Bölüm:122 Hap Münazarası Bitiyor

Çeviren ve Düzenleyen: Gin

Yalnızca Zhang Xuan değil, Ouyang Cheng ve diğerleri de bu davranış karşısında şaşkına dönmüşlerdi.

'Kahrolsun, biri bana neler döndüğünü anlatabilir mi?

'Daha birkaç dakika önce kaygıdan ölmüyorlar mıydı? Neden sanki güzel bir kadın görmüşler de önce tanışmak için yarışır gibiler?'

"Siz..."

Wen Xue de tamamen şaşalamıştı.

"Şimdi anladım, bu herifler gerçekten de..." Du Man yüzünde garip bir gülümsemeyle başını salladı.

"Neyi anladın?" Ouyang Cheng ona doğru döndü.

"Zhang Xuan daha önce hap üretimi sırasındaki hatalarını belirleyebilmişti. Bu herkesin ortasında çıplak bırakılmaktan farksızdı. Bu koşullar altında kimse soru sormaya razı gelmezdi!" Eczacı Du Man açıkladı. "Ama şimdi, yalnızca Eczacı Lin Mu'nun sorunu çözmekle kalmadı, aynı zamanda haberdar olmadığı bir tehdidi orta çıkarttı. Bunun bir fırsat olduğu ortada. Böyle düşününce, kim heyecanlanmaz ki?"

"Bu doğru!" Durumu anlayan Ouyang Cheng başıyla onayladı.

Başkasını tanımak kendini tanımaktan daha kolaydı!

Birinin kendi hatalarını fark etmesi zordu. Zhang Xuan'in tek bir kelimesiyle hatalarını düzeltebilir, hap üretimi yeteneklerini büyük ölçüde arttırabilirlerdi!

"Ne yazık. Daha önce gerçekten aptallık etmişim. Yenilgiyi o kadar kolay kabul etmemeliydim. O zaman uzun süredir içimi kemiren bazı şüpheleri dile getirebilirdim..."

Eczacı Du Man üzgün bir ifadeyle başını salladı.

Böyle büyük bir fırsatı nasıl elinden kaçırmıştı?

"Fırsat çoktan kaçtığına göre artık kafana takma. Ne de olsa fırsatı kaçırman senin hatan değildi. Öte yandan ben bu Hap Münazarasının tarafsız olmasını sağlama sorumluluğunu taşıyorum. Bu yüzden soru sorma şansım bile yok. Ne dersin... bu Hap Münazarası bittiğinde ona bir iki soru sormama izin verir mi? Benimde soracak çokça sorum var..."

Bu noktada Ouyang Cheng'in gözleri parıldıyordu ve heyecan doluydu.

Eczacı Du Man söyleyecek söz bulamamıştı.

Wen Xue de ne diyeceğini bilemiyordu.

'Kahrolsun? Sen 1 yıldızdı orta kademe bir eczacı ve Eczacı Loncasının başısın. Açık açık bir çırağa danışmak istediğini söylemen... bir de sorumluluklarına bağlı olduğunu mu söylüyorsun? Neden az önce söylediklerinde bunun tek bir izini bile görmedim? Yalnızca istifini bozmadan oturuyordun...'

"Pekala, teker teker gelin!"

Zhang Xuan kısa süre sonra neler döndüğünü anlamıştı. Başını çaresizce sallayarak içlerinden birini rastgele işaret etti. "Sen!"

"Ben mi? Harika!"

Seçilir seçilmez hemen ayağa kalktı. "Gerçekten sormak istediğim bir sorum var. Son zamanlarda uykusuzluk çekiyorum ve her gece yedi sekiz kez uyanıyorum. Aynı zamanda sıklıkla kabuslar görüyorum. Bir hastalığım mı var yoksa birileri bana tuzak mı kuruyor, ya da... cariyemle ilgili bir sorun mu var çözmeme yardım eder misin?"

Zhang Xuan ne diyeceğini şaşırmıştı.

Diğerleri de öyle.

"Öhöm öhöm. Eczacı Liu, bir Hap Münazarasındayız, fal seansı ya da tedavi odasında değil. Ne söylediğinize dikkat edin..."

Ouyang Cheng araya girmeden edemedi.

"Ne?" Ama... benim sorum bu! Sormak istediğim buydu..." Eczacı Liu kararlı bir ifadeyle cevap verdi.

"Pekala. Şuna ne dersiniz: bir hap üretmeyi deneyin ve bende bu yolla neler söyleyebileceğime bir bakayım!" Zhang Xuan eliyle adamı uzaklaştırırken büyük bir baş ağrısının onu tükettiğini hissetti.

"Pekala!" Eczacı Liu heyecanla başıyla onaylayarak hap üretmeye koştu.

"Peki ya sen? Senin ne dertlerin var?"

İlk adamı dinledikten sonra Zhang Xuan dikkatini bir diğer eczacıya çevirmişti.

"Aslında benim sorum oldukça basit. En azından Eczacı Liu'nın ki kadar utanmazca değil!" Eczacı erdemli bir tonla konuşmuştu. "Kızım iki gün içinde evleniyor ve evlendiği adam Zhou Xuan adında birisi. Yabancı topraklardan geliyor ve adamı uzun süredir araştırmama rağmen onunla ilgili hiçbir faydalı bilgiye ulaşamadım. Bu adamın güvenilir olup olmadığını anlamama yardım edebilir misin? Eğer değilse bu evliliği reddedeceğim..."

Bu noktada bir anlığına tereddüt ederek soran gözlerle Zhang Xuan'e baktı. "Yani... ben de mi hap üretmeliyim?"

"Pu!"

Zhang Xuan neredeyse kan tükürecekti.

'Hap üretmek mi? Kıçımı üret!

'Kızının evleniyor olmasının benimle ya da hap üretimiyle ne ilgisi var?

'Ben yalnızca eczacı olmak için Hap Münazarasına katılmış biriyim, kaderin hakkında kehanette bulunmaya gelmedim buraya...

'Ayrıca kehanette bulunabilsem bile, bana kızının durumundan bahsetmezsen hap üretmek ne işe yarayacak?

'Benimle kafa bulmadığına emin misin?'

"Eczacı Qin, kızının evlenmesiyle hap üretiminin ne alakası var? Neden Kardeş Zhang'e böyle bir şey soruyorsun? Ne şaka ama!" Son eczacı ellerini savurarak homurdandı.

"Ama... benim sormak istediğim soru bu..."

Eczacı Qin itiraz etti.

"En azından hap üretimiyle alakalı bir şeyler sormalısın! Sen düşünmeye devam et, önce ben sorayım!" Son eczacı konuşmaya başlamadan önce Zhang Xuan'e doğru yürüdü, "Kardeş Zhang Xuan, ne kadar genç olduğunuza bakarsak muhtemelen henüz evli değilsiniz. Size cariyelik edebilecek güzel bir kızım var. Bakın... eğer beğenmezseniz, kuzenim de buna razı. Ha? Eğer sizden faydalandığımı düşünüyorsanız bir büyük bir de küçük kız kardeşim var..."

Zhang Xuan ne diyeceğini bilemedi.

'Kahretsin! Çoktan atmış yaşındasın ve bir ayağın çukurda. Senin büyük ve küçük kız kardeşlerin... böyle bir işe razı olmam için nasıl ekstrem ve sıra dışı zevklerimin olması gerekir...' 

Ortamdaki kaosun sakinleşip herkesin ana konuya dönmesi oldukça uzun sürdü.

"Benim sorum şu. Panzehir Hapının ana malzemesi olan Zehir Kıran Otu çok zayıf ve çoğu zaman daha kazanın dibine inip diğer şifalı otlarla karışamadan yanıp küle dönüyor. Nerede hata yapıyorum?"

"Zehir Kıran Otu yüksek ısılara dayanıklı değildir. Bu genel olarak herkesin kabul ettiği bir şeydir. Eğer kazana doğrudan atarsan yanması kaçınılmaz olur. Ancak onu hap üretiminde kullanmadan önce üç gün boyunca Mor Güneş Suyuna batırabilirsin. Böylece yalnızca yanmamakla kalmayacak, medikal etkisi de en yüksek etkisini gösterecektir..."

"Neden hap üretirken nefesimin sürekli düzensizleştiğini sormak istiyorum..."

"Bunu yanıtlamak oldukça kolay...

……

…

Konuya döndükten sonra geri kalan kısım oldukça kolay ilerlemişti. Soruların çoğu Zhang Xuan'in temel seviye Kitap Koleksiyon Mahzeninden edindiği bilgilerle yanıtlanabiliyordu. Ne söyleyeceğini bilemediğinde, karşı tarafın hap üretmesini isteyerek Semavi Yolun Kütüphanesine başvurup hap üretimindeki hatalarını analiz ediyordu.

Bir saat sonunda kalan üç eczacının bütün sorularını yanıtlamıştı.

"Pekala, artık on eczacı da yenilgiyi kabul ettiğine göre, Hap Münazarasının galibini Zhang Xuan olarak açıklıyorum! Kendisi bu günden sonra Eczacı Loncasının yeni 1 yıldızlı eczacısı olacak!"

Hap Münazarası sona erdiğinde, Ouyang Cheng sonucu ilan ederek ona 1 yıldızlı rozet ve cübbesini verdi.

"Bu eczacıların sembolüdür. Bununla birlikte hangi Eczacı Loncasına gidersen git, hap satın alırken özel imkanlardan faydalanabilirsin..."

"PEKALA!"

Ouyang Cheng'in verdiği eşyaları alıp gelişigüzel şekilde depolama yüzüğüne yerleştirdi.

Herkes arka planda inanılmaz bir figürün ona rehberlik ettiğini düşünüyordu, bu yüzden bir depolama yüzüğüne sahip olmasına şaşırmadılar.

Ayrıca bir eczacı olmak kazançlı bir meslekti. Milyonlar değerindeki bir depolama yüzüğü pahalı olabilirdi, ancak onlar için bu hiçbir şeydi.

"Lonca Lideri Ouyang, ileri kademe Kitap Koleksiyon Mahzeni nerede? Bir göz atmak istiyorum..." Zhang Xuan sordu.

Eczacı sınavına girmesinin asıl nedeni Kitap Koleksiyon Mahzenine girebilmekti. Bu yüzden resmi bir eczacı olarak yapmaya karar verdiği ilk iş oraya bir göz atmaktı. 

"Seni götüreyim!"

Daha sonra Ouyang Cheng önde, Zhang Xuan hemen arkasında odadan çıktılar. Daha çok uzaklaşamamışlardı ki, az önceki eczacının sesi arkalarında yankılandı.

"Eczacı Zhang Xuan, biraz düşünün. Eğer büyük ve küçük kardeşlerim olmazsa, bir teyzem de var. Daha hiç evlenmedi..."

Zhang Xuan sendelerken yanaklarından yaşlar süzüldü.

'Teyzen...

'Benim büyük büyük annem olacak yaşta...