Bölüm 383: Büyük Vahşi Kan Kargısı

Editör: Kinyas

Terkedilmiş Kan Kargısı kopyası mı?

Gökyüzü Düşüşü Kıtası'nın üst düzey tarikatları hakkında fazla bilgi sahibi olmayan Lin Ming bile Terkedilmiş Kan Kargısı'nın ismini duymuştu. Terkedilmiş Kan Kargısı'nın eski ismi Büyük Vahşi Kan Kargısı'ydı ve antik harabelerden çıkartılan bir cennet adım hazineydi. 10 feet uzunluğunda ve bir kol kalınlığındaydı, tamamen kan kırmızı rengindeydi.

Bu kargının yüksek aşama cennet adım hazine olduğunu söylüyorlardı.

Büyük Vahşi Kan Kargısı'nın yaratıcısı ve asıl ustası, uzun zaman önce ortadan kaybolmuştu. Ama bu kargının 70 veya 80 bin yıl önce var olduğu biliniyordu.

Daha sonra Büyük Vahşi Kan Kargısı Gökyüzü Düşüşü Kıtası boyunca yayılmış ve birkaç kere el değiştirmişti. Bu silahı kullananların dünyayı sallayabilecek kişiler olduğu söyleniyordu, bunların arasında birçok Kusursuz İmparator vardı!

Ancak bu kan kargısı çok tehlikeli ve uğursuz bir hazineydi. Antik kayıtlara göre Büyük Vahşi Kan Kargısı'na sahip olan herkes, sonunda acınası ve sefil bir ölüm yaşamıştı. Kusursuz İmparatorlar bile bu kaderden kaçamamıştı. Antik metinlerde anlatılan kaderlerin yeterli olmadığı ve onların kan kargısının laneti yüzünden öldüğü de söylenirdi.

Örneğin, bin yıl önce Büyük Cehennem İmparatoru Büyük Vahşi Kan Kargısı'nı ele geçirmeyi başarmıştı. Ne yazık ki birkaç Kusursuz İmparator'un elinde can vermişti.

Daha sonra bu kan kargısının bir tane Yüce Elder tarafından alındığı söylentisi çıkmıştı. Ama söylentilere göre Yüce Elder antik mistik âleme gitmiş ve yüzlerce yıldır kayıptı. Şu ana kadar nerede olduğuna dair kimsenin bir fikri yoktu. Bu nedenle Büyük Vahşi Kan Kargısı da onunla birlikte kaybolmuştu.

İnsanlar, harika ve tutarsız yaratıklardı. Bir hazine ne kadar uğursuzsa, insanların dikkatini o kadar fazla çekiyordu. Bunun nedeni, birçoğunun kendi kaderini çizmek istemesi ve göklerin kendilerine bu şansı tanıdığını zannetmeleriydi. Büyük bir kaderin onları bulduğuna ve kan kargısının lanetinden etkilenmeyeceklerini düşünmüşlerdi. Büyük Vahşi Kan Kargısı, bir Kusursuz İmparator'un bile sembolü haline gelmişti. Bu nedenle, Büyük Vahşi Kan Kargısı'nın kopyası her yere yayılmıştı ve Kusursuz İmparator olma arzusu barındıran dâhiler için fazla sıradışı değildi.

“Demek uzun bir silah kullanıyorsun.” Lin Ming'in ifadesi sakindi. Mızrakla karşılaştırıldığında, kargının öldürebilecek veya kesecek birçok keskin ucu vardı. Mızrak kullananlar, kargı da kullanabilirdi.

“Hehe, sana hatırlatayım. Bu kan kargısının yardımıyla, Kan Tüketen Şeytan Yıldırımı'm %50 daha güçlü olacak!”

“Ne? Ne tesadüf. Mor Kuyruklu Yıldız Mızrağı'mın yardımıyla, ben de Mor Sel Ejderhası'nın İlahi Yıldırımı'mın en büyük gücünü gösterebilirim!”

İkili birbirine bakarken genç seçkinler nefeslerini tutmuş ve kalplerini sakinleştirmeye çalışıyordu. Bu savaş, beklediklerinden çok daha harikaydı. Tek taraflı bir savaş olacağını düşünmüşlerdi ama şimdiye kadar başa baş ilerliyordu.

İnsanlar en çok böyle savaşlar görmek isterlerdi. Herhangi bir heyecanlı anı kaçırma korkusuyla gözlerini genişçe açtılar.

Lei Mubai kan kargısını süpürdü ve aurası aniden patladı. Vücudundaki gerçek öz sınırına kadar döndü ve kan enerjisi vücudundan ileri aktı.

Chi!

Kan Tüketen Şeytan Yıldırımı, Büyük Vahşi Kan Kargısı'na aktı. Kargı'nın her yeri, kan damlıyormuş gibi parlak kırmızıya dönüştü. Vahşi kargı ağzı, keskin bir ses çıkarmaya başladı!

“Dünyaya Yayılan Kan Savaşı!”

Kacha!

Lei Mubai'nin ayaklarının altındaki taşlar paramparça oldu ve örümcek ağı gibi çatlaklar oluşturdu. Lei Mubai kargısını salladı ve kanlı bir fırtına tüm taşları fırlatarak parçalara ayırdı!

Böyle güçlü bir saldırıyla karşı karşıya kalan Lin Ming, Mor Kuyruklu Yıldız Mızrağı'nı kavradı. Mızrak ucu yere doğru hilal gibi büküldü ve ulumaya başladı. Sarmal Ejderha Çelik İğnesi, Mor Kuyruklu Yıldız Mızrağı'nın içinde yoğunlaşmıştı. Mızrak ve yıldırım bir araya geldi, yıldırım parladı ve yıldırım arkları havada dans etti.

Lin Ming mızrağını itti ve arkasında tekrar bir Azur Ejderha hayaleti belirdi. Bu hamleyle, ağaç gövdesi kadar kalın yıldırım yılanına ek olarak ilkel azur gerçek öz de taşıdı. Seyircilerin çığlığı ile birlikte, mızrak kanlı fırtınaya doğru ilerlerken durdurulamaz bir momentum içeriyordu.

Bang bang bang!

Patlamaların sesi havada yankılandı. Kanlı ışık, parçalanan taşlar ve mor yıldırım akımıyla karıştı. Anında tüm taşlar tuzla buz oldu. Toz, kanlı fırtınaya karıştığı gibi kırmızı kuma dönüştü!

Dönen Çekirdek Âlemi ustasının yerleştirdiği koruyucu dizi oluşumu titremeye başladı. Havada ince chi chi chi oluştuğu anda, koruyucu ışık perdesi patlamıştı. Gerçek özden çıkan vahşi bir ışın perdeyi deldi!

“Dikkatli olun!”

Herkes şok içindeydi. Birkaç Dönen Çekirdek elderi, yeni bir dizi bırakmaya çalıştı. Ancak bu çok hızlı olduğu için yeni bir dizi yapamadılar. Elektrik ışığı ve gerçek öz patlaması şok dalgaları yayıldı, ziyafetin masalarını yerle bir ederek yeşim tabakları parçaladı!

Tarikatların tüm seçkinleri vücutlarını korumak için gerçek özlerini döndürdüler. Yüksek yetişime sahip olanlar, daha zayıfları korudu. Gerçek öz şok dalgası, gerçek özlerine çarptığı anda herkesi şok eden gökkuşağı oluştu.

“Bu ikisi de kim!? Savaşın gerçek öz dalgaları koruyucu dizi bariyerini kırdı ve öğrencilerimizin direnç gücüne karşı koyuyor!”

“Bu çok korkunç. Oraya bakın. Derin Toprak Tarikatı'nın Houtian öğrencileri bile direnmekte zorlanıyor. Bir Houtian ustasının gücü bu seviyeye nasıl erişebilir!?”

“Ne Houtian ustası? Lin Ming sadece Nabız Yoğunlaştırma Aşaması'nda!” Bu sözlerle, herkes kendini rüyada gibi hissetti.

Evet! Lin Ming Houtian Âlemi'nde değildi! Nabız Yoğunlaştırma'nın zirvesine ulaşmaktan bir adım uzaklıktaydı!

Lin Ming'in gücü ve baskın performansı, herkesin onun Houtian ustası olmadığını bir an için unutturmuştu. Bu dünya nasıl bir yerdi böyle!

En şok olan kişiler Xiantian ustalarıydı. Dördüncü seviye tarikatların temeli olarak 30 yaşın üstündeydiler, 40 ve 50'sini geçen de vardı.

“Böyle ezici bir saldırı gücü, genç neslin gücü böyle mi gerçekten? Zirve Houtian Âlemi'ndeyken böyle anormal seviyede saldırı gücüm yoktu!” Bu ziyafet kutlamasına katılanlar sıradan dövüş sanatçıları değildi. Houtian Âlemi'nde oldukları zamanlarda olağanüstü dövüş sanatçılarını yenmişlerdi.

“Bu devam ederse, gerçek bir Xiantian ustasıyla karşılaştırılabilecek seviyeye gelirler! Erken Houtian Âlemi genç, Xiantian ustasıyla karşılaştırılıyor; gelecekte nasıl bir güce ulaşacak? Kusursuz İmparator olabilir!”

Houtian ve Xiantian Âlemi arasındaki fark, iki bölgeyi ayıran nehir gibiydi. Bir kişi Houtian Âlemi'nden Xiantian Âlemi'ne geçtiği anda, kötü Houtian havasından arınır ve gerçek özünde büyük kalınlık ve yoğunluk artılarıyla yeniden doğardı. Xiantian Âlemi, aynı zamanda büyük bir darboğaz olarak kabul ediliyordu. Kararsız temele sahip bütün Houtian dövüş sanatçıları, ebediyen orada sıkışırdı; sadece sıradışı kişiler çıkmayı başarabilirdi. Zirve Houtian ustası olan Qin Ziya bile en düşük Xiantian güç seviyesinde olacaktı. Bu, gerçek bir Xiantian ustasının ne kadar güçlü olabileceğini gösteriyordu.

Bu nedenle Houtian Âlemi dövüş sanatçıları, Xiantian Âlemi'ne geçmekte son derece zorlanırdı. Yedi Derin Vadi gibi küçük bir tarikatta, bunu başarabilmiş iki veya üç kişi olması bile iyiydi. Üstelik bu iki veya üç kişi büyük olasılıkla Zirve Houtian veya Yarım Adım Xiantian Âlemi'nde olurdu.

Lin Ming ve Lei Mubai birbirlerinden ayrılmışlardı. 100 feet çaplık bir alandaki tüm taşlar kırılmış ve iki gencin çarpıştığı nokta tamamen toza dönüşmüştü. Bu kum Kan Tüketen Şeytan Yıldırımı'nın kan özüyle kırmızıya boyandıktan sonra, sahnenin merkezi kızıl çöl haline gelmişti.

Lei Mubai, Lin Ming'in böyle güçlü olmasını beklemiyordu. Lin Ming'in yaşındayken, kendisi böyle bir güce sahip değildi. Bu, Lin Ming'in yeteneğinin kendisini aştığı anlamına mı geliyordu?

Lei Mubai'nin kalbi her zaman gururlu doluydu. Dördüncü seviye bir tarikatın dövüş sanatçısı onu nasıl aşabilirdi?

“Seni gerçekten hafife almışım. Ama şu ana kadar gücümü kullanmadım bile! Beni gerçek özümü kullanmaya zorlaman bile gururlanmak için iyi bir sebep!”

Lei Mubai'nin vücudundaki gerçek öz hızla dönmeye başladı. Meridyenlerinin içindeki kanlı enerji giderek kalınlaştı ve yoğunlaştı. Tüm iskeleti çatlamaya başladı ve aurası onunla birlikte patladı. Bu herkesi korkuttu!

Antik şeytan sanatları!

Huu!

Lei Mubai'nin etrafındaki alan kendi alanıymış gibi görünüyordu; aurası birkaç kat arttı!

Şu anda ustasının harabelerde bulduğu Antik Kitap Cildi'nin gücünü kullanıyordu.

Bu yetişim yöntemini kullanmaktan korkmuyordu. Bu, Sessiz Şeytan İmparatoru Şehri'nin yetişim yöntemi değildi, aksine antik bir yetişim yöntemiydi. Mu Fengxian veya Mu Yuhuang dahil kimse, bu yetişim yöntemini tanıyamazdı.

Bu doğru bir güç olmasa da, Güney Ufku Bölgesi asla iyi veya şeytani arasında seçim yapmamıştı. Sadece güçlüye saygı duyuluyordu. Yani bu antik şeytan sanatı tekniğini kullanmanın yanlış bir tarafı yoktu.

Bunu kullanırken yanlış bir şey olsa bile, artık önemsemiyordu. Burada Lin Ming'e yenilirse, ruhunu hayal kırıklığına uğratacaktı!

“Mm? Bu yetişim yöntemi!” Mu Yuhuang'ın gözleri parladı. Bilgisinin genişliğiyle, bu yetişim yönteminin nadir ve olağanüstü bir yapıya sahip olduğunu fark etti. Bunun Yıldırım Zirvesi Tarikatı'nın yetişim yöntemi olmadığı açıktı, öyle olsa bile Yıldırım Zirvesi Tarikatı bunu yeni elde etmiş olmalıydı. Bunu bulan kişinin Lei Mubai olma olasılığı bile vardı!

“Usta Ata, bu yetişim yönteminin biliyor musunuz?” Mu Yuhuang, gerçek öz ses iletimiyle Mu Fengxian'a sordu.

Mu Fengxian bir an için düşüncelere dalmışken Lei Mubai'ye baktı. Daha sonra tereddüt ederek başını salladı. “Bu yetişim yöntemi, dünyada son zamanlarda ortaya çıkmış olmalı, bu çocuğun yakaladığı fırsatları çok iyi!”

Mu yuhuang hafif bir nefes aldı ve Lei Jingtian'a baktı. Gözlerinin kendini beğenmiş bir gülümsemeyle parladığını gördü. Aniden Mu Yuhuang'ın kalbi soğudu. Bu yetişim yönteminin Lei Mubai tarafından bulunması gerçekten büyük şanstı!

Böyle bir fırsatın bulunmasıyla, Lei Mubai'nin gelecekte Kusursuz İmparator olma ihtimalinden korktu.

Lei Mubai'nin şeytan sanatları gerçekten çok iyiydi. Ama Lin Ming'in de ondan farkı yoktu. Oradaki hiç kimsenin Lin Ming'in zirve seviyedeki yetişim yöntemlerinden haberi yoktu.

Tanrılar Âlemi'nden Yüce Elder'ın anı parçalarında, sayısız tamamlanmamış ve kalan parçaları değersiz yetişim yöntemi vardı. Ama Lin Ming bunları bir kere incelemişti. Onları Lei Mubai'nin şeytan sanatları ile karşılaştırırken, bu antik şeytan sanatının muhtemelen Gökyüzü Düşüşü Kıtası'nda yaşamış bir Kusursuz İmparator tarafından oluşturulduğu sonucuna vardı.

Bu Kusursuz İmparator yaşlılıktan ölmüş veya Tanrılar Âlemi'ne yükselmiş olabilirdi. Ne olursa olsun, arkasında miras bıraktığı bu yetişim yöntemi, Tanrılar Âlemi'nde sadece en zayıf üçüncü seviye yetişim yöntemi olarak kabul edilebilirdi.

Kızıl ışık gölgesi altında, Lei Mubai Büyük Vahşi Kan Kargısı'nı kavradı, kıyafetleri rüzgârda çırpındı ve koyu siyah saçları dalgalandı. Vücudunun etrafında kanlı yıldırımın dönmesiyle dünyaya inen antik bir şeytan kral görünümünü almıştı.

Lei Mubai orada dururken aurası tüm dünyayı küçümseme hissi ile doldu. Oradaki tüm kahramanlar, Lei Mubai'nin ulaşılamayacak bir varlık bir varlık olan dev bir dağdan farksız olduğunu hissettiler. Beş Element Bölgesi'nin kadın öğrencilerinin güzel yüzleri kızarmış ve kalpleri çılgınca atmaya başlamıştı. Zhou Xiaoling'in gözleri, Lei Mubai'den bir saniye için bile ayrılmamıştı.

Zhou Lie, kız kardeşinin yüzündeki büyülenmiş bakışı gördü ve iç çekti. Bir şey söylemedi. Lei Mubai de Lin Ming de anlayışının ötesine geçmişlerdi.

“Lin Ming! Hâlâ beni yenebileceğini düşünebiliyor musun!?”

Lei Mubai yavaşça söyledi, sözleri dominant bir kibirle doluydu!

Gücü iki kat artmıştı. Bir kere daha Dünya'ya Yayılan Kan Savaşı'nı kullanırsa, gücü iki kat daha artacaktı!