7. Cilt: Varise Suikast, Bölüm 3

avatar
256 0

Mathias - 7. Cilt: Varise Suikast, Bölüm 3


7. Cilt: Varise Suikast
Bölüm 3

"Hey, Vergerd. Şimdi ne yapıyoruz?" Kapüşonlu dört kişi, ormanda kamp kurmuştu. Gece vakti ateşleri çevrelerini aydınlatıyordu. Bu sayede kenarlardaki onlarca mahlukat cesedini görmek mümkündü. Şehirden ve fırtınadan ondan etkilenmeyecek kadar uzaklardı.

Kadının sorusu üzerine gri saçlı adam "Ödül törenini izledik. Yüzlerini biliyoruz. Ama biraz daha bilgi edinmek istiyorum onu bulmuşken." dedi.

Yanındaki erkeklerden biri başlığını çıkardı. Turuncu saçları ve gür bir sakalı vardı. Dişlerini göstererek sırıtırken "Aslında sadece kendi isteğin için yapıyorsun, değil mi? Kadının kolyeyi vermesine gerek yoktu. Direkt Fırtına Habercisi Mirası'na kinin var." diye sordu.

Virgerd bakışlarını ağır ağır ona çevirdi. "Ennoc, ne kadar da zekisin sen? " dedi alaycı bir şekilde. Sonrasında ise ateşi izlerken kaşları çatıldı. "Zamanında Martha beni aşağılayıcı bir şekilde yenmişti. Canımı zor kurtardım. Tabii bunlar güce sahip olmadan önceydi. Ama ne yapalım, ben güçlenirken Martha ölüverdi. Hayatımda aldığım en mutlu edici haberdi. Ölümüne benden daha çok sevinen birini bulamazsın."

"Nilus'un karısına bulaşmak senin hatandı." En başından beri konuşmayan adam da başlığını açıp konuşmaya başlamıştı. O, diğerlerine göre çok daha gençti. Siyah, uzun saçları neredeyse beline kadar geliyordu. İnce kaşlara ve sivri bir çeneye sahipti. "Bunun için mirasa kin beslemen de boş bir mesele. Ama lider sensin. Her şekilde kalkıştığın işte arkanda duracağım. Yine de düşüncelerimi bilmeni isterim."

"Açık sözlülüğün için teşekkür ederim, Louis." Vergerd hala ateşe bakıyordu. "Ama merak etmeyin. Zor bir iş olmayacak. Sadece mirasını kullandırıp ne kadar sürede geri döneceğine bakacağız."

"Onun yerine neden direkt öldürmüyoruz?" Kadın tekrar sorunca bakışlar ona döndü. O da başlığını çıkarmıştı. Omzundan birkaç parmak daha aşağıya inen yeşil saçları vardı. Yüz hatları oldukça çekiciydi. Tıpkı vücut kıvrımları gibi. Doğru ses tonuyla etkileyemeyeceği erkek yok gibiydi.

"Çünkü, Armandine, bu sefer Fırtına Habercisi Mirası ile ilgili ciddi bilgi istiyorum. Herkese aynı gücü veriyor mu? Geri geliş süresi her variste aynı mı? Peki varis hangi seviyedeyken ne kadar güç sergileyebiliyor? Bunları aptal bir velet bulmuşken öğrenmeliyiz ki bir daha aynısına denk gelirsek onu öldürürken yeterince eğlenebilelim."

Turuncu saçlı Ennoc kahkaha attı. "Kesinlikle! Düşünce tarzını sevdiğim için arkandayım, Vergerd. Her seferinde beni etkilemeyi başarıyorsun."

O sırada Louis de ateşe bakmaya başlamıştı. Odunlar sönmeye yüz tutmuş gibiydi onlar konuşurken. Bu sebeple bir parmağını onlara doğru uzatıp aniden yukarı kaldırdığı anda ateş gökyüzüne doğru iki insan boyu yükseldi. Sonrasında yavaşça alçaldı ve normal hale döndü.

"Enerji izimizi gizleyelim. Şu sıralar bir sıkıntı istemiyorum. Özellikle de gece vakti." Vergerd'in önerisi üzerine yeşil saçlı Armandine, yüzüğünden çıkardığı bir kesede bulunan tozu, onları da içine alacak bir çember şeklinde ateşin etrafına döktü. Ardından enerjisini parmak ucuna aktararak soluk bir parıltı meydana getirdi ve havaya birkaç sembol çizdi. Her sembol tamamlandığında, çemberdeki tozlar yavaşça havaya uçtu ve sonuncu da bittiğinde tamamen yok oldular.

"Bir süre daha idare edecektir. Yarın tekrarlarız."

"Şimdilik dinlenelim. Ve sen, Louis, hazır ol."

Siyah saçlı genç adam tek kaşını kaldırdı. "Ne için?"

"Yarın loncaya gidiyorsun. Varisi mirasını kullanabilmesi için şehir dışına çıkaracaksın. Biz de gökyüzünden izleyeceğiz."

"Neden Armandine gitmiyor? Bana bu tür işler yaptırmanı sevmiyorum."

"Armandine giderse nasıl gökyüzünden izleyeceğiz?"

Genç adam bakışlarını yukarı kaydırırken "Tamam." dedi.

"Aramızda rol yapma konusunda en iyi olan da sensin hem. O yüzden sana veriyorum bu görevi. Ennoc'u yollasam kavga çıkartır."

"Kavgalar, erkek adamın eğlencesidir!" Turuncu saçlı adam gür sesiyle karşılık verdi.

"Merak etme, dostum. Kavga edeceğin zamanlar da gelecek."

----------

"Bu kadar erken dönmeni beklemiyorduk, Mathias?" Loncadakiler, sadece bir gün sonra dönen genç büyücüyü görünce şaşkınlıklarını dile getirdiler.

O ise üzgün bir ifade ve ses tonuyla "Ben de hanlardaki elma sularının bu kadar erken tükenmesini beklemiyordum." diye karşılık verdi. "Tam da hayatımın en mutlu anlarını yaşıyordum. İstediğim kadar içebileceğim kaliteli elma suyu... Ama hepsi... Tükendi..."

"Bütün şehri dolaşmış olman mümkün değil." dedi Aryn.

"Tabii ki dolaşmadım. Oralara da gideceğim ama öncesinde biraz dinlenmek istiyorum. Gittiğimden beri uyumadım hiç. Hancılar ise odaları pahalıya kakalamaya çalışıyordu. Loncadaki bedava odası dururken hana para veren de salaktır yani."

"Salaklıktan bahsetmesi gereken son kişi bile değilsin."

"Zekamı kıskanma, it." Mathias içeri girdikten sonra gözlerini ovuşturdu. "Eee, siz ne yaptınız? Kitap işinize yaradı mı?" diye sordu.

O an fark etmişti ki Eleanor, Tavon, ikizler, Eva ve Garvin orada değildi. Hatta sadece Dorian ve Aryn vardı. "Herkes çalışıyor." dediler.

"İyi iyi... Okuyun oğlum. Okuyup memur olun. Sırtınızı krallığa dayayın." Genç büyücü ağır ağır merdivenleri çıkmaya başladı. "Beni soran olursa bedenimi gevşeterek enerjinin daha iyi deveran etmesine yardımcı olup bir yandan da dinçlik getiren ve ayakta kalma süresini arttıran bir eğitim yaptığımı söylersiniz."

"Yani sadece uyumak?"

"Aynen, ondan." Beyaz saçlı büyücü odaya girip kapıyı kapattıktan sonra aşağıda kalan ikili de kendi aralarındaki sohbetlerine devam ettiler. Aryn bu loncadan en çok Mathias ile yakınlık kurmuştu. Burada kalmasındaki ana etken, o gencin kendisine daha önce ailesinden çok beklediği bir şeyi vermiş olmasıydı.

Öte yandan ondan sonra da Dorian ile yakınlaşmıştı. Şişman büyücü ile hemen hemen aynı konulara ilgileri vardı denebilirdi. Oda arkadaşı olan Tavon ile pek de yakınlık kurduğu söylenemezdi. Saygı duyuyordu tabii ki. Seviyordu da. Fakat bu saygı ve sevgi, Dorian ve Mathias'a olana kıyasla biraz resmi kalmıştı.

Eva herkese karşı iyiydi. İkizler ise herkese karşı soğuk... Garvin ile anlaştıkları söylenebilirdi. Birkaç kere gezmeleri sayesinde Dorian kadar yakın hissediyordu onu da. Eleanor'a karşı ise biraz mahcuptu. Çünkü onun onca çabasına rağmen nankörlük ettiğinin farkındaydı. Mathias olmasaydı, kadının sözlerine rağmen buradan gidecekti.

İkilinin sohbeti devam ederken lonca kapısına tıklanıldı. Bakışlarını oraya çevirdiler. "Gelebilirsiniz."

Kapı yavaşça açıldı ve gözlerinde heyecan dolu bir parıltı bulunduran, uzun siyah saçlı bir genç içeri girdi. Yüzünde de tıpkı gözlerindeki gibi heyecanını yansıtan bir gülümseme vardı.

"Merhaba, sanırım Kılıçdiş Loncası, değil mi?"

"Evet, ne istemiştiniz? Vereceğiniz bir görev mi var?" Dorian onunla konuştu.

"Aslında bir görevden daha önemli. En azından benim için. Sizden bir ricada bulunmaya geldim." Genç hemen onların dibinde bitti.

"Iıı..." Bunu garip bulan Aryn, bir şey demedi. Bu hareketi gencin heyecanına vermişti.

"Söyleyebilirsiniz."

"Bir varisiniz olduğunu duydum." Bunu söylerken gözlerindeki parıltı artmıştı adeta.

"Doğrudur."

"Açık konuşacağım." dedi. "Ben gezgin bir kitap tüccarıyım. Küçüklüğümden bu yana en büyük ilgim daima miraslar olmuştur. Bir miras görmek istiyorum." İki elini de Dorian'ın yakasına yapıştırdı. "Size 300 altın öderim. Sadece bir kere görmeme izin verin. Sırf bu haber için yolumu resmen tersi yönde değiştirdim. Mutlaka görmeli ve bu muazzam güce şahit olmalıyım!"

"Hey, sakin ol, dostum." Şişman büyücü bu tavırdan biraz rahatsızdı. Onun ellerini indirdi ama siyah saçlı gencin yerinde duramadığını gördü. "Kitap tüccarı mıydın?"

"Evet, isterseniz ödemeyi kitaplarla da yapabilirim. Elimde uzun zaman önce baskısı durdurulmuş pek çok kitap var. Bazıları yüzlerce altın değerinde."

"Yok, yok, sakin ol yeterli." Onun bunca hevesle beklediğini gören ikili, ne demeleri gerektiğine karar veremediler. Dışarıda fırtına vardı. Bu da demekti ki miras kullanılabilirdi. Ama Mathias uyumuştu. Ayrıca böyle bir istek için mirasını kullanması doğru olacak mıydı?

"Bugün bunun için müsait bir zaman değil ne yazık ki."

"Beni anlamıyorsunuz. Bunun için sadece bugüne sahibim! Yolumu değiştirerek tüm ticari ilişkilerimi riske attım! Eğer bugün göremezsem hayatımı devam ettirebilmek için buradan ayrılmam gerekecek! Ücret az geldiyse 350 altın da ödeyebilirim."

"Ücretten dolayı değil."

"Hadi ama beyler! Sadece bir kere görmek istiyorum. 10 saniye görmek bile beni tatmin edecek. Daha önce adı suçlular listesine karışmayan bir varis bulamamıştım. Şimdi bulmuşken beni boş mu göndereceksiniz?"

Genç adamın ısrarları ve yerinde duramayan hali, Dorian'ı ikna etmiş gibiydi. "En azından deneyebiliriz." dedikten sonra "Siz burada bekleyin." diye ekleyip odaya çıktı.

Mathias kıçında pireler uçarak yatıyordu. Derin derin nefesler alırken ağzını öylesine açıp kapatıyordu ki bundan daha derin bir uyku olamaz denebilirdi.

"Uyan lan, elektrikli şok mekanizması." Genç büyücüyü birkaç kez dürttü. Ama o, uyanmaması yetmezmiş gibi bir de ona arkasını dönerek sağlam bir şekilde yellendi.

Burnunu tutan dönüşüm büyücüsü, onu iyice sarstı ama hiçbir faydası olmadı. Bunun üzerine kenardaki elma suyu şişelerinden birini açtı ve onun kafasına bocaladı. Bunun genci uyandıracağından emindi. Ama öyle olmadı. Mathias hiçbir şey yokmuş gibi uyumaya devam etti.

"Öldün mü lan?"

Nefes alıp vermesi hala yaşadığının belirtisiydi. Bu sebeple uyanacağını uman Dorian, onu ayağından çekerek yere düşürdü. Yatak ortalama yükseklikteydi. Düşüşü canını yakmalı ve uyandırmalıydı. Fakat bu kez de uyanmadı.

"Buna da uyanmazsan bir daha seni uyandırmaya çalışan kişinin ağzını yüzünü dağıtsınlar." Ayağından tutup sürükleyerek merdivenin başına kadar getirdi. Onu uca yerleştirdikten sonra aşağıdaki ikilinin gözleri önünde bir ayağıyla iteleyerek merdivenlerden aşağı attı.

Daha üçüncü basamakta uyanan Mathias, her çarpışmada inleye inleye en aşağıya kadar düştü ve birkaç tur yuvarlandı. Bir elini beline koyduktan sonra acıdan inlemeye devam ederken "N'oluyor lan? Ahh! Amacınız ne lan sizin? Uyanıkken gelmek yemiyor mu?" diye söylendi. "Bi' uykumuz vardı, uyandırılış şekline bak anasını satayım. İnsan bi' seslenir önce, koduğumun dümbüğü." Dorian buna cevap vermedi.

"Hey, Mathias. Bu genç kitap tüccarı senin mirasını görmek istiyor. Bu konuda oldukça ısrarlı. Fırtına da var şu an. Ne diyorsun?"

"Öncelikle... Sanırım kaburgalarımda çatlak var." dedi. "Beni hastaneye götürün. Sonrasında beni merdivenlerden yuvarlayan gergedan yavrusunu kızartmayı planlıyorum. Ardından o işi de halledebiliriz." Her yerini ovalayarak inlemeye devam etti.

O sırada siyah saçlı gencin yüz ifadesi oldukça ciddiydi. Herkes Mathias'a baktığı için görmediler. Fakat bir kolunu salladığı anda üzerindeki kıyafetin kolunun içinden bir bıçak düştü eline. Kenarları Ruh Demiri ile güçlendirilmiş gibi görünüyordu. Birkaç saniye durduktan sonra parmaklarıyla yerine geri ittirdi bıçağı ve yavaşça heyecanlı gülümsemesini takındı.

"Gün içinde olduğu sürece, size minnettar kalacağım!"

Hikaye İle İlgili Bilgiler #93

Mathias'ın uykusu bazen dipsiz çukurlardan derin olabiliyor. O zaman onu uyandırmanın kısa yolunu Dorian keşfetti. Bir merdivenden yuvarlanmak ciddi hasara neden olabilecek olsa da yıldırım büyücüsünü bu gibi durumlarda ancak bu ve benzer bir yöntemle uyandırabilirsiniz. Diğer türlü dünya umrunda olmaz çünkü zaten elma suyundan oluşan evrenleri fethediyordur rüyasında(deprem olsa ölücen ayı).

Gerçek bilgiye gelecek olursak, bu sefer menzillere değineceğiz. Miras menzillerine... Daha önceleri bahsettiğimiz gibi bazı miraslar gerekli koşulları kendisi oluşturur. Bu durumda bu koşullar mirasın tetiklemesiyle meydana geldiği için belli bir alanı kapsar yalnızca. Fırtına Habercisi Mirası'nın oluşturduğu fırtına, belli bir mesafeden sonra sanki bulutlar keskin bir kılıçla kesilmişçesine aniden durur. Yani bir adım ötede fırtına varken bir adım ötesi kuru kalabilmektedir. Bu menzilin mesafesi, ilgili mirastan mirasa değişiklik gösterir. Örnek verecek olursak, Kıyamet Fırtınası Mirası'nın fırtınası, tüm dünyayı kaplar.

Seviyeler

Acemi Büyücü
Büyücü Çırağı
Büyücü Ustası
Büyücü Büyükustası
Büyücü Üstadı
Büyücü Kralı
Büyücü İmparatoru
Büyücü Atası
Büyücü Azizi
Büyücü Tanrısı






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44447 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr