Bölüm:128 Kimse Gelmiyor

avatar
5970 22

Library of Heaven's Path - Bölüm:128 Kimse Gelmiyor


Bölüm:128 Kimse Gelmiyor

 

 

Çeviren ve Düzenleyen: Gin

 

Zhang Xuan öğrencilerine kişiselleştirilmiş gelişim tekniklerini düzgün şekilde uygulamalarını tembihledikten ve birkaç gün ortalıkta olmayacağını söyledikten sonra akademiden ayrıldı.

 

Issız bir sokak buldu ve caddelere bir kez daha döndüğünde tekrar Usta Hoca 'Yang Xuan'a dönüşmüştü.

 

Çaylak Turnuvasının başlamasına on dört gün vardı ve her bir saniyeyi değerlendirmeliydi.

 

Dakikalar sonra malikaneye yaklaşmıştı bile. Yaklaştığında kapıda yiğitçe bekleyen iki muhafız olduğunu gördü. Güçleri çoktan 4-Dan Dövüşçü Pigu alemine ulaşmıştı.

 

"Fena değil, iyi görünüyor!"

 

İki muhafız aynı üniformayı giyiyordu. Üniformalar abartılı değildi ancak eşsiz bir stile sahiptiler ve muhafızların güçlü bir klana ait olduğu izlenimini veriyorlardı.

 

Muhafızları ayarlayıp diğer her şeyi böyle kısa sürede ayarlayabildiğine göre Xiao Qiang'ın verilen görevleri tamamlama yeteneği hiç fena değildi.

 

"Büyük efendi!"

 

Onun yaklaştığını görün iki muhafız kısa bir tereddüt yaşasalar da tek bir ağızdan bağırdılar.

 

"Hm!" Zhang Xuan memnun bir ifadeyle başıyla onayladı.

 

Görünüşe göre kahya Xiao Qiang onlara çoktan görünüşünden ve giysilerinden bahsetmişti.  Aksi halde onu tek bir bakışta tanımaları imkansızdı. Bu şekilde kendi evine girememe gibi garip bir durumla karşılaşmamıştı.

 

Eve girdiğinde içerisinin köşe bucak temizlendiğini gördü. Her yer çiçek saksılarıyla doluydu ve adımını atar atmaz hoş bir kokuyla karşılanmıştı.

 

"Büyük efendi!"

 

"Büyük efendi!"

 

Muhafızlar ve hizmetçiler yaklaşarak Zhang Xuan'e saygılarını sundular.

 

Zhang Xuan memnun bir ifadeyle başıyla onaylayarak avluya doğru görkemli bir şekilde yürüdü.

 

"Büyük efendi, emirlerinize uyarak çoktan gerekli personeli işe aldım. Toplamda 30 hizmetçi ve 50 muhafızımız var..."

 

Daha avluya bile varamadan Sun Qiang onu karşılamaya koşmuştu. Yüzünde görevini başarıyla tamamlayan birinin keyifli ifadesini görmek mümkündü.

 

Bu kadar kalifiye insanı böyle kısa sürede toplayabilecek tek kişi büyük olasılıkla kendisiydi.

 

"Fena değil!" Zhang Xuan iltifat etti. "Sana dün söylediğim haberi yayabildin mi?"

 

"Merak etmeyin, büyük efendi. Haber çoktan yayıldı. Tianxuan Krallığındaki herkesin bir usta hocaya hizmet ettiğimi öğrenmesi uzun sürmeyecek." Sun Qiang ona saygı dolu bir bakış attı.

 

Büyük Efendisinin neden bir usta hoca olarak kimliğini açık etmek istediğini bilmese de, bunu yapmak için nedenleri olmalıydı.

 

"Haberi hangi yolla yaydın?"

 

"Dükkanımı satışımı bahane ederek ticaret şehrindeki herkese bundan sonra bir usta hocanın malikanesinde kahyalık yapacağımı anlattım. Ticaret şehri burnunu her şeye sokmayı seven insanlarla doludur, inanıyorum ki haberin herkese ulaşması fazla sürmez."

 

 

Sun Qiang hemen yanıtladı.

 

"Hm!" Zhang Xuan karşılık verdi.

 

Gerçekten de reklam yapmanın en iyi yöntemi buydu. Yalnızca kasıtsız gözükmekle kalmayacak, aynı anda haber hızla yayılacaktı. Tabi ki... Bu noktada sonucun nasıl olacağını kestirmek zordu.

 

"Büyük Efendi, yapmamı istediğiniz başka bir görev var mı?"

 

Büyük Efendinin ondan memnun kaldığını gören Sun Qiang'ın gözlerinden heyecanlı bir parıltı geçti ve sordu.

 

"Başka bir şey yok..." Zhang Xuan bir anlığına düşündü. "Tüm bu hizmetçi ve muhafızları kiralarken epey para harcamış olmalısın, hala yeterli paran var mı?"

 

Kahyasına yalnızca yüz bin vermişti. Sadece malikanenin kirası elli bin tutuyordu. Toplamda otuz hizmetçi ve elli muhafız işe almıştı ve büyük ihtimalle kalan elli bin bunun için yetersizdi.

 

"Yetti de arttı bile. Bir usta hocanın muhafız ve hizmetçileri olacaklarını duydukları anda teklifime atladılar. Düşük maaşla çalışmayı kabul ettiler hatta bazıları ücretsiz çalışmaya bile razıydı. Elli bin yetti de arttı bile." Sun Qiang yanıtladı.

 

Sun Qiang hala bir usta hocanın prestijinin bu kadar etkili olmasına inanamıyordu.

 

Bir usta hocaya kahya olarak hizmet ettiğine inanmayan pek çok kişi olmuştu. Buna rağmen pek çok muhafız ve kız ona koşarak Büyük Efendine hizmet etmekle ilgilendiklerini bildirmişti.

 

Başka hiçbir meslek böyle bir çekim gücüne sahip değildi.

 

Her şey bir yana, bir usta hocanın üstün körü verdiği bir iki tavsiye onların yıllarca süren eğitimine denk olabilirdi. Yalnızca bu ihtimal bile sayısız insanın çılgınca davranmasına yetiyordu.

 

"Bana bir fincan çay getirin."

 

Haber çoktan yayıldığına göre, şu an yapması gereken insanların kapısına gelmesini beklemekti. Bu yüzden Zhang Xuan avluya geçerek bir sandalyeye oturup sabırla beklemeye başladı.

 

Kısa süre sonra bir hizmetçi ona çayını getirdi.

 

Bu hizmetçi yaklaşık on altı on yedi yaşlarındaydı ve ismi Wan-er'di. Güzel bir görünüşü vardı ve gözleri sıra dışı şekilde parlaktı. Başlangıçta, Zhang Xuan'i gördüğünde davranışları biraz tutuktu. Ancak, onun çabuk öfkelenen biri olmadığını fark ettikten sonra rahatlayarak bir nefes verdi ve normal davranmaya başladı.

 

Paniklemenin anlamsız olduğunu bilen Zhang Xuan çayını içerken sakince birilerinin gelmesini bekledi.

 

Bu bekleyiş sabahtan öğleden sonraya kadar sürdü. Güneş bakmak üzereydi ancak hala kimse gelmemişti. Hatta merakından kapıda toplanan tek bir kişi bile olmamıştı.

 

"Büyük Efendi, kapıya burada bir usta hoca yaşadığını yazan bir tabela asmamı ister misiniz..."

 

Sun Qiang endişeli görünerek ona doğru yaklaştı.

 

"..." Zhang Xuan ne diyeceğini şaşırmıştı.

 

Yalnızca birileri durumu kazara öğrenirse gerçek bir uzman olarak görülürdü. Eğer kapıya bir tabela asarsan, sanki bir işyeri açmışım gibi görülür. Bunu yaparsak dünyayla ilgisini kesmiş bir uzman olarak görünmem mümkün mü?

 

Dahası, 'burada bir usta hoca yaşıyor'... Bu neden bana 'dikkat köpek var, içeri gelirken dikkatli olun' tabelalarını hatırlattı?

 

"Görünüşe göre bugün ziyaretçimiz olmayacak. Gidip şöyle bir dolaşalım."

 

Adamın sözlerini kulak arkası eden Zhang Xuan ayağa kalktı.

 

Sun Qiang burada bir usta hoca yaşadığını söylese bile, insanların büyük bir kısmı buna inanmamayı seçmişti.

 

Ne de olsa, bir usta hocanın konumu düşünüldüğünde, bırakın burada yaşamayı, Tianxuan Krallığına gelmesine bile imkan yoktu.

 

Dahası, biri gerçekten burada yaşıyorsa bile, saray gibi abartılı bir yerde yaşamalıydı. Bir malikane kiralayıp kahya olarak da seni mi alacak, hayal görüyor olmalısın...

 

"Yürüyüşe mi çıkalım?"

 

Sun Qiang şaşkın bir ifadeyle gözlerini kırpıştırdı. "O zaman... Biz yokken ziyarete gelen olursa ne olacak?"

 

Büyük Efendisinin en kısa sürede ününü yaymaya çalıştığını anlamıştı. Tüm bir gün boyu bekledikten sonra eğer birisi o dışarıdayken gelirse, bu tüm günlük çabalarının boşa çıkması anlamına gelmez miydi?

 

"Muhafızlara herkesi kapıda durdurmalarını söyle. Gelen kim olursa olsun, benim iznim olmadan içeriye giremezler."

 

Zhang Xuan emretti.

 

Bir usta hoca itibarına yakışır şekilde davranmalıydı. Gelen kim olursa olsun, bizzat İmparator Shen Zhui bile olsa, usta hocanın izni olmadan içeri alınamazdı!

 

"Emredersiniz..."

 

Sun Qiang başıyla hararetli bir şekilde onayladı.

 

"Gidelim!"

 

Beklemek anlamsız olduğuna göre dışarı çıkıp fırsatları kendi arayabilirdi. Bugün sona erdikten sonra, Çaylak Turnuvasının başlamasına on üç, sipariş ettiği malzemelerin gelişine dokuz gün kalacaktı. Zaman kimseyi beklemiyordu.

 

Sokakta yürürken kalabalık çevresinde akıp gidiyordu. Güneş batıda kaybolmak üzereydi ve gök yüzü koyu bir turuncuya boyalıydı. Mevsim çoktan güz olmuştu ve rüzgar ısırmaya başlamıştı.

 

"Tanıdığın herkes içinde en zengini kim?"

 

Zhang Xuan birkaç adım attıktan sonra arkasını dönüp sordu.

 

"Büyük Efendiye cevap olarak, Tianyu Ticaret Şirketinin patronu Efendi Ling Tianyu diyebilirim. Serveti ulusal hazineye denk ve gerçek bir milyarder!" Sun Qiang'ın yüzünde derin bir hayranlık görülüyordu.

 

"Tianyu Ticaret Şirketinin Patronu mu? Milyarder ha?"

 

Zhang Xuan'in gözleri parladı. "O işimizi görür!"

 

Bir usta hoca gibi davranmasının nedeni kolay para peşinde olmasıydı. Doğal olarak zengin hedefleri seçecekti.

 

"Nerede yaşıyor?" Kararını veren Zhang Xuan sordu.

 

"Büyük Efendiye cevap olarak, Efendi Ling son zamanlarda ticaret şirketinde kalıyor. Onunla görüşmek mi istiyorsunuz?" Sun Qiang şüpheci bir tavırla sordu.

 

"Hm, gidip bir bakalım!"

 

Zhang Xuan başıyla onayladı ve elinin etkileyici bir hareketiyle ikisi Tianyu Ticaret Şirketine doğru yürümeye koyuldu.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44344 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr