Bölüm 6: Genç Hanımımıza Ne Yaptın?

avatar
7538 33

Library of Heaven's Path - Bölüm 6: Genç Hanımımıza Ne Yaptın?


 

Çevirmen: W2G

 

Yapması gereken şeyleri bitiren Zhao Ya, karşısındaki adamın kendini nasıl utandıracağını izlemek için hazırdı.

 

Aniden, aklına bir fikir geldi ve kollarında bir Kayıt Kristali belirdi.

 

Kayıt Kristali, çevresindekileri videoya alabilen ve sesleri kayıt edebilen bir eşyaydı. Bunu Zhang Xuan’ın günahlarının kanıtı olarak kullanmayı planlıyordu. Böylelikle, onun suçluluğu hakkındaki bu haberi yaydığında, Zhang Xuan’ın kaçış yolları kapanmış olacaktı.

 

“Ne kadar aşağılanacağını görelim o zaman, Lu Xun laoshi ile rekabet edebileceğini düşünmek, hayal kurmaya devam et!”

 

Kendi hayal kırıklığına son vermek ve onu cezalandırmak için gereken kanıtın birazdan elinde olacağını düşününce, Zhao Ya’nın gözleri parıldadı, neredeyse kahkaha atmasına engel olamıyordu. Karşı tarafın ne tür bir saçmalıkla geleceğini görmeyi beklerken, bu mutlu halini bastırmaya çalıştı, tam bu sırada önünde feneri andıran bir çift berrak göz belirdi.

 

“AH…”

 

Zhao Ya şok içinde sıçradı ve aceleyle geriye çekildi. Ancak o zaman onun Zhang Xuan laoshi olduğunun farkına vardı. Sinirle dişlerini sıktı ve bağırdı, “Ne yapıyorsun?”

 

“Sakin ol, ben sadece bir bakış atıyorum!” Elleri arkasındayken, başını sallayarak, Zhao Ya’nın etrafında dönmeye başladı. Sonra, bir anda Zhao Ya ile aralarında neredeyse bir chi [1] kalmışken durdu.

 

Onun vücudundan gelen sıcaklığı hissedebiliyordu. Zhao Ya’nın yüzü kızardı. Çocukluğundan beri, ona bu kadar yaklaşan tek bir adam dahi olmamıştı. Kalbi delice atmaya başladı. Ardından, sakin bir ses başı çekti, “Sen hastasın!”

 

Bu sözleri duyan Zhao Ya, sinirden alev aldı ve olduğu yerde kendinden geçti. “Hasta olan sensin, bütün ailen hasta senin…”

 

Deliye dönmenin eşiğindeydi.

 

Bu adamın beyninde nasıl bir sıkıntı vardı. İçindeki kusurları belirtmesi için bir dizi dövüş sanatı icra etmişti. Ama bu adam bunu yapmak yerine, onun hasta olduğunu iddia etmişti. Dünyada nasıl bu kadar aşağılık bir insan var olabilirdi?

 

“Neden hakaretler yağdırmaya başladın?” Zhang Xuan kaşlarını çattı. Çok geçmeden, az önce söylediği sözün diğer anlamının farkına vardı ve hafifçe gülümsedi, “Vücudunun hasta olduğunu söylüyorum, sana hakaret etmiyorum!”

 

“Ben hasta falan değilim!” Zhao Ya soğuk bir şekilde ofladı. “Bence burada hasta olan sensin! Beyninle ilgili bir şeyler yanlış!”

 

Tabiri caizse, o bir öküz kadar güçlüydü. Tek bir yumruğunun arkasında 100 kg dan fazla güç vardı. Hasta olup, olmadığı konusunda oldukça netti.

 

“İlk olarak sözlerime karşı çıkmayı bırak. Sıklıkla danzhong [2] ve jujue [3] akupunktur noktalarında belirsiz bir ağrı hissediyor musun? Özellikle bir dolunay gecesinde, nemli bir rüzgar estiğinde, vücudunda sönük kırmızı bir iz beliriyor ve sen de şöyle oluyorsun…” Bu noktada, Zhang Xuan bir anlığına duraksadı, söyleyeceklerini sözlere dökmek zormuş gibi geldi. Bir müddet sonra konuşmasına devam etti, “Nasıl antreman yaparsan yap, kalbin yatışmayacakmış gibi hissediyorsun?”

 

“Nasıl… Bunu nasıl bilebildin?”

 

Kızgın Zhao Ya, karşısındakinin söyleyeceği her kelimenin aksini ispatlamayı planlamıştı, ama bu sözleri duyduktan sonra yüzü kırmızıya döndü ve çok şaşırdı.

 

Söyledikleri yanlış olmak şöyle dursun, onlar… tam anlamıyla doğruydu.

 

Son zamanlarda yaptığı antremanlar sırasında, ağrı şiddetli olmadığından dayanabiliyor olsa da, danzhong ve jujue noktalarında hafif bir ağrı hissediyordu. Problemin en kritik noktası ise… Bir dolunay gecesinde, soğuk bir rüzgâr estiğinde, vücudu garipleşimesiydi. Vücudu kırmızıya dönerken, içini güçlü bir arzu kaplıyordu. Köpüren duygularını bastıramazken, kendini bir erkeğe sarılmayı arzularken buluyordu.

 

O insan bedenlerinin birlikteliğinden bir haber olan, daha 16-17 yaşında genç bir kızdı, yani bu duygunun ne olduğunu söyleyemezdi. Sadece içini kaplayan bu duyguların, onu utandırdığını hissetti. İlk başlarda, buna dayanabilirse, bir süre sonra geçeceğini düşündü. Fakat, bu duygular giderek daha da şiddetlenmeye başladı. Vücudu geliştikçe ve göğsü büyüdükçe, bu eğilimlerin daha da dizginlenemez bir hal aldığının farkına vardı.

 

Geçmişte, yetiştirme tekniğinin sadece iki dolaşımıyla bununla baş edebiliyordu. Fakat şimdi, on kez yapmak bile yatışmasını sağlamak için yeterli değildi. Bu durumda yapabileceği tek şey, güneş doğana kadar çalışmasına ara vermekti.

 

Bu durum çok tuhaf olduğundan, hiç kimseye söylemeye cesaret edemedi. En iyi arkadaşlarından ve Şehir Lordu olan babasından bile gizledi!

 

Hiç kimsenin bilmediği bir konu olmasına rağmen… Bu adam bu olayı nasıl bilebilimişti?

 

Akademiye gelme nedenlerinden biri de, dayanamama raddesine geldiği için burada sorunun çözümünü bulup, kesin olarak kurtulmak istemesiydi.

 

“Ben bir öğretmenim. Biraz önce gerçekleştirdiğin yumruklama rutinine bakarak bunu anlayabilirim!” Zhang Xuan sakince cevap verdi.

Elbette, birisinin yumruklama rutinine bakıp, bu kadarını söylemesi imkansızdı. Cennet Yolunun Kütüphanesi olağanüstü bir hazineydi. Karşı taraf kusurlara sahip olduğu sürece, bu kusurların yetenekleriyle hiçbir alakası olmasa bile, kütüphanenin içinde kayda geçirilmekteydi.

 

Onun bu sorunundan haberdar olduğu için, Zhang Xuan'ın yüzünde tuhaf bir bakış vardı.

 

“Bunun bir… çözümü var mı?”

 

Zhao Ya çenesini sıktı ve kızarık bir yüzle sordu.

 

Karşısındakinin sahtekarlığını ortaya çıkarma konusunda o kadar kararlıyken, işin sonu problemlerinin Zhang Xuan tarafından bir anda ortaya çıkarılmasıyla bitmişti. Bu durum onu utandırdı.

 

“Evet, bunu çözmek için bir yöntem var. Yarın sınıfa gel, sana açıklayacağım!”

 

Zhang Xuan konuşurken el hareketleri kullandı.

 

“Gerçekten mi?”

 

Zhao Ya’nın gözleri, içinde bir şüpheyle beraber parladı.

 

Vücudundaki problemlerin farkındaydı. Bu şiddetli arzuları kontrol edememesi, yaptığı her işte onun asabi ve sabırsız olmasına neden olmuştu. İlk başlarda, bu durumu kalbinde saklayabileceğini ve bunun için hiçbir çözüm yolu olmadığını düşündü. Bilakis, tüm akademide son sırada bulunan bu hocanın, birkaç sözle sırrını ortaya çıkaracağını hayal bile edemezdi.

 

Dahası… bunu tedavi etmek için bir çözümü vardı!

 

“Bana güvenmiyorsan, akademideki diğer hocaları deneyebilirsin!” Zhang Xuan ilgisiz bir yüz ifadesiyle, elini savurdu.

 

“Hayır, hayır… Hocam, sizden başkasını düşünmüyorum!” Zhao Ya aceleyle başını sağa sola salladı.

 

Acı çekmeye başladıktan bir-iki gün sonra, şehirdeki sayısız doktor onunla alakalı sorunun ne olduğunu söyleyemedi. Babası, Şehir Lordu Zhao bile onunla ilgili ters bir şey olduğunu fark edemedi. Fakat, bu Zhang Xuan laoshi tek bir bakışla ne olduğunu anlamıştı. Göz muhakeme yeteneklerini karşılaştırırsak, bu insanların hiçbiri onunla yarışabilecek düzeyde değildi.

 

Onun, sıkıntısını tedavi etmek için bir yol bulacağına inanmasının nedeni de tam olarak buydu.

 

“Şu Kayıt Kristali, onu hala saklamayı mı düşünüyorsun?”

 

Zhang Xuan, Zhao Ya’nın kollarını işaret etti.

 

“Ah….”

 

Zhao Ya dehşete kapıldı. Onun hakkında delil toplamak için arkasında bıraktığı Kayıt Kristalini tamamen unutmuştu. Biraz önce yaptıkları konuşmanın içeriği sızarsa, nasıl omuzları dik bir şekilde yürümeye devam edebilirdi?

 

“Hayır, hayır öyle yapmayacağım…”

 

Avuç içiyle uyguladığı bir kuvvetle, ‘kacha‘, Kayıt Kristali yerle bir oldu.

 

Kristali parçaladıktan sonra, Zhao Ya, Zhang laoshi'ye bir kez daha baktı. Bu sefer, yüzü çok nefret dolu gözükmüyordu. Aksine, yüzüne esrarengiz bir bakış hakimdi.

 

Kayıt Kristalini çok dikkatli bir biçimde gizlemesine rağmen, yine de yakalanmıştı. Buna ilaveten, vücuduyla alakalı problemler de onun tarafından açığa çıkarılmıştı. Öğretmen Yeterlilik Sınavından sıfır puan alan birisinin nasıl böyle yetenekleri olabilirdi?

 

“Ün,itibar ve yabancıların onun hakkındaki görüşlerine karşı ilgisiz olmalı! Büyük ustaların hepsinin böyle olduğunu duydum…”

 

Aklında bu fikir belirdiğinde, kalbinde Zhang Xuan’ın konumu bir sahtekardan, dünyadaki en iyi ustalardan biri olarak değişti.

 

“Yatak takımı ve kitaplarını temin etmek için kimlik tokenini al. Ayrıca, o sırada kalacak bir yer bulmaya çalış. Yarın derslere tam vaktinde başlayacağız…”

 

Bir öğrencinin daha ağına takıldığını gören Zhang Xuan, ona talimatlar verirken elini salladı. Aniden, dışarıdan yükses sesli bir kükreme duyuldu ve aniden bir şahıs içeri daldı.

 

Hu!

 

İçeri giren kişi orta yaşlı bir adamdı. Sınıfa girerken, etrafından vahşi bir aura yayılıyordu. Tek bir bakışla, birisi onun güçsüz olmadığını söyleyebilirdi.

 

“Genç hanımım!”

 

Kapıdan girdikten sonra, orta yaşlı adam durdu ve Zhao Ya’ya doğru eğildi.

 

“Yao amca, sen neden buradasın?”

 

Zhao Ya ona boş boş baktı.

 

Bu, Zhao Ya’nın iki arkadaşının çağırmak için gittiği, Baiyu Şehrinden, uşak Yao Han’dan başkası değildi.

 

Zhao Ya’yı akademiye gönderdikten sonra tam ayrılmak üzereydi ki, Zhao Ya’nın iki arkadaşı aceleyle ona gelerek, genç hanımın Öğretmen Yeterlilik Sınavından sıfır alan adamı öğretmeni olarak kabul etmek istediğini ve hatta bu adamın, genç hanıma tuvalet kaselerini fırçalamasını emrettiğini yetiştirdiler…

 

Bunları duyan uşak Yao Han, olduğu yerde sinirden köpürdü.

 

Genç hanım, Şehir Lordunun gözbebeği! Evde, çevresindeki hiçkimse ona emir vermeye cesaret edemezdi. Ona yerleri temizletmeye ve tuvalet kaselerini fırçalatmaya cüret etmek… Bu adam fazlasıyla cüretkardı!

 

Eğer bu adam, akademinin daha saygın öğretmenlerinden biri olsaydı, dikkatli olma eğiliminde olduğu için bu meselenin peşini bırakabilirdi. Ama can alıcı husus şuydu… Bu adam Öğretmen Yeterlilik sınavında sonuncu gelmiş ve buna ilaveten kontrolündeki bir öğrencisi çılgına dönmüştü.

 

Genç hanım nasıl böyle birisinin altında eğitim görebilirdi?

 

Şehirde ona rehberlik eden insanlar, gelişigüzel bir biçimde seçilse bile, burada duran kişiden çok daha güçlüydüler!

 

“Genç Hanımım, siz……” Soğuk bir şekilde Zhang Xuan'a bakan Yao Han, hızlıca bakışlarını genç hanıma çevirdi.

 

“Çoktan Zhang laoshi'yi öğretmenim olarak kabul ettim!” Zhao Ya ilan etti.

 

Tüm gücüyle buraya koştuktan sonra, yetişmek için bir adım geride kalacağını düşünmemişti. Zhao Ya’yı arkasına doğru çekerken, Yao Han’ın yüzü kasvetliydi. Zhang Xuan’a soğukça baktı, “Hemen genç hanımımızı vesayetinden çıkar! Ardından özür dile! Aksi taktirde, ben bu meseleyi bildirdiğimde, herkes senin reşit olmayan bir bayanı vesayetin altına almak için büyülediğini öğrenecek!”

 

“Reşit olmayan bir bayanı büyülemek mi? Kullandığın ifadeler biraz ağır değil mi!” Zhang Xuan başını salladı.

 

Diğerleri bu lafları duysa,  Zhao Ya’ya birşey yaptığını düşünürdü. Sadece gökler, onun tek yaptığının bir öğrenciyi kabul etmek olduğuna şahitlik edebilirdi, bu inanılmaz derecede saf bir eylemdi.

 

“Benimle oyun oynama. Ailemizin genç hanımı yetenekli bir dahidir. Senin seviyende bir kişinin eğitebileceği biri değil. Eğer şimdi onu derslerinden çıkarmayı kabul edersen, bu meseleyi unutabilirim. Aksi halde, kesinlikle bunu müdüre bildirip, seni kovdurtacağım…

 

Yao Han bağırarak konuştu. Fakat daha sözlerini bitiremeden, arkasındaki Zhao Ya onun konuşmasını böldü.

 

“Yao amca! Ne yapıyorsun! Zhang Laoshi'yi kendi özgür irademle, öğretmenim olarak kabul ettim, neden bana sorun çıkartıyorsun?”

 

Zhao Ya ayağını yere vurdu.

 

Akademiye gelme nedeni, vücuduyla alakalı sorunu çözmekti. Önündeki hoca, ona bu konuda yardım edebileceğini söylediği için mutluydu, fakat uşak Yao buraya işleri berbat etmek için gelmişti. Ne halt yemeye çalışıyordu?

 

“Kendi özgür iradenle mi?” Yao Han genç hanıma doğru baktı. “Onun gerçekten gücünüzün artmasını sağlayacak, bir rehberlik vereceğini mi düşünüyorsunuz?”

 

Genç hanım gururlu birisiydi. Bunu çok iyi biliyordu. İşe yaramaz olarak görülen bu hoca ona rehberlik edebilir miydi? Onu bu yüzden mi kabul etmişti?

 

“Gücümü arttırmak mı? O bunu yapmadı…” Zhao Ya başını salladı.

 

O sadece hastalığını belirtmiş, yetiştirmesi konusunda ona rehberlik etmemişti.

 

“Hayır mı? E, o zaman…” Yao Han şaşırdı.

 

“Tamam, Yao Amca, soru sormayı bırak!” Hastalığını hatırlayınca, Zhao Ya’nın yüzü kızardı.

 

Genç hanımın bu davranışlarını gören Yao Han kafası karışmış bir biçimde etrafa boş boş baktı. Daha sonra, yerde parçalanmış Kayıt Kristalini gördüğünde, şaşkınlık içerisinde donakaldı ve bir anda, öfkeden kuduran bir aslana büründü.

 

“Seni lanet olası velet, genç hanımımıza ne yaptın? Seni şimdi öldürmeye cesaret edemeyeceğimi mi düşünüyorsun…”

 

Boom!

 

Hiddetiyle beraber güçlü bir aura dalgalandı ve rüzgar uğuldamaya başladı. ‘Jiya’, ağır baskıya dayanamadığı için yer ızdırap içinde çatırdadı.



[1] 1 chi = 33.3cm

 

[2] Danzhong, iki göğsün arasından geçen yatay bir çizginin merkezindeki akupunktur noktası.

 

[3] Jujue, göğüs kafesinin merkezinin hemen altındaki yer.

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44343 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr