Nilus'un Geçmişi 2

avatar
288 1

Mathias - Nilus'un Geçmişi 2


Geçmiş
Bölüm 2

"Huh! Sonunda başardım." Siyah saçlı bir çocuk, bağdaş kurmuş şekilde yerde otururken aniden kapalı olan gözlerini açıp konuştu. "Artık bir Büyücü İmparatoruyum."

Yaşı 12 idi. Seviye atlamasıyla birlikte bedenindeki enerji bir nebze daha seyrelmişti.

"Tabii 1. Kademe olduğundan biraz daha zaman gerekecek." Ardından yanındaki beyaz saçlı arkadaşına döndü. O da meditasyondaydı. "Sende durum ne, Nilus?" diye sordu.

"2. Kademeye geçtim sayılır." Gözlerini açmadan cevapladı.

"Altın İmparator Ruhu bitkisini sana kaybettiğime inanamıyorum. Diğer türlü benden bu kadar önce Büyücü İmparatoru olman mümkün olmayacaktı."

"Eh, tek saldırıda 350 kişiyi öldürememek senin sorunun."

"Ama 320'si ölmüştü!"

"Demek ki çok büyük atmayacakmışız."

"Her neyse. Ben de 2. Kademeye geçtiğimde seninle birer tane 8. Seviye Mahlukat Ruh Çekirdeği'ne ihtiyacımız olacak."

8 ve üzerindeki seviyelerdeki mahlukatlar, bedenlerinin içinde tüm gücün yoğunlaştırıldığı, avuç içi büyüklüğünde bir kristale sahip olurlardı. Bu kristal, yeterli güçteki simyagerler ve özel yöntemlerin yardımıyla arıtılırsa, normalden saha yüksek bir güce sahip olmaya yardım edebilecek bir materyal haline gelirdi.

"Hazinede hiç yok mu?"

"Hazinede yaklaşık 1.000 tane var."

"Tabii her şeyi oradan alırsak bir anlamı kalmıyor."

"Kesinlikle!"

Nilus meditasyonuna devam etti. "Yine de 8. Seviye bir mahlukat şu an için bizi aşıyor."

"Ne olmuş yani? Önemli olan zaten zoru başarmak değil mi?"

Beyaz saçlı çocuk gülümsedi. "Evet, öyle." Dostu da gülümsemişti.

"Şu mirası alabilmek için daha ne kadar çalışmamız gerekiyor acaba?"

"Şimdikinden daha fazla olduğu kesin."

Menas tavana bakarak sitem etti. "İsmimiz Gökyüzü Şeytanı Tarikatı ama Gök İblisi Mirası bizde değil. Öyleyse adımızın ne anlamı kalıyor?"

"Pek çok anlamı kalıyor, genç efendi." Meditasyon yaptıkları odanın kapısı aniden açıldı ve yaşlı bir adam içeriye girdi. Yüzü kırışıklıklar haricinde pürüzsüz gibiydi. Tek bir tel sakalı veya bıyığı bile yoktu. Saçları ise başının arkasından at kuyruğu yapılmıştı. "Şeytani tarikat, krallıkların ötesinde bir güç, hayallerin üzerinde bir kudret ve daha pek çok anlam ifade ediyor."

"Usta Kern." Nilus da gelişimine ara verdi ve ustayı selamladılar. Yaşlı adam onlara bakarken gülümsedi. Tarikatın geleceği bu iki çocuk sayesinde parlak görünüyordu.

"Gök İblisi Mirası konusunda endişeleriniz olduğunu görüyorum, Genç Efendi Menas."

Siyah saçlı çocuk bunu saklama gereği görmedi. "Kurucudan bu yana pek çok patrik geçti. Fakat miras bir yerden sonra yok oldu. Bu mümkün olmamalıydı. Şu anda onu geri kazanmaya çalışıyor olmamamız gerekiyordu. Sonuçta son varis de ölene kadar miraslar aktarılır."

Kern, ağır adımlarla odanın içinde yürürken "Tabii ki öyle, genç efendi. Fakat bilmediğiniz bir nokta var."

"Nedir?"

"Kurucudan sonraki 7. Patrik Oldred, kısırdı."

İki çocuk da duydukları karşısında şaşkınlığa uğradılar. Bu durum bir lider için utanç vericiydi.

"Kısırlığı çözülemedi mi yani?" diye sordu Nilus.

"Ne yazık ki hayır. Çünkü anlaşıldı ki, her miras son varis ölene kadar aktarılmıyormuş. Kısırlığının sebebi, mirasın onun kanından ayrılma zamanının gelmiş olmasıydı."

"Şimdi de geri kazanmaya çalışıyoruz, öyle mi?"

"Öyle, genç efendi."

Nilus birkaç saniye durdu. "Patrik Molvirian şu anda Gökyüzü Felaketi Mirası'na sahip." dedi ardından.

"Haklısın, Nilus. Fakat Patrik Molvirian da biliyor ki bu miras bizde olması gereken asıl miras değil."

"Babamın mirası bana da geçti ama. İkinci bir miras kazanmam çok daha zor."

Menas'ın sözleri üzerine Kern, tekrardan ona dönerek "Düşündüğünüz kadar zor değil, genç efendi." dedi. "Sadece nasıl olacağını bilmelisiniz."

"Nasıl olacak peki?"

"İblis miraslarının temellerinde, insanların kanasusamışlık arzusu yatar. Gök İblisi Mirası'nın yaratıcısı, kurbanlarının kanlarının tıpkı yağmur gibi üzerine yağmasından tarif edilemez bir haz duyan biriydi. Kan kokusunun esen rüzgarla birlikte yüzüne vurmasını severdi."

"İyi de," Nilus da söze girdi tekrardan. "Karşında sadece böcekler varken, onları öldürmüş olmak sana nasıl bir haz verebilir ki? Sonuçta ortada bir başarı yok."

"Bunu şu anda anlamanızı beklemiyoruz, Nilus. Ama er ya da geç bu durumun farkına varacaksınız. Şimdilik, çalışmanıza dönebilirsiniz."

Yaşlı usta odayı terk edip kapıyı yavaşça kapattı. Tekrar iki dost kalmışlardı. Meşalelerin ışığı içeriyi yeterince aydınlatıyordu.

"Aptalca düşünceler." Siyah saçlı çocuğun kaşları çatılmıştı. "Şimdi anlamamızı beklemiyorlarmış. Bu adam gerçekten de onun farkında olmadığımızı mı sanıyor? Bir de tavsiye veriyormuş gibi yanımıza gelmiş. Eğer babamın yerinde olsaydım derisini canlıyken yüzdürüp ölmemesi için tüm ilaçlarla desteklerdim."

"O aptala fazla takılıyorsun. Moralini bozmasına izin verme." Nilus onu sakinleştirmeye çalıştı tekrar meditasyonuna dönerken. Yere oturup gözlerini kapattığında ise cevabı duymuştu.

"Neden? Buraya her gelişinde odadaki enerjiyi kendi enerjisiyle baskılamaya çalışıyor. Gelişimimizi bile baltalamaya çalıştığını sen de biliyorsun. Sırf kendi çocuğu biraz daha öne çıkabilsin diye."

"Eh, bunda haklısın. Eğer tarikattan birini öldürmemek en katı kuralımız olmasaydı, oğlunu çoktan öldürmüş olurdum."

"Artık gereksiz. Eğer o bize gizliden gizliye saldırıyorsa, ben de oğlunun gelişimini gizliden gizliye sakatlarım."

Beyaz saçlı çocuk tekrar açtı gözlerini. "Ne yapmayı planlıyorsun?"

Menas şeytani bir şekilde gülümsedi. "Bunu zamanı gelince görürsün, dostum. Ama öncesinde, artık bu mirastan umudumu kestiğimi bilmelisin."

Nilus cevap vermedi. Sadece tek kaşını kaldırarak ona baktı. Bunun üzerine dostu devam etti. "Şu anda zaten Gökyüzü Felaketi Mirası'na sahibim. Bunun üstüne bir de Gök İblisi Mirası'nı kazanmam imkansıza yakın bir durum."

"Genelde pes etmezdin? Yoksa büyüdükçe korkaklaşmaya mı başlıyorsun?"

"Hayır, hayır." Güldü. "Aksine, çok daha iyi bir planım var." Elini depolama yüzüğüne atarak bir rulo haline getirilmiş bir kağıt çıkardı. Öylesine eskiydi ki kahverengileşmiş ve kenarları parçalanmaya başlamıştı.

"O, geçen gün hazineden aldığın parşömen mi?"

"Evet."

"Konuyla alakası ne?"

"Neden kendin bakmıyorsun?" Parşömeni ona uzattı. Nilus şüpheli bir şekilde onu eline alıp açtığında bakışlarını tekrar Menas'a kaldırdı.

"Antik dil?"

"Başlığı okuman mevzuyu anlaman için yeterli."

Bu cümle üzerine beyaz saçlı çocuk tekrar bakışlarını parşömene indirdi ve sembolleri okumaya başladı. Cümleyi tamamen okuduğunda iki kaşı da yukarı kalkmıştı. "Ciddi misin? Habis Ruh Gücü Kontrolü mü?"

"Neden olmasın!? Burası Gökyüzü Şeytanı Tarikatı! Habis enerjinin kontrolüyle bize kazandırabileceği şeyleri düşünsene!" O sırada o, hala parşömeni okuyordu.

"Kafayı yemişsin. Lanetlenmiş Miras'ın alanına giriyorsun. Hem de mirasa sahip olmadan. Büyücü Azizi seviyesinde olduğunu da sanmıyorum."

"Hemen yapmıyorum zaten. Sadece sen benim dostumsun. Planımı bilmende bir sakınca yok."

"Büyücü Azizi olmamıza çok var."

"İlle de o seviyeye ulaşmak gerekmiyor. Parşömen sadece ritüel hakkında bilgi veriyor. Bedenini habis enerjiye alıştırabildiğin sürece, Büyücü Kralı gibi düşük seviyeler bile onu kullanabilir."

"Mahlukata dönüşmezse..."

"Bunun için yardımını istiyorum."

Menas'ın bu cümlesi, Nilus'un daha da şaşırmasına sebep oldu. Hele ki habis enerji üzerindeki bir çalışma, tüm tarikatı tehlikeye atabilirdi. Yine de onu tek bırakmayacaktı.

"Sana yardım edeceğim. Ama öncesinde en azından 5. Kademeye ulaşmanı istiyorum."

"Sıkıntı yok. Zaten gereken malzemeleri toplamamız için zaman gerekiyor. Ayrıca ritüeli de ezberlemeliyiz."

"Bu ritüel her şeyi kusursuz ayarlasan bile %80 başarısızlık payı veriyor. Eğer durum kötüleşecek gibi olursa yarıda keserim."

"Merak etme. O konuda da bir şeyler düşündüm."

"Ne gibi?"

Menas gülümsedi. "Başarı payını arttırmak için gereken şeylerden birisi, 2 varise sahip bir miras. Ve bil bakalım Gökyüzü Felaketi Mirası kimlerde var?"

"Sen ve Patrik Molvirian..."

"Bunu başarınca o Kern ve oğlunu mahlukata dönüştürüp ormanlara salacağım."

Nilus da gülümsedi. "Bunu görmek isterim." 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44450 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr