Bölüm 544: Tüm Gücünle

Chu Feng Zhang Tianyi’nin isteğini reddetmedi. Hafifçe gülümsedi. Avuçları parladı ve büyük hükmeden Asura hayalet baltası elinin içinde belirdi.

Asura hayalet baltası açığa çıkınca hava bile titremesini engelleyemedi. Büyük kudret her yeri sardığında, orada bulunan her insan Chu Feng’in harika gücünü hissetti.

“Çok güçlü. Bu Asura hayalet baltası mı? Jie klanı’nın ve diğer güçlerin Chu Feng’i Asura hayalet baltası sayesinde şekillendirdiğini duydum. Dahası, Asura hayalet baltasına kendileri sahip olmak için Chu Feng’i aranıyor olarak listelemişler.

“Şüphesiz seçkin silahta ustalaşmak buna değer. Bu güç Zhang Tianyi’nin ilahi ahşap kılıcından çok daha fazlasıydı. Bugün ki savaşın sonucu şimdiden belli gibi, ve kesinlikle Chu Feng daha güçlü olan taraf.” Asura hayalet baltasını gördükten sonra kalabalık hayranlıkla iç çekti ve Asura hayalet baltası tarafından derin bir şekilde sersemletildiler.(gn:bu silah oyun novellerinde bile yok arkadaşlar göreni sersemletme buffu var)

“Haha. Böylesi daha iyi.” Chu Feng’in de seçkin silahını kullandığını gören Zhang Tianyi aşırı derecede heyecanlanmış görünüyordu. Zıpladı ve kılıcını savurdu. Tekrar Chu Feng’e acımasız saldırılar yapmaya başladı. Dahası bu sefer gücü birkaç kat daha fazlaydı.

“Ho.” Zhang Tianyi’nin aniden artan gücüyle yaptığı saldırılar karşısında o kadar şaşırmıştı ki ağzının kenarları pembeleşti.

Chu Feng olduğu yerde durdu ve saldırılardan ne sıyrılmaya ne de onları engellemeye çalıştı. Ta ki Zhang Tianyi’nin ilahi ahşap kılıcı sembollerle dönen ve patlayan bir basınca sahip olana kadar bunu sürdürdü. Chu Feng elini salladı ve Asura hayalet baltasını kullandı.

*ao-----------*

Asura hayalet baltası hareket ettiğinde, kurt haykırmaları ve hayalet uğultularına benzer sesler çıktı. Hemen ardından siyah renkli yarım ay şeklinde bir ışık kılıcına dönüştü ve ilahi ahşap kılıcıyla çarpıştı.

*cang*

İki silah birbiriyle çarpıştı ve delici çelik sesinin havada yayılmasına neden oldu. Oluşan kuvvet yüzünden Chu Feng bile birkaç adım geriye gitmek zorunda kaldı.

Fakat Zhang Tainyi’ye baktığımızda düzinelerce metre geriye gitmek zorunda kalmıştı. Eğer dikkatli bakarsak Zhang Tainyi’nin ilahi ahşap kılıcını tutan elinin hafifçe titrediğini hemen anlayabilirdik. Açıkça çok ağır bir basınç altında kalmıştı.

“Küçük Chu Feng’in Asura hayalet baltası gerçekten güçlü. Bu koşullarda açıkça benden üstün ve beni tamamen baskıladı. Bu bir uzmanlaştırılmış seçkin silah mı? Uzmanlaşmış seçkin silah ile normal seçkin silahın seviyelerinin gerçekten karşılaştırılamayacağı mümkün mü?” O anda Zhang Tianyi kaşlarını sıkıca kırıştırdı. Chu Feng’in büyük gücünü hissettiği ilk andı.

“Kıdemli Zhang, karşılaşma bitmeden, dikkatinizi dağıtmayın!” ve o anda Chu Feng birden patlarcasına bağırdı. Zhang Tianyi buna reaksiyon gösterdiğinde o çoktan önüne varmıştı. Büyük Asura hayalet baltası yırtıcı bir sesle havayı aştı ve rakibine doğru yöneldi.

Chu Feng’in hızı inanılmaz derecede yüksekti. Zhang Tianyi’ye sıyrılmak için vakit tanımadı. Bu durumda Zhang Tianyi elindeki ilahi ahşap kılıcı sıkı bir şekilde tuttu ve vücudundaki gücü kılıca aktardı.

İlahi ahşap kılıçtaki semboller tekrar parladığında, Zhang Tianyi yüzünün alt kısmından saldıran Chu Feng’in Asura hayalet baltasını durdurmak için kılıcını aniden salladı.

“clang” (kılıç çarpışma sesi) sesi ile kıvılcımlar her yana dağıldı, parıltılar çarpışmadan doğdu.

Fakat Zhang Tianyi birkaç metre geriye uçtu. Oluşan fark ise sağ kolundaki titremenin belirginleşmesiydi. Hatta tüm kolunda yoğun bir uyuşma hissediyordu.

“Bir saniye. Bu sadece Asura hayalet baltasının gücü değil. Bu ayrıca küçük Chu Feng’in de gücü. Onun vücudu fiziki olarak hep güçlü olmuştu ve sadece elindeki Asura hayalet baltasını o kullanırsa bu kadar ezici ve doğrudan güç oluşabilirdi.”

“Hayır, onunla kafa kafaya çarpışamam. Aradaki mesafeyi açmalı ve uzaktan dövüşmeyleyim ya da benim ilahi ahşap kılıcım onu Asura hayalet baltasına karşı basitçe kaybedecek.” İkinci çarpışma da Zhang Tianyi’nin yenilgisi ile sonuçlandıktan sonra, Asura hayalet baltasının saldırgan özelliğini fark etmişti.

Sonrasında aceleyle adımlarını değiştirip benzersiz bir vücut becerisini kullanarak Chu Feng ile mesafesini artırdı ve ilahi ahşap kılıcı Chu Feng’e karşı uzun menzilli saldırılar için kullandı.

*whoosh*

Fakat Zhang Tianyi vücut becerisini kullanarak kaçmadan önce Chu Feng’in saldırısı tekrar geldi. Dahası saldırının hızının mı yoksa kuvvetinin mi daha fazla olduğu fark etmeksizin saldırı öncekilerden daha şiddetliydi.

“Hah.Güzel.” Chu Feng’in ağzının kenarındaki zayıf memnuniyet içindeki gülümsemeyi görünce Zhang Tianyi aniden gülümsedi.

Şimdiden biliyordu. Chu Feng’in yalnızca savaş gücü vahşice kuvvetli değildi, savaş taktiklerinin de ondan aşağı kalır yanı yoktu. Hatta belki de daha tecrübeliydi.

En başından beri Chu Feng’in Asura hayalet baltasının gücünün açıkça yakın dövüşte etkili olduğunu biliyordu. Bu yüzden Zhang Tianyi’ye mesafeyi açması için şans vermeyecekti.

Yanlış hesaplaması ve dikkatsizliği çoktan onu tehlikeli bir vaziyete doğru sürüklüyordu. Eğer bu şartlar altında Chu Feng’e karşı seçkin silah kullanarak dövüşmeye devam ederse onu bekleyen tek şey başarısızlık olacaktı.

Fakat karşılaşmayı kaybetmek istemiyordu. Özünde yenilgiyi kolay kolay kabul etmeyen ve galibiyetten zevk alan birisiydi.

Her ne kadar Chu Feng’in vücudunda depoladığı enerjinin ne kadar korkunç olduğunu bilse de hala onun asıl kozunu oynamadığını biliyordu. Hala tüm gücüyle savaşmak istiyor ve kötü durumda olmasına rağmen pes etmiyordu.

Bu sadece kazanmakla ilgili bir şey değildi. Aynı zamanda bu saygısını kaybetmekle ilgiliydi. Onun için Chu Feng’i yenmesinin imkansız bilse de hala Chu Feng’e karşı en güçlü yanını kullanarak dövüşmek istiyordu.

Chu Feng’in bir sonraki saldırısıyla karşılaştığında saldırıyı durdurmak için ilahi ahşap kılıcının yanı sıra vücudundan çıkardığı mavi renkli alevleri de kullandı.

Zhang Tianyi’nin yasak gizli tekniği aktif oldu. Tüm aurası tırmanışa geçti ve savaş gücü inanılmaz bir şekilde korkutucu hale geldi. Gök aleminin altıncı seviyesindekiler bile onu yenemezdi.

Bu durumda Chu Feng’in yüz ifadesi kısmen değişti. Aceleyle ayaklarının altı parıldadı ve geriye doğru gitti. Zhang Tianyi’ye doğrudan saldırmaya cüret edemedi.

Fakat Chu Feng geri çekilmeyi tercih ettiğinde Zhang Tianyi ileri gitmek yerine ilahi ahşap kılıcını tutarak Chu Feng’e doğru bastırdı. En önemlisi ise yasak gizli tekniğin gücünü etkinleştirdiğinde hızı bile artışa geçmişti.

Bir göz açıp kapayıncaya kadar savaşın gidişatı değişmişti. Zhang Tianyi pasif halden daha agresif bir hal alıp üstünlüğü ele geçirerek Chu Feng’in yerini almıştı.

“Gökler bunlar gerçekten mavi alevler! Bu beceri tam olarak ne? Ne kadar güçlü bir his!”

“Zhang Tianyi gerçekten bu güce sahipti. Bu korkunç savaş gücü adeta gök aleminin altıncı seviyesinden üstündü, bu mantıklı değildi. Nasıl böyle bir güce sahip olabilirdi? Böyle bir ilahi vücuda sahip olması mümkün mü?”

“Çok güçlü. Bu gerçekten çok güçlü. Zhang Tianyi seçkin silahta uzmanlaşan Chu Feng karşısında üstünlüğü ele geçirdi. Zhang Tainyi genç neslin en güçlüsü olabilir mi?”

Chu Feng’in havada sürekli geri itilmesini izlerken herkes Zhang Tainyi’nin şuanki gücü karşısında sersemlemişti. Zhang Tainyi’nin bu sahnede birçok insanı ikna ettiğini söyleyebilirdik.

Chu Feng’e güvenen birçok insan bile Zhang Tainyi’nin gücünün üstün olduğunu hissetti. Her şeyden önce Zhang Tainyi savaş gücünün çok kuvvetli olduğunu göstermişti. Bu birçok insanın dövüşün başlarında görmediği bir şeydi.

En başından beri Zhang Tainyi’yi destekleyenlerin yüzleri ise kendini beğenmişlik ile doluydu. Bu savaşı hiç kuşkusuz Zhang Tainyi’nin kazanacağını düşünüyorlardı.

(Ne dövüşmüş arkadaş önce biri öne geçiyor sonra biri. Kimin yeneceğini düşünüyorsanız yorumlarda yazmayı unutmayın. Çevirmesi bile heyecanlı!)

Çeviren : Ores