Turnuvanın başlamasına bir gün vardı. O anda Yuzhou, tekrar çalışma alanına gidiyordu. Fakat, onu takip eden birileri vardı. Ama Yuzhou onları hissedememişti. Yuzhou'dan güçlüydüler.

"Bu o." dedi Yuzhou'yu takip edenlerden birisi. Yuzhou'yu takip edenler, bembeyaz kıyafetler içerisindeydiler ve beyaz maskeleri, eldivenleri vardı. Tenleri hiçbir şekilde görünmüyordu.

Yuzhou'yu takip eden beş kişi vardı. Bir diğer beyaz kıyafetli,

"Burada olmaz, biraz daha takip edelim." dedi. Ardından Yuzhou'yu takibe devam ettiler.

-

Yuzhou çalışma alanına geldiğinde, yere oturdu. Yere oturduğu anda, birden üzerine iki kişi atladı. Yuzhou kafasını kaldırıp baktığında, üzerine doğru gelen iki beyaz maskeli kişinin olduğunu gördü.

(Yine bir numara, iki numara... beş numara diyeceğim.)

Yuzhou'nun üzerine atlayanlar bir ve iki numaraydılar. İkisinin elinde kılıç vardı. Kılıçlarını kaldırdılar ve düşecekleri anda Yuzhou'ya yukarıdan aşağı hızlı bir saldırı yaptılar. Fakat Yuzhou kollarını gerçek buz ile kaplayıp kılıçları engelledi.

Fakat iki beyaz maskelinin savaş tecrübesi ve güçleri Yuzhou'dan daha yüksekti. İkisi de, hızla kılıçlarını kaldırıp bir saldırı daha yaptılar. İkisinin dövüş uyumu iyiydi. Eğer Yuzhou bir numaranın saldırısından kaçınırsa, iki numaranın saldırısı ona gelecekti. Ya da tam tersi, iki numaranın saldırısından kaçarsa, bir numaranın saldırısı ona gelecekti.

O anda Yuzhou arkasında bir aura hisseti. Büyük ihtimal bir ve iki numara onu arkaya zıplatmaya çalışıyordu. Arkada onu bekleyen birisi vardı. Fakat Yuzhou, gerçek buzla kaplı elleri ile kılıçları tuttu. 

Kılıçları tutunca, arkasından birisinin yaklaştığını hisseti. Göz ucuyla arkasına baktığında saldıranın bir mızrak kullanıcısı olduğunu anladı.

Mızrak kullanıcısı, kendisini rüzgar elementi ile güçlendirmişti. Hızlı bir saldırı yaptı. Yuzhou o anda eğildi ve saldırı Yuzhou'nun üstünden geçti. 

Yuzhou bir ve iki numaranın kılıçlarını bırakıp arkasındaki mızrak kullanıcısı, yani üç numaraya atladı. Elinde mavi bir kılıç belirdi ve üç numaraya o kılıcı sapladı. Üç numara Yuzhou'nun hemen arkasında olduğu için, ve Yuzhou hızlı olduğu için bu saldırıdan kaçınamadı. 

Yuzhou üç numaranın karnına kılıcını sapladıktan sonra, arkasından bir saldırı daha geldiğini hisseti. Bir numara tekrar saldırıyordu.

Yuzhou, kılıcını üç numaranın vücudundan çapraza doğru çıkarıp hızla arkasını döndü ve bir numaranın saldırısını engelledi. Üç numaranın sağ omzunu kılıcı çıkarırken ikiye bölmüştü ve üzerine kanlar sıçramıştı.

Bir numaranın saldırısını engelledikten sonra, bir numara eğildi ve arkasından iki numara saldırdı. Dört ve beş numaralar da Yuzhou'nun sağından ve solundan saldırıyordu.

Yuzhou arkaya doğru sıçradı.

Beyaz maskeliler şaşırmıştı. Çünkü o anda önünden, sağından ve solundan saldırı geliyordu. O anda arkasını düşünmesi çocuğun bir dahi olduğunun kanıtıydı.

Yuzhou, bir toprak tekniği deneyecekti.

"Toprak Dalgası!"

Birden, yer dalgalanmaya başladı. Sanki deniz dalgalanıyormuş gibi, toprak dalgalanıyordu. O anda maskeliler şaşırdı.

Toprak Dalgası tekniğinin bu kadar güçlü olmaması gerekiyordu. Fakat Yuzhou'nun toprak manası özeldi, bu yüzden çok daha güçlüydü.

Toprak dalgalanırken, herkesin dikkati dağılmışken Yuzhou ona en yakın kişiyi, dört numaraya bir saldırı yaptı fakat dört numara saldırıyı engellemeyi başardı.

Bir numara bir saldırı daha yaptı, fakat Yuzhou,

"Karanlık Alevler!" 

ile bir numarayı yaktı.

Geriye üç kişi kalmıştı. Yuzhou karanlık alevleri kullanarak dövüşü hemen bitirebilirdi. Fakat kendisi dövüşmek istediği için karanlık alevleri zor durumda kalmadığında kullanmayacaktı. Yuzhou karanlık alevleri kullandığında toprak dalgalanması durdu.

Bir numara yanarken, herkes o anda geriye çekildi. Karanlık alevleri daha önce kimse görmemişti. Fakat birkaç saniye içerisinde bir numarayı küle dönüştürdü. Bu yüzden tekniğin gücünü anladılar ve geriye çekildiler.

Geriye iki, dört ve beş numara kalmıştı.

Yuzhou onlara baktı. İki numara, elini maskesine götürdü ve

"O tekniği kullanacağım, en az birkaç saniye oyalayabiliyor olmalıyım. O anda işini bitirin." dedi.

Yuzhou ne olduğunu anlamadı, iki numara eli ile maskesini çıkardıktan sonra, kahverengi saçlı, mavi gözlü birisi göründü. Mavi gözleri parladı.

O anda Yuzhou'nun arkasından bir ağaç çıktı.

Yuzhou ağaca baktığında, bir teknik olduğunu anladı. Birkaç saniye içerisinde oldukça büyük ve uzun bir ağaç büyümüştü.

Yuzhou haraket etmeye çalıştığında, ayaklarının ağacın dalları tarafından sarıldığını gördü.

Yuzhou'nun kolları ve vücudu da sarıldı. Fakat, Yuzhou o anda anladı. İki numara dışındakiler kaybolmuştu. Auraları hissedilmiyordu ve iki numara haraket etmiyordu.

Bu, Yuzhou'nun Hipnoz tekniğine benziyordu. Yuzhou nasıl kurtulacağını bilmiyordu. Fakat onun tekniği kendi dünyasında ne kadar zaman geçerse geçsin, gerçek dünyada bir saniye sürüyordu.

Fakat bu büyük ihtimal öyle bir şey değildi. Çünkü, İki numara tekniği kullanmadan önce,

"O tekniği kullanacağım, en az birkaç saniye oyalayabiliyor olmalıyım. O anda işini bitirin." demişti.

Yani bu teknik gerçek dünyada da birkaç saniye sürüyordu. Ve sadece tutmak için işe yarıyordu, Yuzhou'ya hiçbir zarar veremezdi.

Yuzhou o anda iki numaraya baktı. Teknikten nasıl kurtulacağını düşünürken, aklına bir fikir geldi. İşe yarar mıydı bilmiyordu ama denemeliydi.

Yuzhou'nun da gözleri parladı. İki numaraya kendi hipnoz tekniğini uygulayıp orada zarar verdi. Daha sonra tekniği bozduğunda, gerçek dünyada olduğunu anladı.

Dört ve beş tam saldırılarını yapmıştı,bir saniye daha geçse Yuzhou bu saldırılar tarafından öldürülecekti.

Fakat Yuzhou son anda elleri ile saldırıları tuttuktan sonra, kara alevleri kullanarak dört ve beşi yaktı.

Daha sonra iki numaranın yanına gitti. Ona bakarken, 

"Yakında hepinizi öldüreceğim, yoksa ileride daha çok sorun çıkartırsınız." dedi ve iki numarayı da yaktı.

Daha sonra tüm karanlık alevleri geri özümsedi. Handaki odasına doğru ilerledi. Çalışmak istemiyordu, turnuva gününe kadar dinlenecekti.