Library of Heaven's Path - Bölüm:165 Üç Usta Hocanın Teşhisi

---

Bölüm:165 Üç Usta Hocanın Teşhisi

 

Çeviri ve Düzenleme: Gin

 

 

Zhang Xuan bu manzarayı görebilseydi, kesinlikle olduğu yerde bayılırdı.

 

Hongtian Akademisinin en tanınmış yıldız hocası, aslında ahbabı Usta Lu Chen'in oğluydu...

 

Belki de Huang Yu'nun tereddütle konuşmasının nedeni bunu fark etmesiydi.

 

Baba Zhang Xuan'i kendisine denk görüp, ilişkilerini geliştirmek istiyordu. Ama oğlu onu uzaklaştırmak için elinden geleni yapıyordu... Usta Lu Chen'in kızmasına şaşmamalıydı. Öfkeyle patlamaması bile son derece kültürlü biri olduğunu göstermeye yetiyordu.

 

"O hayvanı hemen buraya çağırıp yenilgiyi kabul etmesini sağlayacağım..."

 

Usta Lu Chen hemen ayağa fırlayıp, öfkeyle harekete geçmek istemişti.

 

Ancak daha odadan adımını atamadan, kahya Cheng Amca aceleyle içeri daldı.

 

"Büyük efendi, majesteleri bir mesaj iletmek için birilerini göndermiş..."

 

Cheng Amca içeri girer girmez bildirdi.

 

"Bir mesaj mı?"

 

Lu Chen kaşlarını çattı. Uzanarak kahyanın elindeki sarı kumaşı aldı.

 

Çoktan krallığın Kitap Koleksiyon Mahzenine yarın birisini getireceğini haber vermişti ve İmparator Shen Zhui bunu kabul etmişti. Neden ikinci bir mesaj göndermişti ki?

 

Afallamış bir halde, hayırsız oğluna haddini bildirme isteğini bastırıp elindeki sarı kumaşı çözdü. Tek bir bakış gözlerinin kısılmasına yetmişti.

 

"Bu..."

 

Yüzünde şaşkın bir ifade belirdi.

 

"Sorun nedir?"

 

İfadesindeki değişimi gören Usta Yuanyu da şaşırmıştı.

 

Lu Chen'i uzun yıllardır tanıyordu ve sakinliğini kaybetmesine neden olacak meseleler çok azdı. Bu kadar şaşırmış görünmesine imkan yoktu.

 

"Bak..."

 

Usta Lu Chen sadece elindeki sarı kumaşı uzatmakla yetindi.

 

Usta Yuanyu başını eğerek kumaşta yazılanlara bir bakış attı. Ardından, elinde olmadan geriye doğru sendeledi. Gözleri kocaman açılmıştı, "Bu... Bu mümkün olmamalı?"

 

"Bu sarı kumaş Shen Zhui'nin kendi el yazısıyla yazılmış, bu yüzden gerçek olmalı!" Usta Yuanyu başıyla onayladı. Yüzünü Cheng Amcaya dönerek konuştu, "Ah Cheng, arabayı hazırla. Dışarı çıkıyorum."

 

"Emredersiniz!" Meselenin önemli olduğunu anlayan Cheng Amca oyalanmadan her şeyi hazırlamaya koştu.

 

"Xiao Yu, Bai Xun siz de beni takip edin!" Lu Chen arkasını dönerek sayı kumaş parçasını onlara da uzattı.

 

Huang Yu ve Bai Xun başlangıçta olan bitene şaşırmışlardı. Sarı kumaşta yazılanları okuduktan sonra gözleri inanamayan bir ifade ve heyecanla parladı, "Bu...bu..."

 

"İmparator Shen Zhui bunu Kraliyet Kıdemlisi için yapıyor olmalı... Gerçeği söylemek gerekirse, onu ben de inceledim ve yakalandığı şey bir hastalık değil. Daha çok, ömrü sonuna yaklaşıyor. Eğer seviye atlayamazsa bu ayı bile sağ atlatamayabilir."

 

 

Sarı kumaşta yazılanları düşünen Usta Yuanyu yorumladı.

 

"Gerçekten de!" Lu Chen başıyla onaylarken yüzünde bariz bir endişe vardı.

 

Kraliyet ailesinde krallığın temel direği konumunda bulunan bir kıdemli vardı. Krallık sadece onun varlığı sayesinde huzurluydu ve saldırı almıyordu. O son nefesini verdiği anda... Tianxuan Krallığının temelleri sarsılmış olacak ve pek çok düşman toprakları istila etmek için bu fırsatı değerlendirecekti.

 

Biri ne kadar güçlü olursa olsun yaşlanmaya devam eder ve sonunda ömrünü tüketirdi.

 

Kraliyet Kıdemlisi de bir istisna değildi.

 

Birkaç gün önce İmparator Shen Zhui onu tedavi etmesi için Usta Yuanyu'yu davet etmişti. Ama adam inanılmaz tıbbi yeteneklere sahip olsa da, birinin ömrünü uzatamazdı. Kraliyet Kıdemlisi seviye atlayıp daha üst bir aleme ulaşamadığı taktirde... kesinlikle ölecekti.

 

Ancak bunu başarmak o kadar kolay değildi.

 

Kraliyet Kıdemlisi daha genç ve formunun zirvesindeyken bunu başaramamıştı. Şu anda sona yaklaştığına göre, bu haliyle seviye atlaması mümkün müydü?

 

""Tüm bu zaman boyunca imparatorun gerçekten de duyurduğu gibi avlanmaya çıktığını düşünmüştüm. Gerçek niyetinin bu meseleyi çözmek olduğunu kim bilebilirdi!" Meseleyi hatırlayınca bakışlarında şaşırmış bir ifade belirmişti.

 

"Büyük efendi, araba hazır."

 

O anda Cheng Amca içeri girdi.

 

"Gidelim!" Lu Chen diğer üçünü de aceleyle peşinde sürükledi.

 

Hava çoktan kararmıştı ve sokaktaki kalabalık dağılmaya başlıyordu. Araba hız kesmeden sokaklarda yok aldı.

 

Kısa süre sonra devasa saray kapılarına ulaşmışlardı.

 

Tianxuan Krallık Sarayı!

 

Dördü arabadan inerek kapıdaki muhafıza döndüler, "Majesteleri içerde mi?"

 

"Usta Lu'ya yanıt olarak, Majesteleri henüz gelmediler..." Lu Chen'i tanıyan muhafız aceleyle öne çıkmış ve saygıyla karşılık vermişti.

 

"Majesteleri henüz gelmediğine göre, onu burada bekleyeceğiz. Buradan geçeceği kesin." Lu Chen başıyla onayladı.

 

"Hm!" Usta Yuanyu ve diğerlerinin bu konuda bir itirazları yoktu.

 

Bir saat sonra, uzaklardan sarayın kapısına doğru yaklaşan geniş ve süslü bir araba ortaya çıktı. Pek çok atlı ve muhafız arabaya eşlik ediyordu. Tek bir bakışta, bunun yalnızca majestelerinin kullanabildiği kraliyet arabası olduğu açıktı.

 

Hula!

 

Kraliyet arabasının ön tarafındaki perdeler aralandı ve şatafatlı giysiler içindeki orta yaşlı bir adam görüldü.

 

"Majestelerine saygınızı sunun!"

 

Etraftaki tüm muhafızlar hemen diz çöktüler. Lu Chen ve Yuanyu bile vücutlarını hafifçe eğmişlerdi.

 

Tianxuan Krallığındaki en güçlü adam, İmparator Shen Zhui!

 

"Hocam, Usta Yuanyu, hepiniz gelmişsiniz..."

 

İmparator Shen Zhui hafifçe kıkırdadı. Ardından arka tarafa dönerek kraliyet arabasına doğru saygıyla eğildi.

 

Huala!

 

Kraliyet arabasının perdeleri bir kez daha aralandı ve ihtiyar bir adam yavaşça dışarıya çıktı.

 

İhtiyarı gören Usta Yuanyu, Lu Chen ve diğerleri oturaklı birer ifade takındılar. Dahası, Huang Yu öne çıkarak saygıyla eğildi, "Usta Liu, buradasınız!"

 

"Hm!" İhtiyar sakalını sıvazlayıp gülümseyerek başını salladı. Ardından kraliyet arabasına seslendi, "Siz de dışarı gelebilirsiniz. Çoktan hedefimize vardık."

 

Huala! Huala!

 

Arabanın perdeleri bir kez daha aralanırken ellilerinde gözüken iki adam dışarı çıktılar. İkisi de yeşil cübbeler giyiyordu ve gülümsemeleri inanılmaz derecede huzurlu ve sakinleştiriciydi.

 

"Usta Zhuang, Usta Zheng!"

 

İkiliyi gören Huang Yu ve diğerlerinin vücutları sarsılırken aceleyle ikilinin önünde eğildiler.

 

Onlara nasıl saygıyla 'usta' olarak hitap ettiklerine bakılırsa, bu üçlünün birer usta hoca olduğu ortadaydı.

 

İmparator Shen Zhui aynı anda üç usta hocayı davet etmeyi başarabilmişti. Lu Chen'in sarı kumaşta yazılanları okuduğunda gözlerine inanamamasına şaşmamalıydı.

 

Huang Yu arabadan ilk inen usta hocaya hizmet eden bir asistan usta hocaydı. Öte yandan Bai Xun Usta Zhuang'ın öğrencisiydi.

 

Usta Lu Chen ustaları burada olacağı için onları da getirmişti.

 

Aksi halde gençlerin bu usta hocalara saygılarını sunma hakları bile yoktu.

 

"Pekala, öncelikle zaman kaybetmeden içeri girelim!" Usta Liu gülümsedi.

 

Grup hızla saraya girdi.

 

"Tianxuan Krallığını ziyaret etmeniz benim için gerçek bir onur..."

 

İmparator Shen Zhui konumundan dolayı kibirli davranmaya kalkışmadan misafirlerini mutlak bir saygıyla karşıladı.

 

"Majesteleri fazla kibar davranıyor. Burada olma sebebim yalnızca Kraliyet Kıdemlisinin meselesi değil. Öncelikle, Kıdemli Tian'ın doğum gününü kutlamak için buradayım. İkincisi, Hongtian Akademinizde bir genç ortaya çıkmış ve benim çırağım olmaya uygun mu diye bir bakmak istedim. Usta Liu gülümsedi.

 

"Usta Liu Muallim Lu Xun'dan mı söz ediyor? Hocalık yetenekleri fena değil ve tüm Tianxuan Krallığında bile son derece ünlü biri. Adını ben de duydum."

 

İmparator Shen Zhui kıkırdayarak onu tanıttı. "Ondan bahsetmişken, kendisi Muallim Lu Chen'in tek oğlu."

 

"Usta Ressam Lu Chen, adınızı uzun zaman önce duydum." Lu Chen'e doğru dönen Usta Liu gülümsedi.

 

"Usta Liu'nun övgüleri beni onurlandırdı..." Lu Chen aceleyle önünde eğildi.

 

Bir usta ressam olarak sıra dışı bir statüye sahip olsa da, resmi bir usta hocanın konumuna denk olmaktan çok uzaktı.

 

İmparator bile onlara karşı saygıyla hareket etmiyor muydu?

 

"Pekala, hoş beşi bırakalım. Shen Hong'u buraya çağır. Son görüşmemizden bu yana uzun zaman oldu. Aynı zamanda, Usta Zhuang, Usta Zheng ve ben bu sorununu çözebilir miyiz bir bakalım." Kısa bir sohbetin ardından Usta Liu doğruca konuya girmişti.

 

Shen Hong Tianxuan Kraliyet ailesinin şu kıdemlisiydi.

 

Adamın sözlerini duyan İmparator Shen Zhui onları bekletmeye cesaret edemedi. Yanındaki bir harem ağasına emir verdiğinde adam koşarak gitti.

 

Kısa süre sonra ihtiyar bir adam aynı harem ağasının yardımıyla yanlarına geldi.

 

İhtiyarın saçları tamamen beyazlamıştı ve teninde derin kırışıklıklar vardı. Tüm vücudundan ölüm aurası yayılıyordu ve şu an uyuyacak olsa bir daha asla uyanamayabilirdi.

 

Daha yakından inceleme gerek bile olmadan ömrünün sonuna yaklaştığı ortadaydı.

 

Eğer seviye atlayamaz ya da başka bir çözüm bulamazsa, bir ayda fazla yaşayamayacağı kesindi.

 

"Shen Hong Usta Liu, Usta Zhuang ve Usta Zheng'e saygılarını sunar." İhtiyar önlerinde eğildi.

 

"Bize karşı bu kadar resmi olmana gerek yok. Bir bakmamıza izin ver..."

 

Usta Liu doğruca işe koyuldu. Shen Hong'un etrafında yürüyerek durumunu inceledi ve kısa süre sonra alnında derin bir kırışıklık belirdi.

 

Diğer iki usta hoca da yaklaşıp durumu inceledikten sonra sessizliğe gömüldüler.

 

"Siz üç usta hoca bu soruna bir çözüm bulabilir misiniz?"

 

Ta tak. Onların tepkilerini gören İmparator Shen Zhui'nin kalbi tekledi.

 

"Majesteleri, teşhisimi lafı dolandırmadan söyleyeceğim. Shen Hong'un yaşam gücünün bozunumu çok ciddi seviyede. Eğer üç yıl önce olsaydı, belki şu anki aleminden seviye atlamasına yardımcı olabilirdim. Ancak onu saran ölüm aurası fazla yoğun, elimden hiçbir şey gelmez!"

 

İlk konuşan Usta Zhuang olmuştu.

 

"Ben de aynı şeyi düşünüyorum. Yaşı oldukça fazla ve bunu zor kullanarak yapmaya kalkışırsak, yalnızca işe yaramamakla kalmaz, onu öldürebilir bile." Usta Zheng başını salladı.

 

Usta hocalar insanlara gelişim alemlerini üst seviyeye çıkartmak için yardım etme yeteneğine sahip olsalar da, yapabileceklerinin bir sınırı vardı. Karşılarındaki Shen Hong ömrünü doldurmak üzereydi. Eğer güç kullanarak seviye atlamasını tetiklemeye çalışırlarsa, başarı ihtimalinin neredeyse sıfır olmasının yanında, aşırı yorgunluktan ölebilirdi bile.

 

"Haklılar!" Usta Liu çaresiz kaldığını belli etmek için başını salladı. "Her insan yaşam ve ölümün doğal döngüsü karşısında acizdir. Shen Hong uzun yıllardır Tianxuan Krallığını gözetti ve belki de buna artık özgür kalacağını düşünerek bakabiliriz."

 

Usta hocalar yaşam ve ölüme alışıktı ve bu meselelere fazla önem vermezlerdi. Shen Hong onun dostu olsa da, onu teselli etmeye ya da lafı kıvırmaya niyeti yoktu.

 

"Pekala!"

 

İmparator Shen Zhui'nin yüzünde hüsran dolu bir bakış belirmişti.

 

Usta Yuanyu Kraliyet kıdemlisinin sorununu çözememiş olsa bile en azından üç usta hocanın başarılı olabilecekleri konusunda ümitliydi. Ancak beklentisinin aksine, aynı acı sonuca varmışlardı.

 

"Aslında, bu kadar hayal kırıklığına uğramana gerek yok. Birer usta hoca olsak da, yalnızca 1 yıldızlı usta hocalarız. Eğer majesteleri 2 yıldızlı bir usta hoca davet edebilirse, kıdemlinizin meselesine bir çözüm bulunabilir..."

 

Usta Liu tavsiyede bulundu.

 

"2 yıldızlı usta hoca mı?"

 

İmparator Shen Zhui acı bir ifadeyle gülümsedi.

 

Yalnızca bu üç 1 yıldızlı usta hocayı davet etmek için bile fahiş bir bedel ödemişti. Dahası, bunu kabul etmelerinin nedeni Kıdemli Tian'ın doğum günü kutlaması için orada olmalarıydı ve bir uğramak sorun olmamıştı. Aksi halde onları davet edebilmesine imkan yoktu.

 

Ve üstüne 2 yıldızlı bir usta hocayı davet etmek mi?

 

Karşı taraf büyük olasılıkla ona cevap bile vermezdi.

 

2 yıldızlı usta hocalar büyük krallıklarda bile en yüksek konuma sahiptiler ve imparatorlar onları en yüksek onur nişanıyla karşılamalıydılar. Sıradan bir krallığın imparatorunun böyle bir figürle iletişime geçmesi mümkün müydü?

 

"Majesteleri, sizin için bazı haberlerim var ve belki işinize yarayabilir."

 

Tam İmparator Shen Zhui umutsuzluğa kapılmak üzereyken, Usta Yuanyu birden konuştu.