Bölüm 14: Kanlı Yol (2)

avatar
671 6

Kötü Adamın Hayatta Kalma Rehberi - Bölüm 14: Kanlı Yol (2)



Kayra, silah dükkanından ayrıldıktan sonra haritayı takip etti. Bilgi Merkezi’nden ayrıldıktan sonra kalan tüm puanı da harcamayı unutmadı.

 

Kasabanın dışına vardığında önündeki manzara birden değişti. Hava gölün yüzeyindeki dalgalanmaları andırırcasına dalgalandı.

 

[#13 Numaralı Kasaba’dan ayrıldınız!]

 

Gözü alabildiğince ilerleyen orman karşısına çıktı. Dünya da görülmesi zor temiz bir hava hakimdi. Kuşlar ötüyor, böcekler ciyaklıyordu.

 

Kayra bastırılması zor bir heyecan hissetti.

 

Buradan sonrasını merak ediyordu. Acaba buradan canlı çıkabilecek miydi? Geri dönebilecek miydi? Tehlike her yerden çıkabilirdi. Bir böcek, bitki ya da zararsız gözüken bir hayvan onu öldürebilirdi.

 

Önündeki her şey bir sır perdesiyle kaplıydı.

 

Ne olacağını kestirmek zordu.

 

“Kızıl Gözlü Kurt Kabilesi’nin kontrolündeki bölgeye varmadan önce birkaç kilometre kuzeydoğuya ilerlemem gerekiyor. Önümde küçük bir göl var.  Gölün etrafından dolaşmam gerekecek.”

 

Yırtıcılar su kaynaklarının yanında takılmaya bayılırdı. Her canlı temel ihtiyaçlarından biri olan suyu temin etmek zorundaydı. Aksi takdirde yaşamını devam ettiremezdi.

 

Yırtıcılar ise bunu kendi çıkarları için kullanıyor, su içmeye gelen yumuşak etleri bekliyordu.

 

“Hmm… “

 

 Sırt çantasındaki eşyaları son bir kez kontrol ettikten sonra yeşil çime adım attı. Dış dünyaya attığı ilk adım buydu.

 

Bir adım, ikinci adım, üçüncü adım…

 

Uzunca bir süre yürüdükten sonra güneşi yansıtacak kadar temiz bir gölün başına geldi. Göl o kadar temizdi ki bir aynadan farksız gözüküyordu. Kayra, göle bir süre baktıktan sonra etrafa bakındı ve gideceği yönü gözüne kestirdi.

 

Ardından ayrıldı ve öncekinden hızlı adımlarla ayrıldı. Bir saat sonraysa hedeflediği bölgeye vardı. Neyse ki yolculuğu sorunsuz geçmişti.

 

Önünde büyük bir vadi vardı.

 

Vadinin arkasındaysa gözü alabildiğince uzanan yemyeşil bozkır bulunuyordu.

 

Kayra etrafı biraz inceledikten sonra vadiye adım attı.

 

İlk adımını attıktan sonra bir hırıltı duydu. Tüm vücudu alarma geçti. Kalbi uzun bir maraton koşmuş gibi hızla atmaya başlamıştı.

 

Tehlike!

 

[Benzersiz Kılıç Ustası devreye girdi.]

 

Kılıcını çektiği gibi yukarıya doğru savurdu.

 

Klang!

 

Kılıç ve pençe çarpışınca demirin demire çarpması gibi kıvılcımlar etrafa yayıldı. İki metrelik iri kurt yere inerken kızıl gözlerinde korkutucu bir ışık çaktı.

 

İlk defa bir insan pususuna karşı koyabilmişti.

 

Kayra’ya baktı.

 

Kayra da ona baktı.

 

İki metre boy, gri kürk ve kan kırmızı gözler. Bu kesinlikle bir Kızıl Gözlü Gri Kurt’tu. Hayatında ilk defa bir canavar görmenin heyecanıyla onu dikkatlice inceledi.

 

Mahvolmuş Kralın Kılıcı ve Benzersiz Kılıç Ustası sayesinde ilk saldırıyı atlatmayı başarmıştı.

 

Ama bu ikincisini garantilemezdi.

 

“İki metrelik bir boy. Senin seviyen C- civarlarında olsa gerek.”

 

Hafifçe gülümsedi ve yeri tekmeledi.

 

“Ben de kendimi test edecek bir rakip arıyordum!”

 

Küstah bir insan. Kızıl Gözlü Kurt en çok bunun gibi ahmak insanlardan nefret ederdi. Dünyanın kaç bucak olduğunu ancak ölümle yüzleştikten sonra anlarlardı.

 

Hırıldadı ve pençesini savurdu.

 

Sadece pençesini savurmasına rağmen gücü bir insanı püreye çevirmek için yeterliydi.

 

Klang!

 

Kılıç ve pençe tekrar çarpıştı. Kayra, kendi etrafında döndü ve Benzersiz Kılıç Ustası’nın gösterdiği kusurlardan birisine saldırdı.

 

[Kayra Kırmızıgül]

 

Güç: 44

Çeviklik: 63

Dayanıklılık: 50

Kontrol: 40

Büyü Gücü: 90

Şans: 40

 

Sınıf: Yok

 

Otorite: Yok

 

Sponsor: Yok

 

Kişilik: Soğukkanlı, Makyavelist, Pragmatist

 

Yetenekler: [Benzersiz Kılıç Ustası (%0)], [Mahvolmuş Kralın Kılıç Ki’si (%0)}

Yetenekler: Yok

Gücü öncekinden katlarca fazlaydı.

 

Kurt, Kayra’ya pençesiyle saldırdı. Kayra gözlerini kurdun yüzünden ayırmadan gövdesini hafifçe oynattı.

 

Voooşş!

 

Saldırı kıl payı onu ıskalayarak yere çarptı. Yerde küçük bir çukur oluştu.

 

Kayra bunu fırsat bilip kılıcını ileri sapladı. Daha önce hiç kılıç kullanmış olmasa da Benzersiz Kılıç Ustası sayesinde hayatı boyunca kılıcı elinden hiç bırakmamışçasına bir aşinalık hissediyordu. Onu ek bir uzuv olarak hissettiğini söylemek yanlış olmazdı.

 

‘Kurtların saldırıları kalıplaşmıştır.’

 

Kılıcı havayı yararak ilerledi.

 

Tam kurdun yüzünü deşecekti ki kurt aceleyle geriye sıçradı.

 

‘Yakın mesafede pençelerini kullansa da uzak mesafede atılmayı tercih ederler.’

 

Beklediği gibi kurt yere temas ettiği anda yıldırım hızıyla ileri atıldı. Çenesi büyükçe açıldı ve Kayra’yı tek lokmada yutmak istercesine ısırdı.

 

Kayra yana doğru büyük bir adım attı ve havadaki kurda kılıcını sapladı.

 

Savaşta, zihin ve beden koordinasyonunu büyük önem arz ederdi. Beden, zihin emrettiği anda emri yerine getiremiyorsa savaşı kaybetmek kaçınılmazdı.

 

Ama beden, zihin emrettiği anda harekete geçebiliyorsa durum ne olursa olsun kazanma şansı her zaman azami seviyelere sıçrardı.

 

Bir de bunun üst seviyesi vardı.

 

Zihin emretmeden bedenin karşılık verdiği durumlar.

 

Bu kişiler gerçek savaş makineleriydi.

 

Kayra abisinin gözleri kapalı olsa dahi çevresindeki bir düşmanı alt edebildiğini görmüştü. Kendisi de böyle beceriler elde etmek için sürekli temrin etmişti ama sonucu basit birkaç refleks kazanmaktan öteye gitmemişti.

 

Hala yaşıtlarının çok ilerisinde olsa da abisine kıyasla eksikti.

 

Kılıcı, havadaki kurdun derisini kolaylıkla deldi.

 

Kurt dehşet verici bir çığlık kopardıktan sonra dellendi ve Kayra’ya saldırdı.

 

Kayra kılıcını çekip çabucak geri çekildi. Kurtta derin bir yara bırakmıştı ama sevinmek bir kenara kaşlarını çatmıştı. Mahvolmuş Kralın Kılıcı özel bir kılıçtı. Silah Dükkanı’nda diğer kılıçlar ile karşılaştığında ne özelliklerinin ne de istatistiklerinin bir dengine karşılaşabilmişti.

 

Ama o bile üst seviye canavarlar arasında dahi güçlü sayılabilecek Kızıl Gözlü Gri Kurt’un derisini bu kadar kolay delebileceğini düşünmüyordu.

 

Belki hazırlıksız yakaladığındandır kılıç kolaylıkla deriyi delmişti.

 

Hrrr!

 

Kurt kanlı gözlerle Kayra’ya baktı. Gri kürkünü kirleten kızıl kana bir bakış atmadı. Gözlerini Kayra’dan ayırmıyordu.

 

Soğuk gözlerine bakarken birkaç adım geriledi. Gözleri daha da parlak hale geldi. Hafifçe eğildiğinde gözlerinden kızıl renkli bir aura dışarı çıkıp vücudunu kapladı.

 

“Hm?”

 

Özel becerilerinden bir tanesini kullanmıştı.

 

Kızıl Avcı.

 

Vücudunu kaplayan ince ama sağlam aura zırhıydı.

 

“Anlaşılan kılıcım o kadar kolay kesemeyecek seni.”

 

Bunları söyledikten sonra kurda atıldı.

 

Kılıcını yatay bir şekilde savurduğunda kurt pençesiyle karşılık verdi. İkili saniyeler içinde birkaç kez çarpıştı. En sonunda kurt dişleriyle atağa geçince Kayra geri çekildi.

 

Kurt bunu fırsat bilip atağa geçti. Hafifçe uluduktan sonra Kayra’nın sağ ayağına pençesini savurdu. Kayra’nın yüz ifadesi bu saldırıyı fark edince değişti. İfadesi daha da temkinli bir hal alırken saldırıyı atlattı.

 

Kendini topladığında ise kurt çoktan ona pençesini savurmuştu. Kılıcını kaldırdı ve vücudunu çevirdi. Pençe, kılıca çarptığında tok bir ses çıkardı ama kılıcı ittirmekte başarısız oldu. Kılıca çarptıktan sonra yönü değişti ve Kayra’nın bulunduğu yönün aksine ilerledi.

 

Kayra yeri tekmeledi ve kurtun üzerine sıçradı.

 

“Mahvolmuş Kralın Kılıç Ki’si, göster bana heybetini!”

 

Siyah kılıcın mor mücevheri ışıldadı. Kılıcın ucunda her şeyi soğuracakmışçasına karanlık gözüken ışık parçacıkları oluştu.

 

Kılıç Ki’si şekilsiz bir forma sahipti.

 

Ama bir anda kılıcı kapladı ve kızıl auradan oluşan kalkanla çarpıştı.

 

Boom!

 

Aura kalkanı yedi şiddetinde  depreme maruz kalan apartman misali sarsıldı. Gri kurdun yüzünde şaşkın bir ifade belirdi ama hemen kayboldu.

 

Gri pençesi yaprak yeşili bir ışıkla kaplandı.

 

Bahar Pençesi!

 

“Siktir!”

 

Kayra halihazırda havadaydı.

 

Kurdun pençesinden kaçınacak zamanı ve imkanı yoktu.

 

Kılıcıyla darbeyi karşıladı ve azaltmak amacıyla kurdun yüzünü tekmeledi. Ama ne yaparsa yapsın pençe onunla çarpıştı ve metrelerce uzaktaki bir kayaya uçmasına neden oldu.

 

Boom!

 

Kayaya çarpınca vücudundaki kemiklerin sarsıldığını, organların yer değiştirdiğini hissettirdi. Kurdun gücünü hafife aldığı gerçeğini fark etti.

 

“Savaş deneyimi kazanmak için savaşırken ölebilirim. Sanırım, her şeyi boş verip öldürmeye odaklanmam gerekiyor.”

 

Gözlerini üzerine koşan kurda dikti.

 

Kurdun gözleri kızıl renkle parlıyordu. Anlaşılıyordu ki üç beceriyi de aynı anda kullanıyordu. Ölmek istemiyorsa bu haliyle savaşmamalıydı.

 

Kurt ona doğru zıpladı. Ağzı her şeyi yutabilecek bir kara delik kadar korkutucu geliyordu. Ama Kayra sakinliğini bu anda bile korudu. Yerde yuvarlandı ve kurdun saldırı bölgesinden kaçındı. Tekrar ayağa kalktığındaysa kılıcını savurdu.

 

Pooof!

 

Kılıç ki’si hilal şekline büründü ve kurda doğru ilerledi.

 

Kurt uludu ve Kızıl Avcı yeteğine güvenerek saldırıyı karşıladı.

 

Ama…

 

Mahvolmuş Kralın Kılıç Ki’si ile çarpışınca Kızıl Avcı’nın kızıl kalkanı dağıldı.

 

Auuu!

 

Uluması bir an sonra suratına yediği tekme yüzünden kesildi.

 

“Şimdi!”

 

Kurt bir anlığına afallasa da kendine gelmesi saniyeler sürmeyecekti. Kayra bu anı fırsat bilerek kurdun ön pençelerine saldırdı.

 

Fışş!

 

Etrafa kan sıçradı.

 

İki derin kesik kurdun pençelerinde ortaya çıktı.

 

Kurt delicesine öfkelendi ama elinden bir şey gelmedi. Kayra’yı ısırmaya çalıştığı anda çenesine bir tekme yedi ve dengesini kaybedip birkaç adım sendeledi.

 

“Aslında oldukça eğlenceli.”

 

Kayra vücudundaki yaraları umursamadan canavara atıldı.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44522 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr