Bölüm 27: İnsanların İnsan Olma Sebebi

avatar
566 6

Kötü Adamın Hayatta Kalma Rehberi - Bölüm 27: İnsanların İnsan Olma Sebebi



---

 

Yaradan fırlayan koyu kan temiz yüzünü lekeledi.

 

Kara kılıç özgürce hareket etti ve can almak isteyen bir cellat gibi kürkü kesti.

 

Hrrr!

 

Üç metrelik kurt bilgelik dolu kızıl gözlerini Kayra’nın üzerine dikti. Dikenli çalıların içine düşmüş gibi her yerinde sayısız kesik vardı.

 

“İnsan! Kabilemden ne istiyorsun?”

 

Çın, Çın!

 

Kurdun pençeleri kara kılıçla çarpışında bir anlığına üstün geldi ama hemen ardından kurdun göğsünü başka bir kılıç kesti. İnsan bir kılıcını yedekte tutarken diğer kılıcıyla savaşıyordu. Yedek kılıcını sadece tüm odağını verdiğinde kullanıyordu.

 

Kurt açılan yarayı görünce dişlerini gösterdi ve insana öldüresiye saldırdı. İkili saniyeler içinde çok kez çarpıştı ama iki tarafta üstün gelemedi.

 

Bu çatışma başlayalı çoktan bir saat olmuştu ama kurt nedense üstün gelemiyordu. Yaptığı her hamle sadece bir hamle tarafından parçalanıyor ve açık oluşmasına neden oluyordu. Sanki yaptığı her şey bu insan tarafından görülüyordu.

 

Kurt boğazını ve kalbini hedefleyen iki kılıçtan kıl payı kaçınıp geriye çekildi. Bilgelik dolu gözleri öldürme niyeti ile dolmuştu.

 

İnsansa kılıçlarını belini iki yanında bulunan kınlara koydu ve bir elini gerip, diğerini yumruk yaparak duruşunu aldı. Bacakları hafif kırıktı, mavi gözlerinin içinde bir tutam sis öfkeli bir okyanus gibi çılgınca dalgalanıyordu.

 

Gri kurdun etrafındaki kırmızı renkli aura daha da yoğunlaştı. Gri pençeleri ilkbaharda açan çiçekler misali yeşerdi.

 

“Bahar Pençesi, Kızıl Göz, Kızıl Avcı hepsi aynı anda. Bu siz Alfalara özel olan Hiddet Modu olmalı. Ölümü göze alıyorsun demek ki…”

 

“Seni alçak insan! Kabilemin yeni doğanlarını dahi katlettin. Ne uğrunaydı? Sadece kazanç uğruna mı yaptın? Kendine insanım diyebiliyor musun?”

 

“Sizin varlığınızın amacı benim tarafımdan katledilmek. Yeni doğanlar, çocuklar, yaşlılar ve hatta ailen bile… Onların varlığına değer kattığım için bana saygılarını sunmalılar.”

 

“İNSAN! HADDİNİ AŞIYORSUN!”

 

Kurt gerileyip insana doğru koştu. Aradaki mesafe çok kısa olduğu için anında aşması gerekirdi ama insan kara kılıcını çekip siyah renkli kılıç enerjisini savurmuştu.

 

Bu yüzden zıplamak zorunda kaldı.

 

Fiziksel kuvveti insanın hayal dahi edemeyeceği kadar fazlaydı. Kolaylıkla beş metre yukarı zıplayabilmişti.

 

“Laplace’ın Şeytanı!”

 

İnsan bunu söyledikten sonra kafasını kaldırdı ve havadaki kurda bir bakış attı.

 

Hareketleri garip bir şekilde hızlıydı.

 

“Mahvolmuş Kralın Kılıç Ki’si.”

 

Elini solundaki kılıcın kabzasına koyduğu gibi kılıcı fırlattı. Kurt havada olsa da bu kadar güçsüz bir saldırı onun Kızıl Avcı’sını geçemeyeceği için dert etmedi.

 

Ancak bir an sonra gözlerinde korku ve şaşkınlık belirdi.

 

Kılıç göğsüne çarpmak üzereyken Kızıl Avcı’nın en sert bölgesi orayı koruyordu ama birden değişerek orada bir açıklık oluşturmuştu.

 

“HAYIR!”

 

Kılıç göğsündeki deriyi kolaylıkla aştı ve kılıç enerjisi kalbini paramparça etti.

 

Kurt insanın üzerine düşerken vücudundaki tüm güç onu terk etti. İnsan birkaç adım atıp yörüngesinden çıktı.

 

Pat!

 

Fare leşi gibi yere çarptı ve bir daha kalkamadı.

 

“Na… Nasıl… bil… bildin?”

 

İnsan kara kılıcını kaldırdı ve gri kurdun başucuna geldi.

 

“Laplace’ın Şeytanı adında bir yeteneğim var. En kısa sürede en fazla bilgiyi toplamamı sağlıyor.”

 

“Ora… orada boşlu-k ol-olduğunu…”

 

“Yeter bu kadar. Seninle birlikte Kızıl Gözlü Gri Kurt Kabilesi’nde karşımda duracak kimse olmayacak. Siz Alfa kurtlar benden daha güçlü olmanıza rağmen çok gururlu ve aptalsınız.”

 

Kızıl Gözlü Gri Kurt gözlerini insana dikti ama bir şey söyleyemedi.

 

Karşı koyamazdı.

 

İnsan haklıydı.

 

Onun aptalca provokasyonlarına kanmasaydı bu kadar yaralanmaz ve dezavantajlı başlamazdı.

 

“Pekala, görüşmemek üzere.”

 

İnsan kılıcını indirdi.

 

Günler süren mücadele artık sona ermek üzereydi.

 

Splash!

 

Kan yükseldi ve kurdun gözleri kapandı.

 

İnsan iki kılıcı da kurdun bedeninden çıkardı ve üzerlerindeki kanı savurdu. Kafasını çevirdi ve uzaktaki minik kurt yavrusuna baktı. Alfa kurdun düşen bedenine ıslak gözlerle bakıyordu. Oraya koşmak istediği belliydi ama insanın varlığı ona engel oluyordu.

 

İnsanın ona baktığını görünce ilk önce kaskatı kesildi.

 

Ardındansa tüm hızıyla koşmaya çalıştı.

 

İnsan göğsünü tuttu ve derin bir nefes aldı. Alfa kurtlarla savaşmak kolay değildi. Dışarıdan bir şeyi yokmuş gibi gözükse de üç kaburgası kırılmış, tendonu yırtılmış ve leğen kemiği parçalanmıştı. Üstelik organları da hasar görmüştü.

 

Yaptığı yanlış bir hamle kaburgalarının kalbini ya da ciğerlerini delmesine neden olabilirdi.

 

Kılıcının kınını tuttu ve kendini destekleyerek ilerlemeye devam etti. Kurt henüz çok uzaklaşmamıştı. Aralarında sadece otuz metre vardı ancak bu mesafe insan için aşılamayacak kadar fazlaydı.

 

Büyü Gücü de o kadar azalmıştı ki özel güçlerini kullanması için yeterli değildi.

 

İlk defa böyle bir durum düştüğü için ne yapacağını bilemedi. On dakika sonra özel yeteneklerinden bir tanesini kullanabilir hale gelecekti.

 

“Yakında akbabalar doluşmaya başlayacaktır. Çok geç kalırsam başka bölgeye kaçabilir ve onu öldüremem. Erken gidersem Büyü Gücü’m olmadığı için savaşamam ve hatta kovalayamam bile.”

 

Dişlerini sıktı ve kurdun arkasından bir süre baktı.

 

“Geri çekilmezsem ölebilirim. Hayır, onu kovalarken başka bir canavara denk gelirsem kesin ölürüm.”

 

  Kendini kurdun cesedine dayadı ve kılıçlarını sakince elinde tuttu.

 

Böylelikle beş dakika geride kaldı.

 

İnsanın dudaklarından kan sızıyordu. Fark etmediği iç yaralar daha da büyümüş ve artık hayatını tehdit eder hale gelmişti.

 

Üç dakika daha geçti.

 

 Yaraları daha da kötü hale geliyordu ve güneş en tepedeydi. Yakında başka canavarlar kan kokusuna gelecekti.

 

Ancak insan tüm acılarına rağmen beklemeye devam etti.

 

Ve iki dakika daha geçince siyah kılıcını arkasındaki kurdun derisine sapladı ve kabzasına kadar soktu. Dişlerinin arasından sızan kanı umursamadan mırıldandı.

 

Poof!

 

Kurdun vücudundaki Ak Öz bir anda vakumlanmaya başladı. Kılıç, Ak Öz’ü soğurdu ve sahibine Kara Öz olarak sundu.

 

“Yaşam Gücü’ne çevir.”

 

---

 

Sonsuzmuş gibi görünen çimenlerde küçük bir yavru topallayarak ilerlemekteydi. Küçücük olmasına rağmen yetişkin kurtlarda görülmeyecek bir kararlılıkla önüne bakıyordu.

 

Her şey iki gün önce babası B Seviyesi’ndeki tüm Alfa kurtların öldüğüne dair bir haber almasıyla başlamıştı. Bir grup ya da bir şey Kızıl Gözlü Gri Kurt Kabilesi’nin fertlerini yaş fark etmeksizin öldürmeye ve Mana Kalplerini sökmeye başlamıştı.

 

Cesetler tanınmayacak kadar iğrençti.

 

Özellikle Alfa kurtların cesedi. Ya büyük bir şey tarafından ezilmişçesine paramparça oluyorlardı, ya da gafil avlandıklarını belli eden tek bir yara izleri bulunuyordu. Bazıları da zehirlenerek ölmüştü.

 

Kabilenin buraya yerleştiği ilk günden beri böylesine bir şey olmamıştı.

 

Babası büyük liderin olayla ilgileneceğini umarak kendisini ve ailesini korumaya almaya çalışmıştı. Ancak yakınlardaki bir C seviye ailenin saldırıya uğradığını görünce sürü için toplanma emri vermişti.

 

Ama işler iyileşmemekle kalmadı, gerçekler yüzlerine vuruldu.

 

Babası, annesi ve kardeşleri dışında tüm kurtlar katledilmişti.

 

B+ Seviyesi’ndeki büyük lider de buna dahildi.

 

Kimse emre cevap vermemişti.

 

Babasıyla birlikte aramaya gittiklerindeyse annesi ve kardeşleri öldürülmüştü. Babası öfkeden deliye dönüp zanlıyı buralara kadar kovalamış ve gerçek kimliğini keşfetmişti.

 

İnsandı.

 

Uzun zamandır buralarda gözükmeyen insanlardı.

 

Sadece bir insan bu kadar kötü ve kurnaz olabilirdi. Onları yanlış yönlendirerek ailesini katletmiş ve zoru duruma sürüklemişti.

 

Gözyaşları minik kurdun göz yuvalarından ayrıldı.

 

İnsanla arasında kilometreler vardı. Birkaç saate bölgeden çıkmış olacağı için yapması gereken tek şey mesafeyi korumaktı.

 

Bir süre daha ilerledikten sonra kuzeye döndü ve ilerlemeye başladı. Üç beş kilometre ilerledikten sonra tekrardan yön değiştirip kendisini kolaylıkla saklanabileceği kül renkli bozkırlara vardı.

 

On dakikadır koştuğu için enerjisi tükenmeye başlıyordu.

 

İnsandan kaçmak için enerjiye ihtiyacı vardı.

 

Boyunu geçen otların içine çöktü ve vücudunu sakladı.

 

Gözlerini kapattığında uykuya dalması saniyeler sürdü.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44519 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr