Bölüm 91: Sınavın Üç Turu

avatar
6135 24

Library of Heaven's Path - Bölüm 91: Sınavın Üç Turu


 

Çevirmen: W2G

 

Önceki hayatında, Zhang Xuan bekar bir erkekti ve hiç kimseyle çıkmamıştı. Bu nedenle, çoğu zaman kadınların düşüncelerini anlayamıyordu ve doğal olarak resepsiyonist Wen Xue’yi on dakika içinde çileden çıkartıp, patlamanın eşiğine getirdiğinin de farkında değildi.

 

Fakat, durumun farkında olsaydı bile değişen bir şey olmazdı.

 

[Ne de olsa, güzellik karın doyurmuyor. Ayrıca, Shen laoshi ve Huang Yu ile karşılaştırıldığında, onların binlerce kilometre gerisindesin, bu özgüvenin nereden geliyor?]

 

O anda, bu konuda hakkında düşünerek zaman kaybetmedi. Odaya girdikten sonra, ilk sıradaki kitaplığa yöneldi, rastgele bir şekilde onlarca kitabı aldı ve yavaşça göz gezdirdi. Daha sonra, başka kitapları almadan önce aceleyle önceki aldıklarını yerine koydu.

 

Hualala! Hualala!

 

Aralıksız kitap çevirme sesleri eşliğinde, kitaplar hızlıca Cennetin Yolunun Kütüphanesinde derlendi.

 

Okumasıyla birlikte kitaplardaki bilgiler zihnine kazınıyordu. Tıpkı resepsiyonistin dediği gibi, bunların çoğu bir eczacının bilmesi gereken temel bilgilerden oluşuyordu. Farklı bitkileri ayırt etme yöntemleri, bitkilerin ayrıntılı açıklamaları, özellikleri, tipleri, diğer bitkilerle bir araya getirildiklerinde oluşan etkiler ve bu etkilerin birbiriyle uyum gösterip göstermediği açıklanıyordu.

 

Onları normal bir şekilde ezberlemeye çalışsaydı, kendini ölümüne yorsa bile bunu başarmakta zorlanırdı.

 

Eczacıların neden çok saygın bir konumda bulunduklarına şaşmamalıydı. Sadece çırak bir eczacılık yolunda bile, bu kadar devasa bir bilgi yığınını ezberlemek zorunda oldukları için, diğer mesleklerle kıyaslandığında çok daha fazla çaba sarf etmeleri gerekiyordu.

 

"O ne yapıyor?"

 

Wen Xue, Zhang Xuan’ın kendini utandıracağı anı görmeyi bekliyordu. Ancak bu anda, onun kitapları ezberlemek şöyle dursun, içlerinde yazanı bile adamakıllı okumadan sayfaları çevirdiğini gördü ve inanamama içinde gözlerini kırptı.

 

“Belki de sadece okumak için belirli bir kitabı bulmaya çalışıyordur. Onu görmezden gel!”

 

Bir kitap alıp, ona uzatmadan önce Li Amca, Zhang Xuan’a doğru bir baktı, “Sen de buna bir göz at. Her geçen zaman değerlidir. Ezberlediğin fazladan bir cümle bile sınavın sonucu belirleyici bir faktör olabilir!”

 

"Un!" Wen Xue başıyla onayladı. Kitabı aldıktan sonra, okumaya daldı.

 

Her meslek sarsılmaz bir kararlılığa ihtiyaç duyuyordu. Kişinin tek seferde cennetlere ulaşması imkansızdı ve bu durum eczacılar içinde aynı şekildeydi.

 

İlaç yapımında, bir formül oluştururken bile yüzden fazla şifalı bitkiye ihtiyaç duyuluyordu. Tek bir bitki seçiminde bile hata yapılacak olursa, almak için sayısız altın harcadığın diğer bitkiler işe yaramaz hale geliyordu. Bu nedenle, bir eczacı katiyen cahil ya da ihmalkar olmamalıydı.

 

Dört saat su gibi akıp geçti.

 

Bununla birlikte, Zhang Xuan kitaplıkta kalan son birkaç kitabı daha incelemeyi bitirdi ve rahat bir nefes aldı.

 

“Usta hocaların bu kadar nadir olmasına şaşmamalı. Diğer meslekler bir yana, sadece eczacılığın kendisi bile başlı başına oldukça derin bir meslek!” Zhang Xuan görüşünü dile getirdi.

 

Bilgi ve mirasın diğer nesillere aktarımını yapan hocalar, her mesleğin gelişimi için gerekliydi. Korkunç usta hocalar ise her meslek konusunda bilgi sahibiydi. Başka bir ifadeyle, usta bir hoca sadece kişinin yetiştirmesine rehberlik etmekle kalmıyor, aynı zamanda ilaç yapımı, demircilik, oluşturma ve diğer konularda da yardımcı oluyordu.

 

Bu mesleğe aşırı saygı duyulmasının ve Üst Dokuz Yolun tepesinde sayılmasının nedeni de tam olarak buydu.

 

Başlangıçta, Zhang Xuan ilaç yapımının kolay bir iş olduğunu düşünüyordu. İlacın formülüne sahip olduğun sürece, adımları takip ederek, sistematik olarak bitkilerin eklenmesiyle ilacın oluşacağını farz ediyordu. Fakat, şimdi okuduğu kitaplar vesilesiyle durumun hiç de düşündüğü gibi olmadığını anladı.

 

Bir şifalı bitkinin olgunluğu da, bitkinin sahip olduğu özellikleri etkiliyordu. Hal böyle olunca, aynı tip iki bitkinin oluşturacağı reaksiyon da birbirinden farklı oluyordu. Sadece şifalı otların eklenme sırasını bilen birisinin istediği ilacı üretebilmesi neredeyse imkansızdı.

 

Sadece ilaç yapımı bile başlı başına karışık bir süreçti. Daha üstün usta hocaların, zihinlerinin bir kısmında sayısız mesleklerle alakalı bilgileri kullanabilmeleri tam anlamıyla hayret vericiydi.

 

Odadan dışarı çıkan Zhang Xuan, kendisinden çok uzakta olmayan bir yerde Wen Xue’nin soğuk ve tepeden bakan bir yüz ifadesiyle durduğunu gördü, “Burada olmayacağımı düşünmüş olmalısın!”

 

“Burada olup olmaman beni neden ilgilendirsin ki?”

 

Zhang Xuan ne diyeceğini bilemez bir şekilde baktı.

 

[Ben sadece çırak eczacı sınavına girmek istiyorum, senin burada bulunman hiçbir farklılık oluşturmuyor!]

 

“Rol kesmeye devam et. Birazdan nasıl ağladığını göreceğiz!” Wen Xue dişlerini sıktı.

 

"Sınavlar başlamak üzere, hadi içeri girelim!”

 

Orta yaşlı adam öncülük etti.

 

"Un!" Kendini beğenmiş kadını görmezden gelen Zhang Xuan, odaya girdi.

 

Oda büyük olmamakla beraber, sadece birkaç düzine metrekare genişliğindeydi. Çoktan içerde yerini almış birkaç kişi vardı ve hepsinin ortak özelliği yüzlerinde gergin bir ifadenin olmasıydı.

 

Çok geçmeden, bir ihtiyar içeri girdi.

 

“Bu Tianxuan Krallığı Eczacılar Birliğindeki tek bir-yıldız orta-seviye eczacı ve krallığın şube başkanı olan Kıdemli Ouyang Cheng!”

 

“Bu doğru! Ben Eczacı Du Man’ın geleceğini düşünmüştüm, böyle birisinin geleceğini beklemiyordum!”

 

“Kahretsin, onun katı birisi olduğunun söylendiğini duydum. Şimdi, sınavı şans eseri geçme ihtimalimiz kalmadı…”

 

İçeri giren ihtiyarı görmelerinin üzerine, odada oturmakta olanların yüzü umutsuz ifadelerle doldu.

 

Usta hocalar gibi, eczacılar da yıldızlar temel alınarak sınıflandırılıyordu ve 1 yıldız en düşük dereceydi.

 

Yine de, Tianxuan Krallığında bir tane bile 1-yıldız usta hoca olmadığı düşünülürse, 1-yıldız bir eczacı olmak da takdire şayan bir durumdu.

 

Kalabalığın mırıldanmalarını görmezden gelen Ouyang Cheng, odadan içeri girdi, içerdekileri bakışlarıyla şöyle bir süzdü ve “Eminim ki, bu sınava katıldığınıza göre hepiniz yeteneklerinize güveniyorsunuz!”

 

"Er..."

 

Herkes biraz garip hissetti.

 

Hiçkimse sınavı geçeceğinden yüzde yüz emin olduğunu söyleyemezdi.

 

“Hepiniz sınav için burada olduğunuza göre, olayı netleştirelim. Eğer içinizden birisini kopya çekerken yakalarsam, hayat boyu sınava girmekten men edilecektir!” Görkemli bir şekilde elini savuran Ouyang Cheng, etrafına göz korkutucu bir aura yaydı.

 

"Evet!" Kalabalık aceleyle başını salladı.

 

Söylediklerinin onaylandığını görünce, Ouyang Cheng memnun kalmış bir yüz ifadesiyle başını salladı. “Sınavın kurallarını belirtiğime göre, biraz da sınavın içeriğinden bahsedeceğim. Sınav üç turdan oluşuyor! İlki, Yazılı imtihan! Şifalı bitkilerle alakalı sorular rastgele bir şekilde sorulacak ve ancak soruların %90 ve üzerini doğru cevaplayanlar sınavdan geçmiş sayılacak!”

 

“İkincisi, Zamana Karşı Şifalı Bitki Ayırt Etme Testi! Size birkaç tane bitki verilecek ve belirlenmiş bir süre içerisinde, elinizdeki bitkilerin ne olduğunu, özelliklerini ve sahip olduğu etkileri belirleyeceksiniz! Bu kısmın başarı kıstası daha yüksek, %100 oranda doğru cevap vermelisiniz!”

 

"Üçüncü sınav çok daha kolay, Yetiştirme Alemi Kontrolü! En azından Savaşçı 3-dan Zhenqi alemi zirvesinde olmalısınız! Neden mi böyle bir gereksinim arıyoruz? Basit, çırak bir eczacı, ustası olan eczacı için garip işler yapmak zorunda kalabilir. Yetiştirme aleminiz gereken seviyede değilse, kazanları taşıma ya da hızlıca bitkileri ayırt etmek gibi olayları nasıl gerçekleştirebilirsiniz?”

 

Sınav için burada bulunanlar uzun yıllardır çırak eczacı olmak için çalışma yaptıklarından, sınavın gidişatı hakkında bilgi sahibiydi.

 

Yabancı olan tek kişi Zhang Xuan’dı. Fakat, açıklamayı duyduktan sonra, kafasında her şey netleşmişti.

 

[Aslında oldukça basit. Her şeyi doğru yaptığım sürece sınavı geçeceğim. Düşündüğüm kadar zor değilmiş…]

 

“Herkes sınavın kurallarını ve içeriğini anladığına göre, ilk tur olan yazılı imtihanla başlayalım. Süreniz iki saat!”

 

Daha sonra, Ouyang Cheng sınav kağıtlarını verdi.

 

Bir bakış attıktan sonra, Zhang Xuan'ın ağzının kenarları seğirdi.

 

Sınav kağıdı neredeyse bir kitap kalınlığındaydı ve en azından birkaç düzine kağıttan oluşuyordu.

 

İki saat içinde cevaplanması gereken sayfalarca soru mu?

 

Neden bu sahne tuhaf bir şekilde onu önceki hayatına götürmüştü?

 

Yabancı bir dünyaya geçiş yapıp, hoca olduktan sonra bile sınavlara girmek zorunda kalacağını beklemiyordu…

 

Durumu biraz garipsedi.

 

"Soruları cevaplamaya başlayabilirsiniz!"

 

Kağıtları dağıttıktan sonra, Ouyang Cheng kalabalığa gözünün ucuyla bile bakmadan, bir köşeye geçti ve ellerini arkasına atıp, beklemeye başladı.

 

Sınava girenlerin kağıdına bakmasa bile, birisi hilekarlık yapacak olursa, fail kesinlikle bulunup, sınav salonundan kovulacaktı.

 

Fakat, nasıl olsa kopya çekmek gibi bir niyeti olmadığı için bu mevzu Zhang Xuan’ı pek ilgilendirmiyordu. Başını indirerek, dikkatini sınav kağıdına verdi.

 

"Kusurlar!"

 

Kağıdı eline almasıyla beraber, içinden yüksek sesle bağırdı. Daha sonra zihni sarsıldı ve bir kitap ortaya çıktı.

 

Bir bakış attıktan sonra, Zhang Xuan gülmesi mi ağlaması mı gerektiğini bilemedi.

 

Kitapta yazılanlar şunlardı: Tianxuan Krallığı Eczacılar Birliğinin Çırak Eczacı Sınav Kağıtları. Baiyi İmalathanesindeki bir 1-mo zanaatkar tarafından hasır işlemesiyle oluşturuldu. Kusurları: Numara. 1, kağıt çok kalitesiz olduğu için depolama açısından uygun değil. Ayrıca, kolayca böcekleri çekiyor. Numara. 2, mürekkebi çok iyi tutmaması, lekelenmeyi kolay bir hale getiriyor…

 

[Bu da ne, istediğim şey soruların cevapları, kağıdın malzemesinin kusurları değil!]

 

Kan kusma isteğini bastıran Zhang Xuan, kitabı görmezden gelip, sorulara odaklanmaya karar verdi.

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44253 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr