147.Bölüm - Üçüncü Çubuk

avatar
8189 37

Kara Büyücü - 147.Bölüm - Üçüncü Çubuk


Göksel Rüzgar Şehri'ndeki Kraliyet Sarayı'nın taht odasında, sarı saçları beyazlamaya başlamış kral düşünceli bir şekilde tahtında oturuyordu. Karşısında, Shiwuan ve Paul ayakta duruyorlardı.

Paul Kral'a ormanda olanları basit bir şekilde anlatmıştı. Ormana girmelerinden birkaç gün sonra hazine dolu bir bölgeye denk gelmiş ve oraya girmişlerdi. O sırada kendisi de orada hapsolmuş ve grubu koruyamaz hale gelmişken bir başka grup onlara saldırmıştı.

Paul olanlarda kendisinin de suçunun olduğunu bildiğinden özür dilemişti. İlk baştan Grim'i grupla beraber bıraksaydı grup tamamen güvende olurdu ama onu bırakmayı düşünmemişti. Ağacın onu mühürleyebileceğini hiç düşünmemişti.

Bu sırada, Kral derin bir iç çekti. Siyah gözlerini yavaşça Paul'e çevirirken yavaşça konuşmaya başladı.

"O grubun kim olduğunu ve arkalarında kim olduğunu araştıracağım. Siz ayrılabilirsiniz. Kara Büyücü, görev tamamlanamadığı için sana ödülünü vermem yasak ancak sana bir hediye verebilirim. Shiwuan, onu hazine kasama götür lütfen. İstediği bir parçayı alsın."

Shiwuan yavaşça başını sallarken taht odasından ayrılmak için arkasına döndü. Paul de onu takip ediyordu.

Kral'ın görev ödülüyle ilgili söyledikleri şeyler doğruydu ve Kan Çekirdeği İksiri normal büyücüler için oldukça güçlü bir ilaçtı. Hatta bir hazineydi. Bu ilacı Göksel Rüzgar Akademisi'ne bağışlayarak krallığına güçlü bir büyücü kazandırabilirdi.

Ancak Kral Paul'le arasını da iyi tutmak istiyordu. Bu yüzden ona bir hazine vermek istemişti. Zaten kendi hazine kasasındaki birçok şey araştırmayı sevdiği ve ne olduğunu bilmediği şeylerdi. Birkaç büyülü silah olsa da onların değeri Kan Çekirdeği İksiri'nden oldukça düşüktü.

Bu sırada Paul ve Shiwuan taht odasından ayrılmış ve koridorlarda ilerlemeye başlamışlardı. İkili yürürken Shiwuan yavaşça arkaya bakmış ve yavaşça sormuştu.

"Kıdemli, sormak istemiyordum ama cidden merak ediyorum. Omzunuzdaki o küçük... ah, şey ne?"

Paul onun ufaklığı kastettiğini anladığında hafifçe gülümsedi ve başını sağa sola sallarken konuştu.

"Hiçbir fikrim yok."

Shiwuan hafifçe şaşırmış bir yüz gösterirken konuştu.

"Ne olduğunu bilmediğiniz bir şeyle Kan Sözleşmesi mi yaptınız yani?"

Paul gülümsemeye devam ederken konuştu.

"Ne olduğunu anlamama gerek yoktu. O beni seviyor gibi görünüyor. Ben de ufaklığı sevdim."

"Wuu!"

Paul'ün sözlerii anlamış gibi görünen ufaklık mutlu ses çıkarırken parlak sarı kanatlarını çıkarmış ve uçarak Paul'ün başına yerleşmişti. Grim ise Paul'ün kulağını ısırmış ve kanamasına neden olmuştu.

Shiwuan bu sahneyi izlerken önce tamamen şaşırmış, sonra ise hafif bir kahkaha atmıştı. Kıdemli'nin bu iki sözleşmeli canavarı birbirleriyle pek iyi anlaşmıyor gibiydi ve Kıdemli ikisinin arasında kalıyordu.

Bu sırada, Paul Grim'in başını okşayarak onun ısırmasını engellemiş ve yeniden Shiwuan'ın sorusuyla başbaşa kalmıştı.

"Peki, ufaklığa ne isim verdiniz?"

Bu soruyu duyan Paul ufaklığa bir isim vermediğini yeni fark etmişti. Gözlerini yavaşça yukarıya çevirirken ufaklığın parlak sarı gözlerini ona diktiğini fark etti. O anda en çok heyecanlanan kişi ufaklığın kendisi gibi görünüyordu.

Bir süre düşündükten sonra hafifçe gülümsedi ve konuştu.

"Sana Wulian diyeceğim."

"Wuu!"

Ufaklık mutlu bir sesle yeniden yerine otururken yeni ismini kabul etmişti.

Shiwuan Paul'ün ufaklığa daha yeni isim verdiğini görünce şaşırsa da bir şey demeden yoluna devam etmişti. Bu sırada, Paul yavaşça konuşmuştu.

"Sarayda ve dışarıda, hatta bana verilen görev kağıdında bile senden 'İlk Prenses' olarak bahsediyorlar. O halde bir tane daha olması gerekli değil mi? Neden kardeşlerini hiç görmedim?"

Shiwuan soruyu duyduğu anda yavaşça gülümsedi.

"Aslında üç kardeşim var. Bunlardan biri abim Gregor Telan. Bu sene 17 yaşında ve dört kardeşin en büyüğü odur. Ondan sonra ben geliyorum. Benden sonra ise küçük erkek kardeşim Revia Telan var. Bu sene 12 yaşında ve benden yalnızca bir yaş küçük. En küçük kardeşim olan Emma Telan ise bu sene 10 yaşında ve o da İkinci Prenses oluyor işte."

Daha sonra yavaşça nefes alıp konuştu.

"Abim Gregor Telan Kralıktaki bir bölgeyi yönetiyor. Babam onun yönetme işlerine alışması için biraz deneyim kazanmasını istedi. Babamdan sonra tahta geçecek kişi o olacak."

"Revia bu senenin başında bir savaşçı olarak eğitilmeye başlamak için ayrıldı. Birkaç gün sonra ziyaret etmek için dönecek. Beklerseniz onu görebilirsiniz."

"Emma ise Göksel Rüzgar Akademisi'ndeki ustasıyla beraber yaşıyor. Simya konusunda epey meraklı ve sabah akşam çalışıyor. Bir ara geldiğinde onu da görürsünüz. Zaten bildiklerime göre Sisli Gök Akademisi Kış zamanında tamamen kapalı oluyor. Yani iki ayınız daha var. Bu srüe boyunca sarayda kalabilirsiniz."

Yavaşça gülümseyerek konuşmasını bitirdiğinde Paul yavaşça başını salladı. Zaten gidecek daha iyi bir yeri olmadığından Kış bitene kadar burada kalabilirdi. Zaten kapalı kapı eğitimi yapacağından sessiz ve güvenli bir yere ihtiyacı vardı. Kraliyet Sarayı onun için oldukça iyi bir seçenekti.

Bu sırada, ikili parlak altın işlemeli gümüş renkli bir tahta kapının önüne geldiler. Kapının üzerinde herhangi bir anahtar deliği veya kol yoktu. Yalnızca tahta bir duvar gibiydi.

Paul bir şey yapmadan beklerken Shiwuan yavaşça elini kaldırdı ve kapının üzerine koydu. Kapı yavaşça sallandıktan sonra birden açıldı.

Paul hafifçe şaşırmışken Shiwuan konuşmuştu.

"Bu kapı babamın kullandığı büyülü hazinelerden biri. Yalnızca babamın kendisi ve onun kanından gelenler kapıyı açabilirler."

Bu sırada ikili içeriye girmişlerdi. Paul içeriye girdiği anda onun etrafını saran auradan büyülü hazinelerin olduğunu anlamıştı.

O içerideki eşyaları incelerken Shiwuan onun arkasına geçmişti. Paul istediği şeyi seçebileceğinden sadece beklemesi gerekiyordu. Paul eşyaları incelerken eşyalara asılı olan kartları fark etmiş ve beyaz kınlı bir kılıcın üzerindeki kartı açıp okumaya başlamıştı.

"Fırtına, C seviyeli Büyülü Kılıç. Kılıcın bıçağı Soğuk Gümüş'ten dövülmüştür. Üzerindeki Rüzgar Rünleri etkinleştirildiğinde rüzgar bıçaklarından oluşan bir fırtına oluşturur. Rünler gücünü kullanıcıdan alır."

Paul hafifçe kartı kapatırken kılıçtan direkt olarak vazgeçmişti. Kılıcın kalitesi onun Bin Şeytan Kılıcı ve Karaşafak'ından çok daha düşüktü ve üzerine işlenmiş rünlerin gücünü [Yokoluşun Fırtınası] ile direkt olarak ortaya çıkarabilirdi. Yani tamamen gereksizdi.

Yavaşça kılıçtan uzaklaştı ve bir kutunun içinde duran parlak kırmızı mücevherin önüne gelip kartı yavaşça açtı.

"Alev Ruhu Yakutu, C seviyeli Büyülü Hazine. Sürekli olarak alev manası üretir. Ancak bu alev manası kişinin gelişiminde kulanılamaz ve yalnızca simya veya tılsım işlerinde kullanılabilir."

--------------------

"Gökkuşağı Mızrağı, B seviyeli Büyülü Mızrak. Mızrağın başı Gökkuşağı Metali'nden dövülmüştür ve sapı ise Yeşimağaç odunundan yapılmıştır. Üzerinde rüzgar ve toprak rünleri bulunur. Rüzgar rünleri mızrağı hafifleştirip hızını artırırken toprak rünleri ağırlığını artırarak gücünü artırır. Rünler gücünü kulanıcıdan alır."

--------------------

"General Sabresi, C seviyeli Büyülü Sabre. Sabrenin bıçağı Kızılmetal'den dövülmüştür. Üzerinde alev rünleri bulunur. Alev rünleri kullanıldığında kılıcın sıcaklığı durmadan yükselmeye devam eder ve 200 dereceye ulaştığında durur. Rünler gücünü kabzanın hemen üzerine takılan canavar çekirdeğinden alır.

--------------------

"Günışığı Yayı, B seviyeli Büyülü Yay. Yayın gövdesi Kızılalev Ağacı'ndan yapılmıştır. Kirişi ise B seviyeli canavar Güneş Kurdu'nun tendonlarından yapılmıştır. Üzerinde alev ve rüzgar rünleri bulunmaktadır. Alev rünleri aktifleştirildiğinde ucuna takılan ok ne olursa olsun varacağı yere kadar yanmaya devam eder. Rüzgar rünleri aktifleştirildiğinde ise oklar iki katı bir hızda ilerler. Rünler gücünü kullanıcıdan alır."

--------------------

Bir süre hazineleri inceleyen Paul ilgisini çeken bir şey bulamamıştı ve morali bozulmuştu. Krallığın deposunda bile onun ilgisini çeken bir şey olmaması onun sorunu muydu yoksa hazinelerle ilgili mi bir şey vardı bilmiyordu.

Yavaşça iç çekerken gözleri bir başka yere takıldı. Orada, hazinelerin arasına üzerlerinde kartlar bulunmayan üç tahta kutu duruyordu. Bu kutular baya tozlanmış görünüyorlardı.

Yavaşça oraya ilerledi ve kutulardan birini açtı. İçinden çıkan şey ise parlak yeşil, yuvarlak bir mücevherdi.

Bu mücevherin ne olduğunu bilmiyordu ve üzerinde bir kartta yoktu. Büyük ihtimalle Kral da ne olduğunu bilmiyordu ve hazine odasına koyuvermişti.

Bilmediği bir şeyi alacak olmadığından kutuyu mücevheri kutunun içine geri koydu ve diğer bir kutuyu açtı.

İkinci kutudan çıkan şey bir parşömendi. Oldukça eski görünen bu parşömeni açtığında içinde bilmediği bir dilde yazılmış bir paragraf olduğunu gördü.

Parşömeni direkt olarak kapayıp kutusuna koydu ve üçüncü kutuyu açtı. Ve üçüncü kutunun içindeki eşyayı gördüğünde gözleri sonuna kadar açıldı.

Üçüncü kutuda, iki ucunda bir sembol ve sembollerin arasında yazıtlar olan siyah bir çubuk bulunuyordu. Bu çubuk, Paul'dekilerin eşiydi!

Paul çubuğu alıp Shiwuan'a gösterdikten sonra konuştu.

"Bunu alıyorum."

Shiwuan Paul'ün seçiminin nedenini anlamasa da başını sallayarak kabul etti. Ardından ikisi de hazine odasından ayrıldı.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44346 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr