Bölüm 104 :

avatar
629 2

Medeniyetin Yükselişi - Bölüm 104 :


Geçtiğimiz aylarda beyin fırtınası takımı onlarca kez toplanmışlar ve neredeyse her alanda bir yol haritası ve ülkenin geleceğini kurtarma planı ortaya çıkmıştı. 



Plan R her ne kadar gizli olsa da ekip Plan R den habersiz düzeltilebilecek yeni yöntemleri düşünmüşler ve buna birçok siyasi-toplumsal ve yönetimsel kararlar mevcuttu. 



Açıkçası Cüneyt’e göre en başarılı yönetim şekli Teknokratik bir yönetim şekliydi. Gelişmiş medeniyetlerde de bu durum aşağı yukarı böyleydi. Sonuçta Lider tekniği adeta bunun göstericisi gibiydi. 



Bu nedenle aylardır yapılan planlamalar, tartışmalar bir şekilde özetlenmiş ve değiştirilecek şeyler sıralanmıştı. 



İlk başta duran şeylerden birisi adalet sistemiydi. 



Bu çok kapsamlı bir adalet yönetimi içeren son derece yenilikçi bir sistemdi. 



Neredeyse bütün adalet sistemi baştan yazılacak noktadaydı. 



İşin garip yanı aylardır tartışılan mevzular Tv’de meclis kanalında bir milletvekili tarafından meclise sunuluyordu. İşin daha da garip tarafı mecliste zaruri görevler haricinde olanlardan başka neredeyse herkes yerindeydi. Eskiden olduğu gibi hararetli tartışmalar da olmuyordu. 



Fakat içeriğin ana başlıkları, onu ekranda seyredenlerde aynı etkiyi bırakmıyordu. 



En önemli değişiklilerden birisi ağır suç ve bazı özel durumlar haricinde ülke genelinde bir genel af ilan edilecek olmasıydı. 



Bu, seçim zamanı genellikle olan şeye benziyordu. Pek çok iktidar, kendileri iktidara geleceklerinde siyasi hükümlüleri, düşünce suçlularını vb için af çıkarırdı. Halihazırda iktidarın bunu yapması alışılageldik bir şey değildi. 



İkinci önemli şey ise 2021 Sicil affı meselesiydi. 



Buna göre 2021 yılı milat kabul edilecek, bu noktadan sonra adli siciller adeta sıfırlanacaktı. Her ne kadar devlette sicil kaydı kalacak olsa da yokmuş gibi davranılacaktı. 



Bu durum bile çok cesur hamleydi ve bilmeyenler için sevindirici bir durum olsa da üçüncü madde gizliden gizliye bu madde ile birlikte geçmişti. 



Bu madde ise masumiyet maddesiydi.  



Her ne kadar ismi masumiyet olsa da bu madde Cüneyt’in de çok önem verdiği maddelerden birisiydi. 



Yerlere tükürmekten tutun, etrafı kirletenlerden kabaca konuşanlara neredeyse her suç ve bu suça karşılık gelen cezalar değişmişti. 



Mesela yerlere tükürmek önceden de suçtu ancak kimse iplemiyordu. 



Şimdi ise yerlere tükürmenin cezası 25 gün yatılı zorunlu kamu hizmetiydi. 



Bu noktada insanlar yeni bir terim öğrendiler.  



Yatılı zorunlu kamu hizmeti! 



Kısacası hapis gibi tutukluydun, cebir kullanılarak üzerine atanan işi yapmak zorundaydın, kamu hizmeti ise kısaca herşeydi.  



Boş durmak yasaktı, yerleri süpürmekten devlet yatırımlarında bedava işçi olarak kullanılmaya kadar pek çok işi yapmak zorundaydın. 



Üstelik siciline bile işliyordu. 



 

Ayrıca bu cezaların şiddetli bir şekilde takibi yapılacak ve gerekirse yeni bir birim ihtisas edilecekti. 



Daha bunun gibi bir çok mesele suç sayılsa da aslında var olan kanunların da büyük bir kısmı reformlar ile güncellendi ve uygulanması sağlandı. 



Bu noktada esas mevzu bu cezaların hiçbir şekilde kişinin paraya çevirememesi durumuydu. 

Kısacası cezayı çekmekten başka çare yoktu. 



Ayrıca bu senin vatandaşlık seviyeni etkileyecek ve mükrerrer cezalarda örneğin yere tükürmede ilk olarak 25 gün ceza yemişken tekrarında 30, 50 gibi rakamlar ile karşılaşacaktın. 



Bu, haberlerde sürekli olarak gördüğümüz 39 sabıkalı XXYY nin birini bıçaklayıp öldürmesinin önüne geçecekti. Aynı zamanda bedava işçi sağlayacaktı. 



Diğer bir durum ise İdari işlerin soruşturmasının mekanizmasının daha da sertleşmiş olmasıydı. Kısaca idari suç işleyenlerin gözünün yaşına bakılmaksızın gerekirse memurluğunun düşürülüp hapse girecek olması da hesaba katılarak cezalandırılmasıydı. 



Sırf bu mevzular bile beyin fırtınası ekibinin hayalini kurduğu şeylerdi. 



Bunların yanında yargıda biriken dava dosyalarının sonuçlandırmasında karar alma süreçleri hızlandırılmış ve teknolojinin kullanılması kararlaştırılmıştı. 



Fakat burada bahsedilen teknoloji neydi açıklanmamıştı. Esasında buradaki mevzu da ASENA ‘nın oluşturduğu bir kukla güçlü yapay zeka idi. Kendisine has server’i ve kendi öğrenmesi dışında ASENA’ya bağlı bir yapay zekaydı ve devletin işlemleri için yaratılmıştı. 



Kısacası sadece adalet mevzusunda değildi görevi. 



Edevlet, Mernis sistemi gibi çeşitli devlet sitelerinin baştan yazılması ve entegrasyon içinde çalışması ilk göreviydi. 



Bu mecliste konuşan vekilin bahsettiği diğer mevzu idi. 




Her şey interaktif ortamda yapılacaktı. 



İnteraktif ortam şimdilik 3 hesap türü içermekteydi. 



Kişisel kullanım, kamusal kullanım ve kurumsal kullanımdı. Artık en basit muhasebe işlemlerinden tutunda en fazla gerekli olan işlemlere kadar hepsinin internet üzerinden yapılması esastı. Tabi bu noktada kişilerin yetkinliklerini kanıtlamaları gerekiyordu. 



Bunun için 657 sayılı devlet memurları yasası da reforme edilmişti. Mesela artık memuriyet kalitesini sağlamayanların atılması, emekliye sevk edilmesi yada açığa alınması getirilmişti. 



Memuriyette her memur, haftada 2 saat mesai için interaktif eğitim tamamlamak zorundaydı ve bu eğitimler ay başlarında yapılacak sınavlar ile ölçülecekti. 



Burada eğitimlerin tamamen yapılan işlerden oluştuğu ve kişinin tecrübe yılına göre zorluğu değiştiği söylenmeliydi. 



Ayrıca kişilerin kendilerini geliştirmesi için zorlunlu olarak seçebilecekleri eğitimler de mevcuttu.



Zorunlu eğitimlerden 1 sınava en fazla 3 kez girme hakkın, ve her başarısızlık sonucu alogaritamanın senin özlük dosyanı ayarlaması ve eğer başarısız olursan memuriyetinin düşürülmesi de dahil bir çok teknik içerik vardı. 



Memuriyet, yan gelip yatma yeri olmaktan çıkıp tamamen yetkin bireylerin olduğu iş olması gerekli olan yerdi. 



Bunların dışında işini düzgün yapanların maaşlardan tutunda sosyal haklara, ek tatillerden lojmanlara bir çok hak ta verilecekti. Bu iki taraflı bir işti. 



Diğer bir mevzuatta değişiklik ise DYDK kurulmasıydı. 



Devlet Yüksek Denetleme Kurumu, diğer bir deyişle DYDK, Anayasa mahkemesine bağlı ve en yüksek denetim mekanizmasıydı.  




Meclis normal şartlarda en yüksek denetim mekanizmasına sahipti ama bu salt çoğunluk, toplantı yeter sayısı gibi şartlarla mümkündü. Gücü ele geçiren bir iktidar istediğini yapabiliyordu. 



DYDK ise Sayıştay veya Danıştay gibi bir kurumdu ancak yetkileri çok muazzamdı. Mesela başkanı en az 20 yıllık memuriyet şartı ile atanacaktı, ayrıca seçim edevlet üzerinden kalifiye elemanların interaktif sınavları sonucunda belirlenecek üyelerden oluşmaktaydı. 



Devlette yapılan her ihale, yatırım yada özelleştirme işlemini hem şekil olarak hem de esas olarak inceleme ve denetleme yetkisine sahipti.  



Doğrudan savcıları göreve çağırabilme yetkisi olmasının yanı sıra denetleme görevinin teknik hale getirilmesi, planlama teşkilatı kurulması, kamuyu güçlendirme gibi görevleri de üstleniyordu.



 

İşini düzgün yapamayan Merkez bankası, TÜİK hatta ve hatta bazı yargı organlarını da denetleyebilme hakkı vardı. 



Yolsuzlukla mücadelede en etkin kurum olarak köşe taşı görevi görecekti ve beraberinde rekabet kurulu, BDDK, TMSF ve İş adamları dernekleri de bu kuruma bağlanmasa da bu kurumun denetiminde olacaktı. 



Teknoloji kısaca her alanda uygulanacaktı ve önemli mevzular elektronik imza, interaktif noterizasyon gibi uygulamalara geçecekti. 



Mesela EGM sistemi doğrudan ASENA’nın devlet işleri için oluşturduğu KUT adı verilen yapay zekaya bağlıydı. 



*** 



Cüneyt bir kenara, akşam saati evinde TV seyreden ARGE ekibinden kimselerin hepsi ekrana bakarak gözlerine inanamamıştı. 



Fakat bu daha ilk adımdı! 





 

Bölüm Sonu 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44406 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr