Bölüm 543: Dâhilerin Savaşı

 İnsanlar, Azure Ejderha Okulu’nda dağları ve okyanusları oluşturmuşlardı. Dokuz il kıtasındaki tanınmış olan bütün karakterler orada toplanmış diyebilirdik.

En tanınmışı, bilinmeyeni, yaşlısı, genci, okulun üyeleri, grupların üyeleri, boşluk, türlerin çokluğu, düşünebildiğiniz her karakter orada vardı.

O anda, herkesin bakışları Azure Ejderha Dağı menzilinin yukarısındaki alana konsantre olmuştu, çünkü orada heyecanlı bir karşılaşma başlamak üzereydi.

Dahası bu sadece iki zirvedeki uzmanın karşılaşması değildi. Bu iki dahi arasındaki muhteşem savaştı. Bu dokuz il kıtasındaki şimdiki iki en güçlü dâhinin arasındaki savaştı.

“Küçük Chu Feng, o halde ilk hamlemi yapıyorum.” Zhang Tianyi Chu Feng’ten bin metre uzaktayken havada durdu ve ellerini Chu Feng’e doğru kenetledi.

“Kıdemli Zhang, lütfen.” Ayrıca Chu Feng hafifçe gülümsedi ve benzer bir şekilde ellerini rakibine karşı kenetledi.

“Haaa!”

Ayrıca Zhang Tianyi’nin de tereddüt etmediğini gördü. Zhang Tianyi patlarcasına bağırarak önce saldırdı. Dövüş becerisi kullanmadı, sadece havada yumruk attı.

Yumruk çıktığında gök enerjisi dalgalandı. Çıplak gözle görülür bir dalga huzurlu gökyüzünde rüzgâr gibi geçti ve korkutucu bir kuvvet ile Chu Feng’e doğru baskı yaptı.

“Kıdemli Zhang, korkarım ki bu seviyede bir saldırı bana karşı işe yaramaz.”

Bununla birlikte Zhang Tianyi’nin saldırısıyla karşılaşan Chu Feng sakince güldü. Elleri arkasına gelecek şekilde durmuş hatta hareket bile etmedi. Darbeyi korumak için düşünce ile Chu Feng’in önünde mavi renkli bir ruh oluşumu açığa çıktı.

Büyük bir patlamayla gök gücü ve ruh oluşumu birbirine karıştı. Korkunç dalgalar dağıldığında izleyiciler Zhang Tianyi’nin yumruğunun zehre kadar ruh oluşumu hareket ettiremediğinin farkına vardı. Zhang Tianyi’nin sıradan saldırısı kolayca Chu Feng tarafından engellendi.

“Heh, bu ruh oluşumu olayı sahiden kolay değil. Yine de eğer sadece ruh oluşumuna güvenirsen sıradaki saldırılarımı kuşkusuz engelleyemeyeceksin.”

Bununla birlikte Zhang Tianyi garip biçimde gülümsedi ve sonrasında adımlarını değiştirdi. Hemen ardından sol eliyle havayı yakaladı ve bir yay oluşturdu, sağ eliyle havayı çekti ve bir ok oluşturdu.  Elleri genişleyip daraldığı anda altın ve göz kamaştıran oklar fırtına gibi Chu Feng’e doğru yoğun bir şekilde uçtu.

“Yüz dönüşüm yayı mı!?” Gökyüzünü dolduran okların ona geldiğini görünce, önceden yaşadığı sahneyi hatırlamaktan başka çaresi yoktu.

Ziang Tianyi ile ilk defa karşılaştığında, yüz dönüşüm yayını kullandığını görmüştü. O zaman Ziang Tianyi, yüz dönüşüm yayının durdurulamaz olduğunu söylemişti. Ona söylemese de hatta Zi Ling bile bu saldırıyı engelleyememişti.

Bugün, Zhang Tianyi’nin yüz dönüşüm yayını tekrar kullanması Chu Feng’in gizliden gizliye neşeyle dolmasına yol açtı ve biraz heyecan bile hissetti.

Çünkü Chu Feng de bu beceride ustalaşmıştı ve her zaman aynı gelişim seviyesinde olduklarında kimin üstün geleceğini merak etmişti.

Altın oklar gökyüzünü doldurup yoğun bir şekilde ona doğru uçarken, Chu Feng oklardan sıyrılmaya çalışmadı, aynı zamanda önündeki mavi renkli ruh oluşum özünü de eritti.

Hemen ardından Chu Feng adeta bir atıcı duruşu aldı. Ellerini dalgalandırdı ve benzer şekilde avucunun içinde bir yay belirdi. Sağ elini çektiğinde sayısız altın ok patlayarak fırladı.

*whoosh whoosh whoosh*

O anda rüzgârın sesi gökyüzünde duyuldu ve altın parlaklık her yöne yayıldı. Aniden iki taraftaki altın oklar birleşti ve hava ile birlikte altın dalgalar oluşmaya deva etti. Aşırı derecede kör ediciydi.

Gökler! Güçlü, bu gerçekten çok güçlü! Bu en güçlü iki gencin arasındaki çarpışma mı?

Havadaki büyüleyici ve korkutucu gücü gören izleyiciler durmadan içini çekmişti çünkü yaşlı nesilden birçok insan bile böyle saldırıları oluşturamazdı.

Bazı insanlar daha önce bu denli güçlü bir dövüş görmemişlerdi bile, bu yüzden iki gencin oluşturduğu atmosfer tarafından son derece cezbe dilmişler ve her biri karşılaşmayı sonsuz bir heyecan ile izlemişlerdi.

Ve söylemek gerekir ki Chu Feng ile Zhang Tianyi’nin yüz dönüşüm yayı tekniği son derece ustacaydı. Ama güçlerinin birbirine ne kadar yaklaştığının bir önemi yoktu. Çünkü hala güçlü olan ile zayıf olan arasında bir ayrım vardı. Sayısız okların birleşmesinden sonra, değişim ortaya çıktı.

Doğrusu Chu Feng’in gönderdiği altın oklar birleşmenin merkezini yarmaya başladı, sonrasında Zhang Tianyi’ye yöneldiler.

Başlangıçta Zhang Tianyi’nin havadayken oklardan kaçınmak için kullanabileceği bedensel metotlar bulunmaktaydı, fakat gitgide Chu Feng’in gönderdiği altın oklar arttıkça artmış, ve çoktan Zhang Tianyi’nin dayanma alanını aşmıştı.

“Haa!”

Sonunda, birkaç ok birleşmeden çıktı ve hedefiyle buluşmak üzereydi. Aniden Zhang Tianyi patlarcasına bağırdı ve elindeki yüzler dönüşümünün oku hemen kayboldu ve yerini iki avucundaki kırmızı renkli titrek parıltılara bıraktı.

*boom*

Hemen ardından cüppesini dalgalandırdı ve avuç içlerini ortaya çıkardı. Büyük bir alana sahip olan alevler avuç içlerinden püskürdü ve havadaki altın okları zorla eritti. Bu aslında altıncı seviye bir beceriydi.

Ama Chu Feng sıradan bir karakter değildi, alevler gökyüzünü doldurduğunda ve sanki medcezir gibi sıkıştığında bile suratını asmadı.

Dudaklarını büktü ve ejder kükremesi ile bir yumruğunu sıktığında altın ve büyüleyici bir kılıç elinin içinde belirdi.

Kılıç belirdikten sonra, sınır tanımayan bir basınç gökyüzünde yükseldi ve aniden Zhang Tianyi’nin gönderdiği alevleri söndürdü.

“Ama bu… bu Void(özel bir isim olduğu için çevirmedim hükümsüz anlamına geliyor.) Zheren’in eşsiz becerisi haykıran Void ejderin kılıcı değil mi?” Dedi Chu Feng’in elindeki kılıcı ve gökyüzünü dolduran basıncı gördükten sonra. Azure Ejderha Kurucusu’nun gözleri parlamıştı çünkü çoktan bu becerinin Void Zheren tarafından oluşturulan ve yedinci seviye bir beceri olan haykıran hükümsüz ejderin kılıcı olduğunu anlamıştı.

“Ne? Haykıran Void ejderin kılıcı mı? Atalarımın oluşturduğu bu eşsiz becerinin Chu Feng tarafından kavranmış olması mümkün mü?” Ve sonrasında Azure Ejderha Kurucusu’nun sözlerini duyan Hükümsüz Okulu’ndan bazı yaşlı yöneticilerin yüz ifadesi fazlasıyla değişmişti.

Çünkü onlara göre haykıran Void ejderin kılıcı bir kişinin yokluğunda başka birinin kullanabileceği eşsiz bir yetenekti.(burada cümlede bir kalıp var “hold the fort down” bu yeteneği yaşayan bir kişinin bilebileceği gibi bir anlam veriyor) Ama yıllardır kaybolmuş bir beceriydi çünkü kimse bu beceriyi kavrayamamıştı.

Yine de şuanda gerçekten Chu Feng Void Okulu’nun neredeyse bin yıldır kayıp olan becerisini kavramıştı. Nasıl şok olmasınlar?

“Güçlü. Gerçekten çok güçlü. Chu Feng gerçekten ilahi bir dahi. Benim Void Okulu’mda birçok insan bin yıldır haykıran Void ejderin kılıcı becerisini kavrayamadı.”

“Chu Feng’in bunu başarabileceğini asla düşünemezdim. Atalarımın oluşturduğu bu beceriyi yaşadığım süre içerisinde görmek sahiden onur verici!” Diğer yaşlıların şaşırmasına kıyasla Void Okulu Başkanı’nın yüzü onurla doluydu.

Gerçekte Chu Feng’in kullandığı haykıran Void ejderha kılıcının gücü gerçekten rakipsizdi. Bu beceriyi kullandıktan sonra basit bir şekilde durdurulamaz olmuştu.

Zhang Tianyi’nin kullanacağı becerinin ne olduğu fark etmezdi, Chu Feng’i yenemezdi. Benzer bir yedinci seviye beceri kullansa bile Chu Feng’in haykıran Void ejderha kılıcına karşı işe yaramazdı.

Bu konuda yapabileceği bir şey olmadığından Zhang Tianyi sırtından ilahi ahşap kılıcını çekti ve seçkin silahını Chu Feng’in haykıran Void ejderha kılıcına karşı kullandı.

Söylemek gerekirse Zhang Tianyi’nin seçkin silahı oldukça güçlüydü. İlahi ahşap kılıcı eline aldıktan sonra Zhang Tianyi’nin tüm atmosferi birkaç kat güçlenmişti.

Semboller tüm vücudunda hareket etti ve kılıcıyla bir bütün oldu. Onun tarzı açık bir şekilde dile getirildi ve tutumu sıkıntı vericiydi. Aslında Chu Feng’i sürekli zorlayarak geri itmişti.

“Küçük Chu Feng hamleni yap. Senin Asura hayalet baltanın gücünü(Chu Feng’in seçkin silahı) hissetmeme izin ver ve benim kılıcımın mı yoksa senin baltanın mı güçlü olduğunu birlikte görelim.”

Aniden ikisi tekrar çarpıştı. İlahi ahşap kılıcın gücüyle bir kez daha Zhang Tianyi Chu Feng’i birkaç metre geriye itti. Sisin ipucu yüzünü açığa çıkarmaya yardımcı olmuyordu. O gerçekten deva etti ve Chu Feng’ten seçkin silahını kullanmasını istedi.

Çeviri: Ores