Bölüm:114 On Bin Irmağın Birleşimi

Çeviri ve Düzenleme: Gin

"Ne oldu? Cheng Jiang, söyledikleri doğru mu?

 Yeteneklerimi sana nezaketten gösterdim ve Buz Kaplı Eller’imi gizlice çaldın mı?"

"Lanet oldun, şölen başladıktan sonra seni uzun süre bulamamama şaşmamalı. İtiraf et, çalışma odama gizlice girdin mi?"

"Cheng Jiang biz yoldaş eczacılarız. Eğer üretim tekniğimi öğrenmek istiyorsan bana içten bir şekilde sorabilirdin ve sana öğretirdim. Ama sen Sarmalanmış Yüz Yöntemi’mi öğrenmek için çırağımı baştan çıkartmayı seçmişsin. İşleri el altından yürütmeye amma meraklıymışsın!"

……

…

Bir hap üretim tekniği dövüşçülerin savaş tekniklerine benzerdi. Pek çoğu bir klana ya da tarikata özeldi ve yabancılara kolay kolay öğretilmezdi.

Şu Cheng Jiang diğer eczacıların üretim tekniklerini izinlerini almadan gizlice öğrenmekle kalmamış, resmen hırsızlık yapmıştı. Zhang Xuan'in sözlerini duyduklarında tüm salon öfkeyle köpürmüştü.

Buradaki herkes Eczacı Loncasının bir üyesiydi ve hap üretim sanatındaki bilgilerini sıklıkla birbirleriyle paylaşırlardı. Eğer hap üretim tekniklerini gerçekten öğrenmek istiyorsa, ilgilendiğini belli ederek diğer tarafı danışman olarak kabul ettiğini belirten bir seremoniye katılır ve onların yeteneklerini öğrenebilirdi.

Daha sonra bu ilişki feshedilirdi ve hala arkadaş olarak kalabilirlerdi!

Ancak, bu şekilde gizlice öğrenmek, bir dövüşçünün başka üstatların savaş tekniklerini çalmasından farksızdı. Bu asla teşebbüs edilmemesi gereken büyük bir tabuydu.

"Millet, lütfen onun saçmalamalarına kulak asmayın..."

Isınan ortamı gördüğünde, Cheng Jiang'in yüzünden bir öfke ve korku seli geçti ve aceleyle kendini suçlamalardan kurtarmaya çalıştı.

"Ben saçmalıyorum yani?"  Zhang Xuan öne doğru yürüdü. Dudağının kenarı hafifçe yukarı doğru kıvrılmıştı.

"Daha az önce Eczacı Cheng Juxi Hapını üretmek için 23 şifalı ot kullandı. Bu konuda yanılıyor olamam!"

"Haklısın!"

Tüm sertifikalı eczacılar Juxi Hapını üretmek için gerekli şifalı otlardan haberdardılar. Bu bir sır değildi ve doğal olarak inkar etmeye gerek yoktu.

"Beyaz Lotus Otu, Morsalkım Kökü ve Altın Nehir Çiçeğini karıştırırken, serçe parmağın arkaya doğru kıvrılmıştı ve ucu sanki bir çiçek koparır gibi öne eğikti. Eğer yanılmıyorsam bu yöntem Eczacı Bai Ming'in 【Hayali İpek Eller】ine ait olmalı!"

"Daha sonra, Yeşil Güneş Özünü çıkartırken, bitkiyi okşadığın sırada beş parmağın buzdan soğuk havayı çeker gibi, çok fazla güç uygulamaktan çekinircesine geniş şekilde açılmıştı. Bu Eczacı Lin Mu'nın 【Buz Kaplı Eller】inden referans alınmış olmalı!"

"Daha sonra, Mor Eğrelti Otu  ve Beyaz Yele Çiçeği eklediğinde, ikisinin özellikleri birbiriyle çarpışmasın diye kazana atmadan önce özellikle iki tur döndürdün. Böyle yapmak ikisinin şifalı özelliklerinin daha iyi açığa çıkmasını sağlamakla kalmadı, vahşi tabiatlarını da dindirdi. Böylece ikisinin özellikleri birbiriyle çakışmamış oldu. Eczacı Jin Chen'in 【Altın Bahar Anlık Bulut Çevikliği】senin bu hareketine tam olarak uyuyor gibi!"

……

…

"Daha sonra, hap üretildiği sırada, hapların sıcak kazanla temasını engellemek için zen çini kullanarak ellerinle eşsiz bir hava ağı meydana getirdin. Hareketlerin önemsiz gibi gözükse de, dikkatle izleyen birisi için fark edilebilirdi. Eczacı Du Man, bu sizin 【Sarmalanmış Yüz Yöntem】inize benzemiyor mu?"

Zhang Xuan karşı tarafın karşı koymasına izin bile vermeden sözlerini ardı ardına sıraladı. Bu noktada bir anlığına durup parlak bir ifadeyle gülümsedi.

"Eğer... Eczacı Cheng saçmaladığımı ve tüm bunları uydurduğumu düşünüyorsa, Kayıt Kristali tüm süreci kaydediyordu ve istediğimiz an tekrar izleyebiliriz. Herkes söylediklerimin saçmalık olup olmadığına şahit olabilir!"

"Sen..."

Cheng Jiang'in yüzü solarken tüm vücudu kontrolsüzce titredi.

Karşı tarafın sözlerinin tamamen doğru olduğunu biliyordu!

Eczacıların kendi disiplinleri ve mirasları olurdu. Hızlıca gelişmek için başkalarının tekniklerini çalmayı seçmişti. Tüm bunları gizlice yaptığını düşünmüştü... Bu herif nereden biliyordu ki?

Dahası, nasıl tüm detaylara hakimdi?

O anda kalabalığın önünde çırılçıplak kalmış gibi hissediyordu. Kalbinin derinlerinden büyük bir korku hissi yükseldi.

"Ne oldu? Hala saçmaladığımı mı düşünüyorsun?"

Karşısında yüzü bembeyaz kesilen adamı göz ardı eden Zhang Xuan öne çıktı.

 "Söylediklerimde en ufak bir hata olduğunu düşünüyorsan... şu herkesin tekniğini birleştirerek 'kendi yarattığın' tekniğe 【On Bin Irmağın Birleşimi】mi diyorsun?"

"Sen bir şeytansın..."

Eczacı Cheng Jiang yalpalayarak yere düştü.

Bu üretim tekniği için bulduğu isim gerçekten de 【On Bin Irmağın Birleşimi】ydi!

Bu birkaç gün önce bulduğu bir isimdi ve henüz kimseye söylememişti. Hatta çırakları bile bu isimden habersizdi. O halde... karşı taraf bu ismi nasıl bilebilirdi?

Diğer insanların üretim tekniklerini çalması gibi detaylara kadar her şeyi açıkça görebilmesi... Bu herif bir şeytan mıydı?

'Bu nasıl mümkün olabilir...'

Eczacı Cheng Jiang dehşete düşmüştü.

"On Bin Irmağın Birleşimi - bu sözde ırmağını yaratmak için pek çok farklı tekniği uygulamışsın. Ne küstahça! Gerçekten de inanılmaz bir üretim tekniği!"

"Üretim tekniklerimizi çalıp, hepsini birleştirerek yeni bir üretim tekniği yarattığını iddia etmek. Cheng Jiang gerçekten de becerikliymişsin!"

"Seni kardeşim ve en iyi dostum olarak görürken, bana bunu yapmayı seçmişsin. Pekala!"

"Bundan sonra seninle bir ilişkimiz kalmadı!"

……

…

Cheng Jiang'ın yüzünü ve az önce hap üretirken uyguladığı hareketleri gördükten sonra, durumu hala anlamamaları için birer aptal olmaları gerekirdi.

Eczacıların yüzleri öfkeden kıpkırmızı kesilmişti. Gazap dolu bakışları Cheng Jiang'a odaklanmıştı.

Çok yetenekli eczacılar değillerdi ve üretim teknikleri dışarıya sızdırılmaması gereken sırlar sayılmazdı. Ama... bu herif tekniklerini öğrenmek isteseydi, reddedilmek büyük bir olay olmazdı. Ancak tekniklerini gizlice öğrenmeye çalışmak kesinlikle bir eczacının uygulayacağı bir yöntem olmamalıydı!

Bununla da kalmamış, küstahça yeni bir teknik yaratmakla övünmüştü. “Kafasını yaratmışsın! Sadece hepimizin tekniklerini alıp birbirleriyle karıştırmışsın. Sen buna yeni bir teknik yaratmak mı diyorsun?

Öyleyse birileri her gün yeni bir teknik yaratır!

Bir de On Bin Irmağın Birleşimi ismini vermiş...

Biri nasıl bu kadar utanmaz olabilir!”

Bu noktada Cheng Jiang'ı artık kendilerine denk olarak görmüyorlardı. Yüzlerindeki iğrenme ifadesi ortadaydı.

"Lütfen sakin olun!" Kalabalığın öfkesini gören Zhang Xuan gülümsedi.

Şamatalarını kesip hala olanlara inanamayan Cheng Jiang'e doğru döndü.

"Eczacı Cheng Jiang... bunu benim galibiyetim olarak sayabilir miyiz?"

"Sen-sen..."

Gencin gülümsemesini gören Eczacı Cheng Jiang ürperdi. "Sen kazandın... Yenilgiyi kabul ediyorum!"

Yenilgiyi kabul etmekten başka çaresi yoktu! Rakibinin sezgi yeteneği çoktan şeytani bir seviyeye ulaşmıştı. Onunla yarışmaya devam ederse daha çok sırrının açığa çıkmasından korkuyordu. Öyle ki, aceleyle başıyla onayladı.

O anda karşı tarafın işlerini özellikle zorlaştırdığına pişman olmuştu. Rakibi Meng Yan ve Chen Xiao'nun hap üretimindeki hataları gösterse de itibarlarına saldırmamıştı. Ancak onun en karanlık sırlarını ulu orta açığa vurması, suratına doğrudan atılan bir tokattı...

Bu haberler yayıldığında Tianxuan Krallığının Eczacı Loncasındaki yetkisini kaybedeceği öngörülebilirdi. Herkes tarafından dışlanacak ve hor görülecekti.

Bunca yılda kurduğu itibarı ve güvenilirliği tamamen yok olacaktı ve insanlar onun üçkağıtçı ve hain olduğunu düşünecekti.

Zhang Xuan adamın teslim olmasının ardından gülümsedi.

Başlangıçta adamların hiç biriyle kişisel sorunu yoktu ve diğerlerinin kişilik problemlerini kafasına takmamıştı. Ancak bu herif durumdan faydalanmış ve onu köşeye sıkıştırmaya kalkmıştı!

"Beni küçük düşürmek mi istedin? Dene de gör!

"Dünyalar aşan biri olarak beni küçük düşürmene izin verir miyim sanıyorsun?

'Bana doğruca saldırmaya karar verdiğine göre, sana şans vermediğim için beni suçlayamazsın. Görünüşe göre seni, Zhang Xuan'in... kolay bir hedef olmadığını göstermek için kullanacağım!'

"Eczacı Cheng yenilgiyi kabul etti!"

Zhang Xuan çevresini şöyle bir süzdü. "Şansını denemek isteyen başkası var mı?"

O anda oda tamamen sessizdi.