Lms 22.8 : Kaderi Reddetmek (2/3)

avatar
1970 17

Legendary Moonlight Sculptor - Lms 22.8 : Kaderi Reddetmek (2/3)


Çevirmen : Clumsy-nim



Weed Işık Meydanında bir köşe tutarak odaklandı.

 

Doğa heykelleri kadın oyuncuların çok ilgisini çekiyordu. Bulutlar, rüzgar ve toprak, harikulade manzaralara dönüşüyordu.

 

“Büyük olması, Doğa Heykeli olduğu anlamına gelmez.”

 

Tüm Versailles Kıtasının Weed’in kıtadaki bütün zirvelerde yarattığı Doğa Heykellerinden bahsetmesi şaşırtıcı olmasa gerekti. Yayıncılar görgü tanıklarından raporlar alıyor ve hala Açık Denizlerde aslında neler olduğuyla ilgili çok fazla tartışma dönüyordu.

 

An itibarıyla ticaret sınıfları çığır açıyordu. Kategorinin başarılı meslekleri Demircilerden ibaret değildi, Terziler ve bilhassa Oymacılar da gayet iyi durumdaydı.

 

İnsanların bu sınıflara yönelik düşünceleri hızla değişiyordu.

 

Weed’in Doğa Heykelleri, yaprakların sonbaharda düşüşünden ilkbaharda yeniden filizlenişine dek tüm mevsimleri sergiliyordu.

 

Bu da onları görkemli hale getiriyordu. Yapay olsalar da gerçek güzellik, sınır tanımazdı.

 

"Bu ufak şeyleri yapmaya devam edeceğim. Şöhret, istatistikler ve yetenek yetkinliği için geldiğim nokta bu. Sonuçta büyük şeyler küçük şeylerden doğar."

 

Weed oturup bahaneler üretmeye başlamıştı. Bu görevde bir terslik vardı.

 

Bu ruh hali içerisinde sıkışıp kalmıştı.

 

"Parayla ilgili bir deyişin de anlattığı gibi, zorbalar bile paraları çok olunca kötü insanlar tarafından suistimal edilirler… Ben yalnızca bir şeyler yapayım ama çok fazla ilgi çekecek kadar da mükemmel olmasınlar istiyorum."

 

Bir süredir birlikte seyahat etmediği kız kardeşiyle bilhassa hoş manzaralarda çalışmak harika olmuştu. Kız kardeşi onun için her daim iyi bir arkadaştı ve Yurin’e, ona en iyi uyacak ekipmanları sağlamayı planlıyordu.

 

“Bu çok pahalı. Bana biraz daha indirim yapın."

 

Weed, dükkan sahibine baskı uygulamak için yüksek Şöhretini kullanıyordu.

 

“Ama bunu yaparsam hiç kar edemeyeceğim…”

 

“Satış işi para için yapılmaz. İnsanlar için yapılır! Ve erdemli olmak için.”

 

“Hmm, bu sözler çok ünlü bir maceraperestten geldiği için söylediğinizi yapacağım.”

 

Avlanmak ve maceralara atılmak, dükkanlardan kıyafet veya zırh almak gibi dolambaçlı işlere kıyasla basitti.

 

Kız kardeşi seyahat edip ışıl ışıl resimler çiziyor, rahatlamış ve gülümseyen bir çocuk izlenimi veriyordu.

 

‘Ben onunla doğru düzgün ilgilenemesem de sorunsuzca büyüyüp gelişti.’

 

Ebeveynlerini kaybeden Weed, onların rolünü üstlenmişti.

 

Yurin çocukluğundan beri düzgün davranır ama abisi, oldum olası yabancılardan şüphe duyardı. Yurin’in hoş bir gülümsemesi vardı ve her zaman popüler bir kız olmuştu.

 

Weed, Yurin’e yatmadan önce hikayeler anlattığını anımsıyordu.

 

Peri masalları, duygusal küçük çocukların yetişmesinde çok önemli bir rol oynardı!

 

Bugün sana “Üç Küçük Domuzcuk” hikayesini anlatacağım.

 

Üç küçük domuzcuk, kendi evleri olsun diye anne babalarından ayrılmışlar.

 

Birinci domuz evini samandan yapmış, ikincisi ahşaptan, üçüncüsüyse sağlam tuğlalardan.

 

Derken bir kurt, saldırıya geçmiş.

 

Samandan yapılı ev, kurdun burnundan verdiği nefesle yıkılıp kalmış, ahşap evse indirdiği darbeyle parçalanmış.

 

Neticede üç küçük domuzcuk, üçüncü domuzun tuğla evinde yaşayarak kurdu uzaklaştırmayı başarmış.

 

Bu hikayeden çıkarılacak ders nedir, biliyor musun?

 

Kız kardeşinin ışıl ışıl gözlerle verdiği cevabı hala hatırlıyordu.

 

“Sağlam bir ev yapmamız gerektiği mi, abiciğim?”

 

Weed kararlı bir şekilde kafasını sallamıştı.

 

“Bu yalnızca bir masal. Çıkarılacak bir ders yok. Emlak işi tamamen konumla ilgilidir!”

 

“Aha.”

 

“Ohhh.”

 

“Yarın da sana “Hongbu ve Nolbu” masalını anlatacağım. Çalışkan Nolbu’nun abisi Hongbu tarafından oyuna getirilişini anlatan bir hikaye.”

 

Weed’in durumu nedeniyle Yurin, evde eğitim görüyordu!

 

Weed, sürekli Yurin’i gözleyen onca insandan endişe duyuyor ve içi hiç rahat edemiyordu.

 

"Şehirde bir Doğa Heykeli yapma vakti geldi."

 

Esas planı kuzey kıtasında, Morata’nın dışında bir başyapıt bırakmaktı.

 

El değmemiş bölgelere musallat olan birçok tehlikeli yaratık vardı ve kimse onların ötesine geçmeye cesaret edemiyordu.

 

Weed, Doğa Heykelleri yaparak Debkart Dağları gibi yerleri keşfederken Felaket Oymacılığı için seviye atlamaya çalışmıştı.

 

Doğal afetlerin en beteri yaşanacaktı!

 

“Yapılacaklar listesi: Yeteneği hızlıca edin, döküntüleri temizle, yemek pişir.”

 

“Yeteneklerimi hızlıca geliştirmeliyim ki her şeyi birlikte havaya uçurabileyim.”

 

Orman yangını, sel, yıldırım, deprem, tsunami, volkanik patlama, buz ve kar fırtınası.

 

Felaket Oymacılığı deneyimini arttırmak için pek çok seçenek mevcuttu.

 

“En iyi heykel için hepsinin karışımı olmalı.”

 

Ama Morata’ya dönüp bakınca fikri birazcık değişmişti.

 

“Bir Doğa Heykeli yapmak için insansız bir yere gitmek zorunda mıyım gerçekten?”

 

Morata sokaklarında bir sürü ağaç vardı. Weed bol bol meyve ağacı dikmişti.

 

Ama bu ağaçların dışında, dört köşesi çiçeklerle döşeli taş yolda çimenler de büyüyordu.

 

“İnsanlar onları fark etmeden geçip gidiyor olabilirler ama o çimenlerin her biri bir Doğa Heykeli sayılır.”

 

Weed, bu düşünceyle Işık Meydanının köşesinde yaklaşık 20 metrelik bir alan ayırdı.

 

Işık Meydanı yeni bir alan olduğu ve katedral inşaatında pek çok kişi çalıştığı için bu bölgeye gelen oyuncuların sayısı çoktu.

 

Çeşmenin etrafında toplanan kalabalık nedeniyle tezgah açan pek çok tüccar bulunuyordu. Meydanda yeterince geniş boş alan sağlayan bir köşe de yer alıyordu.

 

Oyuncular meydanda toplanıyordu ve bunun birkaç sebebi vardı.

 

Öncelikle, öğelerini burada organize etmeleri ve tezgah açmanın kolay olması büyük bir avantaj sağlıyordu.

 

Yalnızca bu da değil, kale yakınlarında avlandıkları çaylaklık günlerinden beri meydandaki çeşmeden su doldurmak gibi bir alışkanlıkları vardı.

 

İnsanların çeşmenin etrafında koşuşturmasına şaşmamalıydı ve bu sayede ticari kuruluşlar şekilleniyordu.

 

Weed, karalara bürünmüş halde bir köşede çalışıyor ve topraktan çiçek ve çimen yapıyordu.

 

Ölümsüz Gücü yavaş yavaş düşüyordu, görevin tamamlanma zorunluluğuna 3 gün kala istatistiği 140a inmişti.

 

Bu noktaya dek yaptığı heykeller, Ölümsüz istatistiğini sorunsuzca azaltmıştı.

 

Bu da tatilde hamama gitmek gibi rahatlatıcı bir histi.

 

100 günü aşkın süre boyunca doğayla ilişkili heykeller yaparak elde edilmiş bir başarıydı.

 

“Nihayet bu heykeli tamamlama vakti geldi.”

 

Weed, Balkan’ın görevine yalnızca bir gün kala, heykeline son dokunuşlarını yaptı.

 

Görevi acele etmeksizin iptal edebilecek olsa da nasıl bir şeyle karşılaşacağını merak ediyordu.

 

Her bir çimen ve çiçeği tek tek yaptığı için bu seferki heykeli, yarattığı diğer parçalar kadar büyük değildi.

 

Yaklaşıp heykele bakacak olan kişi ne kadar gerçekçi göründüğüne şaşıp kalırdı fakat Weed, Mapan’dan ödünç aldığı bir vagonu kendisine çit yapmış ve insanların heykelini görmesine engel olmuştu.

 

Bölgede devam eden inşaat ve ticaret koşuşturmacası sayesinde de rahatsız edilmeden heykelini bitirebilmişti.

 

“Bunu da yaptım mı tamamdır.”

 

Diyen Weed, topraktan son çiçeğini yaptı.

 

- Lütfen heykele bir isim verin.

 

Bu heykel, Weed’in kız kardeşiyle Versailles Kıtasını dolaşırken gördüğü tüm çiçeklerin bir derlemesiydi.

 

Yabani çim ve çiçeklerden oluşan bir heykel olduğu için Weed’e oyuncak bebeklere göz taktığı günleri anımsatıyordu.

 

Ama tamamen farklı bir heykel tamamlamış olduğu için ne kadar uğraştığına dair bir kanıt bırakmak istemiyordu.

 

“Oyalandığım bir çiçeklik? Yo olmaz. Nedense üzerinde o kadar çalıştıktan sonra böyle başarısız bir isim verirsem insanları öfkelendirirmişim gibi geliyor. Acaba sadece Köşedeki Çiçeklik mi desem? Bu da pek dikkat çekmiyor.”

 

Bir şeye o kadar emek verdikten sonra rezil bir isim koymak Weed’in uzmanlık alanıydı!

 

Işık Meydanına, katedralin yanı başına yerleştirileceği için bir sürü kişinin o heykele bakacağı kesindi.

 

Ve Weed’in heykelin nasıl sonuç vereceğini bilmesi mümkün olmasa da kötü olmayacakmış gibi geliyordu.

 

Yabani çiçekler ve çimenler arasında kelebekler ve arılar uçuşuyordu, hatta kuş oymaları bile vardı.

 

Kelebekler çiçekler üzerinde kanat çırpıyor, arılar bal topluyor, kuşlar çalılıklara yuva yapıyordu.

 

Bir gün bölgeye dikeceği ağaçlarla hoş, huzurlu bir orman yaratacaktı.

 

“Meyve ağacı dikeceğim kesin ama neyse… bu Doğa Heykeline ‘Basit Bir Çiçeklik’ ismini vereceğim.”

 

- ‘Basit Bir Çiçeklik’ isminden emin misiniz?

 

“Evet.”

 

Morata Lordu olarak vatandaşlarına bu kadar çalışmanın o kadar da zor olmadığını göstermek istiyordu.

 

Bir arkadaşınızın ne kadar kazandığınızı sorması ve sizin de ‘Ah, o kadar çok değil ya’ demeniz ve sonra da vergi ve sigorta kesilmeden önceki miktarı söylemeniz gibi bir şeydi.

 

*Ding!*

 

****

 

Başyapıt! Basit Bir Çiçeklik.

Çiçekler açan bir bahçe.

Bu, büyümüş çalılar ve yabani çiçekleri sergileyen bir heykel.

Düzensiz olsa da hayatla dolup taşıyor.

Kitaplar, bu nadir çiçeklerden pek az kaldığını belirtiyordu. Heykel olsalar da nüfuslarının artması sağlandı.

Her biri Oymacının ellerinde açan çiçeklerin güzelliğini tasvir ediyor.

Tarihe geçmeyi hak eden çiçeklerden oluşan bir eser.

Doğa Oymacılığının gücünü içinde taşıyor.

Sanatsal Değer: 3871

Seçenekler: Basit Bir Çiçeklik eserine bakmak Sağlık ve Mana yenilenme oranını bir günlüğüne %23 arttırır.

Maksimum Sağlık %37 artar.

Bu heykeli takdir etmek, Bitki Bilimi yeteneği yetkinliğinin gelişimini hızlandırır.

Çiftçi ve bahçıvanların yetenek seviyelerinin etkinliği %3 artar.

Bu gelişme bölgedeki Bitki Canavarlarını da tetikler. Bitki Canavarları doğar.

Esas olarak orman gelişimi sağlarlar ve insanlar karşısında yüksek tarımsal eğilimlere sahip olmaları oldukça muhtemeldir.

Bu bölgede alp çayı yetişir.

Turizm ve tarımsal hasada bağlı olarak mevsimsel festivaller gerçekleşebilir.

Diğer Heykel etkileriyle birleşmez.

Şu ana dek tamamlanan Başyapıt sayısı: 15

-Oymacılık Yeteneği yetkinliği gelişti.

-El Becerisi Yeteneği yetkinliği gelişti.

-Heykelleri Anlama Yeteneği seviyesi 1 arttı.

-Şöhret 625 arttı.

-Sanat 12 arttı.

-Canlılık 4 arttı.

-Sağlık 380 arttı.

-Azim 3 arttı.

-Dayanıklılık 3 arttı.

-Bir Başyapıt meydana getirilmesi gereği Oymacılık Uzmanlığı 1 gelişti.

-Doğa Oymacılığı Orta Düzey 6. Seviyeye yükseldi.

-Felaket Oymacılığı yeteneğini edindiniz.

-Kehanetin Sonunun ışıl ışıl bir güzellikle şekil alışıyla bağlantılı bir görev yaratıldı.

Dünyanın görkemini şekillendiren görev, oradaki insanlarla iletişim kurulmasıyla başlayacak.

Seviyeniz yükseldikçe zincirleme görev de oldukça zorlaşıyor. Başarısız olmamak adına Oymacılık yeteneklerinizi arttırmanız tavsiye edilir.

 

****

 

Kehanetin Sonu şekil almıştı!

 

Oyma Bıçağı, Heykele Hayat Bahşetme, Heykel Dönüşümü, Elementsel Heykel Yaratımı, Felaket Oymacılığı!

 

"Birer birer, en nihayetinde tüm seti tamamlayıncaya dek!"

 

Kehanetin Sonu.

 

Bu iş, gençliğinde sonbahar boyunca gazete satıp da domuz kumbarasını dolduracak parayı biriktirmesine benziyordu!

 

"Görev alındı. Ama bir yıl içerisinde tamamlanmazsa başarısız olacak..."

 

Bu da alışveriş bölgesine yeni teslimatlar yapıldığında kumbarasının içindekilerle vedalaşmasının gerektiği duruma benzerdi.

 

"Hakk keoheok heoheo!"

 

Weed’i izlemek insanı rahatsız ediyordu.

 

Şu anki eksantrik kişiliği pek çok yönden, yalnızca saf suların berrak olduğu çocukluk günlerinin yansımasıydı.

 

O zamanlar Kore domuzu pirzolası yemek zorken huzur bulmak daha da zordu.

 

"Neyse, yakında Oymacılık yeteneğim İleri Düzey 8. Seviye olacak."

 

An itibarıyla İleri Düzey 7. Seviye %99.3teydi, yani yalnızca %0.7 eksiği kalmıştı.

 

Tomurcuklar, çiçekler ve çimenlerle dolu heykeli tamamlamıştı. Taş, toprak ve su üzerinde animasyon görüntüler mevcuttu.

 

Rüzgarda hafifçe savrulan yapraklar yeşile dönüyor ve dört bir yana yoğun bir koku yayılıyordu.

 

Kelebek ve arı heykelleri, nektarları toplayıp tozlaşma sağlayacak gerçek kelebek, arı ve uçan böcekleri çekiyordu.

 

Eski çiçek ve çimen türleriyle kıyaslanınca bu yaratım, o eski manzarayı değiştiriyordu.

 

Fakat çitlerin yakınlarındaki sayısız çiçek ve kök, sapları büyüdükçe daha da yayılıyordu.

 

Büyüleyici ve göz alıcı tomurcuklar açıyordu.

 

Morata'da çiçeklerle kaplı rengarenk mekanların sayısı artıyordu!

 

Işık Meydanından uçuşan yapraklar ücra şehirlere doğru sürükleniyordu.

 

Kütüphane, Paralı Asker Loncası ve Pazar, tamamlanmamış Katedral yapısının yakınlarındaydı. Ve orada toplanmış diğer Tüccarlarla oyuncular, rüzgarda savrulan yaprakları görüyordu.

 

*Ding!*

 

****

 

Yabani çiçek festivali başladı. Yabani çiçekler, dosta düşmana baharın geldiğini haber veriyor.

Versailles Kıtasının kuzeyindeki tarla ve tepeler, hatta nehir kenarları bile açan çiçeklerle doluyor. Aşık vatandaşlar, itiraflarını yapmak için buraları seçiyor.

Festival süresince vatandaşların mutluluğu artacak.

Canlılık onarımı arttı.

Morata bölgesinin Şöhreti arttı.

Turizm endüstrisinin gelişimini teşvik etmek adına ziyaretçi artışı gerçekleşti.

Bal üretiminde %800 artış görüldü.

Dostun düşmanın akranlarıyla bir arada mutlu mesut vakit geçirdiği bir süreç başladı.

 

****

 

“Bu iyi oldu. Çiçekler çok güzeller, harika da kokuyorlar…”

 

Çiçekler, cesaret arttırıyordu. Neticede oyuncular, seviyelerinin yüksekliğinden bağımsız olarak içten içe birer çaylak olmayı sürdürüyordu.

 

Değerli taşlara sahip Cazibe arttırıcı aksesuarlar bile kullanıyorlardı!

 

Weed’in Yabani Çiçek Festivali bilinçsizce başlamıştı.

 

“Şu çiçekler de hiçbir işe yaramıyor. İnsanlar neden sırf birine vermek için onları satın alıyor hiç anlamıyorum. Mezuniyetmiş, törenmiş, nerede bir etkinlik varsa orada çiçek oluyor. Sonra çöp olduklarında da her şey boşa gidiyor. Değerleri falan kalmıyor.”

 

Weed’in zihni, bir kaktüsün bile hayatta kalamayacağı bir çölden bile daha kuru, kavruktu.

 

Beklenmedik bir festival olsa da bu seferlik sorun çıkmayacağını düşünüyordu. Uzun zaman önce Yurin’in bir çiçek bahçesini izlediği anı anımsıyordu. Çiçekler dört bir yana yayıldıkça her şey daha da iyi olacaktı.

 

"Ehh, fena değil. Doğal bir şekilde yayılıyorlar, Morata’da çiçek bakmanın bir maliyeti de olmuyor. Vatandaşlar mutlu olduğu sürece hava hoş zaten."

 

Kelebek ve arı heykellerinin olduğu nokta, bir teslimat noktası halini almıştı.

 

Weed, oyuncuların böyle bir şeye girişmesinin an meselesi olduğunu biliyordu.

 

Bu yüzden gelen oyuncuları karşılayabilmek adına heykellerin yakınında bir yer bulmuştu.

 

#Şu yazar gerçekten ilginç bir kafa yaşıyor, arka arkaya iki cümlenin bile birbiriyle hiçbir alakası olmayabiliyor, sürekli konudan konuya atlıyor. Aynı anda hem bu kadar ilginç bir seri yazıp hem de böyle şeyler yapabilmesini aklım almıyor valla. Neyse. Bizim pinti ‘Basit bir çiçeklik’ heykeliyle birlikte nihayet meşhur felaket oymacılığını öğrendi. Balkan görevinin de vakti geldi. Bir sonraki bölümde bizi ilginç şeyler bekliyor olabilir, orada görüşmek üzere!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44263 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr