Bölüm 84: Zhu Hong’u Yumruklamak (1)

avatar
6329 26

Library of Heaven's Path - Bölüm 84: Zhu Hong’u Yumruklamak (1)


 

Çevirmen: W2G

 

"Ah?"

 

Zhang Xuan laoshi'nin söylediklerini duyan Zheng Yang ve diğerleri ağlamanın eşiğindeydi.

 

[Hocam, göremiyor musun?

 

Onu ölesiye dövebilecek durumda olsak, niye durumu size açıklayamamaktan korkalım. Açıkça görülüyor ki hiçbirimiz onun dengi değiliz.

 

Fakat siz yine de lafınızı sakınmayıp, bizim yerimize savaşması için Yuan Tao’yu seçiyorsunuz. O hala Savaşçı 1-dan temel seviyesinde, önümüzde duran zirve ustasını nasıl yenmesini bekliyorsunuz?]

 

“Kafası domuz gibi şişene kadar döv ve kapımıza yaptıklarının bedelini tazmin et mi? Haha!"

 

Zhu Hong o kadar çok güldü ki, neredeyse nefessiz kalıyordu. Az önce yaşadıkları yumruklaşmada onların güç seviyelerini öğrenmişti, özellikle de giriş sınavında sonuncu olan Yuan Tao’nun nasıl bir seviyede olduğu açıkça belli oluyordu. Buna rağmen, karşı taraf onu dövmesi için Yuan Tao’yu seçiyordu?

 

Zhang laoshi’nin öğretme konusunda berbat olduğunu çok kereler duymuştu, fakat gözlerinin muhakeme yeteneğinin de aynı derecede kötü olacağını beklemiyordu.

 

Daha sonra gözlerinde alay edici bir bakışla, ilan etti, “Tamam, içinizden herhangi biriniz beni yenmeyi başarırsa, sadece kapınızın bedelini ödemekle kalmayacağım, ayrıyeten ona bin altın vereceğim!”

 

Bir sözün de dediği gibi, zenginler eğitim yaparken, fakirler çalışıyordu. Bu söylediklerinden sonra, çok genç bir yaşta korkunç bir güce sahip olan Zhu Hong’un zengin bir aileden geldiği gözler önüne serildi. Bin altın küçük bir miktar olmamasına rağmen kolayca gözden çıkarabilmişti.

 

“Seni yenen kişiye ödeme mi yapacaksın?” Zhang Xuan sordu.

 

“Kesinlikle!” İki elini de arkasında birleştiren Zhu Hong, kendini beğenmiş bir bakışla gülümsedi.

 

Daha yeni bu elemanlarla yumruk yumruğa kapışmıştı ve on yıl daha yetiştirme yapsalar bile onu yenmelerine imkan yoktu!

 

"Para kazanma vaktiniz geldi!" Zhang Xuan elini salladı. Öğrencilerine baktı ve “Yuan Tao, ilk hamleyi senin yapman en iyisi olur. Hocanın dediklerini unutma, yumruk atarken kendini tut!”

 

“Ben…”

 

Yuan Tao'nun yüzü topak topak oldu.

 

[Bu eleman o kadar güçlü ki, Zhao Ya xiaojie bile onu mağlup edemedi. Ben nasıl ona karşı savaşabilirim?]

 

“Kazanabileceğini söylüyorsam, kazanacaksın!” Onun ne düşündüğünün farkında olan Zhang Xuan, kürsüye doğru yürüdü ve oradaki sandalyeye oturdu. “Çünkü siz benim öğrencilerimsiniz. Siz Zhang Xuan'ın öğrencilerisiniz!”

 

Zhang Xuan'ın öğrencileri mi?

 

Bu sözleri duyan Zhu Hong, bir kez daha kahkahalara boğuldu.

 

[Zhang Xuan laoshi’nin ismi gerçekten de sınır tanımıyor, neredeyse Lu Xun laoshi’yle aşık atacak seviyede, tabi kötü şöhretten bahsediyorsak?

 

Diğer hocaların öğrencilerine karşı kazanmakta zorlanabilirim, fakat senin öğrencilerine karşı değil…]

 

Zhu Hong'un yüzü küçümsemeyle doluydu.

 

O aşağılayacı bir şekilde kıkırdarken, Yuan Tao’nun vücudu titredi. Damarlarında akan kan kaynamaya başladı ve yüzündeki acı bakış kayboldu.

 

[Bu doğru, Zhang laoshi inanılmaz bir kabiliyete sahip olmasına rağmen, şu anda onunla alay ediliyor. Öğrencisi olarak, onun onurunu korumak benim görevim!

 

Sonunda ölüm bile olsa, diğerleri tarafından hor görülmesine izin vermemeliyim!]

 

O noktada, kalbinde bir azim yeşermeye başladı ve korku hissetmez bir hale geldi. Böylece, hamlesini yapmaya hazır bir şekilde ileri adım attı.

 

“Acele etme!” Onun düşünmeden karşı tarafa saldıracağını gören Zhang Xuan, onu durdurmak için bir kez daha elini salladı.

 

“Ne oldu? Zhang laoshi sözlerinden geri dönmeyi mi planlıyor?” Zhu Hong alay edici bir bakışla gülümsedi.

 

“Sözlerimden geri dönmek mi?” Zhang Xuan başını salladı. “Bazı şeyleri kafanda kuruyorsun. Yuan Tao çok inanılmaz olduğu için, kazara seni öldürmesinden korkuyorum. Şuna ne dersin, Yuan Tao buraya gel. Sana üç temel yumruklama hareketi öğreteceğim.”

 

“Üç temel yumruklama hareketi mi?”

 

Yuan Tao ve diğerlerinin, hocalarının yapmaya çalıştığı şey hakkında kafaları karışmıştı.

 

“Son dakika antremanı mı? Şimdi savaş tekniği mi öğreteceksin? Üzgünüm fakat bunun için çok geç!”

 

Zhu Hong’nun bakışlarından alaycılık akıyordu.

 

[Nasıl bir şaka bu?

 

Herhangi bir savaş tekniğine sahip olmak için gece ve gündüz dinlemeden, sıcak ve soğuğu hiçe sayararak, sayısız saatler boyunca çalışma yapman gerekir, ancak o zaman başarılı olabilirsin. Son dakikada bir şey öğreterek, onun beni yenebileceğini mi düşünüyorsun?

 

Hayal kurmaya devam et!]

 

“Hocam…”

 

Yuan Tao’da aynı şekilde düşünüyordu. Tereddütle hocasına doğru yürüdü, yüzünden kafasının ne kadar karıştığı belli oluyordu.

 

Yuan Tao tam anlamıyla Zhang laoshi'nin eylemlerinin arkasındaki mantığı anlayamamıştı.

 

Zhang Xuan’ın onların şikayetlerini çözüme kavuşturmaya çalıştığını varsayarsak bile, Zhu Hong’a karşı kaybederse, dövüşmesi için Yuan Tao’yu seçme fikri sadece onların daha fazla utanmalarına sebep olacaktı.

 

“Yuan Tao, hocamıza güven. Böyle şeyler söylediğine göre aklında bir fikir olmalı!” Liu Yang Aydınlanma Arzu Testinde yaşananlara bizzat şahit olmuştu. Önlerinde durmakta olan kötü şöhretli Zhang laoshi’nin ne kadar korkutucu olduğunu biliyordu ve ona tüm kalbiyle güveniyordu.

 

O karşı tarafın yarım yılda gerçekleştirebileceği yükselmeyi, rehberliğiyle on dakika gibi bir sürede başarmasını sağladı. Böyle bir yeteneğe sahipken, elinden gelmeyen bir şey olabilir mi?

 

"Tamam o zaman!"

 

Bunları duyan Yuan Tao, çenesini sıktı.

 

Zaten biraz önce bu eleman tarafından dövüldüğüne göre, gerçekleşebilecek en kötü durum bir kez daha dövülmesi olacaktı. Nasıl olsa, kalın kemiklere sahipti ve darbelere karşı dayanıklıydı, bu nedenle korkması için hiçbir sebep yoktu!

 

“Diğerleriniz de gelip, bunu öğrenmelisiniz, ilerideki müsabakaları kazanmanıza yardımcı olacak!”

 

Zhang Xuan, Zhao Ya ve diğerlerine baktı.

 

"Evet!"

 

Beşi hep birlikte hocalarının yanına geldiler.

 

“Dikkatli bak, bu ilk hareket!”

 

Beş parmağını gererek, birbirinden ayıran Zhang Xuan, sol eliyle önündeki havayı tutarmış gibi yaptı.

 

Hareket o kadar kolaydı ki, dövüş sanatlarında tecrübeli olanlar şöyle dursun, sıradan insanlar bile ilk görüşte anlayıp, uygulayabilirdi.

 

"İkinci hareket!"

 

Bir an olsun duraksamadan devam eden Zhang Xuan, soldan sağa doğru yana kaçındı.

 

"Üçüncü hareket!"

 

Sağ elini sıkıca yumruk yaptıktan sonra, karşı tarafın göğsünü hedef alan ve aşağıya doğru eğimlenen bir yumruk attı.

 

Yumruğunu geri çekerken, duruşunu düzeltti.

 

"Zhang laoshi, hepsi bu kadar mı?”

 

Hareketlerin bunlardan ibaret olduğunu gören herkes, şaşkına dönmüştü.

 

[Zhang laoshi, şaka yapıyor olmalısın! Bu üç hareket dışarıdaki kabadayıların kullandığı kavga yöntemleri kadar beş para etmez, içlerinde en ufak bir derinlik yok!

 

Bu üç hareketi kullanarak mı kazanacağız?

 

Dalga geçmediğine emin misin?]

 

Zhao Ya ve diğerleri gözlerinden düşmek üzere olan göz yaşlarını hissedebiliyorlardı.

 

Zhu Hong’un bile gözleri tam bir daire şeklini almıştı. Sanki dünya zıvanadan çıkmış gibi hissetti.

 

[Öğrencilerinin beni bir domuza benzeyene kadar döveceğini söyledikten sonra, onlara daha büyük hareketler göstereceğini düşünmüştüm. Bu saçmalık da ne oluyor?

 

Buna savaş tekniği mi diyorsun?

 

Dahası, bunları öğretirken benden gizleme ihtiyacı bile duymadın, beni ölü olarak mı kabul ediyorsun?]

 

“Pekala, bu üç hareket de oldukça basit, herkesin sıkıntı olmadan anladığını düşünüyorum. Yuan Tao, git. Gösterdiklerimi iyi bir şekilde kullandığın sürece, bu elemanı yenmen problem olmayacak!”

 

Zhang Xuan eliyle gitmesini işaret etti.

 

“Ben…”

 

Yuan Tao'nun yüzü acıyla doluydu.

 

Kendisinin güvenilmeyecek birisi olduğunu biliyordu, fakat Zhang laoshi’nin onlara biraz önce göstermiş olduğu şey ondan bile daha güvenilmezdi!

 

Çok dandik gözüktükleri için, bu hareketleri normal dövüşlerde bile kullanmazdı.

 

İçlerinde hiçbir derinlik yoktu. İnsan şöyle dursun, bir köpek bile kolaylıkla bunlardan kaçınabilirdi.

 

“Git!” Zhang Xuan'ın yüzü karardı.

 

“Tamam!”

 

Dişlerini sıkarak, ölüme giden cesur bir savaşçı hissiyatına bürünen Yuan Tao, Zhu Hong’a doğru yürüdü ve ilan etti, “Hadi şu işi bitirelim!”

 

“Benimle dövüşmek istediğinden emin misin?”

 

Zhu Hong ona bir aptala bakıyormuş gibi baktı.

 

[Tam anlamıyla garip bir hoca ve onun garip öğrencileri.

 

Üç tane çiftçi kavga tekniği öğrendikten sonra beni yenersen, kendimi öldüreceğim.]

 

"Hmph!"

 

Karşı tarafı görmezden gelen Yuan Tao, dövülmeye kendini çoktan hazırlamıştı, kükredi ve ileriye doğru hamlesini yaptı.

 

Gösterilmiş olan tekniklerde en ufak bir derinlik yoktu ve kendi savaş stiliyle sokak arası kabadayılarının kullandığı bu hareketler arasında da pek bir farklılık yoktu.

 

Zhang Xuan'ın ona öğrettiği hareketleri kullanmadı.

 

Onun bakış açısına göre, her türlü dövüleceğini göre, en azından bu işi  aptal yerine düşmeden bitirmek en seçenekti.

 

“Sen ölümünü arıyorsun!”

 

Küçümseyici bir ses tonu takınan Zhu Hong, bir adım geri atarak karşı tarafın saldırısından kaçındı. Aynı zamanda, avuç içiyle onu geriye ittirdi.

 

Padah!

 

Havada dümdüz süzülen Yuan Tao, yere düştü.

 

Ancak kalın bir cilde sahip olduğundan dolayı, düşüşten sonra hiçbir acı hissetmedi. Ayağa kalktı ve çenesini sıkarak, bir kez daha saldırdı.

 

Savaş teknikleri öğrenmeye başlayalı çok olmamıştı. Bu kısa sürede hiçbir tekniği tam olarak anlayıp, kullanma fırsatı bulamadığı için sadece eskiden kullandığı içgüdüsel kavga tekniklerine güvenebilirdi.

 

Bu hareketler sokak arası serserilerine karşı iş yapabilirdi, fakat Zhu Hong gibi bir yetiştiriciye evcilik oyunu kadar komik geliyordu.

 

Zhang Xuan laoshi'nin onuru için savaşmayı kafasına koymuştu. Ölene kadar dövülse bile, pes etmeyecekti!

 

Bütün gücünü kullanarak karşı tarafa saldırırken, bir anda kulaklarında Zhang laoshi'nin sesi çınladı.



穷文富武  ‘Zenginler eğitim yaparken, fakirler çalışır.’

 

Fakir birisi kitaba sahipse, hangi durumda olursa olsun çalışabilir. (Doğrusu, içlerinden bazıları ateş böceği yakalamak için olabildiğince uzağa giderken, bazıları da geceleyin zengin bir hanenin dışarısında kamp kurarak, bir şeyler tırtıklamaya çalışır.) Turnayı gözünden vururlarsa, servet sahibi olup şehir veya kasabalarının eski şanına kavuşmasını sağlarlar. Öte yandan, dövüş sanatı öğrenmek için her şeyden önce yetenekli bir hocaya ihtiyaç vardır. Bununla birlikte, düzgünce beslenip, vücutlarını güçlendirmek için de paraya ihtiyaç vardır.

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44312 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr