Çeviri: Wolfcobain Düzenleme: Sajapyu

Eggy ellerini beline koydu ve kaşlarını çattı. Yüksek ve net bir sesle maymuna baktı ve ağzını açtı gözünü yumdu, "Seni şerefsiz yaşlı maymun seni, sen kimsin de böyle lord gibi tavır kesiyorsun? Sırf azcık daha yaşlısın diye böyle davranabileceğini mi sanıyorsun? Bir de Chu Feng'le bana buradan gitmemizi söylersin ha? Onu durdurursun ha? Sen kendini Tanrı mı sanıyorsun be?"

"Bak sana ne diyeceğim, Chu Feng'i itebilirsin belki ama ben öyle sümsük değilimdir. Yetiştirmemi neden mühürledin? Bana bir cevap vereceksin! Yoksa tüylerini tek tek yolarım öyle kel kel dolaşırsın!"

Eggy'nin bu söyledikleri Chu Feng'i afallatmıştı. Yaşlı maymunu ikna etmek için aklına birçok yol gelmişti ancak Eggy'nin bu kadar sert konuşmasını beklemezdi. Bir tane bile kibar bir kelime söylememiş direkt hakaretlere başlamıştı. Ne sert konuşmuştu öyle...

*buum --*

Tam da o sırada yaşlı maymun birden ayağa kalktı ve ayağa kalkmasıyla birlikte bir İmperiyal Kudret kasırga gibi esmeye başladı.

Gerçekten de .ok güçlüydü. Chu Feng bunun karşısında donup kalmıştı. Zar zor nefes alıyordu, Eggy ise acı içerisinde yere çökmüştü.

"Basit bir Asura Dünya Ruhu benimle böyle konuşmaya nasıl cüret edebilir? Kim verdi sana bu cesareti?!" Maymun öfkelenmişti. Sözleri öfke doluydu ve dişlerini sıkışının sesi duyuluyordu.

"Mm--" Eggy'nin yüzünde acı ve boyun eğmeme vardı. Sanki cevap vermek istiyordu da konuşacak gücü yoktu. Yüzündeki acı gittikçe daha da artıyordu. Bu durum Chu Feng'in içini acıtıyordu.

"Efendim, Eggy her zaman böyle düşünmeden konuşan biri olmuştur. Bir de buna ek olarak gücü bağlanıp yıllar önce vücuduma mühürlendi. Buna içerlemiş durumda, bu yüzden öyle konuştu. Efendim umarım onu bağışlarsınız," diye yalvarmaya başladı Chu Feng.

"Dünya Ruhları ne kadar güçlü olursa olsun, onlar her zaman köledir. Kölenin edepsizliğinin sorumlusu efendisidir."

"Eğer diz çöküp af dilersen yaşamasına izin veririm. Yoksa burası onun mezarı olur!" dedi maymun öfke içerisinde.

"Mm--" Eggy öfkeden kuduruyordu. Bir şey demek istiyordu ancak ne çare; konuşamıyordu bile.

Yaşlı maymun fazla dehşet vericiydi. Yaydığı şey İmperiyal Kudretti belki ama köpek-kafanın yaydığı kudretten katbekat daha kuvvetliydi. Eggy'nin de dediği gibi bu maymun gerçekten de acımasızdı ve çok güçlüydü.

"Efendim, sizi herhangi bir şekilde gücendirdiysem lütfen söyleyin bana. Eğer sizi herhangi bir şekilde sizi hayal kırıklığına uğratmışsam siz istemeseniz bile diz çökerim."

"Ancak bana sebebini söylemezsiniz... Eggy söylediklerinde haksız değil demektir. Eğer onun yerine cezasını çekmemi isterseniz çekerim ancak diz çökmemi isterseniz; işte bunu yapamam," diye reddetti Chu Feng.

"Yeter bu saçmalık. Sana diyorum ki diz çök, çökecek misin çökmeyecek misin?!" diye bağırdı maymun öfkeyle. Her şey sarsılıyordu, bu kudretin gücünü sorgulamanın imkânı yoktu. Chu Feng diz çökmezse Eggy şüphesiz ölecekti.

"Efendim, eğer sebebini söylemezseniz diz çökmem imkânsız."

"Ancak Eggy benim için sadece bir Dünya Ruhu değil, bir köle hiç değil. Çok önem verdiğim bir dostum kendisi."

"Size hayat takası teklif ediyorum. Hayatını bağışlamanızı istiyorum. Bırakın o yaşasın, benim canımı alın." Dedi Chu Feng. Gözlerinden ölmeyi göze aldığı anlaşılıyordu.

"Mm--" Bunu duyan Eggy titremekten kendini alamadı. Güzel gözlerinden yaşlar seller olmuş akıyordu. Yaşlı maymun belki vücudunu kontrol ediyordu ama duygularını edemezdi.

Eggy, Chu Feng'in kendisi için ölmeyi göze aldığını duyunca kalbi erimişti. Bundan çok etkilenmişti.

"Hahahaha..." Tam da o sırada yaşlı maymun kahkahayı patlattı. Mutlu bir şekilde gülüyordu. Bir süre sonra memnun bir şekilde Chu Feng'e baktı ve "Yetiştirmen zayıf olsa da cesursun. Babanın ismini lekelemedin," dedi.

Sözlerini bitirdikten sonra da kolunu salladı. Ateşteki alevler bir fener oldu ve eline kondu.

"Beni takip et." Elindeki fenerle birlikte arkasını döndü. Kamburuyla ileri doğru, zifiri karanlığa doğru yürümeye başladı. Korkunç İmperiyal Kudret de kaybolmuştu.

Eggy omuzundaki yük kalkınca hemen ayağa kalktı. Öfkeyle dolu bir şekilde ileri doğru sıçradı ve maymuna saldırmaya çalıştı.

*hmm*

Ancak Chu Feng zaten bunu bekliyordu. Hemen Eggy'nin önüne Dünya Ruhu Kapısını açtı. Eggy boş bir anında yakalandı ve kapıdan içeri girdi. Planının başarıya ulaştığını gören Chu Feng aceleyle kapıyı kapattı.

"Chu Feng, ne yapıyorsun sen? Bırak beni! Ben hayatımda böyle aşağılanmamıştım! Geberteceğim o yaşlı maymunu!" Diye öfkeyle kükrüyordu numaraya düştüğünü fark eden Eggy.

"Eggy, biliyorum sinirlisin ama şu anda yeterince güçlü değiliz. Savaşmaya kalkarsak mağlup olup acı çeken biz olacağız, başkası değil."

"İlla saldıracaksan ben de sana katılırım. Öyle kendini öldürmeni izleyemem. Ölsen de seninle ölürüm."

"Eğer gerçekten boş yere ölmek istiyorsan bırakırım seni ama sana ben de katılırım." Chu Feng tekrar Dünya Ruh Kapısını açtı.

Ancak Eggy dışarı çıkmadı. Gözündeki yaşları sildi ve "Senin için buna katlanacağım," dedi.

Sözlerini bitiren Eggy Dünya Ruh Uzayının köşesine geçti ve oturdu. Dizlerini büktü, kafasını dizlerine gömdü. Daha fazla bir şey demedi.

Chu Feng'in kalbi sızlamıştı. Ancak elinden bir şey gelmiyordu. Yaşlı maymunun çok güçlü olması bir kenara hâlâ Chu Feng için çok önemliydi.

Tavrı belki çok kötüydü ve Eggy'yi aşağılamıştı belki ancak ikisine de zarar vermemişti. Şimdi tavrı da değişmişti ve hatta Chu Feng'e yol gösteriyordu. Yaptıkları belki de bir testti.

Maymun işleri zorlaştırmak istemiyordu. Bu yüzden Eggy'nin intikamını almak bir yana ona karşı kötü hisler beslemek bile zordu.

Ama tam da bu yüzden Chu Feng, Eggy'ye haksızlık yapıldığını düşünüyordu. Bu yüzden kalbi sızlıyordu.

Ne kadar haksızlık yapılmış olursa olsun yapacak bir şey yoktu. Ancak kendisine yakın olanların acı çekmesini istemiyordu. Tabii ki Eggy ona en yakın olan kişiydi.

"Ne diye bekliyorsun?" Yaşlı maymunun sabırsız sesi geliyordu derinliklerden.

"Geliyorum." Chu Feng beklemeye cüret edemeden hemen maymunun peşine takıldı.

Kafasında bir sürü soru vardı . Onu bekleyen şey belki de atalarının gizeminin cevabıydı.