135. Bölüm : ***

avatar
1291 46

My Vampire System - 135. Bölüm : ***


Çevirmen : Clumsy



Peter’ın bedeninin yere çarptığını gören Quinn, belirli bir gerçeğin şokunu yaşadı. Daha önce de insanların ölümüne tanık olmuştu. Hatta çoğu kendisinin eseriydi. Ama ilk defa şahsen tanıdığı biri gözlerinin önünde ölüyordu.

 

Quinn’in canını en çok sıkan şeyse Peter’ın başına gelenler değil, bambaşka bir düşünceydi. O düşünce de…

 

'Ziyan olan onca kana bak.'

 

Neyse ki yaşananları idrak ettiği saniyede bu düşünceyi hızla geride bıraktı.

 

Ve "Peter!" diye bağırdı.

 

Quinn’in bağırışını işiten Layla, "Oraya ne zaman geçti ki?" diye sordu.

 

Erin, "Buraya dönecek diye Quinn’i izlemekle fazlasıyla meşguldüm." yanıtını verdi.

 

"Aynen, ben de. Dalkiyi görür görmez Quinn’e doğru ilerlemeye başlamış olmalı." dedi Vorden’sa. "Ama daha az önce konuştuğumuz şeyden sonra bunu neden yaptın ki? Seni önemseyen bir ailen vardı."

 

Dalki de yerde yatan Peter’a bakıyordu.

 

"Epey asilce bir hareketti. Toplum dediğin, güçlüleri korumak için zayıfları feda etmek üzerine kurulmalı zaten." Dalkilerin yaşam tarzı tam da buydu. Peter özverili davranmış ve onun fedakarlığı, daha güçlü bir insanın genlerinin devamlılığına imkan tanımıştı.

 

"Yazık oldu gerçi… ne de olsa siz de onunla birlikte öleceksiniz."

 

Quinn, 'Buraya kadarmış.' diye düşündü. Dalki yakınına geldiği anda tüm kozları tükenmişti. MH puanları sıfıra inmiş, geriye yalnızca orijinal yetenekleri kalmıştı.

 

Yine de "Seni geberteceğim!" diye bağırdı. "Hem de bunun için benim de ölmem gerekse bile!"

 

Ve iki avcunu birden açarak ileri doğru koştu. Yeterli mesafeye ulaştığını hissettiğinde de bir eliyle kan püskürttü. Dalkiyse buna tepki olarak hafifçe irkildi ve ayağı usulca geri çekildi.

 

[48/65 HP]

 

Normal şartlarda bu saldırılar en ufak bir hasar vermezdi. Ama Dalkinin yara aldıkça güçleniyor olması defansının da arttığı anlamına gelmiyordu. Quinn’in Gölge Tırpanı saldırılarıyla fena halde yaralanmıştı.

 

Derken Quinn ikinci kez kan püskürttü.

 

[43/65 HP]

 

Pes etmiyor, Kan Püskürtme saldırılarını ardı ardına, büyük bir hızla sıralıyordu.

 

Layla, "Hey! İşe yarıyor gibi görünüyor!" diye bağırdı.

 

Ancak Layla’nın ağzından dökülenlere nazaran Vorden, bundan pek emin değildi. Quinn onlara anlatmamış olduğu için saldırılarının nasıl işlediğini bilmiyordu. Ayrıca yanlış görmüyorsa o saldırıyı kullandığı her seferde beti benzi daha çok atıyordu.

 

[38/65 HP]

 

[33/65 HP]

 

Quinn yeniden, "Seni geberteceğim!" diye bağırdı. "Ve seninle işim bitince yürüyen bir iskelete dönünceye dek kanını emeceğim!"

 

Tehditlerini sıralamaya devam ediyor olsa da söylediği şeylerden pek emin olduğu söylenemezdi. Neyse ki mücadelenin ortasında hoş bir sürprizle karşılaştı.

 

[Kan Püskürtme seviye atladı!]

 

[Kan Püskürtme artık 2. seviye]

 

Quinn yeni ve gelişmiş Kan Püskürtme yeteneğini kullandıkça menzili iyice gelişmiş olan saldırı kolunun daha da çok geri tepmesine sebep oluyordu. Ve kanlar Dalkiye isabet ettikçe yaraları açılıyor, içlerinden eskisinden de çok yeşil kan sızıyordu.

 

[28/65 HP]

 

[23/ 65 HP]

 

İki rakip bu şekilde uzaklaşırken geri kalanlar, kontrol etmek için Peter’ın yanına koşturdu. Ve bedenini çevirerek sırt üstü yatmasını sağladılar. Şaşırtıcı bir şekilde o koca yaraya rağmen hala nefes alıyordu.

 

"Ne yapacağız?" diye bağırdı Layla. "Bu şekilde kan kaybından ölecek. Robotu kullanamaz mıyız?"

 

Erin, "Hayır, robot bu büyüklükte yaraları iyileştiremez." yanıtını verdi.

 

Vorden’sa ansızın, "Onu öldürmemiz daha iyi olabilir." dedi.

 

Kızlar şaşkınlık içerisinde Vorden’a döndü. Ağzından çıkanlara inanamıyorlardı.

 

Layla bu sözlere karşılık olarak, "Bak, Peter’ın size yaptığı şeyin yanlış olduğunu biliyorum ama onu affedemez misin artık?" diye bağırdı.

 

Vorden’sa kafasını sallayarak yanıtladı.

 

"Yanılıyorsun, Layla. Ben Peter’ı çoktan affettim. Bunu onun iyiliği için söylüyorum." dedikten sonra da devam etti. "Baksanıza, şu anda acı içinde. Son iki dakikadır kan kaybediyor, tamamen yitip gitmesine en fazla üç dakika kalmıştır. Acısına şu anda son verirsek gidişi daha huzurlu olur."

 

Ancak grubun karar verecek vakti olmadı, çünkü dikkatlerini dağıtan bir şey gerçekleşti. Quinn’in Kan Püskürtme kullandığı her seferde çıkan ve ufak bir pompalı tüfeği andıran ses, ansızın kesildi.

 

Ve kafalarını çeviren grup üyeleri, Quinn’in tek dizinin üzerine çöktüğünü, Dalkininse bedenindeki çok sayıda yaradan akan yeşil kanlara rağmen hala ayakta olduğunu gördü.

 

Quinn pek fazla dikkat etmemiş ve maalesef ki canlılığının sonuna ulaşmıştı. Kan Püskürtmenin gücü artınca tükettiği enerji miktarı da artmıştı. An itibarıyla Quinn, kendisini fazlasıyla zorlamış durumdaydı. Tüm kasları kasılıyor, her yerinden terler damlıyordu.

 

Hala ayakta duran Dalkiye bakarken, aldığı onca hasara rağmen hayatta olabilmesini aklı almıyordu.

 

Derken Dalki, doğruca gözlerinin içine bakan Quinn’e doğru ilerlemeye başladı.

 

[Sersemletme]

 

[Sersemletme başarısız oldu]

 

İşte böylece Quinn’in yapabileceği son hamle de çöpe gitti.

 

"Lanet olsun! Peter öne çıkabildiyse ben de çıkabilirim!" diye bağıran Vorden ansızın elinde kalan azıcık gücüyle öne atıldı fakat o saniyede kafasının hemen yanından uçan iri, metalik bir obje doğruca Quinn ile Dalkinin arasına iniş yaptı.

 

"Çocuklar, siz geri çekilin! Hemen buradan uzaklaşın! Bu bir emirdir!" Objenin indiği noktadan bu ses yankılanırken tüm grup o şeyin ne olduğunu öğrendi. O bir insanlı robottu.

 

Çok geçmeden ikinci bir robot da ilkinin hemen yanına iniş yaptı. Ve Dalkiyle robotların bir mücadeleye başlaması çok sürmedi. Robotlar muazzam güçteydi ve an itibarıyla yüzleştiği Dalkiyle denklerdi.

 

Tek sorun ona kıyasla hantal olmaları ve çevik davranamamalarıydı ama yine de gençlerin fark ettiği üzere Dalkinin onları yok etmesi biraz vakit alacaktı.

 

"Hadi gel, Quinn!" diye bağıran Vorden, Peter’ı omzuna attı. "Buradan uzaklaşalım!"

 

Böylece ikili, grubun geri kalanıyla buluştu. An itibarıyla Peter’ın yüzü eskisinden de solgundu ve gözkapakları usul usul kapanıyordu.

 

Quinn, yanı başına diz çökerek gözlerinin içine baktı.

 

"Üzgünüm, Peter. Hayatımı kurtardın." Diğerleri gibi gözlerinde yaşlar olmasa da sesinde hafif bir melankoli taşıyordu.

 

Ancak tam da bu sözleri sarf ettiği saniyede sisteminden bir mesaj işitti.

 

"Onu kurtarmak istiyorsan bir an önce harekete geçmelisin." dedi sistem.

 

"Onu kurtarabilir miyim? Ama ortalıkta bir şifacı yokken bu yaraları iyileştirmek imkansız."

 

"Aynen öyle. Lakin insan olmaktan çıkar ve her birinizden kan alabilirse bu ölümcül yaranın üstesinden gelebilir. Kalbi ve beyni hasar görmediği takdirde yaşayabilir. Seçim senin. Fakat bunu yapıp yapmayacağının kararını hızlı vermek zorundasın."

 

[Kan Ritüelini aktive etmek ister misiniz?]

 

#135. Bölüm : Kan Ritüeli

#Yoksa Quinn’in vampir ailesinin ilk ferdi Peter mı olacak! Acaba klasik vampir dizilerinde olduğu gibi tam da ölmek üzereyken veya ölür ölmez ağzına kendi kanını akıtıp falan mı dönüştürecek? Yalnız yakın zamanda kendisini öldürmeye çalışan kişiyle sonsuzluğa doğru omuz omuza ilerlemeleri biraz komik olabilir :D Her neyse. Artık gevezeliği keseyim de hep birlikte sıradaki bölüme geçelim, orada görüşmek üzere!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44353 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr