Bölüm:127 Rakiplerin Listesi

Çeviren ve Düzenleyen: Gin

Biri Zhang Xuan'in düşüncelerini okuyabilseydi, büyük ihtimalle onu boğmaya kalkışırdı.

Bir uzmanmış gibi görünmeye çalışıyor ve bunu yorucu mu buluyorsun? Neden kendini öldürmüyorsun...

Sun Qiang'ın gidişinden sonra Zhang Xuan malikanede oyalanmadı. Yurt odasına döndüğünde güneş çoktan batmıştı.

Bu sabahki dersler, Hap Münazarası ardından bir harekat üssü ayarlayıp bir uzman taklidi yapmak... Bir gün içinde bunca şey yaptıktan sonra kendini yorgun hissediyordu.

Başlangıçta Pixue aleminden sonraki aşamayı araştırmayı planlamıştı, ancak yatağına uzanır uzanmaz farkına varmadan uyuyakaldı. Uyandığında çoktan sabah olmuştu.

Sınıfa girdiğinde öğrencilerinin çoktan toplandıklarını fark etti.

Her birinin durumunu şöyle bir bakışta kontrol ettikten sonra başını memnun bir ifadeyle salladı.

Görünüşe göre öğrencileri de Çaylak Turnuvasının önemini kavramışlardı ve eğitimlerinde son derece azimliydiler. Tek bir gün geçmiş olmasına rağmen gözle görülür gelişimler göstermişlerdi.

Zhang Xuan onlara ayrı ayrı tavsiyelerde bulunduktan sonra, akıllarındaki bazı şüpheleri gidermiş oldu. Sonrasında, tam dersi bitirmek üzereyken, kapıdan içeri giren birisini gördü.

"Muallim Zhang, Muallim Lu Xun size bir 【Hoca Değerlendirmesi】için meydan okudu ve sizin öğrencilerinizle yarışacak öğrencilerinin listesi işte burada!"

Zhu Hong daha önce savaş ilanını getirdiğinde, Yuan Tao ve diğerlerinden sağlam bir dayak yemişti. Bu kez gelen bir hoca olmuştu.

Farklı hocalar farklı sayıda öğrencilere sahiptiler. Lu Xun gibi yıldız hocalar genellikle yüzlerce öğrenciye sahiptiler ve Zhang Xuan'le olan düelloya hepsinin katılması adaletsizlik olurdu. Bu yüzden Hoca Değerlendirmesi için iki tarafta kendilerini temsilen birkaç öğrenci seçecekti.

Zhang Xuan'in toplam beş öğrencisi vardı ve bu yüzden aralarından kimseyi seçmesine gerek yoktu. Karşı taraf beş öğrenci seçtiği sürece, onun tüm öğrencileriyle yarışabilirdi.

"Güzel!" İsim listesini eline alan Zhang Xuan şöyle bir bakış attığında yüzünde garip bir ifade belirdi.

Karşı tarafın himayesindeki sayısız seçkin öğrenciyi düşününce, en yüksek seviyeli öğrencilerini seçeceğini düşünmüştü. Seçtiği beş öğrencinin, Yuan Tao hariç (Bunun ana nedeni karşı tarafın Yuan Tao seviyesinde öğrencileri olmamasıydı) kendi öğrencilerinin başarı sıralamasına yakın seviyelerde olmasını beklemiyordu.

Listedeki ilk kişi, Zhu Hong, daha önce sınıfına dalan öğrenciydi, ve seçilen diğer öğrenciler Wang Ying, Zheng Yang ve Liu Yang'ın başarı sıralamalarına uygun şekilde seçilmişti ve aralarında büyük farklar yoktu.

Hoca Değerlendirmelerinde meydan okunan hoca kabul etme ya da reddetme hakkına sahipti. Meydan okunan hoca kabul ettiği anda, diğer taraf onunla yarışmak için kendi himayesindeki öğrencilerden herhangi birini seçebilirdi. Teorik olarak konuşmak gerekirse, Lu Xun giriş sınavında en iyi ona girenlerin arasından beş öğrencisini gönderebilirdi ve bu kurallara aykırı olmazdı. Öyle ki Zhang Xuan bile böyle bir senaryo için hazırlanıyordu. Karşı tarafın böyle bir liste göndermesini beklemediğin için biraz şaşalamıştı.

"Hm? Mo Xiao, bu delikanlı..."

Daha yakından bakınca tanıdık bir isim ortaya çıktı. Konu kafasını bulandırmıştı ki, birden Liu Yang'ın sesini duydu.

Liu Yang da isim listesini görmüş ve ortada garip bir şeyler döndüğünü sezmişti.

"Muallim Zhang, rakiplerimizin başarı sıraları bizimkine yakın olsa bile, dövüşmeye kalktığımızda onlarla baş edemeyiz. Burada garip bir şeyler dönüyor..."

"Hm?" Zhang Xuan ona baktı. "Sen ne görüyorsun?"

"Örneğin şu Bai Chao'yu ele alalım. Giriş sınavına göre 93. sıradayım, o ise 90'da. Sıralamamızda büyük bir fark yok, ancak o herif yumruk tekniklerinde yetenekli ve gelişim alemi benimkinden küçük bir seviye daha önde. Dövüş gücü üzerinden düşünecek olursak, benden iki tane bile olsa ona rakip olamaz. Sıralamamızın yakın olma nedeni teorik sınavdan çok kötü sonuçlar alması."

Liu Yang bir başka ismi işaret etti, "Şu Du Lei de manevra tekniklerinde yetenekli biri. Wang Yin 67. sıradayken o 69. sırada. Wang Ying'den biraz daha güçsüzmüş gibi gözüküyor olabilir ancak inanılmaz bir hıza sahip. Saldırıları da acımasız ve kesin. Bire bir düelloda, Wang Ying kesinlikle ona rakip olamaz."

"Onu yenemeyeceğim doğru."

Wang Yin'in yüzü kıpkırmızı kesilirken başıyla durumu onayladı.

"Mo Xiao benim arkadaşım ve onu daha önce hiç yenemedim." Zheng Yang konuşmaya başladı. "Sadece... Mo Xiao, Muallim Wang Chao'nun rehberliği altında olduğunu kabul etmemiş miydi? Onun derslerine birlikte kaydolduk ancak ben sınavı geçemedim..."

"Yalnızca o da değil, Bai Chao'nun Muallim Hong Xun'un, ve şu Du Lei'nin de Muallim Zhu Hong'un öğrencisi olduğunu net şekilde hatırlıyorum." Liu Yang açıkladı.

"Neler oluyor?"

Zhang Xuan dikkatli bir ifadeyle ona listeyi getiren hocaya baktı.

"Oh, Mo Xiao, Bai Chao ve Du Lei daha dün hocalarının himayelerinden ayrıldılar ve Muallim Lu tarafından kabul edildiler." Hoca başıyla onayladı. "Sana isim listesini çoktan teslim ettim ve görevimi yaptım. Hoşça kal!"

Bu noktada hoca arkasını dönüp gitti.

"Muallim Lu tarafından kabul mü edildiler?" Bu sözleri duyan Zhang Xuan anında neler döndüğünü anlamıştı.

Bu Lu Xun tam bir piç kurusuydu!

Karşı tarafın öğrencilerine benzer sıralamalarda öğrenciler seçerek bu meydan okumanın adil gözükmesini sağlamaya çalışıyordu. Gerçekte, çoktan araştırmasını yapmış ve öğrencilerini ayrıntısıyla analiz etmişti.

Zhu Hong dördüncü sıradayken, Zhao Ya yedinciydi. Sıralama olarak aralarında büyük bir fark yoktu ancak iş dövüşe gelince, daha önce de görüldüğü üzere, Zhang Xuan kıza rakibin zayıf yönünü gizlice öğretmeseydi, iki Zhao Ya bile onun rakibi olamazdı.

Karşı taraf manevra tekniklerinde yetenekli olan ve yüksek hıza sahip Du Lei'yi gönderdiğine göre, Wang Ying'in sakatlığından haberdar olmalıydı. En başından beri Wang Ying'in bacakları onun zayıf noktası olmuştu, böyle inanılmaz hızı olan biriyle nasıl baş edebilirdi ki? Bu karşı taraf için hedef tahtası olmak değil miydi?

Zheng Yang'ın mızrak ustalığı kusursuz olabilirdi, ancak rakibi ondan bir seviye üstün olan Mo Xiao'yu gönderiyordu. Liu Yang kendi seviyesinin üzerinde bir savaş tekniğinde eğitim yaparak sağ kolundaki meridyenlere zarar vermişti, ancak karşı taraf yumruk tekniklerinde yetenekli Bai Chao'yu gönderiyordu...

Yuan Tao'nun rakibi ise Kong Jie denilen biriydi ve sıralamada üç yüzlerdeydi. Ancak Liu Yang'ın kısa açıklamasından sonra, Zhang Xuan durumu hemen çözmüştü.

Bu herif savaş tekniklerinde ya da başka bir konuda göze çarpmasa da, inanılmaz bir atak yeteneğine sahipti ve saldırgan bir dövüşçüydü.

Yuan Tao gibi savunmada öne çıkan biriyle baş etmek için böyle bir rakip en idealiydi.

Lanet olsun!

Durumun farkında olmayanların gözünde, Lu Xun'un en iyi öğrencilerini seçmek yerine, rakibinin öğrencilerine benzer sıralamada rakipler seçmesi adil davranmak içindi. Ancak gerçekte, rakibinin öğrencilerinin zayıf noktalarını hedef alıyordu.

Bunun için başka hocaların öğrencilerini bile kendi himayesine almıştı.

Eğer Zhang Xuan öğrencilerini geleneksel yöntemlerle eğitirse öğrencileri gelişebilirdi, ancak karşı tarafın öğrencileri de aynı derecede gelişecekti. Karşı tarafı yalnızca on beş günde alt etmek neredeyse imkansızdı!

Ne de olsa beş öğrencisinin de kendi sorunları vardı ve bunlar hızla çözüşebilecek basit sorunlar da değillerdi.

"Bu piç kurusu beni sıçrama tahtası olarak kullanmayı planlıyor!"

Zhang Xuan'in öfkesi kabarmıştı.

Karşı taraf daha önce itibarını çiğnemeye çalıştığında öfkelenmişti ama bu derecede değildi. Ne de olsa, önceki modern toplumun bir üyesiydi ve hangi gün yüzüne bir tokat yemiyordu ki? Buna çoktan alışmıştı!

Ancak şimdi, karşı taraf suratına basarak daha yükseklere ulaşmaya çalışıyordu. Daha çok dikkat çekerek ününü arttırmanın peşindeydi. Zhang Xuan bunun olmasına izin vermeyecekti.

Ben keyfine göre basıp çıkabileceğin bir merdiven basamağı değilim! Ne de keyfine göre çiğneyebileceğin bir kavun!

"Bu işi sonuna kadar götüreceğim. On gün içinde kesinlikle yirmi milyon kazanıp öğrencilerim için gerekli hap ve medikal solüsyonu alacağım!"

Zhang Xuan yumruklarını hırsla sıktı.

Dünya değiştirdiğinden beri ilk kez bu kadar öfkeleniyordu.

Bana tokat atacaksın ha? Belki buna dayanabilirim. Ancak suratıma basıp yükselmek?

Rüyanda görürsün!

Geçmişte öğrencileri için bu malzemeleri satın almanın gereksiz yere çok para harcamak olduğunu düşünmüştü. Kafasında, ne olursa olsun öğrencilerinden bu parayı geri kazanması gerektiğini kuruyordu. Ancak şu anki görünüşe göre bu para bir kayıp değildi.

Bu yalnızca öğrencileri için değildi, aynı zamanda onun içindi de!

Lu Xun sen biraz bekle! Halinden hoşnut olmalısın, ama kısa süre sonra gözyaşların yağmur gibi akacak!

Bir başka sınıfta, Lu Xun hapşırdı. Burnunu ovalayarak mırıldandı, "Birileri beni mi düşünüyor?"