Bölüm 333: Kaos

avatar
723 16

My House of Horrors - Bölüm 333: Kaos


Bölüm 333: Kaos

Çeviri: RassNt  


Hayalet hikayeleri toplumu Chen Ge'nin aniden ortaya çıkışıyla şaşırdı ama arkasından getirdiği çılgın kalabalığı görünce sakinleşmekte zorlandılar. Chen Ge tek başına korkutucu değildi ama bütün köyün öfkeli hayaletleri öyleydi. Çok fazlalardı!


İki üyenin tüyleri diken diken oldu. Chen Ge'nin getirdiği hayaletler tsunami gibi üstlerine geldi, bu olay sadece birkaç saniye içinde gerçekleşti. Hatta hayaletlerin Chen Ge'nin emrinde mi geliyor yoksa onu kovalıyorlar mı emin değillerdi.


İkili doğal olarak Chen Ge ve arkasındaki hayaletlere düşman olarak davrandı. Altı ince canavarın birbirine dikilerek yaratılmış canavar Zhu Xinrou'yu geriye püskürterek siyah cübbelilere yardıma gitmeye çalıştı. Fakat o tek başınaydı, öfkeli hayalet ordusu karşısında güçsüzdü. Bütün köyün hayaletlerini bastırabilecek şey sadece Kızıl Tayf olabilirdi!


Siyah cübbeliler de bunun farkındaydı. Hemen aralarında kısa bir konuşmadan sonra arkada bekleyen iç geçirerek elini elbise kolundan dışarı çıkardı. Avucunda ahşap bir kutu taşıyordu. Siyah cübbeli elini gösterdiği anda Chen Ge'nin gözleri kısıldı. Vücudundaki kan hızlandı ve Çarşamba buluşması aklına geldi. "Aşırı solgun cilt, sivri parmaklar, bu eli daha önce gördüm. Bu elin sahibi tam yanımdaydı!"


Tanıdık olay zihninde belirdi ve kendini kontrol edemeyerek bağırdı, "10 numara! Sen hayalet hikayeleri toplumundaki 10 numarasın!"


Chen Ge sayıyı haykırdığında el bir an titredikten sonra hemen eski haline döndü. Siyah cübbeli Chen Ge'den etkilenmedi ve ahşap kutuyu açtı. Bu kutu Zhang Ya'nın iblisten çalmış olduğu kutuya benziyordu, kenarında bir parça siyah kan kalmıştı.


Kutu açıldığında Zhu kadınının kollarındaki hayalet bebek bir şey hissetti. Sanki savaşa hazırlanıyormuş gibi vücudundan kan akmaya başladı. Fakat üye ahşap kutuyu çıkarmaya cesaret ettiğine göre doğal olarak hazırlıklı gelmişti. Hayalet bebeği bir kenara bırakarak odaklarını tamamen kutuya çevirdiler. "Xiong Qing, artık gelebilirsin. Dileğin yerine getirilecek."


Chen Ge bu ismi duyduğunda kalbi titredi. "Xiong Qing polis tarafından yaralanıp hastanelik olmamış mıydı?"


Hemisendromu olan bu hastayı hatırladı. Yüzünün yarısı yaralarla kaplıydı ve diğer yarısı normaldi. Üçüncü Hastalık Koğuşu'ndayken Chen Ge Xiong Qing'i binada kovalamıştı. Siyah cübbeli çağırmaya devam etti ve kutunun kenarındaki kara kan lekesi yavaş yavaş dağılırken kutudan güçlü bir koku yayıldı.


Kutudan kan damarları çıktı ve bir araya örülerek kırmızı hasta elbiseli bir adam şekillendirdiler. Bu adamın yarısı normal insandan farksızken diğer yarısı atan kan damarlarından oluşuyordu. Sanki adamın yarısı canlı canlı ondan ayrılmıştı. Kan damarları birkaç kez toplanmaya çalıştı ama başarısız oldu.


Acaba ölmeden önce ne kadar acı yaşadı?


Xiong Qing yarı ihmal sendromundan muzdaripti, o yüzden onun dünyaya bakış açısı diğer insanlardan farklıydı. Onun gözünde tüm dünya çarpıktı ve bunu sadece o tamir edebilirdi. O zamanında Üçüncü Hastalık Koğuşu'nda bir doktordu ve bunu hastaları üzerinde yapmaya çalışmıştı. Şimdi de görünüşe göre kendini tamir etmeye çalışıyordu.


Gözleri yavaşça açıldı ve kan çanağı gözleri Chen Ge'ye döndü. Xiong Qing'in ona karşı olan kızgınlığı açıktı ve öldükten sonra bile Chen Ge'yi öldürmek istemişti!


Neler oluyor? Müfettiş Lee Xiong Qing'in yakalandığını söylemedi mi? O zaman ruhu neden burada? Ve bir de Kızıl Tayf formunda?


Bir Kızıl Tayf'a doğru koşmak Chen Ge'nin yapmayı düşüneceği son şeydi ama şu an başka seçeneği yoktu. Eğer başka yöne dönerse peşindeki hayaletler onu takip edecekti ve topluluk üyeleri problemi fark edecekti.


Fırsat kaçmak üzereydi. Chen Ge için tek hayatta kalma şansı hayalet hikayeleri toplumu ile köyün hayaletlerini birbirine vurdurmaktı. Siyah cübbelilere doğru koşarken Xu Yin ve Yan Danian'ın isimlerini haykırdı!


Chen Ge peşinde sayısız hayalet ve elinde çekiciyle Xiong Qing'e doğru hücum etti. Xiong Qing hayattaki halinden tamamen farklıydı. Gülümsediğinde dudaklarının yarısı hafifçe yükseldi ama diğer yarısı kulaklarına varıyordu. Bu muhtemelen onun zihin dünyasındaki en ‘doğru’ görüntüydü.


Xiong Qing'in vücudunun sol tarafından çok sayıda kan damarı dışarı kıvrıldı. Görünüşe göre Chen Ge'yi bağlayacak ve yavaş yavaş vücuduna çekecekti. Kan damarları Chen Ge'nin önünde onun gelmesi için adeta etçil bir çiçek gibi bekledi.


Chen Ge çekiciyle kendini koruyarak damarların arasındaki boşlukları hedefledi. Onların arasından geçmeyi denedi ama Xiong Qing bunu bekliyordu ve kan damarları birbirlerine geçti.


Chen Ge bir canavarın ağzına koşuyordu ve dişlerin arasındaki boşluklardan geçmeye çalışıyordu. Bunu yapmak için zamanı kısıtlıydı ama Xiong Qing ona bu şansı vermedi. Yüzündeki gülümseme habislikle doldu. Xiong Qing damarları geri çekmeye başladı, Chen Ge'yi vücuduna çekmeye çalışıyordu!


Damarlar kapandı ve yol daraldı. Chen Ge kan damarları tarafından tamamen yutulmadan önce ancak bir kolunu dışarı uzatabilmişti. Fakat o anda cebindeki çizgi roman kendi kendine hareket etti ve içinden ağır bir iç geçirme sesi geldi.


Köşede saklana amca kalemini kaldırdı ve çizgi romanı aldı. Boş bir sayfa çevirdi ve Xiong Qing'in yüzünü çizdi. Çizimi bitince Kızıl Tayf olan Xiong Qing sanki kafasına bir darbe almış gibi bir saniyeliğine duraksadı. Bir kuvvet onu çekmeye çalıştı ama Xiong Qing'in tekrar kendine gelmesi bir saniye sürdü.


Fakat bu bir saniyede Chen Ge kan damarları arasından çıkmayı başarmıştı!


Çekici tuttu ve arkasına bile bakmadan ileri fırladı. Siyah cübbelilerle dövüşmek gibi bir niyeti yoktu, o yüzden hiç durmadan devam etti.


Bunu görünce iki siyah cübbeli bir şeyin farkına vardı. Chen Ge oraya onlarla dövüşmek için değil onları günah keçisi olarak kullanmaya gelmişti!


Chen Ge ölümün kıyısından döndü ve ilerlemeye devam etti. Ancak aralarına belli bir mesafe koyduktan sonra arkasına bakmaya cesaret edebildi. Arkasında Yan Danian tarafından afallatılan Xiong Qing öfkeliydi ve Tabut Köyü'nün hayaletleri ile bir dövüşe girişmişti.


Zhu kadını da bunun harika bir fırsat olduğunu fark etti. Hayalet bebek ve Zhu Xinrou ile birlikte siyah cübbelileri pusuya düşürdü. Üç taraflı savaş tam bir kaostu ve her yerde çığlıklar vardı.


Fakat bu kaosun kışkırtıcısı bir köşede gizlendi ve bir gözlemci gibi savaşı izledi. Çekicini göğsüne yaslayan Chen Ge kan ter içinde kalmıştı.


Çok yakındı!


Kızıl Tayf aniden duraksadı... bu Yan Danian'ın gücü mü!?


Chen Ge çizgi romanı açıp amcaya teşekkür etmek istedi ama havasında değildi. Bu geceki tecrübe yan Danian'ın son zamanlarda kazandığı hayata dair umudu tamamen paramparça etmişti. Amca bütün umudunu kaybetmiş gibiydi ve bir köşede kalemini almış daireler çiziyordu.


Chen Ge çizgi romandaki Yan Danian'a ciddiyetle baktı. "Amca, lütfen biraz neşelen! Sana söz veriyorum, bu gece gerçekten bir kazaydı! Beni takip etme kararın doğru olandı!"






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44344 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr