Bölüm 83: Kendini Beğenmiş Zhu Hong

avatar
6679 27

Library of Heaven's Path - Bölüm 83: Kendini Beğenmiş Zhu Hong


 

Çevirmen: W2G

 

“Zhang laoshi iyi olacak mı?”

 

Sınıfta, Zhao Ya, Wang Ying ve diğerleri endişeliydi.

 

Cao Xiong laoshi, Zhang laoshi’nin hakkından gelmek için Aydınlanma Arzu Testine başvurmuştu. Daha çoğu kişinin bundan haberi olmasa da, öğrencileri olarak, bu durum hakkında birkaç şey duymuşlardı.

 

“Endişelenmeyin, hepimiz Zhang laoshi'nin derslerine katıldık ve ondan etkilendik. Liu Yang’ın da onun rehberliğinden etkilendiğine eminim, ters bir şey yaşanmasına imkan yok!” dedi Zheng Yang.

 

Zhang Xuan’ın kabul etmiş olduğu beş öğrenci arasından, başlarda en hoşnutsuz olanı oydu. Fakat, iki dersin ardından, tam anlamıyla ondan etkilenmişti. Şu anda, Wang Chao bile onu kabul etmek istediğini söylese, hiç tereddüt etmeden reddederdi.

 

Onun düşünceleri bu derece değiştiğine göre, Liu Yang’da onunla aynı şekilde düşünüyor olmalıydı.

 

Böyle bir güven seviyesine sahipken, Zhang Xuan nasıl testte başarısız olabilirdi?

 

Boom!

 

Konuşmalarının ortasında, birisi ansızın dışarıdan metal kapıya bir tekme yolladı. Sonrasında, genç bir adam kibirli bir havayla içeri girdi.

 

“Şu saygı değer Zhang Xuan laoshi’niz nerede? Onu buraya getirin!”

 

Bu sözleri söylerken, genç adam iki elini arkasında birleştirmişti ve göz kapakları yavaşça yukarıya doğru kalktı.

 

Konuşmasında 'Zhang Xuan laoshi’yi’ kasten vurgulamıştı. Yüzünde saygı duyduğuna dair en ufak bir iz yoktu ve onunla dalga geçiyor gibi duruyordu.

 

“Sen de kimsin? Burada hoş karşılanmıyorsun, lütfen sınıfı terk et!” Kapıyı tekmeleyerek içeri girmesinin ardından, karşısındakinin Zhang laoshi hakkında saygısız konuştuğunu duyan Zheng Yang'ın yüzü karardı.

 

"Zheng Yang, aceleci olma. O giriş sınavlarında dördüncü olan Zhu Hong!"

 

Genç adamı tanıdıktan sonra, aceleyle Zheng Yang’i geriye çekip, kısık bir sesle ona bunları söylerken, Yuan Tao'nun yağlı vücudu sallandı.

 

"Zhu Hong mu?"

Bunu duyduktan sonra sadece Zheng Yang’ın değil, Zhao Ya ve diğerlerinin de yüzü karardı.

 

Bu ismi daha önce duymuşlardı. Zhu Hong çoktan Juxi alemi zirvesine ulaşan bir öğrenci olarak ünlenmişti ve söylenenlere göre bir sonraki aleme yükselmesi an meselesiydi.

 

Giriş sınavında dördüncü olması, güç ve yetenek bakımından açıkça onun rakibi olamayacaklarını gözler önüne seriyordu.

 

“Beni tanıyabildiniz, görünüşe göre düşündüğüm kadar aptal değilmişsiniz. Bu, Lu Xun laoshi tarafından gönderilen bir savaş mektubu. On beş gün sonra düzenlenecek olan Birinci Sınıflar Turnuvasındaki Öğretmen Değerlendirmesinde Zhang Xuan laoshi’ye meydan okumak istiyor. Pekala, bu mektubu onun adına kim kabul edecek?”

 

Diğerlerinin onu tanıdığını gören genç adamın, dudaklarının kenarları yukarıya doğru kalktı. Hor gören bir bakışla, onları aşağılayarak geliş nedenini belli etti.

 

Bu kişi Lu Xun'un sınıfından biraz önce ayrılmış olan Zhu Hong’dan başkası değildi.

 

Zhu Hong, Öğretmen Yeterlilik Sınavından sıfır alan, akademinin en kötü hocası Zhang Xuan hakkında çok fazla şey duymuştu. Cennetler tarafından kutsanmış bir kişi ve Lu Xun'un gururlu bir öğrencisi olarak, onu hakir görüyordu.

 

“Öğretmen Değerlendirmesi mi? Lu Xun laoshi meydan okuyor?”

 

O anda, herkesin yüzü bambaşka bir hal aldı.

 

Öğretmen Değerlendirmesinde yarışacak olan onlar olmalarına rağmen, bu değerlendirme hangi hocanın öğrencilerine daha iyi bir rehberlik verdiğini ölçen bir savaş olarak düşünülüyordu. Bu müsabakada hocaların gururları söz konusuydu ve çok az kişi böyle bir savaşa girmeye cesaret edebilirdi. Lu Xun akademinin en ünlü hocasıydı ve vesayeti altında sayısız usta öğrenci bulunmaktaydı. Neden böyle birisi Zhang laoshi’ye meydan okurdu ki?

 

“Aynen öyle, Zhang Xuan’ın Lu laoshi’nin arkasından çevirmiş olduğu aşağılık işler, hocamızın öfkelenmesine neden oldu ve ona bir ders vermeye karar verdi. Savaş mektubunu buraya bırakıyorum, siz daha sonra ona verirsiniz. Meydan okumayı kabul edecek cesaretiniz yoksa, şimdiden yenilgiyi kabul edin ve ondan özür dilemek için Lu laoshi’nin sınıfına yol alın. Aksi takdirde, utancınızdan yerin dibine girmeye hazırlanın!”

 

Zhu Hong savaş mektubunu masanın üzerine fırlattı ve ayrılmak için arkasını döndü.

 

“Orada dur bakalım!”

 

Tam sınıftan çıkmak üzereyken, Zheng Yang ileriye doğru atıldı ve yolunu kapattı. “Sen sınıfımızın kapısını tekmeledin ve Zhang laoshi hakkında çok saygısız konuştun. Özür dile, yoksa kaba davrandığım için beni suçlayamazsın!”

 

Bir öğrenci hocasının onurunun ayaklar altına alınmasına ses çıkarmadan duramazdı. Bu elemanın, hocalarına gram saygı duymadığı her hareketinden belli oluyordu. Nasıl ağzına gelen her şeyi söyleyip, bir savaş mektubunu fırlattıktan sonra ayrılmasına izin verirlerdi?

 

“Benden özür dilememi mi istiyorsun? Bunu yaptırabilmek için, ilk önce gerekli kapasiteye sahip olmalısın!”

 

Alayla gülümseyen Zhu Hong, hor gören bir şekilde ona baktı ve bir tekme gönderdi.

 

Zheng Yang'in mızrak kullanma yeteneği inanılmazdı, fakat yumruk ve tekme atmada ciddi biçimde tecrübe eksikliği vardı. Bununla birlikte, yetiştirme seviyesi karşı tarafın altında olduğu için, o daha tepki veremeden, doğrudan kalbine gelen tekmeyle geriye doğru uçtu ve sert bir şekilde yere düştü.

 

“Küstah!”

 

Öfke içindeki Zhao Ya'nın yüzü eğrildi ve bir kükremeyle, ileri atıldı.

 

Tıpkı Zhu Hong gibi, o da Juxi alemi zirvesindeydi. Fakat, savaş kabiliyeti açısından karşı tarafın biraz altındaydı. Birkaç yumruklaşmadan sonra, omzuna bir darbe aldı ve geri çekilmek zorunda kaldı.

 

Ondan sonra, Wang Ying ve Yuan Tao’da ileri fırladı. Ancak, aralarında en güçlü kişi olan Zhao Ya bile onun rakibi olamadığına göre, onlar nasıl Zhu Hong’a karşı durabilirlerdi?

 

Kısa bir süre içinde, dördü de bir takım yaralanmalara maruz kalmıştı. Karşı tarafın eylemleri onları çileden çıkartmasına rağmen, ellerinden hiçbir şey gelmiyordu.

 

Zhang Xuan’dan bir çok bilgece teori öğrenmişlerdi, fakat bunlar üzerinde çalışma fırsatı bulamadıkları için, hala giriş sınavında dördüncü olan birinin dengi değillerdi.

 

“Bir avuç işe yaramaz!”

 

Üzerine saldıran kalabalığın hakkından geldikten sonra, Zhu Hong kollarını savurdu ve “Bu sadece küçük bir cezalandırmaydı! Hocanız, Lu laoshi’ye meydan okumanın doğuracağı sonuçları düşünmeliydi! Ona kabul etmeye cesareti yoksa, acele edip özür dilemesini söyleyin, aksi halde…”

 

“Aksi halde ne?”

 

Konuşmasını bitiremeden, kapı aralığından hafif bir ses duyuldu.

 

Beraberinde Liu Yang’la birlikte Zhang Xuan sınıfa girdi.

 

“Aksi halde…”

 

Zhang Xuan işe yaramazın teki olsa da, yine de bir öğretmendi. Akademinin bir öğrencisi olarak, ona hakarette bulunabilecek bir pozisyonda değildi. Zhang Xuan hiddetlenmemesine rağmen, Zhu Hong korkudan geriye çekildi ve dişlerini sıkarak, “Aksi halde, Öğretmen Değerlendirmesini utanç içinde kaybetmeye hazır olun!” dedi.

 

“Kazanıp, kaybedeceğimi söylemek sana düşmez! Geri dönüp, Lu Xun’a savaş ilanını kabul ettiğimi söyle!”

 

Zhang Xuan eliyle ona gitmesini işaret etti.

 

Aslında, şu anda biraz kasvetli bir hal içerisindeydi.

 

Huang Yu ve Bai Xun'un ayrılması için çok fazla çaba sarf ettikten sonra, derslerine biraz daha fazla odaklanmayı amaçlamıştı. Ancak daha sınıfa girmeden, bu elemanın bağırışlarını duymuştu.

 

Lu Xun ona meydan okuyordu.

 

[Altında eğitim gören birkaç yüz tane öğrencin var. Sadece Wang Yan benim derslerimi dinlemeyi tercih etti diye, bu kadar büyük bir yaygara koparmana gerek yoktu!

 

Ayrıca, savaş mektubu göndermek için bir öğrenci seçeceksen, en azından daha güvenilir birini seçebilirdin. Bu eleman sadece bir birinci sınıf öğrencisi olmasına rağmen, çok burnu havada davranıyor. Öğretmen kimliğine sahip olmasaydım, çoktan tek bir tokatla onun hayatını sonlandırmıştım!

 

Farklı koşullarda olsaydık, onun burada böyle züppe bir tavır sergilemesine izin verir miydim sanıyorsun?]

 

“En iyi kararı verdiniz. Elveda!” Zhu Hong ayrılmaya hazırlandı.

 

“Bekle!” Zheng Yang biraz zorlanarak ileri çıktı. Endişeyle Zhang Xuan’a baktı, “Zhang laoshi, o sadece arkanızdan saygısızca konuşup, sınıfımızın kapısını kırmakla kalmadı, üstüne bir de bize saldırdı. Onun bu şekilde ayrılmasına izin verirsek, diğerleri de gelecekte bizi kolay bir hedef olarak görmez mi?”

 

“Ne oldu? Attığım dayak yeterli gelmedi mi? Hmph! Zayıf olmana rağmen, çok kendini beğenmiş konuşuyorsun, seni lanet olası velet!”

 

Başını dikleştiren Zhu Hong alay etmeden önce, bakışlarıyla Zheng Yang, Zhao Ya ve diğerlerini küçümseyici bir şekilde süzdü, “İçinde sadece birkaç öğrencinin bulunduğu bu sefil sınıfın, kapısının olup olmamasının bir fark oluşturacağını düşünmüyorum. Birisinin gizlice derslerinizi dinleyeceğini düşünüyor musunuz? Hayal kurmayı bırakın! Ayrıca, beni burada tutabilmek için bundan daha güçlü olmalısınız. Tam burada duracağım, yeterli derecede kabiliyete sahip olduğunu düşünen birisi varsa, gelsin!”

 

Sonrasında, iki elini birleştirip Zhang Xuan’a doğru bakmadan önce bir anlığına duraksadı, “Zhang laoshi, bir öğretmen olarak, kesinlikle bir öğrenciye saldıracak kadar alçalmayacağınızı düşünüyorum!”

 

Öğretmen gururu diye bir kavram da vardı. İçlerinden birisi bir öğrenciye saldıracak olursa, diğerleri tarafından hor görülürdü.

 

‘Askere karşı asker, komutana karşı komutan’ sözünde ifade edilen de buna benzer bir durumdu. Komutanın teki küçük bir askeri yense bile, bu onun için gurur duyulacak bir durum olmazdı.

 

Zhang Xuan’ın ona karşı bir harekette bulunmasının pek muhtemel olmadığını ve öğrencilerinin de onun dengi olmadığını düşünen Zhu Hong, korkusuzdu.

 

"Zhang laoshi..."

 

Zhu Hong’un ne kadar kibirli davrandığını gören Zhao Ya, Zheng Yang ve diğerlerinin yüzlerinin rengi attı. Hep birlikte yumruklarını sıkıca sıkarken, içleri ileriye doğru atılıp onu pataklama isteğiyle doldu.

 

Fakat, Zhu Hong’un dengi olmadıklarını da biliyorlardı. Bir önceki seferde çok ağır bir yenilgi almışlardı zaten. Ona karşı harekete geçmeyi denerlerse, sadece kendilerini utandırdıklarıyla kalacaklardı.

 

“Ona bir ders mi vermek istiyorsunuz?”

 

Bu kendini beğenmiş çocuğu görmezden gelen Zhang Xuan, dönüp öğrencilerine baktı.

 

"Evet!"

 

Hepsi aynı anda başlarını salladı.

 

Onların yüz ifadelerini gören Zhang Xuan, gelişigüzel bir biçimde elini salladı. Daha sonra, ciddi bir yüz ifadesiyle, “Ne olursa olsun, o Lu laoshi'nin öğrencilerinden biri. Burada ölecek olursa, bunun açıklamasını yapmam zor olur! Şuna ne dersiniz, Yuan Tao, güç bakımından en zayıf olan sensin ve kendine hakim olma konusunda başarılısın, gidip onu kafası bir domuz gibi şişene kadar döv ve hazır elin değmişken kapımıza yaptıklarının bedelini de tazmin et! Kendini tutmayı unutma! Ayrıca, dövüş sırasında adil bir tutum sergile ve sınırı çok aşma! Dost öğrenciler olarak aranızdaki samimiyete zarar vermen hoş olmaz!”

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44338 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr