Çevirmen: Calosa | Düzenleyici: Meloonia

"Hayır! Birisi Ateş Tanrısı'nın Mezarlığını yok ediyor!"

"Lanet olası kim böyle küstah davranabiliyor! Ateş Tanrısı Okulu'nun önceki atalarına tamamen saygısızlık bu!"

Chu Feng ve Zi Ling'in saldırıları tüm öğrencilerin dikkatini çekti. Ve tüm okulda çan sesleri yankılandıktan sonra yığınla öğrenci ve yaşlı oraya doğru ilerlemeye başladı.

"Burayı yok eden efendiniz Chu Feng'tir!" Chu Feng gelenlere bakarken gökyüzüne yükseldi. Ve elindeki Asura Ruhu Baltasını salladı ve tek seferde çoğunu öldürdü.

"Hassikir! O Chu Feng! Kaç kaç kaç" mezarlığa doğru gelenler Chu Feng'i görünce aynı hızda kaçmaya başladı.

Ancak o anda sadece Chu Feng yoktu, Zi Ling'te acımasızca insanları öldürüyordu.

Ateş Tanrısı Okulun'da şu anda onları yenebilecek tek bir kişi yoktu. Eğer böyle devam ederse Zi Ling ve Chu Feng, Ateş Tanrısı Okulu'nu yok edecekti.

"Konuş! Ateş Tanrısı Okulu'nun hazineleri nerede?" Chu Feng bir tane yaşlıyı yakaladı ve yüksek sesle sordu.

"Ben bilmiyorum! Gerçekten bilmiyorum! Sadece Okul müdürü biliyor!" yaşlı konuştuktan sonra kötü bir koku geldi. Aslında altına sıçmıştı moruk!

"Madem bilmiyorsun, geber." Chu Feng konuştuktan sonra elini salladı ve yaşlının vücudu patladı.

"Savunma formasyonlarını açın! Onların okula girmesine izin veremeyiz!" o anda bazı yaşlılar daha önce konulmuş formasyonları aktifleştirmeye başldı.

Mavi renkli ruh formasyonları hızlıca yükselmeye başladı. Formasyonlar beyaz bulutları geçti ve tüm gökyüzünü kuşattı. Böyle bir manzara gerçekten etkileyiciydi, her gün görülebilecek bir şey değildi sonuçta."

"Hmph! Böyle formasyonlarla beni durduracaklarını mı sanıyorlar?" Zi Ling Çılgın araba ile gökyüzüne yükseldi ve formasyonlara çarpmaya başladı.

*boom* Çılgın araba sadece formasyonlara çarparak onları yok etmişti!

"Kaçın! Ruh formasyonları bile etkisizmiş! Kaçın canınızı kurtarın!"

Formasyonların kırıldığını gören insanlar paniğe kapıldı ve hızlıca kaçmaya başladı.

Kaçan insanların hepsi Ateş Tanrısı Okulu'nun umuduydu, onlara bir şey olursa Ateş Tanrısı Okulu'nun umudu da yok olacaktı.

Bu yüzden bir çok Beyaz başlı kartal gökyüzünü doldurmaya başladı. Üzerinde oturanların hepsi okulun ana öğrencileriydi.

"Haha, kaçabilmeyi düşünmüyorsunuz değil mi?" Chu Feng alay etti onlarla.

"Kim bunu yapmaya cesaret ediyor?" 

Fakat o anda Ateş Tanrısı Okulu'nun arkasındaki dağlardan öfkeli bir ses geldi.

Bu ses son derece sağır ediciydi Chu Feng'in kulakları ağrımıştı, ilahi vücut olan Zi Ling'in bile yüz ifadesi değişmişti.

*boom* bir patlama sesi geldi ve dağın arka tarafından olağanüstü bir uzman ortaya çıktı. Ortaya çıkardığı baskı yüzünden etraftaki dağlar titriyordu.

O son derece hızlıydı, Chu Feng'in Gök mavisi ejderhasından bile daha hızlıydı. Havada uçarken etrafında ki uzay bile baskı yüzünden bükülüyordu.

"Bu Ateş Tanrısı Okulu'nun önceki müdürü! O hala yaşıyor üstelik Gök aleminin altıncı seviyesinde!"

"Chu Feng kaçalım! İkimizde onu yenemeyiz!" o kadar kişi arasında o adamın seviyesini ilk olarak Zi Ling tespit etti. Bu durumda hemen Çılgın arabayı çağırdı ve içine bindi.

Chu Feng'te hızlıca bindi, Ateş Tanrısı Okulu'nun önceki müdürü gözlerini Çılgın araba'ya dikti.

Chu Feng ve Zi Ling'in paniklendiğini ilk o fark etmişti ve saldıranların o olduğunu anlamıştı. "Bu iki piç nereden geldi! Nasıl bu kadar küstah olabiliyorlar! Bu cesareti nereden alıyorlar!" diye haykırdı.

Konuştuktan sonra kolunu salladı ve Gök aleminin eşsiz gücü devasa dalgalar halinde Çılgın Araba'ya doğru ilerlemeye başladı.

"Eski moruk! Ben yani Chu Feng'in, neden öyle yaptığımı merak ediyorsan bana değil, halefine sor! Bunları yapmama o neden oldu!" Chu Feng bağırdı.

Chu Feng konuştuktan sonra Çılgın araba ilerlemeye başladı ve bir göz kırpması süresince ortadan kayboldu.

"Chu Feng'mi? Ona Chu Feng'mi deniliyor?" Ateş Tanrısı Okulu'nun önceki müdürü, öfkeyle bağırdı.

"Kong Chenguang!!”

“Kong Chenguang!!”

“Dışarı çık ve bana açıklama yap!"

Ateş Tanrısı Okulu'nun önceki müdürünün sesi öfkeyle doluydu ve sadece sesleriyle dağların yıkılmasına neden oldu.

Ve böyle bir durumda bazı öğrenciler bu sese dayanamadı ve kulaklarından kan geldikten sonra bayılıp ağır yaralandılar.

Kong Chenguan'ın kim olduğuna gelince sadece çok az kişi onun şu anki müdür olduğunu biliyordu.

Ateş Tanrısı Okulu'nun önceki müdürü her zaman inzivada olan birisiydi. Acil durumlar olmasa asla inzivadan ayrılmazdı ve şimdi ise inzivadan ayrılınca iki genç tarafından neredeyse bin yıllık köklerinin yok olacağını gördü.

Ve şu anda Ateş Tanrısı Okulunda yönetici büyükler ve şu anki okul müdür olan Kong Chenguang yoktu. Bu da demek oluyor ki okulu iyi yönetemiyorlardı, bu duruma öfkelenmesi oldukça normaldi.

Ancak gene de buna az öfkelenmişti, asıl öfkelendiği şey Chu Feng'in atalarının mezarını tamamen yok etmesiydi.

Yani şimdiki okul müdürü okula geri dönünce ciddi cezalarla karşılaşacaktı!