikinizin üzerinde demişti. Şu ana dek emin olamasa da artık emindi. Leo Quinn’in farklı olduğunu bildiği gibi Peter’ın da değiştiğini anlamıştı.

 

Fakat Peter’a bakan Quinn, kendisinin ne olduğundan bile emin değildi. Kan Ritüeli sonrası ya bir vampir ya da kendisinin ilk başta olduğu gibi bir halfling olur sanmıştı. Ama Peter, vampir gulyabani denen bir şeye dönüşmüştü.

 

Tam da Quinn’in aklından bunlar geçer ve grup sırtlarında yaralı arkadaşlarıyla yürümeye devam ederken Peter, uyanmaya başladı.

 

"Hey, Quinn, hemen buraya gel!" diye bağırdı Layla. "Uyanıyor galiba."

 

Peter gözlerini açarken Vorden ve Layla ikilisi onun ağır ağır kendi ayakları üzerinde durmasına imkan tanıdı.

 

Ve Peter, "Neler oldu?" diye sordu.

 

Ardından Quinn’i kurtarmak için öne atılışına dair görüntüler zihnine dolmaya başladı. Çabucak kafasını eğip karnına baktığındaysa üniformasındaki koca deliği fark etti ama olması gerekenin aksine bedeninde tek bir iz dahi yoktu.

 

Vorden, "Sanırım tüm bunlar sona erdiğinde ve vaktimiz olduğunda Quinn’le konuşman gerekecek." yanıtını verdi.

 

Layla’ysa, "Her neyse, kendini nasıl hissediyorsun?" dedi.

 

"İyi hissediyorum." diye yanıtladı Peter. "Aslına bakarsan her zamankinden daha iyiyim, birazcık acıktım gerçi."

 

Peter bu sözleri sarf ederken üçlü grup, aralarında bakıştı.

 

*****

 

Meçhul bir mekandaki büyük bir odanın içerisinde alabildiğince uzanan kocaman, dikdörtgen bir masa vardı. O masanın etrafınaysa her birinde bir kişinin oturduğu, aralarında mesafe olan 13 sandalye dizilmişti.

 

Kadınlı erkekli grubun tüm üyeleri farklı yaşlardaymış gibi görünüyordu, sandalyelerine yerleşmiş bu kişilerin tek ortak noktasıysa kırmızı gözleriydi.

 

Tüm sandalyelerin hemen arkasında duvara yerleştirilmiş mor renkli tek bir ateş bulunuyordu ve boş sandalye için de aynı şey geçerliydi.

 

Bu esnada masanın başında oturan adam, konuşmayı başlattı.

 

"Hepinizin görebildiği üzere 10. sandalyenin üzerindeki ateş yandı."

 

"Bu onun geri döndüğü anlamına mı geliyor? Ama onun öldüğünü sanmıştım." Başı çeken kişi tekrar konuşuncaya dek 12 sandalyenin sahipleri arasında bir konuşma başladı.

 

"Hayır, bu dünyadan ayrılmadan önce bir şekilde birilerini bulmayı başardığına ve o kişinin de resmi olarak kanlandırdığı ilk kişiyle yeni bir aile yarattığına inanıyorum."

 

"Ama neden şimdi oldu, üzerinden yüz yıl geçmişti!" diye bağırdı bir kadın.

 

"Onu bilmiyorum ama bildiğim bir şey var, o da bir an önce bu yeni aileyi bulup buraya getirmemiz gerektiği. Kurallarımıza uymalarını sağlayacağız, eğer uymazlarsa da hepsinden kurtulacağız."

 

#Bu bölümle birlikte ‘Vampir Sistemi’ isimli birinci kısmı tamamlayıp ‘Geliyorlar’ isimli ikinci kısma geçiyoruz. Anlaşılan son kısımda önemli vampir ailelerinin başkanlarını falan gördük. Peki ya boş sandalye? Ölmeden önce birilerini bulmuş, o da bir aile kurmuş şeklinde bahsettikleri kişi Quinn’i vampire dönüştüren sistemin yaratıcısı herhalde. O kişi videodaki sarışın adam mı? Gerçekten ölü mü? Bu vampir topluluğu Quinn’in başına bela olacak mı? Biiir sürü sorumuz var, e cevaplamak için de okumaya devam!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44329 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr