Kahvaltı sohbetler eşliğinde keyifli bir ortamda devam ediyordu. 

Turgut beyin ve Alper’in konuşmaları, Cüneyt ile sohbetlerinin ne kadar geniş kapsamda olması adeta sıcak bir aile ortamı oluşmasına neden oluyordu. Hakikaten de öyleydi. 

Aslı, kenardan babasının ve abisinin Cüneyt ile birlikte konuşmalarını, derin mevzuları tartışmalarını izlemekteydi. 

Fakat çok geçmeden herkes kahvaltısını yapmış bitirmişti. 

“Cüneyt, sigara içmemizin bir sakıncası var mı bu egzersizler için?” diye sordu Turgut bey. 

“Turgut amca, ben doktor değilim, bu yaptıklarımızın da tıp ile ilgisi pek yok, tabiki sigara içebilirsiniz.” dedi ve ekledi “Hatta geçenki sigaralardan var ise bir tane de ben içerim” dedi. 

“Haha, o zaman diğer egzersizlere başlamadan bir nefes alalım” dedi ve Alper ve Cüneyt ile birlikte dışarı çıktılar. Diğerleri de kafalarını sallayarak onları takip etti. Ayşe hanım her ne kadar kahvaltı tabaklarını mutfağa götürmek istese de Cankız’ın ısrarları neticesinde sonunda bu fikri kafasından atıp o da dışarı çıktı. 

Saat 9’a geliyordu ve coğrafi konumundan ötürü Kayseri’de güneş şimdiden boğa yükselişine geçmişti. 

Kenarda sigarasını tamamlayan üçlü tekrardan bir egzersizlere başladılar.  

Bu sefer ilkinden farklı olarak ilk seti herkes rahatlıkla tamamlayabildiler. Daha sonra Cüneyt’in yardımları ile birlikte ikinci seti de yapabildiler. 

Aslı bile bu seferde 6 set egzersizi rahatlıkla tamamlayabilmiş ve hatta 7. seti kabaca pozisyonunu alarak oluşturmuştu. Fakat daha mükemmellikten uzaktaydı. 

Yarım saatlik bir çabalamanın sonucunda herkes yine yerlere yığılmış ve nefes nefese kalmışlardı.

Vücutlarından atılan kirliliklerin miktarı ilkine göre azalmış olsa da bu sefer çoğunlukla ter atmışlardı. Bu nedenden dolayı az önce kahvaltıda yedikleri gıdaların neredeyse tamamını sindirmişlerdi. 

“Bugünlük bu kadar yeterli, şimdi tekrardan duş alıp ikinci kahvaltıyı da yaparsanız bugün gün boyu tekrardan egzersiz yapmanıza gerek yok. Fakat isterseniz gece yatmadan önce de yapabilirsiniz. Turgut amca ben bir hafta boyunca her sabah size gelip doğrudan gözetleyeceğim. Eğer her şey yolunda giderse bir aya kalmadan bütün sorunlarınız çözülmüş olur, iki aya ise ikinci seviyeye geçersiniz” dedi Cüneyt. 

“Ne kadar teşekkür etsek az Cüneyt. İşten fırsat buldukça buraya gel laflayalım.” dedi Turgut bey memnun bir ifadeyle. 

“Gelirim Turgut amca, Cankız sadece ev işleri ile ilgilenmemekte, aynı zamanda son derece kaliteli bir öğretmen olarak ta iş yapmakta. Dilerseniz size istediğiniz her konuda yardımcı olur” dedi ve el sallayarak vedalaştı. 

*** 

ARGE merkezinde gündelik işleri takip ettikten ve çeşitli planları gözden geçirdikten sonra vakit çoktan akşam olmuş ve kendisi Villa no 1’e doğru gitmişti. Bu zaman diliminde ailesini bu villada yaşamaya ikna etmesi gerekliydi. Böylelikle Turgut beyler ile birlikte daha vakit geçirebilecekler, dünya görüşleri artacaktı. 

Fakat şimdiki düşünceleri farklıydı. Ailesinin şimdiki hayatları gayet memnuniyetli bir şekilde devam ediyordu ve onlara aldığı çeşitli felsefe kitapları, basit eğitim setleri gibi kaynaklarla hızlı bir şekilde gelişim gösteriyorlardı. 

Villa No:1 e gelen Cüneyt, onun özel işleri ve kişisel laboratuvarı için olması gereken yer altındaki yere geldikten sonra yanındaki robota dönerek “ Asena, dijital ikame planını hızlandır, artık sadece pasif olarak manuplasyon yapma ve aktif olarak insanları kışkırtmaya başla. Ülkemizin internetini ağları altına alan yabancı şirketlerin dünyada başlarının belaya girmesini istiyorum” dedi. 

“Anlaşıldı, Lider” dedi yanındaki robot. Bu robot’da Cankız gibi son derece prezentibıl biriydi. 

Ardından karşısındaki ekranlardan dünyada gerçekleşen trendleri inceleyen Cüneyt, birkaç yol haritası çizdikten sonra “ Asena, Hatay’daki arıtma tesisi planımız için görüşmeler ne durumda?

Uygun bir arazi bulabildiniz mi? Eğer her şey yerinde ise bir an önce bu programa başlamamız lazım” dedi Cüneyt. 

Son aylarda yaşanan uluslararası gelişmeler neticesinde dünya genelinde bir işlemci krizi etkisini göstermeye başlamıştı. Bu kriz sadece başlangıçtı ve daha bir çok hammaddelerde fiyatlar artış trendini izlemekteydi. 

Su arıtma tesisindeki esas amaç taze su kaynağı elde etmek değildi. Dünyadaki okyanuslar adeta birer altındı. Bu hem mecazi anlamda böyleydi hem de gerçek manada bu şekildeydi. 

Saf ve nadir miktarda bulunan çoğu element, mineral yada kıymetli madenlerin neredeyse hepsi suda çözünmüş bir miktarda bulunmaktaydı. Bugün bile en büyük uranyum yatakları okyanusların ta kendileriydi. 

Altın bile belirli bir oranda suda çözünmüş bir şekilde varlığını sürdürmekteydi. 

“Yarın öğleden sonra Coşkun ve ekibini yanıma çağır, onlarların planlarını duymak isterim, Plan R ne durumda?” 

“Plan R son aşamadadır Lider. Dilerseniz hızlı bir şekilde sonlandırabiliriz” dedi Asena. 

Plan R’nin son aşaması malüm kişilerin değişimiydi. 

Bu kişilerin şu anda bile yakınındaki kişiler çoktan robotlar ile yer değiştirmişlerdi. Eğer Cüneyt isteseydi anında bu kişileri ortadan kaldırabilirdi. Fakat sonuçta toplumdaki irrasyonel insanlar beyinleri ile hareket etmiyor daha çok duyguları ile hareket ediyorlardı. Eğer bu kişiler bir anda yok olursalar sağ duyularına yenik düşebilip ortalık karışabilirdi. 

Cüneyt ilk başlarda bu kişileri itibarsızlaştırıp yerine yeni kişileri getirmeyi planlıyordu, fakat Coşkun ve arkadaşlarının raporları sağ olsun toplumdaki dinamikleri eskisinden daha iyi algılamış ve bazen karşındaki insanlara evet diyip kendi bildiğini okumanın ne kadar mucizevi sonuçlar verebileceğini görmüştü. 

Çok geçmeden kendi laboratuvarına girip karbon nanotüp ve grafinden oluşan su arıtma filtreleri üzerinde çalışmaya başladı. 

*** 

Zaman akıp gidiyor dünyadaki trendler çok garip haller almaya başlıyordu. Almanyadaki yaşanan olaylar neticelenmeden daha farklı olaylar Avrupanın çoğu ülkesinde nüksetmiş, birçok kişi aşırı sağ, aşırı sol, devrimci örgütler yada bunun gibi örgütlerin radikal eylemleriyle yüzgöz olmuştu. 

Bu yıllardır rahat yaşamış Avrupa halkı için adeta dünyanın sonu gibi bir şeydi. 

Nitekim dünyada bir terör havası esmiş, o masum ve insancıl denilebilecek şehir ülkeleri karanlık yüzlerini göstererek sert önlemler almıştı. 

İlk olarak bazı örgütlerin ana merkezleri basılmış ve onlarca vatandaş silahlı çatışmalar neticesinde hayatlarını yitirmişti. 

Ardından sosyal medya mecralarında oluşturulan kamuoyu sağ olsun sakin duran yaşam düzeni bozulmuş ve binlerce kişilik gösteriler, yürüyüşler ve insan hakları eylemleri Avrupanın her yöresine taşmıştı. 

Bu durum aynı son derece sakin bir göle atılan taş gibiydi. O taşın oluşturduğu dalgalar gölün her tarafına yayılmış ve daha fazla taşlar göle atılmıştı. 

En nihayetinde olaylar sadece Avrupa'da kalmamış ve Asena’nın gücü sağ olsun Güney Asya ülkeleri de bundan nasibini almıştı. 

ABD’nin siber gücü sadece Çin ve Kuzey Kore’de etkisini göstermemekteydi. Bunun dışında Dünyanın her yerinde, buna Rusya’da dahil olmak üzere ABD şirketlerinin ürünleri ön plandaydı. Sadece azınlık yada ikinci sınıf denilebilecek yerlerde ABD’nin ürünleri baskın değildi. 

Dünyanın en sömürülmüş ve sömürülmekten mutluluk duyan Güney Asya ülkelerinde Twitter, Facebook yada Instagram bir hayat felsefesi haline dönüşmüştü. 

Tabi onlar da Avrupanın yaşamış olduğu bu büyük olayların pençesine düşmüştü. 

Twitter, Facebook ve buna CIA’de dahil olmak üzere bir çok ekip kurulmuş ve bu olayların sebebi araştırılmaya başlanmıştı. Fakat bu ülkeler her ne kadar arasalar da her zaman duvara toslamaya mahkumdular. 

1 haftalık ‘koçluk’ neticesinde Turgut bey ve ailesinin yaşamları artık bir düzene girmişti. Onlara veda eden Cüneyt, villadan ayrılıp kendi villasına geldikten sonra odasına girdi ve orada uzun süre meditasyon yaptıktan sonra gözlerini açıp Asena’nın robotuna bakarak  

“Plan R’nin son aşamasını başlat! Dijital İkame planını’da devreye sok” dedi.

Bölüm Sonu