124. Bölüm : Cazibeyi Arttırmak

avatar
1335 55

My Vampire System - 124. Bölüm : Cazibeyi Arttırmak


Çevirmen : Clumsy



Rüzgar kullanıcısı gölgeden duvarların içerisine hapsolmuştu ama bu, tuhaf bir hissiyattı. Kımıldayamıyor değildi, daha ziyade bir çeşit yapıştırıcıyla yapışıp kalmış gibiydi, herhangi bir şey yapmaya çalıştığında hareketleri inanılmaz ağır oluyordu.

 

Panik haliyle özel gücünü bile büsbütün unutmuştu. Doğru düzgün düşünebilir hale geldiğindeyse eliyle bir rüzgar bıçağı yaratarak gölgelerden bir parça kesti. O parça hızlıca ayrılırken hemen hemen aynı saniyede eksik kısım yeniden şekillendi.

 

Ancak öğrencinin rüzgar gücüyle gölgeyi kesişiyle birlikte Quinn’in MH puanı azaldı.

 

[44/100 MH]

 

Ayrıca şöyle de bir gerçek vardı ki Quinn, ilk etapta zannettiği gibi Gölge Boşluğu aktifken MH puanlarını yenileyemiyordu, yani Gölge Boşluğuyla birlikte gölge güçlerini kullanmayı planlıyorsa daha tutumlu olmak zorundaydı.

 

Fakat kendi gölgesi üzerinde gölge kontrolü kullandığında da gölgesine bir saldırı gerçekleştiğinde de MH puanı bir miktar azalıyordu.

 

Bu esnada rakibi ardı ardına rüzgar kesiklerini yolluyor ve yavaş yavaş daha rahat hareket edebilir hale geliyordu. En sonunda da özgür kaldı.

 

"Başardım!" diye bağırdı ama aynı saniyede kafasını kaldırdı ve Quinn’in burnunun dibinde olduğunu gördü. Quinn, rüzgar kullanıcısını iki kolundan yakalayıp avuçları kendi yüzüne doğru bakacak şekilde içe doğru büktü.

 

Sonra da ayaklarından tekmeleyip dizlerinin üzerine yığılmasını sağladı ve gölgelerle bir kez daha bacaklarını kavradı.

 

Rüzgar elementi kullanıcısının elementleri kontrol etme gücü, elleri ve ayaklarından geliyordu. Onun durumu ateş ve diğer bazı elementlerden farklıydı. Aynı şey diğer temel güçler için de geçerliydi.

 

"Şimdi, az önceki sorumu cevaplamanı istiyorum, beni neden takip ediyordunuz!"

 

"Ço... çok... üzgünüm!" dedi rüzgar kullanıcısı kekeleyerek. "Hepsi Ben’in fikriydi, siz 1. seviyelerin icabına bakıp kristallerinizi alabileceğimizi ve takımın puanlarına ekleyebileceğimizi söyledi."

 

Rüzgar kullanıcısı ölümüne korkmuştu; daha önce böyle tuhaf bir güçle hiç karşılaşmamış olmanın yanı sıra henüz karşısındaki kişinin bir insan olup olmadığına bile karar verememişti. Gölgeleri kontrol edebiliyor, ellerinden kırmızı bir aura saçabiliyordu ve bunun yanı sıra doğaüstü bir iyileşme gücüne sahipti, ayrıca kollarını içe bükerek insanüstü bir kuvvete de sahip olduğunu göstermişti.

 

"Bu Ben denen tip, herhangi birinin emri altında çalışıyor mu?" diye sordu Quinn.

 

"Yani, şey, hepimiz askeriye için çalışıyoruz ama sorduğun şey buysa kimse bize herhangi bir şey yapmamızı emretmedi."

 

Quinn, karşısındaki oğlanın doğru söyleyip söylemediğinden yüzde yüz emin olamazdı. Ama tepkisine ve ne derece korkmuş göründüğüne bakılırsa doğru söylüyormuş gibi duruyordu.

 

"Bilirsin ya, eğer cazibe istatistiğini birazcık daha arttırmış olsaydın bu iradesiz insanlar sana bildikleri her şeyi anlatırdı." dedi sistem.

 

"Benimle dalga mı geçiyorsun?" diye sordu Quinn.

 

"Hayır, sisteminde yalnızca yeterli istatistik puanına ulaştığın takdirde açılacak belirli yetenekler bulunuyor. İçlerinden biri de Cazibe istatistiğinde yer alan bir nevi zihin kontrolü. Epey işe yarar bir şey, karşındakinin iradesi düşükse hatıralarını değiştirebilir, ağzındaki baklayı çıkartabilirsin, hatta yeterli yüksekliğe ulaşırsan birilerine kendisini bile öldürtebilirsin. Elbette ki bu yalnızca Vampir sınıflarının zirvesindekilere mahsus bir yetenek."

 

Görünen o ki cazibe istatistiği giderek daha da güvenilesi bir hal alacaktı. Quinn ilk başta sadece kızları ağına düşürmesini sağlayacak can sıkıcı bir şey sanmış olsa da anlaşılan durum böyle değildi.

 

"Bu yeteneğin kilidini açmak için kaç cazibe puanı gerektiğini biliyor musun?" dedi Quinn.

 

"Etkileme yeteneği için 10 puan gerekiyor."

 

[140/200 exp]

 

Quinn, 3. seviye öğrenci için 20, 4. seviye öğrenci içinse 40 exp kazanmıştı. Bir de iki günlük görevi tamamlayarak 140’a çıkmıştı. Yani karşısındaki rüzgar kullanıcısını mağlup etse bile yalnızca 160’a ulaşabilecekti.

 

Bu da seviye atlamasına yetmeyecekti. Etrafındaki ikili üzerinde İnceleme yeteneğini kullandığında birinin A, diğerinin 0 grubu olduğunu görmüştü. 0 grubu kan, istediği istatistiğe puan verebilmesine imkan tanıyordu. Bunun cazibe istatistiği için de geçerli olup olmadığını bilemese de büyük ihtimalle geçerli olurdu.

 

Ama buna rağmen en fazla 8 cazibe puanına çıkabiliyordu. Ve Quinn’e 10 puan gerekiyordu.

 

Sistemden duyduklarından sonra yeteneğin kilidini açmaya bu denli kararlı olma sebebiyse ne yapacağını bilemeyişiydi. Bu üç kullanıcı kendisiyle aynı okuldaydı ve özel gücünü görmüşlerdi. Yalnızca gölge gücüyle sınırlı kalsaydı sıkıntı olmayabilirdi ama kan yeteneklerine ve inanılmaz iyileşme gücüne de tanık olmuşlardı.

 

İmkanı olsaydı yoldaşı olan bu öğrencileri öldürmekten kaçınmak isterdi fakat bu gidişle buna mecbur kalacaktı. Sonuçta ilk önce onlar kendisine saldırmıştı ve bu, dışarı sızmasını göze alamayacağı bir sırdı.

 

Ama bunu gerçekten yapabilir miydi ki? Evet, teknik olarak daha önce de birini öldürmüştü ama o sırada aklı başında değildi. Bunu yapanın kendisi olmadığını, bir başkası tarafından kontrol edildiğini bile söyleyebilirdi. Aklı tamamen başındayken bir insanı öldürmekse bambaşka bir meseleydi.

 

Derken göz ucuyla yerde şekillenen bir şey gördü. Ve keskin bir obje mermi gibi atıldı, Quinn’se son saniyede kafasını çevirerek kaçınmayı başardı.

 

Ansızın kaba soluk sesleri yükseldi. Kafasını çevirip gölge duvarı içerisindeki rüzgar kullanıcısına bakan Quinn, gencin boynuna keskin bir toprak parçasının saplanmış olduğunu gördü. O noktadan kanlar sızıyor ve öğrenci nefes almakta zorlanıyordu.

 

Bu esnada yerden yeni parçalar da yükseliyordu. O yöne dönen Quinn, toprak kullanıcısının bilincini geri kazanmış ve elini uzatmış şekilde zar zor da olsa ayakta durduğunu gördü.

 

Ve toprak kullanıcısı, "Geber seni piç!" diye bağırdı.

 

Az önceki sivri parçayı düşünen Quinn, ölmekten ucu ucuna kurtulmuş olduğunu hissetti. Tabii ki daha bir sürü sağlık puanı vardı ama o parça kafasına saplansaydı böyle bir şeyin geri dönüşü olmayacağından emindi.

 

"Resmen beni öldürmeye çalıştın!" diye bağırarak karşılık verdi. "Hem de canlarınızı bağışlamayı düşünürken."

 

Ve 'İnsanlar gerçekten midemi bulandırıyor!' diye düşündü. Nedense ben değişebiliyorsam onlar da değişebilir diye düşünmüştü. Sonuçta daha gençlerdi ve yalnızca birer öğrenci olarak izledikleri yolu değiştirecek vakte sahiplerdi.

 

Öfkesine yenik düşen Quinn, ardı ardına Kan Tokadı yolladı. Toprak kullanıcısı aralarına bir duvar çekmeye çalışsa da duvarı tokatlara kıyasla son derece güçsüzdü. Böylece ikinci tokat ulaştığı saniyede duvar paramparça oldu ve geri kalan tokatlar kullanıcıya inmeye başladı.

 

Quinn Kan Tokatlarını sıralamaya devam ederkense bir mesaj belirdi.

 

[4. Seviye bir insan öldürüldü, 80 exp kazanıldı]

 

İşte Quinn o saniyede nihayet duraksadı.

 

#Canım zahmet oldu durmasaydın, azıcık daha tokatlasaydın ya. Hayatın hırpaladığı gariban bir çocuk derken bizimki bayağı bayağı katil oldu. Daha 124. bölümde böyleyse serinin sonuna doğru neler göreceğiz merak ettim doğrusu. Gerçi öfke anında kendisini öldürmeye çalışan kişiyi öldürdüğü için çok da suçlamamak lazım herhalde. Neyse. Gereksiz ahlaki ikilemlerimi bırakarak sıradaki bölüme geçiyorum arkadaşlar, orada görüşmek üzere!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44344 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr