Library of Heaven's Path - Bölüm:302.1 Muallim Zhang'e Saygılarımı Sunarım

---

Bölüm:302.1 Muallim Zhang'e Saygılarımı Sunarım

 

 

Çeviri ve Düzenleme: Gin

 

 

 

 

"Sadakatin karşılığında, döndüğümüzde seni ödüllendireceğim!"

 

Lideri öven Ji Mo gongzi siyahlara bürünerek karşı tarafı malikanenin tenha bir köşesine kadar takip edip, duvardan gizlice atladı.

 

Dikkatle ilerleyerek kimselere görünmeden malikaneden çıkmayı başarmışlardı.

 

Kısa süre sonra şehrin dışındaki ormana vardılar.

 

"Genç efendi, işte burası..."

 

Lider bir parmağıyla ileriyi işaret etti.

 

"Evet!"

 

Kendisini küçük düşüren adamın ileride olduğunu duyan Ji Mo gongzi yürürken vücudu heyecandan titriyordu.

 

"Hani nerede?"

 

Ormana giren Ji Mo bakınsa da çevreyi kimseyi görememişti. Görüşü ansızın karardığında hala şaşkındı. Kafasına bir çuval geçirilmişti.

 

"Ne yapıyorsun sen..."

 

Şok olan Ji Mo karşı koymaya çalışacaktı ki yüzünde yakıcı bir acı hissetti. Yumruklar, sopalar ve taşlar üzerine yağıyordu.

 

Çatırt!

 

Havayı yumruk ve tekmelerin ete gömülme sesleri doldurmuştu ve Ji Mo tepki veremeden önce çoktan yere düşmüştü. Vücudundaki pek çok kemik çatlamıştı.

 

Uuuu!

 

Ji Mo gongzi sosis gibi şişmiş dudaklarının arasından feryat etti. Şimdi bile, durumu hala kavrayamamıştı.

 

Buraya geliş amaçları Zhang Xuan'in küçük düşmesini izlemek değil miydi?

 

Neden dayak yiyen ben oldum?

 

Vücuduna yağan darbelerin dinmesi sonsuza kadar sürmüş gibi hissediyordu. Çuval parçalanmıştı ve giysilerini çıkartmışlardı.

 

Ardından, ellerinde bir ağrı hissetti. Sonunda kendine geldiğinde, bir ağaca asılıydı. Soğuk gece ayazı çıplak vücuduna çarpıyordu.

 

"Siz neyin peşindesiniz?"

 

O anda, Ji Mo sonunda onu dövenlerin yüzlerini görebilmişti.

 

Bunlar Zhang Xuan'in peşine gönderdiği beş hizmetkardı.

 

"Gongzi, bizim de başka seçeneğimiz yok. Neden bulaşmamanız gereken birini kızdırdınız ki? Bizi de işin içine soktunuz..."

 

Grubun lideri konuşurken, zhenqisini bir Kayıt Kristaline aktararak yaşananları kaydetmeye başlamıştı.

 

"Sen... Tüüüü!"

 

Çıplak vücudunun kaydedildiğini fark eden Ji Mo gongzi öfke ve utanç hissediyordu ve ağız dolusu kan tükürdü.

 

Bu da ne böyle...

 

Bu adamlar benim hizmetkarlarım değiller mi? Ne zaman bana ihanet edip karşı tarafın şakşakçısı oluverdiler?

 

Karşı tarafa sessizce acı çekmekten başka çare bırakmayacak bu planı kurmam kolay olmadı. Ancak... Kim bu planın benim üstümde kullanılacağını düşünebilirdi ki!

 

Hizmetkarının sadakatinden etkilenmesi ne kadar da gülünçtü... Gerçekten de sadıktılar, ancak kendisine değil...

 

 

"Bunca zamandır, onca güzel kızın dikkatini çekebildiğine göre büyük ve güçlü olacağını düşünmüştüm. Bu kadar küçük olacağı kimin aklına gelirdi ki!"

 

"Haklısın, gerçekten de küçükmüş İlk defa bu kadar küçüğünü görüyorum..."

 

"Ben de. Baya ilginç!"

 

...

 

Aşağıda dönen muhabbeti duyunca içten içe hissettiği utancı kabarmıştı.

 

Kahretsin! Şeyi küçük olan sensin, senin tüm ailenin şeyleri küçük...

 

Tü!

 

Öfkelenen Ji Mo gongzi kendisini daha fazla tutamayıp bir kez daha ağız dolusu kan tükürdü. Ardından da bayıldı.

 

...

 

Gece sessizce geçmişti.

 

Zhang Xuan sonunda uyandığında, yol yorgunluğunu tamamen atmıştı. Odasından dışarı adım attığı anda, Liu Ling ve diğerlerinin tam kapısının önünde dizilmiş, bir yaratık görmüş gibi ona baktıklarını gördü.

 

"Sen... onlara yalnızca birkaç tavsiye verdin ve hepsi seviye mi atladı?"

 

Zheng Yang, Zhao Ya ve diğerlerini işaret eden Usta Liu şaşkınlıkla sordu.

 

Sabah erkenden uyandığında, grubun gelişim alemindeki sıçramayı görmüştü ve o kadar şaşırmıştı ki neredeyse dişleri yere dökülecekti.

 

Hepsinin kısa bir rehberlikle seviye atlamayı başarmaları...

 

Seviye atlamak sahiden bu kadar kolay mıydı?

 

Usta Liu bunca zamandır kıdemlisinin öğrencilerine rehberlik ederken etkileyici ve eşsiz bir tarza sahip olduğunu düşünse de, özellikle henüz bir usta hoca olmadığı için kendisi kadar iyi olmadığını düşünüyordu. Ancak bu duruma şahit olduktan sonra anlamıştı...

 

İkisi arasında gerçekten de bir fark vardı, ancak kendisinden çok daha önde olan kişi karşı taraftı...

 

"Ah, bu doğru!" Zhang Xuan başıyla onayladı. "Büyütülecek bir şey değil. Hadi Usta Hoca Köşküne gidelim!"

 

Bu sözleri duyan grup olduğu yerde tökezlemişti.

 

Seviye atlamaları büyük bir mesele değil miydi?

 

Ne kadar normal konuştuğunu gören Usta Liu ve diğerleri kalplerine biner ok yemiş gibi hissetmişlerdi.

 

Öğrencilerinin seviye atlamalarına yardım etmek için, her çeşit sorunla uğraşıp bilgilerini son kırıntısına kadar zorlamak zorunda kalmalarına rağmen, karşı tarafın başarılı olacağı kesin değildi. Ancak, Zhang Xuan bunun uyku kadar kolay gözükmesini sağlıyordu. İnsanlar gerçekten de eşit doğmuyordu...

 

Handan çıkış yaptıktan sonra, iki araba kiralayarak doğruca Usta Hoca Köşkünün yolunu tuttular.

 

İki saat sonra, karşılarında görkemli bir yapı duruyordu. Girişin üzerinde mutlak yetkiyi temsil eden üç kelime asılıydı!

 

Usta Hoca Köşkü!

 

Usta Hoca Köşkü Hocalar Loncasının bir kolu sayılsa da, çok daha büyük bir güce sahipti. Saflarına katılabilenler toplumda inanılmaz bir konuma yükselirlerdi.

 

Nişanını gösteren Usta Liu grubu içeri soktu.

 

Salon geniş ve görkemliydi.

 

"Zhang Xuan? Gelmişsin!"

 

Kalabalığa karışan Zhang Xuan sınav salonunu sormak üzereyken bir ses duydu ve başını çevirip baktığında, bir ihtiyara eşlik eden bir genç kızı gördü.

 

"Bu sen misin?"

 

Karşısındaki kişi Zhang Xuan'in Tianwu Şehrine girdikten hemen sonra karşılaştığı asistan usta hocaydı... Ling Xiaoxiao!

 

"Evet. Sen de Prenses Mo Yu'nun Soru Sempozyumunu izlemek için buradasın, değil mi? Başlamak üzere ve şehirdeki usta hocaların neredeyse hepsi orada. Gidelim!"

 

Bu bilgisiz gence ilgi duymasa da, yine de bir tanıdıktı. Bu yüzden Ling Xiaoxiao yüzünde bir gülümsemeyle onu da davet etmişti.

 

"Hepsi buradalar mı? Pekala, o halde gidelim!"

 

Tüm usta hocaların burada olduğunu duyan Zhang Xuan kendi usta hocalık sınavının Soru Sempozyumu bitene kadar beklemesi gerektiği biliyordu. Bu yüzden bir bakıp sempozyum hakkında fikir edinmeye karar vermişti, böylece kendi sırası geldiğinde daha iyi hazırlanabilirdi.

 

Birinin Soru Sempozyumuna gireceğini duyan Usta Liu ve diğerleri de konuyla ilgilenmişlerdi. Bu nedenle hepsi Ling Xiaoxiao'nun peşinden salona girdiler.

 

Salon aynı akademi dersliklerine benziyordu. Çeşitli tasarımlarda masa ve sandalyeler salonu dolduruyordu ve yüzün üzerinde bir kalabalık burada toplanmıştı.

 

Tüm bir sırayı kaplayan güçlü görünümlü ihtiyarlar ve   orta yaşlı adamlar en önde oturuyorlardı.

 

"Bu herifin burada olacağını kim tahmin edebilirdi..."

 

Çevreye şöyle bir bakan Zhang Xuan ansızın tanıdık bir figürü gördü.

 

Bu dün geceki devriye ekibinden Takım Lideri Yao'ydu.

 

Adam muhafız olarak bir köşeyi tutuyordu. Eğer kızarmış ve şiş yüzü olmasaydı, Zhang Xuan bu adamın onun ikiz kardeşi olduğundan şüphelenirdi.

 

Odayı kısaca tarayan Zhang Xuan, Mo Yu'yu göremedi. Bu yüzden, grubu takip ederek rastgele bir sandalyeye oturdu.

 

...

 

Zhang Xuan'in Takım Lideri Yao'yu fark ettiği gibi, adam da onu görmüştü.

 

Normal koşullarda, krallığın devriye ekibi asla Usta Hoca Köşkünün güvenliğinden sorumlu olmazdı, ancak sınava girecek kişi Prenses Mo Yu olunca, geçici olarak burada görevlendirilmişti.

 

Başlangıçta, yaralarından dolayı yerine bir başkasını aramaya niyetlenmişti, ancak bunun prensesin sınavı olduğunu hatırlayınca, o herif eğer prensesle bağlantılıysa kesinlikle buraya geleceğini düşünmüştü.

 

Eğer gelmezse ya da prenses onu tanımazsa, bu Doktor Bai Chan'ın yalan söylediği anlamına gelecekti. Ne kadar kötü dayak yediğini düşününce, kimse onu intikam almak istediği için suçlayamazdı.

 

Bu nedenle, aklında bu niyetle, yaralarına rağmen dişini sıkmış ve bir köşede nöbete başlamıştı. Bu herifin gerçekten de geleceğini beklemiyordu.

 

"Hıh, bakalım gerçekten de prensese yakın mısın..."

 

Soğuk bir dudak bükmeyle, Takım Lideri Yao sırtını dikleştirip durumu dikkatle takip etmeye başladı.

 

...

 

Zhang Xuan ve diğerleri yerlerini aldılar.

 

"Tianwu Krallığında toplam on üç 1 yıldızlı usta hoca ve üç 2 yıldızlı usta hoca vardır. Soru Sempozyumu bir usta hoca adayı için son resmi adımdır ve 2 yıldızlı usta hocaların hiçbiri burada değil."

 

Yanındaki gencin hiçbir şey bilmediğini bilen Ling Xiaoxiao nazikçe açıkladı.

 

Zhang Xuan gerçekten de şaşırıp kalmıştı.

 

Tianxuan Krallığı tek bir 1 yıldızlı usta hocaya bile sahip değildi, ancak Tianwu Krallığında on üç 1 yıldız ve üç 2 yıldızlı hoca vardı. Sadece usta hoca sayılarıyla bile, ulusal güçlerinin farkı ortadaydı.

 

On üç krallık içindeki en güçlü krallıktan da bu beklenirdi.

 

Burada ders veren bunca usta hocayla, gelecek neslin yeteneksiz olması mümkün müydü? Böyle bir ulusun güçlü olmamasına imkan var mıydı?

 

"Krallıktaki 2 yıldızlı usta hocalar kimler?"

 

Yaşadığı şoku atlatan Zhang Xuan sormadan edemedi.

 

Karşı tarafın böyle temel bir konuyu sorduğunu duyan Ling Xiaoxiao gözlerini bir kez daha devirdi. "İmparatorluktaki en güçlü 2 yıldızlı usta hoca doğal olarak Köşk Efendisi Jiang'dır. Söylentilere göre, 2 yıldızın zirvesine ulaşmış ve 3 yıldıza ulaşması yalnızca an meselesiymiş. Diğer ikisine gelince, onlar Usta Wang ve Usta Mu'dur. Usta Mu 2 yıldıza iki yıldan az zaman önce ulaştı ve içlerindeki en yenisi o."

 

"Ya!" Zhang Xuan başıyla onayladı. Çevreye bakınarak sordu, "Bahsettiğin şu deha, Mo Hongyi, burada mı?"

 

"Tabi ki de burada! Dahası, buradaki usta hocalar içinde en yüksek mevki onun. Bak, şu tam ortada oturan kişi!"

 

Ling Xiaoxiao işaret etti.

 

"Tam ortada mı?" Zhang Xuan bir bakmak için başını kaldırdı.

 

Usta hocaların oturduğu en ön sıranın tam merkezinde yirmi beşinde görünen genç bir adam oturuyordu. Okyanus kadar engin ve derin bir aura yayıyordu ve bu aura çevresindekilere yoğun bir baskı uyguluyordu.

 

Zongshi aleminin zirvesi!

 

Genç yalnızca güçlü değildi, kömür karası gözleri bir tür eşsiz güce sahip gibi görünüyordu. Sanki dünyada ona sorun çıkarabilecek hiçbir şey yokmuş gibi, kendinden emin ve zeki görünüyordu.

 

"İnanılmaz!"

 

Tek bir bakışta, Zhang Xuan karşılaştığı diğer dehaların onun karşısında bir hiç olduğunu anlamıştı.

 

Tamamen farklı seviyedeydiler.

 

Prenses Mo Yu bile ona kıyasla sönük kalıyordu.

 

"Korkarım Ruhsal Derinliği en az 6.0'a ulaşmış olmalı!"

 

Usta Liu'nun dikkati de Mo Hongyi'deydi ve telepatik bir mesaj yolladı.

 

"6.0?" Zhang Xuan hayrete düşmüştü.

 

3.0 Ruhsal Derinlikte biri 1 yıldızlı usta hocalık sınavına girebilirdi; 6.0 derinlikle 2 yıldızlı usta hoca sınavına girebilirdiniz.

 

Yalnızca yirmi altı yaşında böyle inanılmaz bir Ruhsal Derinliğe sahipti ve güçlü gelişim aleminden söz etmeye gerek bile olmadan bir DEHA olarak anılmayı hak ediyordu!