Bölüm 84: Elizabeth

avatar
2089 19

Lord Of Mysteries - Bölüm 84: Elizabeth


Çevirmen: Dnightshade

 

Kız kardeşinin yüzündeki ikna olmamış ifadeyi gören Klein, bunun iyi bir fırsat olduğunu hissetti. Ciddi bir yüz ifadesi takındı, "Melissa, bence sen de bugünün ziyafetine gereken özeni göstermemişsin."

 

"Ne?" Melissa şaşkın bir şekilde bakıyordu.

 

Klein, kız kardeşinin boynunu işaret etti.

 

"Bir hanımefendi olarak, o bölgeyi vurgulayan bir kolyeye ihtiyacın var."

 

Kız kardeşine cevap verme fırsatı bırakmadan gülümseyerek cebindeki melek kanatlarıyla sarılmış tılsımı çıkardı.

 

"Neyse ki ben senin için bir şey hazırlamıştım."

 

"..." Melissa şaşkındı, "Ne kadar ödedin?"

 

Kardeşim, endişelerin gerçekten çok yersiz... Klein gülümseyerek cevap verdi, "O kadar pahalı değil. Tamamlanmamış durumdaydı, önceden gördüğüm bir şeyi taklit ederek üzerine kutsama büyüleri ve güzel desenler kazıdım."

 

"Bunları sen mi kazıdın?" Melissa'nın dikkati gerçekten dağılmıştı.

 

"Nasıl? Çalışmamı beğendin mi?" Klein tılsımı kız kardeşine uzattı.

 

Melissa dikkatle inceledikten sonra dudağını ısırdı.

 

"Melek tüylerini sevdim."

 

Üzerine kazıdığım büyü ve sembollerin çirkin olduğunu düşünüyorsan söyleyebilirsin. Kelimelerini nazikleştirmene gerek yok... Tılsımın değeri etkisindedir! Klein'ın dudaklarının kenarı seğiriyordu. Tam kardeşine tılsımı kabul etmesi için ısrar edecekti ki Melissa'nın, yüzünde mecburi bir ifadeyle tılsımı boynuna geçirdiğini gördü. Sonra tılsımın duruşunu dikkatle düzledi.

 

"Mükemmel." Klein onu abartılı bir biçimde övdü.

 

Melissa önce ona, sonra da tılsıma baktı. Sonra ilgisizce ekledi, "Klein, daha önce hiç böyle bir şey yapmamıştın. Böyle davranmak..."

 

"Belki de iyi bir işe sahip olmamın getirisidir. İyi bir gelire sahip olduğumdan özgüvenim arttı." Klein kız kardeşinin sözünü kesip açıklamasını yaptı.

 

Ah, orijinal Klein'ın anı kalıntılarını almış olsam, büyük alanların çoğunda doğal görünsem de, bazı ince detaylar hala ortada. Hala kendi gerçek kişiliğime alışkınım... Özellikle de Benson ve Melissa'ya gittikçe alışırken... Klein iç çekti.

 

Melissa onun açıklamasını mantıklı bulmuş gibiydi.

 

"Böyle olman harika... gerçekten harika..."

 

İkili aralarında sohbet ederken Benson üzerini değişmiş bir şekilde merdivenlerde göründü. Beyaz bir gömlek ve siyah bir yelekli smokin giymişti. Siyah papyonu ve uzun pantolonuyla, tamamen değişim geçirmiş gibi görünüyordu. Yıllarca çalışıp sonunda başarılı bir iş insanı olmuş gibi görünüyordu.

 

Azalmakta olan saçları için de aynı şey geçerli... Diye geçirdi Klein içinden.

 

"Harika, Benson. Sana çok yakışmış," dedi gülümseyerek ellerini kaldırırken.

 

Melissa da onaylarcasına başını salladı.

 

"Öyle görünüyor ki giyimim benden daha önemli." Dedi Benson şakacı bir tavırla.

 

Klein bu fırsatı, diğer tılsımı da Benson'a vermek için kullandı, "Senin için de bir tane yaptım."

 

"Fena değil. Yanımda götüreceğim." Benson herhangi bir şey sormadan tılsımı aldı, "Klein, aniden saçını yapmayı, kıyafet dikmeyi, saat tamir etmeyi ya da kıvırcık saçlı babunları beslemeyi öğrensen bile bu tuhafıma gitmezdi."

 

"Hayat sürprizlerle dolu," dedi Klein da gülümseyerek.

 

Sonra kardeşler toparlanıp ana kapıya yöneldi. Bir toplu taşıma aracına binip Kuzey Kenti'ndeki Fania Sokağı'na, Selena'nın evinin bulunduğu yere geldiler.

 

Wood ailesi de teraslı bir evde yaşıyordu ancak Klein'ın evinin tersine, onların bir verandası vardı. Önde, evi çok zarif gösteren küçük bir bahçe vardı.

 

Zili çalan Klein, Benson ve Melissa yalnızca on saniye sonra Selena Wood tarafından karşılandı.

 

Şarap kırmızısı saçlı kız Melissa'ya mutlu bir şekilde sarıldı.

 

"Elbisene bayıldım. Seni harika göstermiş."

 

Selena Wood'un yanında Backlund Bankası'nın Tingen Şubesi'nin kıdemli çalışanı olan babası Bay Wood vardı.

 

"Hoş geldiniz onurlu ağabeyimiz. Hoş geldiniz genç tarihçimiz." Adam Benson ve Klein'a abartılı bir şekilde hitap etmişti.

 

Genç tarihçi... neden vicdanlı tanımını da eklemiyor? Klein şapkasını çıkarırken gülümsedi, "Bay Wood, hayal ettiğimden daha esprili ve genç görünüyorsunuz."

 

Övgü tarzı farkında olmasa da Yemek Bağımlıları İmparatorluğu'na kayıyordu.

 

Benson Bay Wood'un elini sıktı.

 

"Pek çok banka çalışanı tanıyorum ancak hepsi eşit derecede kibirli ve sert, sanki son çıkan makineler gibiler. Hiçbiri sizin kadar medeni değil."

 

"Beni bankada görsen böyle düşünmezdin." Wood neşeli bir şekilde güldü.

 

Kısaca sohbet ettikten sonra yeni elbisesi içindeki Selena kardeşleri içeri buyur etti. Zaman zaman her zamanki tonunda "Elizabeth çoktan geldi," diyor, zaman zaman da kısık sesle "Melissa, ağabeylerin hayal ettiğimden daha yakışıklı," diyordu.

 

Hey, kulaklarım iyi duyuyor... Beni gururlandırıyor olsan da... Klein çaresizce önündeki on altı yaşındaki iki kıza baktı.

 

Bu doğru değil. Hala pek yakışıklı sayılmam... Tüh, Bayan Selena, Benson ve benim ne kadar çirkin olacağımızı hayal etmiştin acaba? Soluk bir ifade ve cansız gözleri olan kel, kasvetli, şişman bir adam mı? Klein kaşlarının ortasına dokunarak Ruh Görüsünü aktive etti.

 

Bayan Selena Wood sağlıklı. Heyecanlı ve oldukça mutlu... Bay Wood'un ciğerlerinde biraz sorun var. Doğru, piposunu görüyorum... Klein'ın ruh hali iyiydi, bakışlarını kalabalığa kaydırdı.

 

"Elizabeth, Melissa geldi." Diye tanıştırdı Selena.

 

Mavi, fırfırlı bir elbisesi olan bir kız yaklaştı. Doğal kıvırcık, kahverengi saçları ve sevimli bebeksi bir hali vardı.

 

Klein onu görünce şok olmuştu, kızı tanıyordu.

 

Yer altı pazarında tılsım seçmesine yardım ettiği kızdı bu!

 

Elizabeth önce Melissa'yı selamladıktan sonra Benson ve Klein'a döndü.

 

O da şaşkındı, bir şeyler düşünüyormuş gibi yaparak kaşlarını çattı.

 

Kısa süre sonra gülümseyerek, hiçbir şey olmamış gibi nazikçe onları da selamladı.

 

Klein da onu tanımamış gibi davrandı. Wood'un önderliğinde oturma odasındaki kanepeye doğru yaklaştılar, burada Selena Wood'un ağabeyi olan Chris ve diğer konuklarla tanıştılar.

 

Klein Benson ve Chris'in sohbetini ve diğer avukatların komşularıyla ilgili bir meseleden neşeyle bahsettiklerini izlerken bir parça kıskançlık hissetti.

 

Benim böyle sosyalleşme becerilerim yok... Sessizce dinlerken odanın köşesindeki bir masadan bir kokteyl aldı. Bazen başını sallayıp gülümseyerek yanıt veriyordu.

 

Kısa süre sonra ise tüm konuklar gelmiş ve ziyafet resmen başlamıştı.

 

Çok fazla konuk davet edildiğinden, Wood ailesinin yemek masası herkesi ağırlayamamıştı. Bu nedenle ziyafet, açık büfe şeklinde yapılmıştı. Hizmetliler, biftek, kızarmış tavuk, kızarmış balık, patates püresi gibi yemekleri farklı masaların üzerine yerleştiriyordu. Erkek hizmetliler ise etleri kesmekten ve konukların istediklerini almasından sorumluydu.

 

Klein zarif tabakları ve gümüş çatal bıçak takımını gördüğünde dilini ısırdı. Wood ailesinin orta sınıf bir aile olarak çok abartılı olduğunu hissetmişti.

 

Madem bu kadar zenginle, neden Chris'in düğününe hazırlanmak için bu kadar uzun zamana ihtiyacı var? Kız kardeşinin önceden söylediği şeyleri anımsadığında duraksadı. "Evet, muhtemelen bu çatal bıçak takımını almak için para biriktirmek çok uzun zaman aldığı için. Böyle aileler saygın görünmeli!

 

Karmaşık duygular içindeki Klein bir tabak alıp yemek masasına doğru ilerledi. Bir parça ballı et aldı.

 

O anda sevimli, bebek yüzlü Elizabeth yaklaştı. Yemeğe bakarken fısıldadı, "Demek Melissa'nın ağabeyisin... Teşekkürler. Selena verdiğim tılsımı çok beğendi. Onu taktığı anda daha sağlıklı hissetmeye başladığını söyledi."

 

Selena... Tılsım... Klein aniden yanındaki kızın ne için tılsım aradığını hatırladı.

 

Mistisizmden hoşlanan bir arkadaşına bunu doğum günü hediyesi olarak verecekti!

 

O arkadaş Selena mıydı? Selena mistisizmle alakalı nesneleri seviyor muydu? Klein hafifçe kaşlarını çattıktan sonra nazik bir şekilde gülümsedi.

 

"Bu yalnızca bir plasebo etkisi olabilir."

 

Bunu söyledikten sonra kızın İmparator Roselle'i övmesini beklemeye başladı.

 

Ancak Elizabet'in tepkisi farklıydı.

 

"Plasebo etkisi nedir?"

 

"Bu, bunun yalnızca psikolojik olduğu anlamına gelir. Bazen, daha iyi olacağımızı düşünerek gerçekten daha iyi oluruz," diye açıkladı Klein kabaca.

 

"Hayır, Selena bunun geçmişte aldığı tılsımlardan farklı olduğunu söyledi. Farklı hissettiriyormuş," diye vurguladı Elizabeth.

 

Başını kaldırıp Klein'a bir bakış attı, "Melissa'nın ağabeyinin mistisizmde uzman olması ne kadar şaşırtıcı."

 

"Bildiğin gibi ben tarih okudum, yani böyle meselerle sık sık karşılaşılır." Klein becerikli bir şekilde konuyu değiştirdi, "Sen de mi Tingen Teknik Okulu'nda okuyorsun?"

 

"Hayır, Selena ve ben Melissa'nın eski okul arkadaşlarıydık. Sonra Melissa teknik okula gitti. Ben yakınlardaki Ivos Halk Okulu'nda okuyorum," diye açıkladı Elizabeth ciddi bir tonda.

 

Bu, hükümet tarafından kurulan ya da yönetilen bir okul değildi. Halktan öğrencileri kabul eden bir okuldu. Amacı üniversiteye gidebilecek mezunlar vermek olan, iyi dil bilgisi okullarının gelişmişiydi. Okullar oldukça pahalıydı ve öğrencilerin aile geçmişleri de hesaba katılırdı. Hatta tipik orta sınıf aileleri bile kapsamına almıyor olabilirdi.

 

Kız fazla konuşmadı. Yemeğini seçtikten sonra Selena'nın yanına döndü.

 

Günün yıldızının doğum günü kutlandıktan sonra, ziyafet sona erdi. Klein ve Benson Texas hold'em oyununa davet edilmişlerdi. Küçük bahis yarım peni, büyük bahis ise bir peniydi. Melissa, Elizabeth, Selena ve arkadaşları ise üst kata çıkmışlardı. Muhtemelen ya sohbet ediyor ya da oyun oynuyorlardı.

 

Klein pek şanslı değildi. Yaklaşık 20 tur oynamış ancak hiç iyi bir eli olmamıştı. Tek yapabildiği pas geçmek ve izlemek olmuştu.

 

Yeniden kartlarını çevirdiğinde, İki Kupa ve Beş Maça olduğunu gördü.

 

"Bir kez blöf yapmayı denesem mi?" Klein bir an düşündü ancak cesaretini toplamayı başaramadı. Bir yandan da hile yapmamak için kehaneti kullanmaktan kendisini alıkoymaya çalışıyordu.

 

Karlatını kapatıp masaya parmaklarını vurarak bir hamle yapmadığını vurguladı. Sonra ayağa kalkıp masadan ayrılarak banyoya gitti.

 

Roselle de obsesif kompulsif bozukluğu olan biriydi. Oyun stiline Teksas adını vermek için tuhaf bir neden bile bulmuştu... Klein başını iki yana sallarken yürümeye devam etti.

 

O anda aniden durdu, göz bebekleri kısılmıştı.

 

Manevi algısı ona, yukarıda garip bir dalgalanma olduğunu söylüyordu!

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44343 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr