Library of Heaven's Path - Bölüm:378 Doktor Mu Hong'un Çöküşü (1)

---

Bölüm:378 Doktor Mu Hong'un Çöküşü (1)

 

Çeviri ve Düzenleme: Gin

 

 

 

 

"Bu sayfayla, sonunda Semavi Yolun Kütüphanesindeki bilgilerin tümünü kendi zihnime özümseyebilirim!"

 

Zhang Xuan gülümsedi.

 

Tianxuan Krallığı krallığından ayrıldığından beri, Canavar Salonu, Zehir Salonu, Eczacı Loncası ve Tianxuan Krallığının Kitap Koleksiyon Mahzenini ziyaret etmişti... Semavi Yolun Kütüphanesinde çoktan on milyonlarca kitap birikmişti. Bu kitaplardaki içeriğin tamamı hayal edilemez derecede büyük bir bilgi birikimini ifade ediyordu.

 

Bu sayede, Semavi Yolun Kütüphanesine ihtiyaç bile duymadan bildikleriyle insanları etkileyebilirdi. 3 yıldızlı usta hoca sınavına girmek onun için sorun olmayacaktı.

 

"Bunu Kitap Koleksiyon Mahzenindeki kitapların tümünü kopyaladıktan sonra düşünmeliyim!"

 

Altın sayfayı elde etmenin kolay olmadığını bilen Zhang Xuan onu kullanmak için acele etmiyordu.

 

Her şekilde, bu tek kullanımlık bir eşyaydı. Bu nedenle, ne kadar çok kitap toplarsa, altın sayfa o kadar faydalı olacaktı. Şu anda, mahzenin yalnızca yarısını kopyalayabilmişti. Altın sayfayı kitapların tamamını kopyaladıktan sonra kullanması daha akıllıcaydı.

 

Altın sayfanın ortaya çıkmasıyla keyiflenen Zhang Xuan, Lu Chong'a memnun bir bakış attı.

 

"Ayağa kalk! Sen benim öğrencimsin ve ben senin hocanım. Bu ilişkimiz sürdükçe... Biri sana hakaret ederken durumu sessizce izleyemem!"

 

Genç adamı ayağa kaldıran Zhang Xuan başını yavaşça salladı.

 

Hoca ve öğrencilik ilişkisinin gerçek anlamını kavrayan Zhang Xuan bu sözleri boş yere etmemişti. Sözlerindeki içtenlik duyan herkesi etkilemişti ve sanki Göklerin İradesini Bildirmekteki gibi, herkesin ruhu heyecanla titreşmişti.

 

Kendisi bile bu sözleri söyledikten sonra yenilenmiş gibi hissediyordu. Sanki zihni ansızın berraklaşmıştı.

 

Mo Yu yumruklarını sıktı, "Zhao Ya ve Mu Xueqing'in onun onuru için her şeylerini vermeye razı olmalarına şaşmamalı. Demek bir hoca ve öğrenci olmanın gerçek anlamı buydu!"

 

O da bir usta hocaydı ve kendi öğrencileri vardı. Ancak, hocalar ve öğrencileri konusundaki anlayışı, yalnızca bilgi aktarıp, şüpheleri gidermekle sınırlıydı.

 

Bunca zamandır, Zhang Xuan'in öğrencilerinin neden birkaç kelime yüzünden birbirlerine girdiklerini anlayamamıştı. Ama şimdi, sonunda anlıyordu... Bu hocalarına duydukları saf hayranlık nedeniyleydi!

 

Hocalarının onlara gösterdiği içtenlik nedeniyle öğrencilerinin hepsi onu takip etmeye ve hatta onun onuru için dövüşmeye bile razıydılar.

 

"İnanılmaz!"

 

Mo Tianxue başıyla onayladı.

 

Tianwu Krallığının imparatoru olarak pek çok hoca ve öğrenci görmüştü. Ancak, hoca ve öğrenci arasında böyle derin bir güven olması son derece ender bir manzaraydı.

 

Pek çok hoca ve öğrenci karşılıklı çıkar ilişkisiyle bir araya gelirdi ve böylesi bir ilişki sonunda parçalanmaya mahkumdu.

 

 

Yalnızca birkaç günde Tianwu Akademisindeki tüm öğrencilerinin kalplerini kazanmasına şaşmamalıydı. Karakteri ve karizması gerçekten de diğer hocaların çok üstündeydi ve buna usta hocalar da dahildi.

 

"Başkalarının kalbini kazanmak için, öncelikle kendininki sunmak gerekir..."

 

Tamamıyla etkilenmişti.

 

Bu Muallim Liu öğrencilerine candan yaklaşıyor, onlara karşı dürüst ve düşünceli davranıyordu. Doğal olarak karşılığında öğrencilerinin sevgi ve saygısını kazanıyordu.

 

Ardından, Mo Tianxue dönüp yerde kıvranan muhafızlara ve Kıdemli Lin Hui'ye baktı ve başının ağrıdığını hissetti.

 

"Öhöm öhöm, bu ortamı bozmak istemem ancak, Lonca Lideri Liu... Bu kez gerçekten pervasızca davrandınız!"

 

Karşı koyduğunuz kişiler sıradan insanlar değil, Lin Klanı!

 

Lin Klanı Doktor Loncasının lideri mevkiinizden çekinerek harekete geçemeyebilir, peki ya öğrencileriniz? Akrabalarınız ve dostlarınız?

 

Lin Klanı yalnızca Düzen Ustalığı Loncasının desteğine sahip değildi... Aynı zamanda Xuanyuan Krallığı eş prensesinin klanıydı!

 

Lin Lang'ın mantıksız ablasının!

 

En çok endişelendiği konu buydu.

 

İki yıl önce, büyük ablası ziyaret ettiği sırada Qu Klanıyla bir sorun yaşanmıştı ve kız Zhizun aleminde bir hizmetkarını göndererek tüm Qu Klanını yok etmişti.

 

Kraliyet sarayı bu meseleden haberdardı ancak Zhizun alemi üstattan korktukları için tek kelime bile edememişlerdi!

 

Ama şimdi... Bu öğrenci Lin Lang'ı ağır yaralamıştı ve söylentilere göre, karşı tarafı lağım çukuruna atıp onu aşağılamıştı. Öte yandan, hocası daha da ileri giderek Lin Klanının Üçüncü Kıdemlisini bir harem ağasına çevirmişti...

 

Bu Lin Klanına savaş açmak demekti! Dahası, bu dönüşü olmayan bir savaştı!

 

"Pervasız?"

 

Bu sözleri duyan Zhang Xuan umursamaz bir tavırla Mo Tianxue'ye dönüp yanıtladı, "Bugün hiçbir şey yapmasaydım bile, Lin Klanının beni rahat bırakacağını düşünüyor muydunuz?"

 

"Bu..." Mo Tianxue ne diyeceğini şaşırmıştı.

 

Eğer Lu Chong bugün gerçekten de götürülseydi, Lin Klanının yöntem ve bağlantılarıyla, hocasının kim olduğunu bulmak parkta yürüyüşe çıkmak kadar kolay olurdu.

 

Zhang Xuan'in Altın Kuyruklu Aslan'ı kurtarması ve zehirlendiğini ortaya çıkarması Lin Klanının planlarını bozmuş ve onların gözüne batmasına neden olmuştu. Zhang Xuan'in meseleye karışmadığını öğrenseler bile muhtemelen onu indirmek için bu fırsatı kaçırmayacaklardı.

 

Bu nedenle, bu yalnızca çatışmayı öne almak olmuştu.

 

"Lu Chong beni hocası olarak andığına göre, bir kenarda tepkisiz kalamazdım!"

 

Meseleyi uzatmak istemeyen Zhang Xuan duygusuz bir tavırla devam etti, "Henüz kitaplara göz atmayı bitirmedim, bu nedenle gerisini size bırakıyorum. Lu Chong, beni burada bekle. Bensiz buradan ayrılma..."

 

Ardından Kitap Koleksiyon Mahzeninin derinlerine daldı ve kalabalığın görüşünden kaybolması uzun sürmedi.

 

"Şu anda okumaya devam etmek mi istiyor?"

 

"Tüm bunlara rağmen hala kitap okuyabilecek durumda mı?"

 

Onun Kitap Koleksiyon Mahzenine daldığını gören Mo Tianxue ve Mo Yu birbirlerine bakakaldılar ve başlarının döndüğünü hissediyorlardı.

 

Kardeşim, bu Lin Klanı! Kraliyet ailesi bile onlarla kafa kafaya yüzleşmeye cesaret edemiyor. Kıdemlilerini dövdükten sonra adamı yere atıp kendi halinde bıraktın...

 

Okumaya devam etmek mi?

 

Bu Kitap Koleksiyon Mahzeninde on milyondan fazla kitap var! Hepsini bitirmen için on yıl bile yetmez. Biraz daha okumanın ne faydası olacak?

 

"Bu herif... Belki de... Gerçekten de okumayı seviyordur!" Bir anlık sessizlikten sonra, Mo Yu zoraki birkaç kelime etti.

 

Usta Zhang'i epeydir tanıyordu. Daha önce Canavar Salonunda yaşananları düşününce, orada da kütüphanedeki kitaplara göz atmak istemişti.

 

Ardından, Kızıl Lotus Şehrine geldiklerinde, Yüce Bitki Kralını tedavi etmek karşılığında istediği ödül kitaplardı.

 

Şimdi ise, Lin Klanına savaş açmasına rağmen aklındaki tek şey kitaplardı... Bu nasıl bir okuma tutkusuydu böyle!

 

Böyle genç bir yaşta pek çok meslekte uzmanlaşmasına şaşmamak gerekirdi. Bu muhtemelen okuma tutkusuyla alakalı bir durumdu.

 

İkilinin düşünceleri darmadağındı.

 

Aslında, Zhang Xuan sakin numarası yapmıyordu, gerçekten de Lin Klanını umursamıyordu. Tianwu Krallığında güçlü olsalar bile, kendisine bir tehdit oluşturabileceklerini düşünmüyordu.

 

Zhang Xuan'in gücü yalnızca Zongshi aleminin zirvesinde olsa da, Semavi Yolun Kütüphanesiyle, Yarı Zhizun üstatlara bile karşı koyabilirdi.

 

İşler o noktaya gelirse, kendisini desteklemek için Çelik Dişli Uluyan Gök Canavarını çağırabilir... hatta Usta Zhang olarak kimliğini açık edebilirdi!

 

Dahi bir usta hoca, Köşk Efendisi Jiang'ın kıdemlisi ve Usta Hoca Yang Xuan'in çırağı olarak... Bunca kimlikle karşı taraf ne kadar gözü kara olursa olsun ona bir şey yapmaya cesaret edemezdi.

 

Bu yüzden... Mo Tianxue ve diğerlerinin çok korktukları Lin Klanı, Zhang Xuan'in gözünde bir hiçti.

 

Onlarla zaman kaybetmek yerine zamanını kitap okuyarak geçirmek daha iyiydi.

 

...

 

Lin Klanı.

 

Lin Klanının Kıdemli Toplantı Odası büyük ve şatafatlı bir salondu. Genelde yabancılara kapalı olurdu ve kıdemliler bile girmeden önce izin almak zorundalardı. Ancak şu anda, büyük bir kalabalık toplanmıştı ve ortama bir karmaşa hakimdi.

 

İki genç adam domuz kafası kadar şiş yüzlerle yerde yatıyordu. Yalnızca dış görünüşleriyle kim olduklarını anlamak imkansızdı.

 

Bunlar Lu Chong'un acımasızca dövdüğü Ji Mo ve Lin Lang'tı.

 

Şu anda, vücutlarındaki pislik çoktan yıkanıp temizlenmişti. Ancak yine de koku derilerine işlemişti. Kaç kere yıkanırlarsa yıkansınlar, yeşil sinekler bir ziyafet bulmuş gibi hala çevrelerinde uçuşuyordu. Yalnızca bu manzara bile insanı kusturmaya yeterdi.

 

Odada Lin Klanının Klan Şefi Lin Ruotian birkaç başka kişiyle birlikte ayaktaydı.

 

"Klan Şefi Lin, neler oluyor? Oğlum Zümrüt Köşkü ziyaretinde nasıl bu hale düştü?"

 

Kargaşasının ortasında, uzun boylu orta yaşlı bir adam telaşla onlara yaklaştı.

 

Ji Klanının Klan Şefi, Ji Feng!

 

Oğlunun hareketsiz bedeninin yerde yattığını gören Ji Feng'in yüzü sertleşti. İçinde kabaran öfke her an patlayacak gibiydi.

 

Ji Mo gongzinin Lin Lang'ı ziyaret edip ondan bir iyilik isteyeceğini biliyordu.

 

Gerçekte, ona bu aklı veren kendisiydi. Aksi halde, Ji Mo'nun malikanede hapis olması gerekirken göğsünü gere gere bir araba gezisine çıkması nasıl mümkün olabilirdi?

 

Başlangıçta, Lin Lang ve Lin Klanının gücüyle, Usta Zhang meselesinin kolayca çözüleceğini düşünmüştü. Ancak rüyalarında bile bu mesele çözülmeden önce oğlunun böyle berbat şekilde dövüleceğini hayal edemezdi.

 

Zümrüt Köşk Lin Lang'ın işletmesiydi, başkentin para tuzağı!

 

Soylular bile orada düşüncesizce davranmaya cesaret edemezken, Ji Mo komaya girecek kadar dövülmüştü... Bunu kim yapmış olabilirdi? Nasıl cüret edebilirdi? Yasalardan, Ji Klanından ve Lin Klanından korkmuyor muydu?

 

Küstahlık!

 

"Klan Şefi Ji, sakin ol. Üçüncü Kıdemli çoktan suçluyu yakalamak için bir bölük adamla gitti. Kısa sürede burada olacaktır!" Lin Ruotian karşılık verdi.

 

"Ayrıca tek kişi senin oğlun değil. Lang-er'im bile saldırıya uğradı!"

 

"Lin Lang gongziye bile saldırdılar mı?"

 

Ji Feng oğlunun dayak yediğini duyunca buraya koşmuştu ve Lin Lang'ın da saldırıya uğradığından habersizdi. Aceleyle sordu, "Lin Lang gongzi nerede? Yaraları ciddi mi?"

 

"Yerde senin oğlunun yanında yatmıyor mu?" Lin Ruotian'ın yüzü karardı.

 

Gözlerinde sorun mu var? Oğlum hemen seninkinin yanında yatıyor! Onu nasıl göremezsin?

 

"Bu... Lin Lang gongzi mi?"

 

Ji Feng ancak o an oğlunun yanında yatan kişiyi fark etmişti ve yüzünü gördüğü anda yaşadığı şokla sıçradı.

 

Oğlu ağır yaralansa da, en azından yüz hatlarını seçebiliyordu. Ancak Lin Lang gongzi öylesine dayak yemişti ki insan olduğu bile anlaşılmıyordu. Üstelik, vücudundan yoğun bir koku yayılıyordu. Eğer Klan Şefi Lin'in sözleri olmasaydı, Ji Feng bu domuz kafalı herifin... başkentin bir numaralı gongzisi olduğunu asla tahmin edemezdi.

 

Yalnızca dış görünüşünden bunu anlamak imkansızdı.

 

"Neler oldu?"

 

Ağız dolusu tükürüğünü yutan Ji Feng tereddütle sordu.

 

Karşı tarafın oğlunu döverek bile gözü kara olduğunu düşünmüştü, ancak Lin Lang gongziyi bile boş geçmediğini düşününce... O anda karşı tarafın yalnızca gözü kara değil, deli olduğunu anlamıştı!

 

"Oraya vardığımda ikisi çoktan bu haldeydi!" Lin Ruotian kafasını salladı.

 

Tam olarak neler olduğunu o da bilmiyordu. Meseleyi anlamak için Üçüncü Kıdemlinin dönüşünü beklemeliydi.

 

"O halde... Onları hemen tedavi etmeliyiz. Yaraları hafif durmuyor..."

 

Karşı tarafın meseleden emin olmadığını gören Ji Feng konuyu üstelememeyi seçti.

 

"Yaraları biraz garip görünüyor, sıradan doktorlar onları tedavi edemezler. Çoktan Doktor Loncasından Doktor Mu Hong'u buraya davet ettim. Zamana bakılırsa, kısa süre içinde burada olur..."

 

Lin Ruotian karşılık verdi.

 

"Pekala!" Ji Feng başıyla onayladı.

 

Ansızın ünlenen Lonca Lideri Liu dışında, başkentteki en yetenekli doktor Mu Hong'du.

 

Eski lonca lideri ve 3 yıldızlı bir doktor olarak, kolay kolay yardımına başvurulacak bir figür değildi. Yine de, Lin Klanının Klan Şefinden gelen bir daveti geri çevirmeye cesaret edememişti.