Bölüm 785: Savaşı Tersine Çevirmek

avatar
6371 9

Martial God Asura - Bölüm 785: Savaşı Tersine Çevirmek


 

Bölüm 785: Savaşı Tersine Çevirmek

 

Aniden ortaya çıkanı görünce Dövüş Kralı olan Sekizinci Ölümsüz bile kaşlarını çatmıştı. Bakışlarını Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatı grubunun sonuna doğru çevirdi ve sordu, "Kimsin sen?"

 

"Ölümsüz İnfaz Takımadasının küçük Sekizinci Ölümsüzü, birbirimizi altı üstü on senedir görmüyoruz ama sana eskiden onca şeyi öğreten kişiyi unuttun mu hemen?" Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatının ordusunun arkasındaki boşluk daraldı ve herkesin gözü önünde biri belirdi.

 

O da yaşlı bir adamdı. Ama en azından yüz yıllardır yaşıyormuş gibi bir hâli vardı: ince ve kuru vücudu yürüyen bir cesede benziyordu.

 

Bu adam çok yaşlı olsa da garip bir şekilde kalın ve gür beyaz saçları vardı. Uzaktan bakınca kutsal bir figüre benziyordu, sanki yerinden oynatmak imkânsızdı onu.

 

Hem Dövüş Kralıydı hem de Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatı kıyafetleri giyiyordu.

 

Bu adamı görünce Yaşlı Liu ve diğerleri sevinçten havalara uçtu. Hep bir ağızdan bağırdılar, "Bu Toprak Kralı!"

 

"Toprak Kralı mı?" Chu Feng de bunu duyunca içten içe sevindi, Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatının karşı karşıya olduğu tehlike çözülecek gibi duruyordu.

 

Doğu Deniz Bölgesinde bulunduğu süre içerisinde Chu Feng Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatıyla ilgili birçok şey öğrenmişti.

 

Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatının iyi günlerinde en güçlüleri tarikatın başıymış. Doğu Deniz Bölgesinin en güçlüsüymüş; bunu herkes kabul ediyormuş. En azından Huangfu Haoyue ona meydan okuyana kadar en güçlüymüş.

 

Meşhur tarikat başından sonra en güçlü olanlar da doğal olarak Dört Koruyucuymuş. Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatında Dört Koruyucunun yeri şüphesiz çok güçlüymüş. Tarikat başı dışındaki en güçlüler onlarmış.

 

Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatının üyeleri on milyonlara ulaştığında Dört Koruyucu dışında çok güçlüler de ortaya çıkmış. Bu güçlüler arasında en göze çarpanlar Beş Element Krallarıymış.

 

Altın Kral.

 

Tahta Kral.

 

Su Kral.

 

Ateş Kral.

 

Toprak Kral.

 

Güçleri belki de Dört Koruyucudan fazla değilmiş belki ama Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatı en iyi dönemlerindeyken çoktan Dövüş Kralı olmuşlar. Bazılarının ismi Dört Koruyucudan daha evvel bilinir hâle gelmiş.

 

Yaşlı Liu ve diğerlerinden bu yaşlı adamın Toprak Kralı olduğunu öğrenmişti Chu Feng. Bu yüzden de tehlikenin ortadan kalktığını düşünüyordu.

 

Ne de olsa Toprak Kralı Sekizinci Ölümsüzden farklıydı; uzun seneler önce Dövüş Kralı olmuştu. Şu anki dövüş gücüyle muhtemelen Sekizinci Ölümsüzü bastırabilirdi.

 

"Demek Toprak Kralı ha. Seni tanımadım değil, o kadar uzun süredir yoksun ki ortalıklarda... Yaşını da düşününce tahtalı köye göç etmişsindir sanıyordum. Hâlâ hayatta olduğunu düşünmezdim." Sekizinci Ölümsüzün suratında garip bir gülümseme vardı. Kendisine birçok şeyi öğreten adama karşı tavrında ne saygı vardı ne de minnet.

 

"Haha, diyorlar ki Ölümsüz İnfaz Takımadasının güçlenmesinin tek sebebi diğerlerinin ortadan kaybolmasıymış ve Ölümsüz İnfaz Takımadasının uzman dedikleri de ellerine güç geçen rezil heriflermiş. Dedikleri doğru gibi duruyor."

 

"Ama kabul etmek gerekir; Ölümsüz İnfaz Takımadası yalama işini iyi beceriyor. Gerçekten de gücünüzü iyi gizliyorsunuz."

 

"Bize o kadar yanlamasanız belki de ne kadar kalleş ve rezil olduğunuzu daha iyi anlardık. Senin gibi aşağılık insanları silmek lazım yeryüzünden," dedi Toprak Kralı.

 

"Sırf artık gücün yok diye eski defterleri açma. Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatı gerçekten de güçlüyse ne diye geçmiş zamanlardan bahsedersin? Gel de Ölümsüz İnfaz Takımadasını mahvet?" diye dalga geçti Sekizinci Ölümsüz küçümseyici bir tonla.

 

"Hmph. Sırf Dövüş Kralı oldun diye bana karşı koyabileceğini mi sandın?"

 

"Sana ne kadar cahil olduğunu göstereceğim." Toprak Kralı öfkelenmişti. Sözlerini bitirir bitirmez gözden kayboldu. Tekrar belirdiğinde çoktan Sekizinci Ölümsüzün önüne gelmişti bile.

 

*buum*

 

Saldırdı. Kral-seviyesindeki Dövüş gücünü yaymıştı, Dövüş Lordları bile bu dehşet gücü hissetmişti. Dövüş Kralının kudreti dehşet bir şeydi.

 

"Heh, dürüst olacağım senin gibi çirkin yaşlı bir adamı ciddiye bile alamıyorum. Senin vaktin geçti; geç yaştan öleceğine ne dersin senin hayatına buracıkta son vereyim!"

 

Sekizinci Ölümsüz Toprak Kralının saldırısından korkmamıştı bile. Hatta kahkahalara boğulmuştu; o da Dövüş gücünü yayarak Toprak Kralıyla çarpışmaya başladı.

 

Bu Sekizinci Ölümsüz çok hırslı bir adamdı; Toprak Kralını dümdüz etmek istiyordu. Onu öldürmeye hazırdı ki ismini tüm dünya duysun.

 

"Küstah!" Toprak Kralı onun ne düşündüğünü biliyordu. Bu yüzden elinden gelini ardına koymadı, her bir hamlesi Sekizinci Ölümsüzün hayatını almaya yönelikti.

 

Dövüş Krallarının çarpışması gerçekten de dehşet bir şeydi. Şok dalgaları bile Dövüş Lordlarının dayanamadığı bir şeydi.

 

"Çabuk! Uzaklaşın onlardan! Kraliyet Dövüş gücü çok güçlü. Dayanabileceğimiz bir şey değil!"

 

Hem Ölümsüz İnfaz Takımadalılar hem Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatından olanlar hem de savaşı izleyenlerin hepsi hemen Sekizinci Ölümsüz ve Toprak Kralıyla kendileri arasına bir mesafe koydu, güçleri çok korkutucuydu. Bu savaşa karışırlarsa ölmeseler bile kesinlikle yaralanırlardı.

 

"Sekizinci Ölümsüz Toprak Kralının karşısında durabilecek kadar güçlü müymüş?" Dedi gökleri karartan bu karşılaşmayı izleyen Altın-pelerinli On Kardeşten ikinci kardeş.

 

"Hayır, Sekizinci Ölümsüz güçlü olduğundan değil, Toprak Kralı çok güçlü. Ne de olsa bu yaşta..." Yaşlı Liu kafasını sallayıp bir iç çekti.

 

"Bakın, Dokuzuncu Ölümsüz gençlere saldırıyor!" diye bağırdı birden üçüncü kardeş endişe dolu bir suratla.

 

Gerçekten de Dokuzuncu Ölümsüz savaş alanına girmişti. Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatının uzmanlarını katlediyordu. Hepsi Dövüş Lorduydu ama Dokuzuncu Ölümsüzün dövüş kuvveti sıradışı bir şeydi. Neredeyse kimse kendini koruyamıyordu.

 

Tek başına savaşı tersine çevirebilirdi. Kısa bir süre içerisinde Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatının iki binden fazla uzmanı geriye düşmüştü ve şimdi sayıca üstün olmalarına rağmen Ölümsüz İnfaz Takımadasıyla aynı durumdalardı.

 

"Lanet olsun! Çabuk, bu işi daha fazla erteleyemeyiz! Çabuk açın şurayı yoksa her şey değişecek!" Yaşlı Liu daha fazla beklemedi. Arkasını döndü ve Ahlaksız Vadideki muazzam yapılara doğru ilerledi. Chu Feng ve diğerleri de oyalanmadan onu yakından takip etti.

 

Yaşlı Liu belli ki yer altındaki yolları biliyordu; onun öncülüğünde sonunda kapısı derin mi derin gömülmüş bir sarayın önüne geldiler. Kapıda güçlü bir Ruh Oluşumu var gibi duruyordu ama Yaşlı Liu bu oluşumu etkisiz hâle getirmenin yolunu biliyordu ve bu işi kolayca halletti.

 

Kapıdan geçerek devasa bir yer altı sarayına girdiler. İçeride bir sürü tuzak vardı, bu tehlikeli tuzaklar her yere döşenmişti. Yolda sayısız Defansif Ruh Oluşumu da vardı.

 

Neyse ki Yaşlı Liu her şeyi biliyordu. Her şey zihnindeydi, her bir tuzağı ve engeli aşıyordu.

 

Ama bu Ruh Oluşumlarını etkisiz hâle getirmek kolay bir işe benzemiyordu. Kısa süre uğraştıktan sonra Yaşlı Liu'nun yüzü bembeyaz olmuş, nefes nefese kalmıştı. Her an düşecek gibiydi.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44343 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr