King of Gods - Bölüm 950: Gücü Açığa Çıkarmak

---

 

Bölüm 950: Gücü Açığa Çıkarmak

 

Üç grup toplamda on kişiden oluşuyordu ve herkes yeşil bronz sütunun önünde sessizce duruyordu.

 

“Aranızdan herhangi birinin diziler veya Cennetin Mirası gizli teknikleri konusunda uzmanlığı var mı?” keçi sakallı yaşlı garip bir şekilde gülümseyerek sordu.

 

Herkes kafasını eğdi ve konuşmadı. Kimsenin bu konuda uzmanlığı olmadığı belliydi.

 

İmparatorluk Mezarı'ndaki bazı mirasların çözülmesi için dizi veya mekanizma ustasu gerekiyordu ama bu kişiler yoktu. Ayrıca burada biri diziler konusunda uzman olsa bile bu şey normal bir dizi veya başka bir mirastaki diziler gibi bir şey değildi. İmparatorluk Mezarı'nda bu diziyi çözebilecek yalnızca birkaç kişi vardı.

 

“Onu yok etmek için birlikte çalışabilir miyiz?” keçi sakallı yaşlının grubundan bir Yarı-Kutsal Lord mırıldandı.

 

Herkes sessizdi. Diziler hakkında bir şey bilmiyorlarsa neler olacağını nereden bileceklerdi?

 

“Hadi bir deneyelim.” Uzaktan saldırın.” Mor cübbeli yaşlı bir an için düşündü. Birçok dizi saldırıya uğradığında karşı saldırı yapabilirdi.

 

“Tamam.” Yaşlı Ying de kabul etti.

 

Kimse hayatını riske atıp yasaklı bölgenin derinliklerine ulaştıktan sonra geri adım atmak istemiyordu. Herkesin kabul ettiği belliydi, bu yüzden hepsi salonun dışına doğru çekildi.

 

“Dokuz Yin Avcu!” Keçi sakallı yaşlı Gerçek Yuan'ını dolaştırdı ve avcunu dışarıya doğru iterek soğuk ve güçlü bir Yin aurası yaydı.

 

Hu~~

 

Buzlu bir avuç içi yeşil bronz sütuna doğru ilerledi. Keçi sakallı yaşlı bu saldırıyı yavaş yavaş yapmıştı,bunu yaptıktan sonra da birkaç adım geri çekildi.

 

Buzlu avuç için birden altın-beyaz renkli dizinin üzerine indi.

 

Boom!

 

Hemen ardından herkesin yanındaki duvarda bir el izi ortaya çıktı.

 

“Bu... Bu nasıl mümkün olabilir?”

 

Keçi sakallı yaşlı sersemledi ve kalbi hızla atmaya başladı. Dikkatli olmasaydı kendi saldırısının güçlendirilmiş bir haliyle karşı karşıya kalacaktı.

 

Saldırısı diziye temas ettiği anda hemen geri sekmişti. Kimse nasıl hareket ettiğini bile görmemişti.

 

Zhao Feng bile nefesini tutmuştu. Sol gözünden yavaş yavaş olanları tekrar izleyebilirdi. Ancak hızı 0,2 kata kadar yavaşlattığında bile olanları zar zor görebiliyordu.

 

Keçi sakallı yaşlı deneyimli ve bilgili biriydi, bu yüzden saldırısını serbest bıraktıktan sonra birkaç adım geriye gitmişti ve avuç içi kendisi yerine duvara çarpmıştı.

 

Bir yaşlının tecrübesi gerçekten işe yarıyor gibi görünüyordu. Gücüne rağmen Zhao Feng'in henüz böyle bir tecrübesi yoktu.

 

Diğer herkes şaşkınlıkla olanları izliyordu.

 

“Beklediğim gibi, böyle bir hazinenin kaderi bize ait değil.” Yaşlı Ying iç çekti. Az önce olanlara bakarak herkes bu dizinin derinliğinin Mistik Işık Alemi seviyesini çoktan aştığını söyleyebilirdi.

 

“Duvara bakın!” Jing Kai aniden bağırdı.

 

Herkesin gözünü diziden çekti ve duvardaki el izine doğru ilerledi. İzin içerisinde ince bir çatlak vardı.

 

“Bu...?” Zhao Feng'in yüz ifadesi sol gözüyle ne olduğunu görünce büyük ölçüde değişmişti.

 

“Standart altı Tanrı Kristalleri'nin aurası!” Mor cübbeli yaşlı bir koku aldı ve kendinden emin bir şekilde konuştu.

 

“Herkes bu duvara saldırsın!” Keçi sakallı yaşlı çok sevinmişti. Dizinin mühürlediği hazineyi elde edemezlerse başka bir şey bulmak onları tatmin edebilirdi.

 

Boom! Boom!

 

Buz, yıldırım, ateş ve rüzgar saldırıları duvara çarpmaya başladı.

 

Bam!

 

Herkesin saldırmasıyla birlikte duvar paramparça oldu.

 

Hu~~

 

Aniden arka tarafta şiddetli bir Rüzgar Yıldırım dalgalanması ortaya çıktı. Zhao Feng'in sırtında birden bir çift Yıldırımın Kızıl Kanatları oluştu ve güçlü yıldırım aurası ile birlikte yakınlardaki üç İmparatoru geri püskürttü.

 

Whoosh!

 

Zhao Feng daha sonra bir yıldırıma dönüştü ve duvardaki deliğe giren ilk kişi oldu.

 

“Zhao Feng! Bu nasıl mümkün olabilir!?” Mor cübbeli yaşlı çok öfkeli ve şaşkındı.

 

Zhao Feng'in az önce sergilediği güç neredeyse İmparatorluk Mezarı'ndaki tüm zirve İmparatorları aşıyordu. Zhao Feng'in kendini bu kadar derinden saklamasını beklemiyordu.

 

Zhao Feng gücünü açığa çıkardığı ve ilk saldıran kişi olduğu için belli ki bir çeşit hazine keşfetmişti.

 

Hu~ Hu~

 

Altı tane Yarı-Kutsal Lord Zhao Feng'in hemen ardından duvarın diğer tarafına doğru ilerledi.

 

“Bu Zhao Feng cidden çok güçlü.” Mor cübbeli İmparatorun grubundan olan genç imparator şok olmuştu. Geçen sefer Zhao Feng ve Lei Tong savaştığında dezavantajlı olan kişinin aslında Lei Tong olduğunu fark etti. Lei Tong Yarı-Kutsal bir Lord'du ve onun savaş gücü normal Kutsal Lordlar ile kıyaslanabilirdi.

 

Üç İmparator hiçbir zayıflık belirtisi göstermedi ve onlar da deliğe doğru ilerlediler.

 

“Bu...?”

 

Altı Yarı-Kutsal Lord sersemlemişti. Boyut ışıkla kaplıydı ve vücutlarının üzerine bir kadim aura dalgalanması geldiğinde sarsılmaya başladılar.

 

Her yerde çeşitli nesneler, taşlar ve standart altı Tanrı Kristalleri vardı ve tüm boyutu aydınlatan parlak bir ışık yayıyorlardı. Çok sayıda taş, kırık nesne, canavar derisi, hap şişesi ve başka eşyalar büyük yığınlar halinde duruyordu ve her nesne kadim bir aura yayıyordu. Bu eşyaların hepsi sanki bir çöp gibi etrafa atılmıştı.

 

“Bu.... Tanrı'nın Düşen Metali, Gökyüzü Kristal Ateş Madeni, Mor ve Altın Renkli Aziz Yeşim...!”

 

Eski nesillerden gelenler bile bu eşyaların yalnızca birkaç tanesini tanıyabilmişti ve heyecanla titremeye başladılar. Buradaki herhangi bir taş ya da hurda, dış dünyada dört yıldızlı güçler arasında bir savaşa neden olabilirdi.

 

Az önce gördükleri Tanrı'nın Düşen Metali, Büyük Gan İmparatorluğu'nun gizli hazinelerinde özenle sakladığı gizli bir kaynaktı.

 

Buradaki çoğu eşyanın ne olduğunu kimse bilmiyordu bile.

 

“Hepsini alın!”

 

Altı Yarı-Kutsal Lord, bir anda çirkefleşmeye başladı ve buldukları her şeyi alarak ilerlemeye başladılar.

 

Burada o kadar çok hazine vardı ki arkadan takip eden üç İmparator birkaç tane atık topladığı için çok memnun hissediyorlardı.

 

Eşyalar çok geçmeden temizlendi. Geride ufacık bir parça bile kalmamıştı.

 

“Zhao Feng, elde ettiğin şeyin yarısını ver.” Mor cübbeli yaşlı adam birden Zhao Feng'in önünde ortaya çıktı ve güçlü aurasını serbest bıraktı. Lei Tong ve başka bir İmparator da gelmişti.

 

Zhao Feng'in yüz ifadesi mor cübbeli yaşlının baskısı altında hiç değişmemişti. Öylece yaşlı adama bakıyordu.

 

“Ne diyon la sen? Hazineyi ilk kim alırsa onun olur dememiş miydik?” Yaşlı Ying hemen öne çıktı.

 

“Hmm daha önce bir takım kurduğumuzda Zhao Feng yüm gücünü gizledi ve tüm zor işleri bize bıraktı. Sadece yarısını bize vermesini söylüyorum.”

 

Mor cübbeli yaşının gözleri parlıyordu. Bir dakika önce Zhao Feng'in Tanrı Kristali'ni aldığını görmüştü.

 

Bu şey bir Tanrı Kristali'ydi, standart altı bir Tanrı Kristali değildi. Bu şey Tanrıların nüfuz alanında olan bir şeydi ve Cennetsel İlahi Alem'in gücüyle oluşturulmuytu.

 

“Ufaklık, sen sıradan bir Kralsın ve tüm bu hazineleri güvende tutamazsın.” Keçi sakallı yaşlı hafif gülümsedi.

 

Hazinelerin olduğu yere ilk giren kişi Zhao Feng'di. Belli ki buradaki en değerli hazineleri elde etmişti. Zhao Feng ayrılmak için diziyi kullansa da daha sonra kaçamayacaktı.

 

Yaşlı Ying'in acımasız bir yüz ifadesi vardı. Keçi sakallı yaşlının da mor cübbeli yaşlıya katılacağını düşünmüyordu. Yaşlı Ying mor cübbeli yaşlının grubundan korkmuyordu ama keçi sakallı yaşlının grubunda üç tane Yarı-Kutsal Lord vardı ve hepsi mor cübbeli yaşlıdan daha güçlüydü.

 

Baktılar yapacakları bir şey yok, Ejderha Yeşimi dizisini kullanabilirlerdi, Zhao Feng ise Puslu Uzaysal Dünya ile kaçabilirdi. Yine de tüm bu hazineler için buna değerdi.

 

“Hmph. Yediğim eti tükürmek gibi bir alışkanlığım yok.” Zhao Feng küçümseyerek gülümsedi.

 

Bunu duyan mor cübbeli yaşlı ve keçi sakallı yaşlının yüz ifadeleri büyük ölçüde değişti, herkes şaşırmıştı.

 

“Seni küstah velet! Yediğin şeyi tükürmek gibi bir alışkanlığın olmasa bile sana bunu nasıl yapacağını öğreteceğim!” Mor cübbeli yaşlının suratı yemyeşil olmuştu ve koyu mor renkli Gerçek Yuan'ını dolaştırmaya başladı.

 

“Durun!” Yaşlı Ying birden bağırdı.

 

Hu ~

 

Keçi sakallı yaşlı hemen Yaşlı Ying'in önüne geçip onu engelledi.

 

“Hakim Kutsal Yıldırım Bedeni!” Zhao Feng bir adım öne çıktı ve aniden altın ve mavi renkli ışık tabakası vücudunu kaplarken boyu uzadı. Beşinci seviye Kutsal Yıldırım Vücudu'nun oluşturduğu baskı anında etrafa savrulmuştu.

 

Boom!

 

Hala Gerçek Yuan'ını dolaştıran mor cübbeli yaşlı birden durmuştu. Vücudundaki kan kaynıyordu ve neredeyse kusacaktı. Yanındaki genç İmparator titreyerek yere düştü ve ayağa kalkamıyordu.

 

Bu onun gerçek gücü mü?  Lei Tong mücadele etmeye çalışıyordu ve belli ki kendini iyi hissetmiyordu.

 

Keçi sakallı yaşlı liderliğindeki grubun üyeleri de kalplerinin titrediğini hissettiler. Zhao Feng'in vücudundan yayılan baskı, ondan oldukça uzak olmalarına rağmen onları fazlasıyla etkiliyordu.

 

“Hmph, Zhao Feng eğer bugün hazinelerinin yarısını teslim etmezsen seni ve grubundaki herkesi Ejderha Yeşimi kullanmaya zorlarım.”

 

Mor cübbeli yaşlı çok öfkeliydi. Zhao Feng derin bir vücut güçlendirme tekniği geliştirse bile yalnızca bir kraldı. Yaşlı adam kendi iradesine karşı çıktığı için Zhao Feng'e çok sinirlenmişti.

 

“Zhao Feng, eşyalarının yarısını ver!” Jing Kai paniğe kapılmıştı ve mor cübbeli yaşlı adamın grubu ile İkinci Prens'in grubuyla karşılaştığında nefes almakta bile zorlanıyordu.

 

“Hmm, sen eceline mi susadın!” Zhao Feng'in Kutsal Yıldırım Bedeni, Rüzgar Yıldırım Ateşi ile yumruk atarken aniden bir yıldırım dalgası saldı. Herkesi bastıran fiziksel bir güç aniden mor cübbeli yaşlıya tıpkı bir ateş ve yıldırım fırtınası gibi ilerledi.

 

Salondaki diziyi çözemeyiz, yani Siyah Rüzgar Kanyonu'nda keşif yapacak başka bir şey kalmadı. Bu yaşlı piçten kurtulmanın vakti geldi.

 

“Ne!?” Mor cübbeli yaşlı, ilk saldıran kişinin Zhao Feng olmasını beklemiyordu ve bu yumruğun içindeki güç sanki ölecekmiş gibi hissetmesine neden oldu.

 

Whoosh!

 

Mor cübbeli yaşlının elinde mavi renkli bir kalkan belirdi.

 

Boom!

 

Zhao Feng'in yumruğu mavi kalkana çarptı ve ardından bir yıldırım ve alev patlaması meydana geldi.

 

Çat!

 

Mavi kalkan anında parçalanmıştı ve elleri uyuşan mor cübbeli yaşlı birkaç adım geri çekildi.

 

“Bu nasıl olabilir!? Sıradan bir Kral nasıl böyle korkunç bir güce sahip olabilir?” Mor cübbeli yaşlı hayrete düşmüştü. Mavi kalkanı bu şekilde mi yok edilmişti?

 

İzleyen kişiler tamamen sersemlemişti. Zhao Feng'in yalnızca fiziksel gücü, bir Yarı-Kutsal Lord'la karşılaştırılabilir miydi?

 

“Ya tüm hazinelerini teslim et ya da dizini kullanıp siktir olup git.” Zhao Feng'in ifadesi soğuktu, yavaş yavaş mor cübbeli yaşlı adama yaklaştı.

 

“Hahahaha, biraz geç kalmama rağmen hazinelerden pay alabilirim, değil mi?” Soğuk dalgaların yanındaki yoldan birden yüksek bir kahkaha sesi geldi.